MURATS44
Özel Üye
Nefiller, Tevrat’taki yeryüzüne düşürülmüş olan ilahî varlıklarla insan kızlarının cinsel ilişkilerinden doğan çocuklara verilen addır. Septuaginta'da "devler" diye geçer. Bunlar, iri ve güçlü insanlardı.
İbranice “nefilim” sözcüğü, “düşmüş kimseler” anlamına gelir. Onlar zorbadır. Aynı kelime, daha sonraki dönemlerde Kenan ülkesinde yaşamlarını sürdüren savaşçı devler için de kullanılmıştır. Dolayısıyla Tanrı oğulları, yani Tanrı’dan korkan ailelerden yetişmiş kişiler tanrısız ve günahkâr insan kızlarıyla izdivaç ettiğinde soyları, “kahramanlar” ya da “ünlü kişiler” olarak bilinmiştir.[SUP][[/SUP]
“İbranice’deki “Nefilim” kelimesi Yunancaya “Dev” olarak da çevrilmiş. Çağdaş Hıristiyan Kutsal Kitap’lerinde de “Nefilim”, “Devler” diye karşılanmış fakat 13:32-33 ayetlerinin doğrudan İbraniceden çevrilmiş Yahudi uyarlamasında, küçük Yahudilerin bu “uzun boylu” insanlarla karşılaştıklarında hissettiklerini anlatıyor:
"Orada gördüğümüz herkes uzun boyluydu. Nefillerden gelen Anak’ın oğulları olan devleri gördük. Kendi gözlerimizde çekirge kadar küçüktük, onların gözlerinde de bu aynıydı."
“İlahi varlıklar”ın kimliği hakkında birçok tartışmalar yapılmaktadır. Kimi Hıristiyan araştırmacılar, “ilahi varlıklar”ın, dişi insanlarla çiftleşen ve/ ya da erkek insanları ele geçirip ondan sonra dişi insanlarla çiftleşen düşmüş melekler (cinler) olduğunu savunmaktadırlar. Bu birleşmelerin sonuncunda Nefiller adlı “eski çağ kahramanları, ünlü kişiler” doğmuştu.
Nefiller neydi? İbrani ve başka efsanelere (Hanok Kitabı ve Kutsal Kitap dışındaki başka yazılara) göre, Nefiller çok büyük kötülükler yapan devler ve süper kahramanlardı. Büyüklükleri ve güçleri büyük bir olasılıkla insan genlerine kötü ruhların “DNA”sının karışmasındandı. Kutsal Kitap onlar hakkında sadece “Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi” der. Nefiller uzaylılar değildi, onlar ilahi varlıklarla insan kızlarının birleşmesinden doğan gerçek, fiziksel varlıklardı.
Aslında Yar.6:4 Ayeti çok başka şeyleri anlatmaktadır. Ayette 3 ayrı insan çeşidi tanımlanmaktadır.
1- İlahi varlıklar.
2- Nefiller
3- Ve insanlar.
