Muhammed b. Resul al - hüseyni el berzenci
MUHAMMED B. RESUL AL - HÜSEYNİ EL BERZENCİ
Büyük alametlerin ilki, Mehdi'nin gelmesidir... Bu hususta varid olan hadisler, çeşitli rivayetlerde olmasına rağmen pek çoktur.
Muhammed b. Hasan El-Esnevi (Menakibiş-Şafii) eserinde der ki; Mehdi hususunda, Resulullah (SAV)'den nakl edilen haberler tevatür halini almıştır... O'nun, ehli beytinden olacağı haber verilmiştir...
Birinci safha: İsmi-soyu-doğumu-hilyesi-ona tabi olanlar -ondan yüz çevirenler
İsmi
Rivayetlerin çoğunda onun ismi 'Muhammed' olarak geçer; bazı rivayetlerde ise, 'Ahmed' diye anlatılır... Babasının adı 'Abdullah' dır...
Ebu Davud ile Tirmizi'nin İbni Mes'ut (RA) dan nakl ettiklerine göre, Allah'ın Resulü (SAV) şöyle buyurmuştur; 'Onun ismi ismime, babasının ismi de (babamın ismine) muvafık olacaktır'...
Lakabı
Onun lakabı 'Mehdi'dir... Çünkü Allah onu doğruya hidayet etmiştir... Aynı zamanda 'Cabir'dir... Çünkü O, Muhammed Ümmetinin münkesir kalplerini tedavi edecektir... Veyahut O, zalim ve cebbar kimseleri mağlup edip kahredecektir...
Soyu
O, Peygamber (SAV)'in ehli beytindendir... Çokca varit olan, gerçek rivayetlere göre Onun bilhassa Fatıma neslinden olduğu açıklanmaktadır... Bazı rivayetlerde Abbas oğullarından olduğu ileri sürülmektedir...
Sonra Fatıma neslinden olduğu rivayetlerde değişik olarak varit olmuştur: Bazı rivayetler onun Hasan (RA) evladından olduğunu söylerken; diğer rivayetlerde Hüseyin (RA) oğullarından olduğunu ileri sürmüştür... Fatıma'nın nesli en çok Hasanla Hüseyin (R. Anhüma) den meydana geldiği için, bu konudaki rivayetler böyle çeşitli olmuştur.
Abbas oğulları hakkında da rivayetler çeşidi böyledir. Ancak, Abbas oğullarından (Mehdi) adını taşıyan biri bulunmuştur... Mehdi'den evvel Mansur gelmiştir...
Biat edilmesi
Ona Mekke'de Haceri Esvedle makamı İbrahim arasında Aşure gecesi biat edilecektir.
Hicreti
O, Kudüsü Şerife hicret edecektir. Bu hicretten sonra Medine tahrip edilip vahşilerin sığınağı olacaktır. Beyti Makdis'in imarı Medine'nin tahribi hakkında hadisler varit olmuştur.
Hilyesi
'O, açık alınlı, küçük burunlu, iri gözlü dişleri parlak ve seyrek bir kişidir. Sağ yanağında, inciyi andıran, bir yıldız gibi yüzünü aydınlatan bir işaret vardır. Sakalı sık, omzunda Peygamber (SAV)'in nişanı vardır. Uylukları uzundur, rengi arap rengidir. Dilinde ağırlık vardır. Yavaş ve ağır konuştuğu zaman sağ elini sol dizine vurur. Kırk yaşındadır. Diğer bir rivayete göre otuz ila kırk yaş arasındadır. Allah'a karşı son derece boyun eğicidir, üzerinde iki pamuk abası vardır. Ahlak bakımından Peygamber (SAV)'e benzer. Esmerdir. Orta boyludur. Kaşı kavislidir.
Sireti
Peygamber (SAV)'in yolunda gidecek. Uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. İhya etmedik sünnet; kaldırmadık bid'at bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber (SAV) gibi dinin icablarını yerine getirecektir. Zülkarneyn ve Süleyman gibi bütün dünyaya hakim olacaktır. Salibi (Haçı) kıracak (haça tapınmayı kaldıracak), domuzu öldürecektir (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek). Müslümanlara bütün herşeyi geri verecektir. Yeryüzü, zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır. Her şeyi hak ve adalet ölçüleriyle eşit bir halde taksim edecektir.
