MURATS44
Özel Üye
Mormon Kilisesi, 1830’larda Amerika’da Joseph Smith tarafından kurulmuştur. Joseph Smith, İsa ve onun havarileri tarafından kurulmuş olan kilisenin doğru yoldan sapması sonucu, kendisinin Tanrı tarafından seçildiğini, kitap verildiğini ve kiliseyi yenileme görevinin kendisine tevdi edildiğini öne sürmüştür. Fakat hem Hıristiyanlığı tahrif ettiği hem de Amerikan toplumunun sosyal değerlerine aykırı olduğu gerekçesiyle Mormon kilisesi, ana kiliseler tarafından heretik bir kilise olarak değerlendirilmiştir.Buna karşılık Mormon Kilisesi Amerika’da hızla yayılmaya ve gelişmeye devam etmiştir. Günümüzde 80’i aşkın ülkede üyelerinin olduğu belirtilmektedir. Bu anlamda, dünyada 10.000.000’un üstünde Mormon olduğu öne sürülmektedir. Mormon kilisesi, İsa Mesih merkezli bir kilise olmakla birlikte Katolik, Protestanlık ve Ortodoks Hıristiyan kiliselerinden inanç açısından çok önemli farklılıklara sahiptir. Mormonlar'ın temel doktriniyse, geçmişte kaybolduğu düşündükleri ilahi emirleri yeniden restore ederek güncelleştirmeye çalışmaktır. Mormonlar kendi kiliselerinin, İsa Mesih tarafından planlandığı biçimde kilisenin yenilenmesi olduğuna ve diğer Hıristiyan kiliseleri arasında Hıristiyanlığın en doğru yorumuna sahip olduğuna inanmaktadırlar.
Bununla beraber kimi Mormonlar, kendi kiliselerine Mormon kilisesi denilmesinden hoşlanmakla birlikte, diğer kimi Mormonlar kiliselerine Mormon kilisesi denilmesine şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Dolayısıyla onlar kiliselerine ‘İsa Mesih’in Son Gün Azizleri Kilisesi ya da İsa Mesih Kilisesi’ denilmesini tercih etmektedirler. Tarihi süreç içerisinde Mormon kilisesi, önce ABD’de Utah eyaletinde, sonra Kaliforniya ve batı sahillerinde ve daha sonra da doğu bölgelerinin yanısıra, Amerika'nın orta bölgelerinde gelişmiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren de Amerika’nın dışında yayılmaya başlamıştır. Gerçekten de 1950’lerde kilise üyelerinin % 8’inin Amerika'nın dışında yaşadığı belirtilirken, 1990’larda bu sayının % 35’lere çıktığı söylenmektedir. Hatta günümüzde mensuplarının yarısından daha azının ABD’de yaşadığı ifade edilmektedir. Ayrıca Mormon kilisesinin büyümesinde ve gelişmesinde, yeni doğan Mormon çocuklarının oranının % 20 olduğu, buna karşılık % 80 ise din değiştirmeden kaynaklandığı belirtilmektedir. Bu bağlamda kilisenin, 1950’lerde 4’ü Utah’ta olmak üzere 8 tapınağının olduğu söylenirken, günümüzde bütün dünyada 106 Mormon tapınağının var olduğu iddia edilmektedir. Aralık 2000’de kilisenin üye sayısının 11 milyonu geçtiği belirtilmektedir.
"Azizler" terimi, Yeni Ahit kullanımına uygun olara, ahit grubunun bir üyesini çağrıştırır. Fakat bu kullanımın Ortodoks ve Katolik kullanımıyla ortak bir yönü yoktur. "Son Gün" terimi, kilisenin Mesih'in 2. gelişinden önce beşeri tarihin sonunda yenilendiğine işaret eder ve aynı zamanda bugünkü kiliseyi, Mesih tarafından Filistin'deki dünyevi faaliyeti sırasında kurulan "İlk-gün" organizasyonundan da ayırır. Zikredilen bu özellikleriyle İsa Mesih'in Son Gün Azizleri Kilisesi, İsa Mesih'in gerçek kilisesinin Tanrısal müdahaleyle eski haline geri döndürülmüş şekli ve söz konusu kilisenin doktrin, otorite ve ilahi misyonunun koruyucusudur. Hiyerarşik, karmaşık bir rahiplik teşkilatıyla yönetirler. Topluluğun işleri 4 temele dayanır. Kutsal kitap, Mormon kitabı, Öğreti ve Anlaşmalar, değerli İnci. Onlara göre Vahyi hala devam etmektedir. Mormon kitabının tanrı tarafından yazdırıldığı iddia edilmektedir.
