MURATS44
Özel Üye
Hıristiyanlığın kutsal metinleri olan İncil'lerde ve Pavlus'un Mektupları'nda cinlere geniş yer veriliyor. Yakup'un Mektubu'nda yer alan bir metinde. "Sen Allah'ın bir olduğuna inanıyorsun, iyi ediyorsun, cinler de inanıyorlar ve titriyorlar. Fakat ey boş adam. İmanın ameller olmadan faydasız olduğunu bilmek ister misin?' deniliyor. Hz.İsa, peygamberliğinin bir alameti olarak deli ve mecnunlardan cinleri kovup iyileştirmiştir. Matta İncili'nde Hz.İsa'nın bu özelliğinden bahsedildiği gibi, Luka ve Markos İncili'nde Hz. İsa'nın Medelli Meryem adlı kadından yedi tane Cin çıkararak onu iyileştirdiği kaydediliyor.
Batı Kültüründe cinlerin genellikle kötü olduğuna ya da cadılar gibi başka kötü güçlerle işbirliği yaptığına inanılıyor. Kimi inanışlara göre cadıların şeytandan ya da başka bir cadıdan yardıma olarak yanında bulundurduğu cinler vardır. Bunlar kurbağa, köpek, böcek gibi küçük bir hayvan görünümündedirler. Bazen de çeşitli türlerin karışımı olan düşsel yaratıklar biçiminde tasvir edilirler.
Bu gibi cinlerin cadıların gövdesinde ki siğil ve erbeni gibi kabartılardan kan emerek yaşadığına inanıldığı için. 15 ve 1?. yüzyıllarda Avrupa'da bulunan cadı mahkemelerinde yargılanan suçlu kadınların bedenlerinde bu türden kabartıların bulunması onların suçlu görülmesi için yeterliydi. Çin. Japon, Slav. Sümer, Asur. Hint basta olmak üzere bütün toplumlarda cinler farklı isimlerle anılarak geniş şekilde yer almaktadır, Cinler Asur ve Babil dininde, iyilik veya kötülük yapan yarı insan yan hayvan yaratıklardır. Asur kabartmalarında insan vücudu kuş başlı ve kanatlı veya boğa vücutlu ve insan başlı resimler görülür, İslam öncesi Arap toplumu da, bazı taş ve ağaçlarla, kuyu. mağara ve benzeri yerlerde insan hayatına tesir eden varlıklara inanıyordu. Dahası cinleri yeryüzünde oturan ilahlar olarak kabul ediyor ve meydana gelen pek çok olayı onların yaptıklarını düşünüyorlardı.
Kurân-ı Kerim'in Saffat Suresinin 158. ayeti'nde Kureyşlilerin cinlerle Allah arasında soy bağı olduğunu ileri sürdükleri, El-Erıam suresinin 100. ayeti'nde cinleri Allah'a ortak koştukları, Sebe Suresi'nin 41. ayeti'nde ise cinlere taptıkları bildirilmektedir, cahiliye Arapları cinlerin kabile ve gruplar halinde yaşadıklarına, birbirleriyle savaştıklarına, fırtına gibi bazı tabiat olaylarını oluşturduklarına, insanları öldürüp kaçırdıklarına, bazı cinlerin ise insanlara yardım ettiklerine inanıyorlardı. Cahiliyye inanışında çeşitli hayvanların suretlerine girebilen cinlerin, kuytu ve karanlık yerlerde yaşadıkları ve yiyip içebildikleri, ayrıca insanlara bulaşan çeşitli hastalıklar getirdiklerine inanılıyordu. Yine bu inanışa göre deliler de cinlerin musallat olduğu kişilerdi.
Batı Kültüründe cinlerin genellikle kötü olduğuna ya da cadılar gibi başka kötü güçlerle işbirliği yaptığına inanılıyor. Kimi inanışlara göre cadıların şeytandan ya da başka bir cadıdan yardıma olarak yanında bulundurduğu cinler vardır. Bunlar kurbağa, köpek, böcek gibi küçük bir hayvan görünümündedirler. Bazen de çeşitli türlerin karışımı olan düşsel yaratıklar biçiminde tasvir edilirler.
Bu gibi cinlerin cadıların gövdesinde ki siğil ve erbeni gibi kabartılardan kan emerek yaşadığına inanıldığı için. 15 ve 1?. yüzyıllarda Avrupa'da bulunan cadı mahkemelerinde yargılanan suçlu kadınların bedenlerinde bu türden kabartıların bulunması onların suçlu görülmesi için yeterliydi. Çin. Japon, Slav. Sümer, Asur. Hint basta olmak üzere bütün toplumlarda cinler farklı isimlerle anılarak geniş şekilde yer almaktadır, Cinler Asur ve Babil dininde, iyilik veya kötülük yapan yarı insan yan hayvan yaratıklardır. Asur kabartmalarında insan vücudu kuş başlı ve kanatlı veya boğa vücutlu ve insan başlı resimler görülür, İslam öncesi Arap toplumu da, bazı taş ve ağaçlarla, kuyu. mağara ve benzeri yerlerde insan hayatına tesir eden varlıklara inanıyordu. Dahası cinleri yeryüzünde oturan ilahlar olarak kabul ediyor ve meydana gelen pek çok olayı onların yaptıklarını düşünüyorlardı.
Kurân-ı Kerim'in Saffat Suresinin 158. ayeti'nde Kureyşlilerin cinlerle Allah arasında soy bağı olduğunu ileri sürdükleri, El-Erıam suresinin 100. ayeti'nde cinleri Allah'a ortak koştukları, Sebe Suresi'nin 41. ayeti'nde ise cinlere taptıkları bildirilmektedir, cahiliye Arapları cinlerin kabile ve gruplar halinde yaşadıklarına, birbirleriyle savaştıklarına, fırtına gibi bazı tabiat olaylarını oluşturduklarına, insanları öldürüp kaçırdıklarına, bazı cinlerin ise insanlara yardım ettiklerine inanıyorlardı. Cahiliyye inanışında çeşitli hayvanların suretlerine girebilen cinlerin, kuytu ve karanlık yerlerde yaşadıkları ve yiyip içebildikleri, ayrıca insanlara bulaşan çeşitli hastalıklar getirdiklerine inanılıyordu. Yine bu inanışa göre deliler de cinlerin musallat olduğu kişilerdi.
Moderatör tarafında düzenlendi: