MURATS44
Özel Üye
“CİN” adı geçtiği zaman, genelde hepimizin içine düştüğü büyük bir yanılgı vardır!.. Hemen aklımıza, kısa boylu, ayakları ters, kulakları uzunca, gözbebekleri dikine, seri hareket edebilen, her kılıkta görünebilen varlıklar gelir… Ya da beyninde belirli bozuklukları olan kişilerin görmüş olduğu halusünasyonlar.
Kuran-ı Kerim’de bildirildiği gibi cinler dumansız ateşten yaratılmıştır. Diğer bir deyişle bir enerji birikimidir. Yani şöyle tanımlayabiliriz.
Cinler hacmi ve kütlesi olmayan, bu alemde bir başka boyutta bulunan (yaşayan) varlıklardır.
‘BEN O CİNLERİ DE İNSANLARI DA ANCAK BANA KULLUK ETSİNLER DİYE YARATTIM.’ (Zâriyet surêsi ayêt: 56) Diyor ayeti-i Kerimin mealinde.
Bu arada cinlerin ilk atasının CANN isminde bir varlık olduğunu yine Kuran dan öğreniyoruz. ’CANN IDA YALIN BİR ATEŞTEN YARATTI’ (Rahman suresi ayet: 15)
Yine Kuran’ın bir çok Ayetinde Cinlerin; Ateş halinde bulunan dünyanın içine, merkezine kadar inmek, göklerde ışık hızında gezinmek ve benzeri işler yapabilmek için zorlanmadıkları anlatılıyor. Ama Dünya ve çevresinden ayrılamadıklarını da Kurandan öğreniyoruz.
Allah’ın cinleri yarattığını hepimiz biliyoruz.Bizlerin onlardan üstün olduğumuzu da biliyoruz.
Genelde insanları bilinç altına girerek etkilerler. Cinlerin daha önceki bölümlerde de bahsettiğimiz gibi mantıkları yoktur. Değerlendirme yapamazlar. Sadece verilen görevleri yaparlar. İnsanlar gibi üstün duygu hisleri yoktur.Akıllarını tam olarak kullanamazlar. En iyi özellikleri çok hızlı hareket etme kabiliyetleri ve istedikleri insan ve nesnenin şekline girebilmeleridir.
Onlarda insanlar gibi ,yemek yerler, içerler, sarhoşu, uyuşturucu bağımlılıkları olanları, spor yapanları vardır. Nasıl insanlar yaşıyorsa, onlarında aynı şekilde yaşamlarını sürdürmeleri mümkündür.
Onlar da dünyadadırlar. Bizim bu dünyayı kullandığımız gibi onlar da bu dünyayı kullanırlar. Genelde düşünce yapıları ve inanışlarına göre yaşamları vardır. Gruplar halinde yaşarlar, kabileleri vardır. Kimi zaman onlarla bilmeden iç içe yaşarız, eski zamandan günümüze gelen bir çok tabir, bunlarla iç içe yaşamamızdan kaynaklanmaktadır.
Mesela ; karanlıkta yada yağmurlu bir havada destursuz yere basmamak, gece tırnak kesmemek, ıslık çalmamak, gibi.
Onlarında değişik yapıda olanları vardır. Kimileri evlerin banyolarında, samanlıklarda, helalarda, pisliğin içinde yaşayanlarla, odalarda, salonda, temiz yerlerde yaşayanlar da vardır.
Kabileleri 1 kabile 2 kabile 3 kabile diye sıralamak mümkündür.
Kendilerine ait şehirleri vardır. Köyleri vardır. Kısacası yaşantıları insanlarla benzerlik arz eder.
İyileri korkutmamak için insanlara pek fazla gözükmezler. Kötüleri de bir büyü sonucu yada onlara zarar verecek bir harekette korkutmak için size gözükebilirler. Bir yerlerden ses gelmesi, gece yatarken kapı çalması, ışıkların yanıp sönmesi, çeşmeden su akma sesinin gelmesi gibi buna benzer tepkiler gösterebilirler.
Sonuç olarak insanları öldürmek gibi bir hareket içinde olamazlar. Allah onlara bu izni vermemiştir.
Cinlerin daha üst kademelerine hüddam, ifrit gibi değişik isimlerde rütbeleri vardır. Bir bina yüksekliğinde daha büyüğü, kanatlısı,çift başlısı, yılan kafalısı gibi değişik şekillerde görmek mümkündür.