Mormonluk, Joseph Smith tarafından 1830'da kurulmuş ve Amerika’da ortaya çıkmış bir dindir. İlk ortaya çıktığında poligamiye izin vermesi nedeniyle, federal hükümet tarafından dinsel özerkliği tanınmayan Mormon kilisesi, varlığını devam ettirebilmek için ana akım değerlerle daha uyumlu olması gerektiği sonucuna vararak 1890'da poligami serbestisini sonlandırmıştır. Mormonluk inancı Smith’in yazdığı "Book of Mormon" isimli kitapta açıklanmıştır. Buna göre Mormonlar alkol ve sigara kullanmazlar, çay ve kahve içmezler. Evlilik öncesi seks yasaktır. Mormon kilisesine bağlı olanlardan, gelirlerinin 10'da 1'ini kiliseye bağışlamaları beklenir.7 Amerika’da 14.4 milyon Mormon bulunmaktadır. Bu haliyle Amerika’daki 4. en büyük Hıristiyanlık mezhebi Mormonluk'tur. Federal hükümet tarafından dinsel özerkliği tanınmayan Mormon kilisesi, varlığını devam ettirebilmek için ana akım değerlerle daha uyumlu olması gerektiği sonucuna vararak 1890'da poligami serbestisini sonlandırmıştır. Mormonluk inancı Smith’in yazdığı Book of Mormon isimli kitapta açıklanmıştır. Buna göre Mormonlar alkol ve sigara kullanmazlar, çay ve kahve içmezler. Evlilik öncesi seks yasaktır. Mormon kilisesine bağlı olanlardan, gelirlerinin 10'da 1'ini kiliseye bağışlamaları beklenir. Amerika’da 14.4 milyon Mormon bulunmaktadır. Bu haliyle Amerika’daki 4. en büyük Hıristiyanlık mezhebi Mormonluk'tur.
1819'un ortalarından itibaren Smith ailesinin oturduğu yerin çevresindeki en az 10 kasaba içinde dilli uyanış hareketleri meydana geldi. Metodistler, Baptistler ve Presbiteryenler'den oluşan bu yoğun dilli hareketin Joseph Simith üstünde de önemli bir etkiye sahip olduğu görünmektedir. Ailesinin.büyük bir kısmı, Baptistler'e katılmıştı; kendisinin ise, Metodistler'e karşı bir eğilimi vardı. Fakat, bu mezhepler arasındaki üye kapma yarışı, bu mezheplerden hangisine girmesi gerektiğine karar verme konusunda şaşkın bir durumda olan Smith'in aklına Yakup 1/5'te yer alan "İçinizden biri bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe, azarlamadan veren Tanrı' dan istesin; kendisine verilecektir" metni gelir.[SUP][14][/SUP] Bunun üzerine hangi mezhebin doğru olduğunu belirlemek için Tanrı'dan yardım istemeye karar verir ve evlerinin yakınında bulunan arınana gider. Burada seçim yapması konusunda kendisine yardım etmesi için Tanrı'ya dua eder. Bu sırada, güneşten daha parlak bir ışık direğinin gökten yere indiğini görür. Bu ışığın içinde birbirini andıran 2 adam görür. Bu 2 adam havada duruyor görünmektedirler. 2 kişi-den biri, Smith' e ismiyle hitap ederek yanındakini gösterir ve "Bu benim Sevgili Oğlum; Onu dinle!" der. "Günahların affedildi" diyen Rabb, var olan kiliselerin hiçbirinin doğru olmadığım ve bu yüzden de hiçbirisine katılmaması gerektiğini söyler. 15 yaşındayken gerçekleşen bu olay, Son Gün Azizleri tarafından Joseph Smith'in ilk vizyonu ve İncil'in asli haline geri döndürmeye yönelik ilk hareket olarak adlandırılır. Yaşadığı bu vizyonu, Kutsal Kitab'ın yeterli olduğuna ve bu yüzden doğrudan vahye gerek olmadığına inanan bir rahibe anlatmış ancak, rahip onu azarlamış, bu da, onun diğer cemaatlere daha da yabancılaşmasına yol açmıştır.