Böylece yer ve gök sakinleri ondan razı oldukları gibi, havadaki kuşlar, ormandaki yırtıcı hayvanlar, denizdeki balıklar bile memnunluk duyacaklardır. Ümmeti Muhammed'den (SAV) memnun olmadık hiç kimse kalmayacaktır. Hatta, 'ihtiyacı olan yok mu?' diye tellal bağırtacak; 'İhtiyacımız yoktur' cevabı verilecektir. Ancak bir adam gelip 'benim ihtiyacım var' diyecek; bunun üzerine Mehdi ona:
'Haydi git Hazin, istediğini versin' emrini verecek. Adam gelip Hazin'e durumu anlatacak o da:
'Aç kucağını' diyecek. Kucağını açıp Hazin ona bol miktarda ihsanda bulununca adam tam bir pişmanlık içinde: 'Muhammed Ümmetinin (SAV) en gözü doymayan kişisi benim!' deyip, Hazin'den aldığını geri vermek isteyecek. Fakat Hazin 'biz verdiğimizi geri almayız!' diyecek. Hülasa iyi-kötü bütün insanlar, onun zamanında görülmemiş nimete boğulacak. Gökten bolca rahmet yağacak, yerlerde bereket artacak; bütün defineleri bulacak.
Bütün ülkeler ona kapılarını açacaklar. Hint kralları ona boyun eğip, tüm hazinelerini Beyti Makdis'e verecekler. Her taraftan, arıların kovanlarına gelip sığındığı gibi, ona gelip sığınacaklar. İnsanlara, ilkin de olduğu gibi gökten, üçbin melek inip, muhaliflerinin yüzüne ve arkasına darbeyi indirecek. (Yani üçbin melekle yardım görecekler) Meleklerin başında Cebrail (AS) sonunda Mikail (AS) bulunacak.
Onun zamanında kurtla koyun bir arada otlayacak, çocuklar yılan ve akreple oynaşacak, insanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak. Tefecilik, veba, zina, içki gibi fenalıklar kalkacak. Ömürler uzayacak emanetler yerine teslim edilecek. Kötüler helak olacak. Ehli Beyt'e buğz eden bir fert kalmayacak. İnsanlar arasında sözü sevilecek. Allah (c.c.) O'nun sayesinde kör fitneyi söndürecek. Yeryüzünde emniyet ve sükun hakim olacak. Hatta bir kadın, beş kadınla birlikte aralarında hiçbir erkek olmadığı halde serbestçe korkusuz Hacca gidebilecek.
İsa (AS) 'nın da bunlardan bazılarını icra etmesi buna mani değildir. Çünkü her birerleri aynı şeyi yapabilirler. Aynı zamanda gelmeleri de muhtemeldir. Bu husutaki izahat ileride gelecektir.
İkinci Safha
Onu bize tanıtacak alametler ve gelmesinin yaklaştığını gösterecek olan işaretler...
Alametlere gelince;
Beraberinde Allah Resulü (SAV)nün gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. O sancak ki, Peygamber (SAV)'in vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır. Mehdi'nin zuhuruna kadar da hiç açılmayacaktır. Sancağında 'El Biat'u Lillah', Allah için biat ibaresi yazılı olacaktır.
Başında bir sarık bulunacak, bu sarığın içinden bir adam çıkıp Mehdi'yi göstererek şöyle haykıracak: 'İşte Allah'ın halifesi Mehdi! Ona uyunuz!'
O, kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek.
Ondan mucize isteyecekler; o da havada uçan bir kuşa işaret edip hemen eline düşecek.
Gökten şöyle bir ses duyulacak: 'Ey insanlar artık Allah Cebbarları, Münafık ve yardımcılarını sizden uzaklaştırdı. Ümmeti Muhammed (SAV)'in en hayırlısını başınıza getirdi. Mekke'de ona katılın, O Mehdi'dir! İsmi de Ahmet B. Abdullah'tır. Diğer bir rivayet: 'Size Muhammmed ümmetinin en hayırlısı olan Cabir'i tayin etti. Mekke'de ona yetişin, O Mehdidir. İsmi Muhammed B. Abdullahtır!
