MURATS44
Özel Üye
Metatron, Musevilikle ilgili bir kavramdır. Yahudi mistisizmi Kabala’nın en önemli eserlerinden olan Zohar, Metatron’un İsrail halkını Mısır dışına göç ederken denetlediğini belirtir. Birçok ezoterik gelenekler, bu meleğin Allah’ın sözlerini yazan katip olduğunu, ve genelde iyi bir anlayışa sahip olduğunu ancak zaman zaman tehlikeli olabildiğini ileri sürüyor. Metatron, bildiğimiz gerçekleri kıran yerine yenilerini öne süren bir demircinin çekici ile temsil edilir. Bazen Müşteri, bazen de Utârid gezegenini idare ettiği kabul edilen melektir.
Metatron isminin anlamı hakkında farklı görüşler vardır. Bir görüşe göre, bu ismin kökeni Yunanca "meta thronon"a dayanmaktadır. Bu kelime, "tahta yakın olan", "ikinci taht" gibi anlamlara gelmektedir.
İbn Hazm, "Kitabu'l-Fasl Fi'l-Milel ve'lAhvai ve'n-Nihal" adlı eserinde Talmud ve midraşlardan örnekler vererek, Rabhani Yahudiliğin politeist bir tanrı anlayışına sahip olduğunu, Yom Kipur'dan önce 10 gün boyunca "Küçük Tanrı" olarak niteledikleri Metatron'a ibadet ederek şirke girdiklerini ve onların bu şirkinin Hıristiyanlarınkinden daha büyük olduğunu belirtir. Rabbani Yahudiliğe aynı eleştirileri Karaî Yahudi bilgin Kirkisanî de yöneltmektedir. İbn Hazm'ın anlattığına göre o, Metatron konusunu bir Yahudi'yle tartışmıştır. Yahudi, ona Metatron'un bir melek olduğunu söylemiştir, fakat İbn Hazm kitaplarında anlatılardan bunun çıkarılamayacağını iddia etmiştir.
Melek Metatron daha önce yaşamış olan Hanoh’un Tanrı tarafından görevlendirilerek Baş melek haline dönüştürülmüş halidir. Hanoh yaşarken, ölmeden, henüz canlıyken, Tanrı tarafından yukarı cennete çıkarılmıştır. Cennette, Hanoh’un; etleri ateşe, damarları aleve, kirpikleri yıldırımlara, gözleri yanan meşalelere dönmüş, metamorfoza uğramıştır. Tanrı ona tam yetki vererek, onu adeta vekili haline getirmiştir. Bu yüzden Kabala’da ona “küçük Tanrı”dahi denmiştir. Bu lakap, Talmud ve Kabala bilginleri arasında farklı yorumlara yol açmıştır.
Merkabah mistisizminin temel figürü, Metatron denilen baş melektir. Merkabah mistisizminde (Kabbalizm) bu meleğe özel bir önem atfedilir. Bu melek, Tanrı'dan sonra gelen ikinci varlıktır. Tanrı'nın tahtının yanında durur ve Tanrı'nın suretini korumakla görevli meleklere reislik yapar. Onun Tanrı katında özel ayrıcalıkları vardır. Tanrı'yla birlikte aynı gök katında ve aynı sarayda bulunur. Tanrı'nın tahtının yanında onun da bir tahtı vardır. Merkabah metinlerinden III. Enoch'ta Metatron, Tanrı'dan sonra gelen ikinci Yahve, yani ikinci Tanrı olarak tanımlanır.
Metatrona atfedilen, onunla özdeşleşen diğer bir özellik ise, onun Adam Kadmon olduğudur. Adam Kadmon, İbrani inanışına göre sembolik bir addır.Bu ad iki anlamda kullanılır.
Yine Metatron, Rabb’la yürüyen ve insanlıktan melekliğe terfî ederek Arş’a yükselen bir varlık olarak da ele alınır. Daha sonraları, insanların fiillerini kaydeden kâtip rolünü üstlenmiş ve tekâmülü bu şekilde tezâhür etmiştir. Bu rolünün yanısıra, Gök Mahkemesi’nde yargılanan İzraël’in müdâfasını da üstlenmiştir.