İlahi Varlıklar; Tevrat'a göre melekler yani Tanrı’nın yardımcıları. Bana göre insanoğlunu geliştirmek için Atlantislilerden kalan görevlilerdir. Bu insanlar Sümer ya da Mısırlılarda tanrılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Nefiller; Tevrata göre eski çağdan kalma ünlü kahramanlar. Bana göreyse Atlantislilerdir. İlahi varlıklarda Atlantislidir fakat Nefiller altınçağı yaşayan Atlantisliler, İlahi varlıklarsa Atlantislilerden kalan görevlilerdir. Onlar belli şehirlerde yaşamaktaydılar. Her 2 türde aynı şehirlerde yaşamaktaydılar ama Nefiller insanlarla etkileşime girmiyorlardı. Onlar kıyamet sonrası bin yıllık tekâmül dönemlerini yaşamaktaydılar. Zaten ayette de bunların eski çağdan kalan insanlar olduklarını görüyoruz. Yani bir çağ bitmiş ve yeni bir çağ başlamıştır. Bu yeni çağ insanların çağıdır. Nefillerse önceki çağdan kalan ve az bir süre daha dünyada kalmak zorunda olan önceki dönemin Altınçağını yaşayan insanlardır. Teknoloji ve yetenek bakımından insanlardan çok üstün olmalarına rağmen insanlarla bir arada olmazlar. Kendi şehirlerinde yaşar ve dünyada istedikleri gibi gezerler. Hatta zaman yolculuğu bile yapabilirler. Fakat insanlarla iletişime geçmezler. İnsanların gelişimine görevlilerden başkasının etki etmemesi gerektiğini bilirler. İşte bizim UFO diye tanıdığımız araçlar bu insanlardan zaman yolculuğu yapıp dünyada gezen eski çağ insanlarıdır. Aslında bu gezilerin büyük çoğunluğunu yapanlar görevlilerdir. Öyle sanıyorum ki kaçırılma olayları bu görevliler tarafından yapılıyor olabilir. Benim düşünceme göre insanın evrimiyle uğraşan görevlilerin sonucu görebilmesi için geleceğe gidip bir denek üstünde evrimin gelişimini kontrol ediyordur. Eğer istediği sonuç oluşmamışsa geri gidip müdahale ediyordur.
Hanok'un Kitabı'nın Kumran mağaralarında bulunan Aramca aslında; İblis'in, "düşmüş melekler" olarak tasvir ettiği cinnlerden 19 yardımcısı, isimleriyle sayılmaktadır. Ayrıca cinnlerden olup, İblis'i, Allah'a tercih eden bu sapkınların, insan kızlarıyla birleşerek "devler"i; yani "Ye'cuc-Me'cuc"u oluşturduğu ifade edilmektedir:
"..Bütün bunlar (19 İblis'e tabi cinn), seçtikleri arasında kendilerine eş seçtiler, onların yanına gitmeye başladılar ve onlarla kendilerini kirlettiler. Onlara büyücülük ve sihirbazlık öğretmek için...onlardan hamile kalıp “nefiller'i” doğurdular."
Gerçekten de Kurân, bu konuya şöyle ışık tutmaktadır:
Bu mesele, bilindiği gibi Tevrat'ta da; "Tanrı oğulları, insan kızlarıyla evlendi, Nefilimler (Devler) ortaya çıktı" şeklinde ifade edilmiştir. Tevrat'ta geçen "Tanrı oğulları", İblis kovulduğunda onunla beraber şeytanlaşan yukarıda söz ettiğimiz cinnlerdir.Nefiller, Tevrat'ta Nuh'un hikâyesinde de belirtilmiştir:
Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu. İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler. RAB, "Ruhum insanda sonsuza kadar kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü 120 yıl olacak." İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi. RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum."
Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu. Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, "İnsanlığa son vereceğim" dedi, "Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim. Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu 3 yüz, genişliği elli, yüksekliği 30 arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap. Yeryüzüne sel göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Fakat seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler. Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola."
Robert Lomas; Hanok’un Gizemi adlı eserinde Bizde Enok, İslam literatüründe İdris peygamber olarak bilinen şahıstan kaldığı düşünülen kitabı bilimsel gözle inceledi. Lomas’a göre 10.000 yıl önce üstün bir uygarlık vardı. Kitapta adı geçen düşmüş melekler o insanlardandı. Bu insanlar bir kuyrukluyıldızın dünyaya çarpacağı bilgisine sahipti. Bunu insanlarla paylaştılar ve insanlığın devamını sağlamak için Nuh’u uyardılar.
Lomas ve ekibinin yaptığı araştırma; M.Ö. 7640 tarihinde dünyaya bir kuyrukluyıldızın çarptığı yönündeydi. Bu savı -10.000 yıl önce nesli tükenmiş birçok hayvanın olması- gibi yan fikirlerle de desteklemektedirler. İddiaya göre Kuyrukluyıldız çekim etkisiyle parçalanarak 7 ayrı bölgeye düşmüştür. Hepside okyanuslara denk geldiği için dünyada çok büyük tsunamiler oluşmuştur. Bu tsunamiler Nuh tufanını oluşturmuştur. Enok’un kitabında insanlığın kurtarılmasının öyküsü anlatılmaktadır. Aslında düşmüş meleklerin kimler olabileceği konusunda açık bir bilgi yok. Düşmüş meleklerle Nefiller arasında bir bağ olmalıdır. Fakat düşmüş melekler yüzünden dünyada devler oluştuğu düşüncesi de vardır.