Yer altın plakları gibi ciğer parelerini dışarıya atacak. İnsanların kalpleri zenginleşecek. Yeryüzü bereketle dolacak. Kabe'nin altından define çıkacak. Bunu Allah yolunda dağıtacak. Antakya veya Taberiye gölünden 'Tabut es-Sekine' çıkarılacak. Omuzlanıp Beyti Makdis'te onun önüne konulacak. Yahudiler onu görünce birazı müstesna Müslüman olacaklar. İsrailoğulları'na deniz ikiye bölündüğü gibi, ona da bölünecek. Arasından rahatlıkla geçip gidecek. Horasan'dan siyah bayraklarla insanlar gelip ona biat edecekler. Meryem oğlu İsa (AS) ile buluşacak, İsa onun arkasında namaz kılacak. Üzerinde Peygamber'in alameti bulunacak.
Gelmesinin Yaklaştığını Gösterecek İşaretler
Fırat nehri yarılacak altından bir dağdan altın dökülecek.
Ramazanın ilk gecesinde Ay, onbeşinci gecesinde güneş tutulacak. Dünya kurulduğu günden bu yana görülmemiş bir şekilde vaki olacak bu tutulma olayı, Ramazan ayında iki kere ay tutulacak.
Her tarafı aydınlatan kuyruklu yıldız doğacak, doğudan üç veya yedi gün ardı ardına.
Büyük bir ateş zuhur edecek, gökte karanlık görülecek, gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak. Yeryüzünün duyup anlayabileceği bir dille nida edilecek...
Şam'da 'Harista' denilen bir köy yerle bir olacak. Gökten Mehdi ismiyle çağılacak, doğu ve batıda bulunan herkes bu sesi duyacak! Uyuyan uyanacak, ayakta olan oturacak, oturan ayakları üzerine dikilecek.
Şevval ayında ayaklanma, Zilkadede harb konuşmaları, Zilhiccede ise harb vaki olacak. Hacılar soyulacak, kanları (Cemretül Akabe) üzerine akacak. Bu saydıklarımızın bazıları vaki olmuştur.
Anlaşmazlıklar ve sık sık depremler vaki olacak. Gökten gelen bir ses şöyle diyecek: 'Kulağınızı açın! Gerçek, Muhammedin ehlindendir' Yerden biri şöyle seslenecek: 'Hak İsa (AS) ile Abbas ehlindendir. ' Birincisi meleğin ikincisi ise Şeytanın haykırışı olarak tezahür edecektir.
Fırat altından bir dağdan altın çıkacak. (Kıyamet Alametleri, s. 166)
Mehdi havada uçan bir kuşa parmağıyla işaret edecek, kuş avcunun içine düşecek... Kupkuru bir kamış çöpünü kuru toprağa dikecek, anında yeşerecek...
(Kıyamet Alametleri, s. 173)
Mehdi işi çok sıkı tutacak... (Kıyamet Alametleri, s. 175)
Sonra Allah Konstantiniyye (İstanbul'u) çok sevdiği dostlarının eliyle feth edecek. Onlardan hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak, sonra çok geçmeden Hz. İsa inecek, Deccalle mücadele edecek." Bu hadisi çok uzun olarak İmam Suyuti (Cami-i Kebir'nde) serd etmeştir.
"Ikdud-durer" de şöyle der: "
Konstantiniyyenin yedi suru vardır. Beher sur yirmibir arşındır. Ve onda yüz kapı vardır. Şehri takip eden son surun genişliği on arşındır. O Rum denizine dökülen haliç üzerine kurulmuştur. Denizi Rum illerine ve Endülüs'e doğru uzanır gider.
Mehdi sabah namazına abdest almak için denizin yanında sancağı dikecek, su ondan uzaklaşacak. Ve açılan yoldan geçip insanlara şöyle haykıracak: "Ey insanlar haydi sizde geçiniz. Cenab'ı Hak İsrail oğullarına olduğu gibi size de denizi ikiye ayırdı." Onlar da geçecekler. Tekbirler getirecekler bu defa sarsıntı biraz daha şiddetli olacak. Üçüncü tekbir getirişlerinde on iki burç yerle bir olacak. Oradan doğru şehre girecekler...
(Kıyamet Alametleri, s. 181)
...Peygamber'den nakledilmiştir: "Dünyaya iki mümin, iki kafir hakim olmuştur. Müminler: Zülkarneyn, Süleyman Aleyhisselam kafirler ise: Nemrud, Buhtu Nasr'dir. "Dünyaya Ehli Beyt'imden beşincisi olan Mehdi de hakim olacaktır." İbni Merdüveyh İbni Abbas'dan naklediyor: "Eshabı kehf Mehdi'nin yardımcılardır. Ülemaya göre onların bu zamana kadar kalmaları Muhammed Ümmetimden olmak şerefine nail olmaları içindir."