Yahudi kaynaklarındaki bilgilere göre Hanok, gizli bir yerde sadık bir insan ola*rak yaşarken bir melek kendisine gelir ve bu inzivadan çıkıp Tann'nın yolunda gitmeleri için insanlara öğretmenlik yapmasını ister. Bunun üzerine Hanok 243 yıl öğretmenlik (peygamberlik) yapar ve bu dönemde dünya huzur ve barışla dolar; hatta bütün krallar ve prensler ona boyun eğer. İnsanoğluna yaptığı hizmetlere karşılık Tanrı onu gökte de meleklerin kralı yapmaya karar verir ve şimşek gibi savaş atlarının çektiği alev saçan bir arabayla kendisini semaya alır. Tanrı Hanok'a muhteşem bir elbise ve gözleri kamaştıran bir taç giydirir. Ona hikmetin bütün kapılarını açar ve kendisine "Metatron" adını verir, bedenini bir şuleye dönüştürür, onu fırtına, kasırga ve gök gürlemesiyle kuşatır.
·
Merkabah metinlerinde anlatıldığına göre Tanrı'nın baş yardımcısı Metatron, Tevrat'ın Tekvin kitabında sözü edilen Yared oğlu Enoh'tur. Tekvin'de, Enoh'un 365 yıl yaşadıktan sonra Allah ile yürüdüğü, Allah'ın onu yanına aldığı bildirilir. Targum Jonathan'da, Tevrat'ın bu kısmı şu şekilde çevrilmiştir:
"Ve Hanok Tanrı'nın huzurunda doğrulukla hizmet etti. Ve işte yeryüzünün sakinleri ile birlikte değildi; çünkü alınmıştı. O, Kelamla Tanrı'nın huzuruna, göğe yükselmişti. Ve onun adı Büyük Saphra Metatron olarak çağrıldı."
Hanok, mistik Yahudi grupları içerisin*de kendisine büyük önem verilen bir şahsiyettir. Bu gruplara göre bazı melekler özel bir mazhariyete erişmiş olup bunların en başında Metatron yer alır. Böylece o baş melektir ve diğerlerinin prensidir. Merkabah literatürüne göre Metatron. Hanok'un beşerîlikten kurtulmuş ve melekleşmiş hali olup göğe alındıktan sonra orada insanların amellerinin kaydını tut*maktadır. Kabbalistler'e göre de altı harfle yazılmış olan Metatron Hanok'tur, fakat o yeryüzündedir. Zohar kitabına göre Hanok, Âdem'in nesillerinden her birinin kitapları gibi bir kitap sahibidir. Onun kitabı "hikmetin sırrı"dır. Dünyanın sonuna doğru Hanok, Eliya (İlyâ, İlyâs) ile beraber "yol açıcı" ve "hazırlayıcı", dolayısıyla mehdî rolünü oynayacaktır. Bunlara göre Hanok rnelekleşince Metatron adını almış ve nûrânîleşmiştir. Eliya da ölmemiş, göğe çekilmiştir, fakat hâlâ beşerî formunu korumaktadır. Ancak Hanok ile Eliya'nın aynı şahıslar olup değişik isimlerle ifade edildiğini ileri sürenler de vardır.