Nefillerin yaşadığı şehirlere insanların girmesi yasaktı ve zaten insanlardan uzak yerlerde bulunuyordu. Enok’un kitabında Nuh’un doğumunda da bu konuya vurgu vardır. Nuh farklı bir görünüşte doğduğunda, babası tarafından kabul görmez. Onun tanrı oğullarına benzemesi yüzünden kendinden olmadığını düşünür. Bu durumu anlayabilmek için babasını Enok’a gönderir. Enok’unda bir görevli olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Enok’a ulaşmak için uzun bir yol gidip meleklerin yaşadığı yere gitmesi gerekmiştir. Yani bir Altınçağ şehrine gitmiştir.
Nefiller’e ne oldu? Nuh’un zamanındaki büyük Tufan’ın gerçekleşmesinin ana nedenlerinden biri Nefiller’di. Tanrı Sözü, Nefiller’den söz edildikten hemen sonra bize şöyle der: “RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. ‘Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım’ dedi, ‘Çünkü onları yarattığıma pişman oldum’”.Bunun üzerine Tanrı bütün dünyada bir Tufan gerçekleştirerek, yeryüzünde Nuh ve ailesi ve gemideki hayvanlar hariç, (Nefiller dahil) herkesi ve her şeyi öldürdü.
Tufan’dan sonra yeryüzünde Nefiller var mıydı? Yaratılış 6:4 bize, “O günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefillerı vardı” der. Öyle gözüküyor ki, cinler günahlarını Tufan’dan sonra yine tekrarlamışlardı. Fakat bu büyük bir olasılıkla Tufan’dan önce gerçekleştiğinden çok daha küçük çapta olmuştu. İsrailliler Kenan diyarına casusluğa gittiklerinde Musa’ya şöyle bir rapor vermişlerdi: “Nefiller'i, Nefiller'in soyundan gelen Anaklılar'ı gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük”. Bu âyet açık bir şekilde Nefiller’in gerçekten orada olduklarını söylemiyor, sadece casusların Nefiller’i gördüklerini düşündüklerini söylüyor. Casusların Kenan diyarında çok büyük insanlar görmüş ve yanlışlıkla onların Nefiller olduklarını düşünmüş olması daha muhtemeldir. Ya da, Tufan’dan sonra cinlerin dişi insanlarla yine çiftleşerek daha çok Nefiller oluşmasına neden olmuş olmaları muhtemelidir. Her ne olmuş olursa olsun, bu “devler, ” Kenan diyarının istilası sırasında ve tarihlerinin daha sonraki dönemlerinde İsrailliler tarafından yok edilmişti.
Günümüzde cinlerin daha çok Nefiller oluşturmasını engelleyen nedir? Öyle görünüyor ki, Tanrı böyle şeyler yapan cinlerin hepsini dipsiz derinliklere atarak cinlerin insanlarla çiftleşmesine son vermiştir. Yahuda Kitabı’nın 6’cı ayeti bize şöyle der: “Yetkilerinin sınırı içinde kalmayıp kendilerine ayrılan yeri terk etmiş olan melekleri, büyük yargı günü için çözülmez bağlarla bağlayarak karanlığa hapsetti.” Günümüzde bütün cinlerin “hapiste” olmadıkları açıktır, bu yüzden özgün düşüşün dışında daha başka büyük günahlar işlemiş olan bir grup olmuş olmalıydı. “Çözülmez bağlarla bağlananlar, ” büyük bir olasılıkla, dişi insanlarla çiftleşen cinlerdir. Onlara böyle bir ceza verilmesi başka cinlerin de böyle bir şeye kalkışmasını engelleyecekti.