Mormon kitabıyla ilgili, tanrının eski Amerika kavimleriyle ilişkilerin bir ışığı olduğuna inanmaktadırlar.Mormon kitabının göreviyse, insanlar İncil’de anlaşamadıkları bir şey olursa, Mormon kitabında bunun açılımını bulabilirler. Bir çeşit incilin açılımı gibidir. Onların temel öğretisinde yine peygamber gelmektedir çünkü insanlık her zaman tanrının yolundan sapmak istemektedir. İncil’de iyi açılmamış ve anlaşılamayan bir şey varsa bunun doğru açılımı Mormon kitabındadır. Mormon kitabın öyküsü ve ismi onlara göre şöyledir: Mormon kitabı Ezeli bir İncil konumundadır ve o zamanda peygamberlerden altın levhalara yazılmıştır. Bunlar da Mormon adında bir tarihçi-peygamber tarafından bulunmuş, derlenmiş ve Mormon diye çocuğuna bırakmış. Bu da rüyada Joseph Smith’e olayı anlatır ve “İngilizce” kitabının yerini gösterir. Böylece Joseph Smith peygamber olur. Konuştuğum iki Mormon misyonerle, onların şimdiki peygamberleri Gordon B.Hinckley'miş ve 97 yaşındaymış.
Mormon öğretisini benimsememiş Amerikalıların mezhep, üyelerininse din niteledikleri Mormonluk, Amerika Birleşik Devletleri'nin doğusunda 19. yüzyıl başlarında ortaya çıkmış bir inanç biçimidir. insanoğlunun cevherinin Tanrı'ya ait olduğu, dolayısıyla bu emaneti Tanrı'ya geri verene kadar iyi korunması gerektiğine inanan, bunun için de alkol, nikotin, kafein gibi sağlığa zararlı maddelerden vücudu uzak tutmak, hızlı çoğalmak için çok kadınla evlenmek gibi değişik yaşam biçimi öngören bu inanç, ortaya sürüldüğü andan beri Amerika'da yadırganmıştı. İnançlarının gereği, yaşayan peygamberleri Joseph Smith tarafından örgütlenip kilise kuran Mormonlar, garip yöntemleri dolayısıyla New York eyaletinden başlamak üzere yerleşmeye çalıştıkları pek çok yerden sürülmüş ve sonunda orta Amerika'da Utah eyaletine yerleşmişlerdir. Joseph Smith'ten sonraki Mormon Peygamberi Bringham Young, 1850 de Fedarasyona katılan Utah eyaletinin valilik görevini de üstlenerek Utah'ı bir Mormon merkezi haline dönüştürmüştür. Bir yandan bu eyalette güçlenmek, bir yandan da misyonerlerini dünyanın 4 bucağına salarak inançlarını yaymak isteyen Mormonlar, özellikle Amerikan yasalarınca yasaklanan çok evlilik konusunda devletle ters düşünce, Utah'ta da Federal hükümete yasal bakımdan uyum göstermek zorunda kalmışlar, çok evliliği resmen yasaklamışlardı. Fakat, uygulamalarını sürdürebilecekleri deniz aşın yerleşmeler aramaya yönelmişler, misyonerleriyle bu arayışa seferber olmuşlardı. Bu bağlamda çok evliliğin geçerli olduğu, üstelik hızlı çöküşü dolayısıyla emperyalist devletlerin at koşturduğu Osmanlı topraklarında şanslarını denemeye karar verdiler.
Mormonluğun Amerika’da ortaya çıkması ve bu kıtada kurumsallaşması nedeniyle, Amerikan kültürünün ürünüdür denilebilir. Diğer Hıristiyan mezhepleri gibi, Mormonlar da eskatolojiyle ilgili öğretilere büyük önem atfederler. Bu anlamda kıyamete yakın bir zamanda meydana gelecek ve adına "Armagedon savaşı" denilen büyük bir savaşın ardından Tanrı’nın Krallığının tesis edileceğine ve İsrail oğullarının vaat edilmiş topraklarda bir araya toplanacağına inanılmaktadır. Bu yüzden de Mormonlar, gelecekle ilgili siyâsal, kültürel ve ekonomik plan ve projelerini bu savaşa göre bina ederler. Mormon inancına göre, vaat edilmiş topraklar Amerika’da inşâ edilecektir. Dolayısıyla Amerika, onlar için vaat edilmiş toprak hükmündedir. Bu anlamda Mormonlar'ın Amerika’ya dinî teolojik bir rol isnat ettikleri anlaşılmaktadır.