İnsanlar günaha yönelip kötü işler yapmaya başlayınca, Tanrı tufanla onları cezalandırmaya karar vermiş ve faziletli bilge Enoh'u bu olaya şahit olması için yanına almıştır. Enoh, Tanrı'nın baş yardımcısı ve meleklerin başı olmuştur. Tanrı, kendi tacını Enoh'un başına geçirmiş ve ona "Küçük Yahve" unvanı vermiştir. Onun için kendi tahtı gibi bir taht yaptırmış ve yedinci sarayın kapısının önüne yerleştirmiştir. Onu, kendisinden sonra tek sorumlu ilan etmiş ve baş meleklere ona itaat etmelerini buyurmuştur. Yahve (Tanrı) adına ne söylerse onu dinleyecekler ve buyruklarını yerine getireceklerdir. Baş melekler, herhangi bir hususta ilk önce ona başvuracaktır. Babil Talmudu’nun,Hagiga 15a bölümünde,Tevrat’ın Çıkış Bölümü’nde,Tanrı’nın bahsettiği meleğin Metatron olduğundan söz edilir:
“Yolda sizi koruması, hazırladığım yere götürmesi için, önünüzden bir melek gönderiyorum. Ona dikkat edin, sözünü dinleyin, başkaldırmayın. Çünkü beni temsil ettiği için başkaldırınızı bağışlamaz. Ama onun sözünü dikkatle dinler, bütün söylediklerimi yerine getirirseniz, düşmanlarınıza düşman, hasımlarınıza hasım olacağım.”
Buna ilaveten Filipelilere Mektup’un ikinci bölümündeki pasaj özellikle Hanok (Enoch)’un Kutsal Kitap’daki şahsiyetiyle ilgili olarak ululama fikrinin uzun bir tarihi olduğunu varsaymaktadır. 1 Enoch’un özellikle 70. ve 71. Bölümleri, Enoch’un vecde geldiği düşüncesinin bir tercümesi şeklinden ululama şekline geldiğini göstermektedir. Enoch karakteri bu gelişmede mertebe kazanmıştır. O, önce melekvarî bir karakterdir, sonra Cebrail gibi Tanrı’nın tahtının yanındadır, daha sonra “göksel topluluğun başı”dır, ve nihayet o, Ademoğluyla özdeşleştirilmektedir.Dolayısıyla Enoch’un ululanması, tanrılaştırma unsurlarını ihtiva etmektedir. 3 Enoch’da ve hekhalot edebiyatın diğer yerlerinde Enoch’un Metatron ile özdeşleştirilmesi bu noktayı kuvvetlendirmektedir. Bu özdeşleştirme sadece Henoch’u ululaştırmakla kalmaz, aynı zamanda Metatron’u da insanîleştirir. Enoch/Metatron özellikle küçük Yahweh olarak isimlendirilmese de bu özdeşleştirmenin inkârcı potansiyeli açıkça hissedilmiştir.
Metatron isminin anlamı hakkında farklı görüşler vardır. Bir görüşe göre, bu ismin kökeni Yunanca "meta thronon"a dayanmaktadır. Bu kelime, "tahta yakın olan", "ikinci taht" gibi anlamlara gelmektedir.
İbn Hazm, "Kitabu'l-Fasl Fi'l-Milel ve'lAhvai ve'n-Nihal" adlı eserinde Talmud ve midraşlardan örnekler vererek, Rabhani Yahudiliğin politeist bir tanrı anlayışına sahip olduğunu, Yom Kipur'dan önce 10 gün boyunca "Küçük Tanrı" olarak niteledikleri Metatron'a ibadet ederek şirke girdiklerini ve onların bu şirkinin Hıristiyanlarınkinden daha büyük olduğunu belirtir. Rabbani Yahudiliğe aynı eleştirileri Karaî Yahudi bilgin Kirkisanî de yöneltmektedir. İbn Hazm'ın anlattığına göre o, Metatron konusunu bir Yahudi'yle tartışmıştır. Yahudi, ona Metatron'un bir melek olduğunu söylemiştir, fakat İbn Hazm kitaplarında anlatılardan bunun çıkarılamayacağını iddia etmiştir.
Melek Metatron daha önce yaşamış olan Hanoh’un Tanrı tarafından görevlendirilerek Baş melek haline dönüştürülmüş halidir. Hanoh yaşarken, ölmeden, henüz canlıyken, Tanrı tarafından yukarı cennete çıkarılmıştır. Cennette, Hanoh’un; etleri ateşe, damarları aleve, kirpikleri yıldırımlara, gözleri yanan meşalelere dönmüş, metamorfoza uğramıştır. Tanrı ona tam yetki vererek, onu adeta vekili haline getirmiştir. Bu yüzden Kabala’da ona “küçük Tanrı”dahi denmiştir. Bu lakap, Talmud ve Kabala bilginleri arasında farklı yorumlara yol açmıştır.