İbranice “nefilim” sözcüğü, “düşmüş kimseler” anlamına gelir. Onlar zorbadır. Aynı kelime, daha sonraki dönemlerde Kenan ülkesinde yaşamlarını sürdüren savaşçı devler için de kullanılmıştır. Dolayısıyla Tanrı oğulları, yani Tanrı’dan korkan ailelerden yetişmiş kişiler tanrısız ve günahkâr insan kızlarıyla izdivaç ettiğinde soyları, “kahramanlar” ya da “ünlü kişiler” olarak bilinmiştir.[SUP][[/SUP]
“İbranice’deki “Nefilim” kelimesi Yunancaya “Dev” olarak da çevrilmiş. Çağdaş Hıristiyan Kutsal Kitap’lerinde de “Nefilim”, “Devler” diye karşılanmış fakat 13:32-33 ayetlerinin doğrudan İbraniceden çevrilmiş Yahudi uyarlamasında, küçük Yahudilerin bu “uzun boylu” insanlarla karşılaştıklarında hissettiklerini anlatıyor:
"Orada gördüğümüz herkes uzun boyluydu. Nefillerden gelen Anak’ın oğulları olan devleri gördük. Kendi gözlerimizde çekirge kadar küçüktük, onların gözlerinde de bu aynıydı."
“İlahi varlıklar”ın kimliği hakkında birçok tartışmalar yapılmaktadır. Kimi Hıristiyan araştırmacılar, “ilahi varlıklar”ın, dişi insanlarla çiftleşen ve/ ya da erkek insanları ele geçirip ondan sonra dişi insanlarla çiftleşen düşmüş melekler (cinler) olduğunu savunmaktadırlar. Bu birleşmelerin sonuncunda Nefiller adlı “eski çağ kahramanları, ünlü kişiler” doğmuştu.
Nefiller neydi? İbrani ve başka efsanelere (Hanok Kitabı ve Kutsal Kitap dışındaki başka yazılara) göre, Nefiller çok büyük kötülükler yapan devler ve süper kahramanlardı. Büyüklükleri ve güçleri büyük bir olasılıkla insan genlerine kötü ruhların “DNA”sının karışmasındandı. Kutsal Kitap onlar hakkında sadece “Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi” der. Nefiller uzaylılar değildi, onlar ilahi varlıklarla insan kızlarının birleşmesinden doğan gerçek, fiziksel varlıklardı.
Aslında Yar.6:4 Ayeti çok başka şeyleri anlatmaktadır. Ayette 3 ayrı insan çeşidi tanımlanmaktadır.
1- İlahi varlıklar.
2- Nefiller
3- Ve insanlar.
İlahi Varlıklar; Tevrat'a göre melekler yani Tanrı’nın yardımcıları. Bana göre insanoğlunu geliştirmek için Atlantislilerden kalan görevlilerdir. Bu insanlar Sümer ya da Mısırlılarda tanrılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Nefiller; Tevrata göre eski çağdan kalma ünlü kahramanlar. Bana göreyse Atlantislilerdir. İlahi varlıklarda Atlantislidir fakat Nefiller altınçağı yaşayan Atlantisliler, İlahi varlıklarsa Atlantislilerden kalan görevlilerdir. Onlar belli şehirlerde yaşamaktaydılar. Her 2 türde aynı şehirlerde yaşamaktaydılar ama Nefiller insanlarla etkileşime girmiyorlardı. Onlar kıyamet sonrası bin yıllık tekâmül dönemlerini yaşamaktaydılar. Zaten ayette de bunların eski çağdan kalan insanlar olduklarını görüyoruz. Yani bir çağ bitmiş ve yeni bir çağ başlamıştır. Bu yeni çağ insanların çağıdır. Nefillerse önceki çağdan kalan ve az bir süre daha dünyada kalmak zorunda olan önceki dönemin Altınçağını yaşayan insanlardır. Teknoloji ve yetenek bakımından insanlardan çok üstün olmalarına rağmen insanlarla bir arada olmazlar. Kendi şehirlerinde yaşar ve dünyada istedikleri gibi gezerler. Hatta zaman yolculuğu bile yapabilirler. Fakat insanlarla iletişime geçmezler. İnsanların gelişimine görevlilerden başkasının etki etmemesi gerektiğini bilirler. İşte bizim UFO diye tanıdığımız araçlar bu insanlardan zaman yolculuğu yapıp dünyada gezen eski çağ insanlarıdır. Aslında bu gezilerin büyük çoğunluğunu yapanlar görevlilerdir. Öyle sanıyorum ki kaçırılma olayları bu görevliler tarafından yapılıyor olabilir. Benim düşünceme göre insanın evrimiyle uğraşan görevlilerin sonucu görebilmesi için geleceğe gidip bir denek üstünde evrimin gelişimini kontrol ediyordur. Eğer istediği sonuç oluşmamışsa geri gidip müdahale ediyordur.