Mormonlar için din hayatın tamamıdır. Fakat, tabiî ki kimi sosyolojik analizlerde bu dinin ne tür ekonomik ya da siyasî pratiklerle buluştuğu ayrı bir konudur ve her ne kadar anlamacı bir sosyolojiyle bir dinin mensuplarının kendileri hakkındaki tanımlamalarına öncelikli olarak yer vermek gerekse de, kendi eylemleri hakkındaki tanımlarının da dahil olduğu daha genel bir çerçevede bu pratiğin eklemlendiği yapıları açığa çıkarmak da sosyologun görevidir. Bu bağlamda hayatı bir çeşit “iman ve mücahede”den ibâret olarak algılayan Mormonlar'ın belki de öncelikli olarak niyetlenmemiş oldukları hâlde ürettikleri toplumsal sermaye ve tamamladıkları ekonomik yapılar bağlamında da incelenmesi gerekmektedir. Amerikalıların Mormonlarda daha fazla dikkat çeken bu tür dayanışmacı, iradeci, gönüllü ve püriten değerlerin toplamını son zamanlarda toplumsal sermaye başlığı altında toparlamaları -kuşkusuz bu değerlerle ilgili herhangi bir değerlendirmeden önce değer kavramının daha sosyolojik bir kapsama alanının konusu hâline getirilmesini kolaylaştırmaktadır. Tabiî ki bir sermaye olarak düşünülen değerlerin rekabet alanına da konu olacağını söylemek zor değildir. Bu sermayenin kendine özgü renginin (sermayenin dininin) bu rekabeti daha insancıl ya da daha erdemli bir bağlamda tutmakta etkili olup olamayacağı da üstünde ayrıca düşünülmeye değer bir sorudur. Amerika’da din ve değerler eğitiminin ilgili olduğu birçok sosyolojik tartışma vardır. Din-devlet ilişkilerinin kendine özgü Şekillenişi bir Amerikan lâiklik modelini iyice belirgin kılıyor. Lâikliğin siyâsal düzeyiyle toplumsal düzeyi arasındaki sürekli diyalog ve uyum, Amerika’nın dinsel değerlerini siyasî pragmatizmi açısından işlevsel kılmanı n özel tekniklerini geliştirmiştir. Toplumsal sermaye tartışmalarının kaynağının Amerika olması ve bunun özellikle din eğitimiyle ilgili olması, din ve değerler eğitiminin nasıl bir teknolojinin konusu olduğunu gösteriyor. Burada bir Yahudi ve Protestan ortak özlemi olan Kudüs’ün Amerika'nın uluslararası politikalarının odağında olmasındaki saf dinsel motivasyonlarla, Kudüs’ü Amerika’da şu ya da bu yolla kurma yönündeki Amerikanizm katkılı dinsel arzu arasındaki gidiş gelişler de ayrıca irdelenmeye değer. Mormonlar'ın din ve değerler eğitimini Amerika’da bir Kudüs kurmak üzere özenle işlerken, bunun ürettiği toplumsal sermaye Amerikan yaşam tarzının yeniden üretimine giderek daha güçlü bir katkıda bulunmaktadır.