İnsanlara zarar vermeleri bir büyü sonucunda olur demiştik. O zaman bu durumda gösterecekleri etki yapılan büyünün durumuna bağlıdır. Müslüman bir cin, insana zarar vermez. Hayır işlerinde kullanılırlar, görev alırlar, zararsızlardır. Kendilerine zarar verildiğinde, rüyalarda neden zarar verildiğine dair hatırlatmalar yaparlar vede sizi korkutmadan olayı anlatmaya çalışırlar. Eğer anlamadığınız taktirde, en son yol olarak korkutarak anlatmaya başlarlar. Nedeni de, burada sizlerin ihmalciliğinizden kaynaklanmaktadır. Zamanında yapılan uyarıları dikkate almayıp yaparız gibi niyetlerde bulunmanızdan dolayıdır.
Evet bu bedensiz varlıklar gerçekte vardır. Onlarla bizim aramızda bir enerji yoğunluğu farklılığı vardır, bu yüzden onları göremeyiz fakat onlar bizleri görebilirler. Hareket kabiliyetleri çok fazladır, istedikleri şekilde bazı insanlara gözükebilirler ;onlar da bizim gibi inaçları olan (Müslüman, Hıristiyan, şeytana ve ateşe tapan vs. )kabileler guruplar şeklinde yaşarlar. Yerler, içerler, ibadet ederler. İnançsızları, alkolikleri, cinsel sapıklıkları olanlar vardır; düşünün ki insanın emrinde olan her şeyden onlarda nasibini almaktadır. İnsan olarak onlardan farkımız üstünlüğümüz irademizdir, mantığımızdır:burası çok önemli dikkat edilmesi lazım iradeye. Genelde insanları bilinç altına girerek etkilerler.
Kötü cinler ağaç altlarını, çöp kutularını, pisliğin olduğu yerleri, eğlence mekanlarını çok severler. Eskilerin dediği gibi destursuz geçmeyin, gece tırnak kesmeyin gibi bazı kelimeleri mutlaka duymuşunuzdur, bunlar birer anlama işaret eder genelde karanlık yerlerde gezerken yere tükürmemeye ve de elinizdeki çöpü yerlere atmamanızda fayda vardır.
Cinlerde kabileler vardır 3 kabile ye mensup 7 kabileye mensup diye her kabile bir farklı görevi vardır en kötüleri ise şeytana tapanlardır amaçları devamlı suretle kötülük
Bazı insanlara musallat olurlar onların başka karşı bir cinsle evlenmelerine izin vermezler kendileriyle cinsel ilişkiye zorlarlar zarar vermek isterlerse verebilirler fakat bunların şartları vardır .
Bazı zamanlar insanların rüya aleminde korkuturlar karabasanı buna bir örnek vermemiz mümkündür.ekil olarak en tehlikeli bazı insanlarında gördüğü yedi cücelere benziyen şekilde olanlar genelde uçan cinsi olup evlerde perde kenarlarında gözükürler ,hayvan şeklinde yılan olarak gözükenlerde tehlikeli olanlara örnek verebiliriz.
Özetle Cinlerin kalbi, gözü, kulağı, aklı, zekası, vardır. Kendilerinden gayrıya gizliler, ama birlikte yaşıyorlar. Nefisleri vardır, İsimleri vardır, beslenirler ve çok uzun yaşa salarda onlarda ölüyorlar diyebiliriz.
Cinlerin yaradılışı insanlardan öncedir. Bildiğimiz Şeytan lanetlenmeden önce cinlerin ileri gelenlerinden biriydi. Allah-ı Teala'nın emrine karşı gelen Şeytan sonsuza dek lanetlendi.
Şimdi diyeceksiniz ki madem bir başka boyut söz konusu cinler insanlara nasıl zarar verebiliyorlar? Evet haklısınız. Ancak bazı durumlarda bu boyutların kapısı açılıyor.
- Aşırı korkuyla
- Aşırı sevinçle
- Cin ve Ruh daveti yapmakla
- Mistizmi yanlış kullanmakla
- Başkalarının size büyü yapmalarıyla
Halk dilinde sara denilen hastalık, uyur gezerlik, zamanlı zamansız bayılmalar, Uykuda kabus görmek, sıçramak ve konuşmak, Yel de denilen vücutta gezen ağrılar, Sebepsiz asabiyet, hırçınlık, Ve daha birçok rahatsızlıklar, Tıbbın çaresiz kaldığı bütün hastalıklar cinlerin eseridir.