Tenbih:
Muhtelif rivayetlerde Peygamberimiz'den şöyle nakledilmiştir: "Büyük harb, Konstantiniyyenin fethi, Deccal'in çıkması yedi ay içinde olacaktır." Diğer bir rivayette, bu "Yedi sene" olarak geçmektedir. Ebu Davud'a göre "Yedi yıl" rivayeti "yedi ay" rivayetinden daha doğrudur. (Kıyamet Alametleri, s. 182-183)
Diğer bir tenbih:
Mehdi'nin hakimiyeti süresi hususunda çeşitli rivayetler vardır. Bazı rivayetlerde bu süre beş yahut yedi ve yahut da dokuz sene olarak geçmektedir. Bazılarından ise sadece yedi, diğer bir kısım rivayetlerde ise dokuz, başka bir rivayette: Az olursa beş, çok olursa dokuz; bazı rivayette on dokuz yıl ve bir kaç ay, bazısında yirmi, bazısında yirmi dört, bazısında otuz, bazısında kırk yıl olarak geçmektedir." Bu kırk yılın dokuzunu Rumlar ile sulh içinde geçirmiştir. İbni Hacer (Elkavlül Muhtasar) adlı eserinde der ki:
"
Bu rivayetlerin hepsi zuhuru ve gücü itibarıyla doğru olabilir." Evet İbni Hacer'in bu sözünü bir kaç yönden teyid edebiliriz. Birincisi Peygamber ümmetini bilhassa Ehli Beytini bir çok şeyle müjdelemiştir. Onların her türlü zulüm ve işkencelerinden kurtarılacaklarını anlatmıştır. Bu da ancak uzun bir müddet yapılacak olan adalete bağlıdır. Yedi ve dokuz sene gibi kısa bir süre ise buna kafi değildir. İkincisi,
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ile Süleyman gibi bütün dünyaya hükmedecek. Diğer ülkelerde mescitler, binalar kuracaklar, dokuz sene gibi az bir müddet yapacak olduğu cihad ve diğer işlere yetmez.
Üçüncüsü, onun zamanında ömürler uzayacak. Ömürlerin uzaması, onun da uzun ömürlü olmasını gerektirir. Aksi halde ömürlerin uzamasının bir anlamı kalmaz.
Bilindiği gibi İsa (AS) nazil olacak ve Deccalı etkisiz hale getirecek. Şurası da bir gerçektir ki, İsa Mehdi'den hakimiyeti almayacak; çünkü liderler Kureyş'dendir. Madem insanlar arasında bu ikisi mevcut olacak, öyleyse İsa (AS) onun Emiri değil de Veziri olacaktır. Bu sebepledir ki Mehdi'nin arkasında namaz kılacak ve ona tabi olacaktır. Nitekim, Müslim'de Cabir'den varid olan şu hadis buna delalet etmektedir: Namaz da teehhur etttiği zaman İsa ona şöyle diyecektir: Bazınız bazılarınıza Allah bu Ümmete ikramda bulunduğu için emirlerdir. Bazı rivayetlerde varid olan: "Mehdi insanlara yalnız o namazı kıldıracaktır, ondan sonra İmam İsa olacaktır" sözü, buna mani değildir. Çünkü Onun imam ve emirliği sabit olduktan sonra, Onu İsa'yı namaza imam olarak tayin etmesi mümkündür. Çünkü Onun efdaliyeti hilafetine cevaz vardır; hele fadıl, Kureyş'in gayrisinden olursa!"
(Kıyamet Alametleri, s. 185)
...Peygamber'in şu mübarek hadisi bakınız buna ne güzel ışık tutmaktadır:
"Size Meryem'in oğlu gayet adil bir hakem olarak geldiği, imamınız da sizden olduğu bir zaman haliniz acaba nice olur?" "İmamınız sizden olduğu..." sözü, "Adil bir hakem" sözünün İmamet anlamına geleceği vehmini ortadan kaldırmıştır. Çünkü
İsa Aleyhisselam geldiği zaman Muhammed'in şeriatına tabi olacaktır. Buradaki İmametten murat, namaz İmameti değildir. Tevfik Allah'tan...
(Kıyamet Alametleri, s. 186) Muhammed B. Resul Al - Hüseyni El Berzenci "Kıyamet Alametleri" Pamuk Yanıları, Trc. Naim Erdoğan)