Merkabah mistisizminin temel figürü, Metatron denilen baş melektir. Merkabah mistisizminde (Kabbalizm) bu meleğe özel bir önem atfedilir. Bu melek, Tanrı'dan sonra gelen ikinci varlıktır. Tanrı'nın tahtının yanında durur ve Tanrı'nın suretini korumakla görevli meleklere reislik yapar. Onun Tanrı katında özel ayrıcalıkları vardır. Tanrı'yla birlikte aynı gök katında ve aynı sarayda bulunur. Tanrı'nın tahtının yanında onun da bir tahtı vardır. Merkabah metinlerinden III. Enoch'ta Metatron, Tanrı'dan sonra gelen ikinci Yahve, yani ikinci Tanrı olarak tanımlanır.
Metatrona atfedilen, onunla özdeşleşen diğer bir özellik ise, onun Adam Kadmon olduğudur. Adam Kadmon, İbrani inanışına göre sembolik bir addır.Bu ad iki anlamda kullanılır.
- Gan Eden’de(Aden Cenneti) meydana getirilen Adam’ı (Adem) ifade eder.
- Adam Kadmon, kabalistlere göre soyut anlamıyla insanın ruhani gelişim sonunda ulaşabileceği en mükemmel,en bilge halidir.Kabala’ya göre insan,Adam Kadmon düzeyine otuz iki aşamalık bir sürecin sonunda varır ve o zaman yüce ya da kutsal aleme dahil olur.
Yine Metatron, Rabb’la yürüyen ve insanlıktan melekliğe terfî ederek Arş’a yükselen bir varlık olarak da ele alınır. Daha sonraları, insanların fiillerini kaydeden kâtip rolünü üstlenmiş ve tekâmülü bu şekilde tezâhür etmiştir. Bu rolünün yanısıra, Gök Mahkemesi’nde yargılanan İzraël’in müdâfasını da üstlenmiştir.
Yahudi kaynaklarındaki bilgilere göre Hanok, gizli bir yerde sadık bir insan ola*rak yaşarken bir melek kendisine gelir ve bu inzivadan çıkıp Tann'nın yolunda gitmeleri için insanlara öğretmenlik yapmasını ister. Bunun üzerine Hanok 243 yıl öğretmenlik (peygamberlik) yapar ve bu dönemde dünya huzur ve barışla dolar; hatta bütün krallar ve prensler ona boyun eğer. İnsanoğluna yaptığı hizmetlere karşılık Tanrı onu gökte de meleklerin kralı yapmaya karar verir ve şimşek gibi savaş atlarının çektiği alev saçan bir arabayla kendisini semaya alır. Tanrı Hanok'a muhteşem bir elbise ve gözleri kamaştıran bir taç giydirir. Ona hikmetin bütün kapılarını açar ve kendisine "Metatron" adını verir, bedenini bir şuleye dönüştürür, onu fırtına, kasırga ve gök gürlemesiyle kuşatır.
·
Merkabah metinlerinde anlatıldığına göre Tanrı'nın baş yardımcısı Metatron, Tevrat'ın Tekvin kitabında sözü edilen Yared oğlu Enoh'tur. Tekvin'de, Enoh'un 365 yıl yaşadıktan sonra Allah ile yürüdüğü, Allah'ın onu yanına aldığı bildirilir. Targum Jonathan'da, Tevrat'ın bu kısmı şu şekilde çevrilmiştir:
"Ve Hanok Tanrı'nın huzurunda doğrulukla hizmet etti. Ve işte yeryüzünün sakinleri ile birlikte değildi; çünkü alınmıştı. O, Kelamla Tanrı'nın huzuruna, göğe yükselmişti. Ve onun adı Büyük Saphra Metatron olarak çağrıldı."