Hanok'un Kitabı'nın Kumran mağaralarında bulunan Aramca aslında; İblis'in, "düşmüş melekler" olarak tasvir ettiği cinnlerden 19 yardımcısı, isimleriyle sayılmaktadır. Ayrıca cinnlerden olup, İblis'i, Allah'a tercih eden bu sapkınların, insan kızlarıyla birleşerek "devler"i; yani "Ye'cuc-Me'cuc"u oluşturduğu ifade edilmektedir:
"..Bütün bunlar (19 İblis'e tabi cinn), seçtikleri arasında kendilerine eş seçtiler, onların yanına gitmeye başladılar ve onlarla kendilerini kirlettiler. Onlara büyücülük ve sihirbazlık öğretmek için...onlardan hamile kalıp “nefiller'i” doğurdular."
Gerçekten de Kurân, bu konuya şöyle ışık tutmaktadır:
BİLGİ
O gün (Allah) onların hepsini toplar: "Ey cin topluluğu, siz insanlardan kendinizi çoğaltmak istediniz." (Bunun üzerine) onların (cinnlerin), insanlardan dostları olan kimse dedi ki: "Rabb'imiz, bazımız, bazımızdan yararlanıp, bizim için takdir ettiğin süreye ulaştık." (Allah) dedi ki: "Allah'ın dilediklerinin dışında, onların barınağı ateştir ve orada kalıcıdırlar. Muhakak senin Rabb'in Hakim'dir, Alim'dir." (ENAM/128)
Bu mesele, bilindiği gibi Tevrat'ta da; "Tanrı oğulları, insan kızlarıyla evlendi, Nefilimler (Devler) ortaya çıktı" şeklinde ifade edilmiştir. Tevrat'ta geçen "Tanrı oğulları", İblis kovulduğunda onunla beraber şeytanlaşan yukarıda söz ettiğimiz cinnlerdir.Nefiller, Tevrat'ta Nuh'un hikâyesinde de belirtilmiştir:
Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu. İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler. RAB, "Ruhum insanda sonsuza kadar kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü 120 yıl olacak." İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi. RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum."
Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu. Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, "İnsanlığa son vereceğim" dedi, "Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim. Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu 3 yüz, genişliği elli, yüksekliği 30 arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap. Yeryüzüne sel göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Fakat seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler. Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola."
Robert Lomas; Hanok’un Gizemi adlı eserinde Bizde Enok, İslam literatüründe İdris peygamber olarak bilinen şahıstan kaldığı düşünülen kitabı bilimsel gözle inceledi. Lomas’a göre 10.000 yıl önce üstün bir uygarlık vardı. Kitapta adı geçen düşmüş melekler o insanlardandı. Bu insanlar bir kuyrukluyıldızın dünyaya çarpacağı bilgisine sahipti. Bunu insanlarla paylaştılar ve insanlığın devamını sağlamak için Nuh’u uyardılar.