Her Mormon’un kendi dininin rahibi gibi inisiyatif sahibi olarak davranabilmesinin bir sonucu olarak kilise ayinleri ve görevleri bütün Mormonlar arasında bir çeşit nöbet usulüyle yapılmaktadır. Bununla birlikte, Mormonlar'ın din adamları sınıfı olmadığını söylemek Mormon kilisesinin hiçbir hiyerarşiye sahip olmadığını söylemek anlamına gelmiyor. Kilisenin örgütsel şemasında başta, ilâhî bir işaretle seçilmiş olduğuna inanılan bir lider (peygamber) ve onun altında, 1. başkanlık konseyi olarak, 2 yardımcısı var. Bunların dışında İsa Mesih'in 12 havarisine öykünen 12 kişilik bir konsey var. On bir milyonluk bir cemaatin yönetiminde bu 12 kişi bir çeşit kabine işlevi görüyor. Daha sonra yine İsa Mesih'in tavsiye etmiş olduğuna inanılan yetmiş kişilik meclis ile bir yedek meclis daha vardır. Bu makamlara seçilmek hem kilise içindeki hizmet süresiyle bağlantılıdır, hem de Mormon değerlerine bağlılığın zaman içerisinde sürekli kanıtlanması yoluyla olmaktadır. Bu yüzden de Mormonluğun dinsel pratiği, sürekli olarak kendi cemaatinden olan başkalarının denetimine açık bir şeffaflığa sahip olmak durumundadır. Örneğin sürekli olarak size çay, kahve, içki, kola, sigara içip içmediğinizi, dürüst davranıp davranmadığınızı, kiliseye vermeyi kabul ettiğiniz aidatı ödeyip ödemediğinizi soran yetkililere cevap vererek hayatınızın çetelesini tutmak ve ibraz etmek durumundasınız.
NOT
Mormonluğun İnanç Bildirgesi
- Ebedi Baba Tanrı’ya, O’nun Oğlu İsa Mesih’e ve Kutsal Ruh’a inanmak
- İnsanların Adem’in itaatsizliğinden dolayı değil, kendi günahları için cezalandırılacağına inanmak
- Bütün insanların Mesih’in kefareti aracılığıyla, Sevindirici Haber’in yasalarına ve kutsal törenlerine uyarak kurtulabileceğine inanmak
- Sevindirici Haber’in ilk ilkelerinin ve kutsal törenlerinin şunlar olduğuna inanmak: 1.si Rab İsa Mesih’e İman; ikincisi Tövbe; 3.sü günahların bağışlanması için suya daldırılarak yapılan Vaftiz; 4.sü Kutsal Ruh armağanının ellerin baş üzerine konularak verilmesi.
- Bir kimsenin Sevindirici Haberi vaaz etmesi ve ona ait kutsal törenleri uygulaması için Tanrı tarafından peygamberlik sözü aracılığıyla göreve çağrılması gerektiğine ve yetkili kişiler tarafından ellerin baş üzerine konularak atanması gerektiğine inanmak.
- İlk Kilise’de var olan, yani havariler, peygamberler, önderler, öğretmenler, müjdeciler ve diğer şahıslardan oluşan organizasyonun aynısına inanmak.
- Dil, peygamberlik sözü, vahiy, görümler, iyileştirme, dillerin tercümesi armağanlarına ve diğer armağanlara inanmak.
- Kutsal Kitap’ın doğru tercüme edildiği kadar Tanrı’nın sözü olduğuna inanıyoruz; biz ayrıca Mormon Kitabı’nın da Tanrı’nın sözü olduğuna inanmak.
- Tanrı’nın vahiy etmiş olduğu, hâlen vahiy etmekte olduğu her şeye ve O’nun kendi Krallığı hakkında daha birçok büyük ve önemli şeyleri vahiy edeceğine inanmak.
- İsrail’in tam olarak bir araya toplanacağına ve On Oymak’ın geri geleceğine, Siyon’un (Yeni Yeruşalim’in) Amerika kıtası üstünde kurulacağına, Mesih’in şahsen yeryüzünde hüküm süreceğine ve yeryüzünün yenileneceğine ve cennetsel görkemine kavuşacağına inanmak.
- Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’ya kendi vicdanımızın sesine göre ibadet edebilme ayrıcalığımızın olduğunu ve bütün insanlara da aynı ayrıcalığın tanınmasına izin verilmesini savunmak bırakın insanlar nasıl istiyorlarsa, istedikleri yerde, istedikleri şeye ibadet etsinler demek.
- Krallara, başkanlara, hükümdarlara ve yargıçlara bağlı olup yasalara uyulması gerektiğine, yasalara saygı gösterip onları desteklememiz gerektiğine inanmak.
- Dürüst olmaya, doğru olmaya, iffetli olmaya, hayırsever olmaya, erdemli olmaya ve herkese iyilik yapmamız gerektiğine inanmak; Her şeye inanmak, her şeyi umut etmek; birçok şeye dayanmak ve her şeye dayanabilmeyi umut etmek. Eğer erdemli ve güzel olan ya da hayranlık uyandıran ya da övgüye değer bir şey varsa, biz bu şeylerin peşinden koşmak.