Hanok, mistik Yahudi grupları içerisin*de kendisine büyük önem verilen bir şahsiyettir. Bu gruplara göre bazı melekler özel bir mazhariyete erişmiş olup bunların en başında Metatron yer alır. Böylece o baş melektir ve diğerlerinin prensidir. Merkabah literatürüne göre Metatron. Hanok'un beşerîlikten kurtulmuş ve melekleşmiş hali olup göğe alındıktan sonra orada insanların amellerinin kaydını tut*maktadır. Kabbalistler'e göre de altı harfle yazılmış olan Metatron Hanok'tur, fakat o yeryüzündedir. Zohar kitabına göre Hanok, Âdem'in nesillerinden her birinin kitapları gibi bir kitap sahibidir. Onun kitabı "hikmetin sırrı"dır. Dünyanın sonuna doğru Hanok, Eliya (İlyâ, İlyâs) ile beraber "yol açıcı" ve "hazırlayıcı", dolayısıyla mehdî rolünü oynayacaktır. Bunlara göre Hanok rnelekleşince Metatron adını almış ve nûrânîleşmiştir. Eliya da ölmemiş, göğe çekilmiştir, fakat hâlâ beşerî formunu korumaktadır. Ancak Hanok ile Eliya'nın aynı şahıslar olup değişik isimlerle ifade edildiğini ileri sürenler de vardır.
İnsanlar günaha yönelip kötü işler yapmaya başlayınca, Tanrı tufanla onları cezalandırmaya karar vermiş ve faziletli bilge Enoh'u bu olaya şahit olması için yanına almıştır. Enoh, Tanrı'nın baş yardımcısı ve meleklerin başı olmuştur. Tanrı, kendi tacını Enoh'un başına geçirmiş ve ona "Küçük Yahve" unvanı vermiştir. Onun için kendi tahtı gibi bir taht yaptırmış ve yedinci sarayın kapısının önüne yerleştirmiştir. Onu, kendisinden sonra tek sorumlu ilan etmiş ve baş meleklere ona itaat etmelerini buyurmuştur. Yahve (Tanrı) adına ne söylerse onu dinleyecekler ve buyruklarını yerine getireceklerdir. Baş melekler, herhangi bir hususta ilk önce ona başvuracaktır. Babil Talmudu’nun,Hagiga 15a bölümünde,Tevrat’ın Çıkış Bölümü’nde,Tanrı’nın bahsettiği meleğin Metatron olduğundan söz edilir:
“Yolda sizi koruması, hazırladığım yere götürmesi için, önünüzden bir melek gönderiyorum. Ona dikkat edin, sözünü dinleyin, başkaldırmayın. Çünkü beni temsil ettiği için başkaldırınızı bağışlamaz. Ama onun sözünü dikkatle dinler, bütün söylediklerimi yerine getirirseniz, düşmanlarınıza düşman, hasımlarınıza hasım olacağım.”
Buna ilaveten Filipelilere Mektup’un ikinci bölümündeki pasaj özellikle Hanok (Enoch)’un Kutsal Kitap’daki şahsiyetiyle ilgili olarak ululama fikrinin uzun bir tarihi olduğunu varsaymaktadır. 1 Enoch’un özellikle 70. ve 71. Bölümleri, Enoch’un vecde geldiği düşüncesinin bir tercümesi şeklinden ululama şekline geldiğini göstermektedir. Enoch karakteri bu gelişmede mertebe kazanmıştır. O, önce melekvarî bir karakterdir, sonra Cebrail gibi Tanrı’nın tahtının yanındadır, daha sonra “göksel topluluğun başı”dır, ve nihayet o, Ademoğluyla özdeşleştirilmektedir.Dolayısıyla Enoch’un ululanması, tanrılaştırma unsurlarını ihtiva etmektedir. 3 Enoch’da ve hekhalot edebiyatın diğer yerlerinde Enoch’un Metatron ile özdeşleştirilmesi bu noktayı kuvvetlendirmektedir. Bu özdeşleştirme sadece Henoch’u ululaştırmakla kalmaz, aynı zamanda Metatron’u da insanîleştirir. Enoch/Metatron özellikle küçük Yahweh olarak isimlendirilmese de bu özdeşleştirmenin inkârcı potansiyeli açıkça hissedilmiştir.