Lomas ve ekibinin yaptığı araştırma; M.Ö. 7640 tarihinde dünyaya bir kuyrukluyıldızın çarptığı yönündeydi. Bu savı -10.000 yıl önce nesli tükenmiş birçok hayvanın olması- gibi yan fikirlerle de desteklemektedirler. İddiaya göre Kuyrukluyıldız çekim etkisiyle parçalanarak 7 ayrı bölgeye düşmüştür. Hepside okyanuslara denk geldiği için dünyada çok büyük tsunamiler oluşmuştur. Bu tsunamiler Nuh tufanını oluşturmuştur. Enok’un kitabında insanlığın kurtarılmasının öyküsü anlatılmaktadır. Aslında düşmüş meleklerin kimler olabileceği konusunda açık bir bilgi yok. Düşmüş meleklerle Nefiller arasında bir bağ olmalıdır. Fakat düşmüş melekler yüzünden dünyada devler oluştuğu düşüncesi de vardır.
Nefillerin yaşadığı şehirlere insanların girmesi yasaktı ve zaten insanlardan uzak yerlerde bulunuyordu. Enok’un kitabında Nuh’un doğumunda da bu konuya vurgu vardır. Nuh farklı bir görünüşte doğduğunda, babası tarafından kabul görmez. Onun tanrı oğullarına benzemesi yüzünden kendinden olmadığını düşünür. Bu durumu anlayabilmek için babasını Enok’a gönderir. Enok’unda bir görevli olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Enok’a ulaşmak için uzun bir yol gidip meleklerin yaşadığı yere gitmesi gerekmiştir. Yani bir Altınçağ şehrine gitmiştir.
Nefiller’e ne oldu? Nuh’un zamanındaki büyük Tufan’ın gerçekleşmesinin ana nedenlerinden biri Nefiller’di. Tanrı Sözü, Nefiller’den söz edildikten hemen sonra bize şöyle der: “RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. ‘Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım’ dedi, ‘Çünkü onları yarattığıma pişman oldum’”.Bunun üzerine Tanrı bütün dünyada bir Tufan gerçekleştirerek, yeryüzünde Nuh ve ailesi ve gemideki hayvanlar hariç, (Nefiller dahil) herkesi ve her şeyi öldürdü.
Tufan’dan sonra yeryüzünde Nefiller var mıydı? Yaratılış 6:4 bize, “O günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefillerı vardı” der. Öyle gözüküyor ki, cinler günahlarını Tufan’dan sonra yine tekrarlamışlardı. Fakat bu büyük bir olasılıkla Tufan’dan önce gerçekleştiğinden çok daha küçük çapta olmuştu. İsrailliler Kenan diyarına casusluğa gittiklerinde Musa’ya şöyle bir rapor vermişlerdi: “Nefiller'i, Nefiller'in soyundan gelen Anaklılar'ı gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük”. Bu âyet açık bir şekilde Nefiller’in gerçekten orada olduklarını söylemiyor, sadece casusların Nefiller’i gördüklerini düşündüklerini söylüyor. Casusların Kenan diyarında çok büyük insanlar görmüş ve yanlışlıkla onların Nefiller olduklarını düşünmüş olması daha muhtemeldir. Ya da, Tufan’dan sonra cinlerin dişi insanlarla yine çiftleşerek daha çok Nefiller oluşmasına neden olmuş olmaları muhtemelidir. Her ne olmuş olursa olsun, bu “devler, ” Kenan diyarının istilası sırasında ve tarihlerinin daha sonraki dönemlerinde İsrailliler tarafından yok edilmişti.
Günümüzde cinlerin daha çok Nefiller oluşturmasını engelleyen nedir? Öyle görünüyor ki, Tanrı böyle şeyler yapan cinlerin hepsini dipsiz derinliklere atarak cinlerin insanlarla çiftleşmesine son vermiştir. Yahuda Kitabı’nın 6’cı ayeti bize şöyle der: “Yetkilerinin sınırı içinde kalmayıp kendilerine ayrılan yeri terk etmiş olan melekleri, büyük yargı günü için çözülmez bağlarla bağlayarak karanlığa hapsetti.” Günümüzde bütün cinlerin “hapiste” olmadıkları açıktır, bu yüzden özgün düşüşün dışında daha başka büyük günahlar işlemiş olan bir grup olmuş olmalıydı. “Çözülmez bağlarla bağlananlar, ” büyük bir olasılıkla, dişi insanlarla çiftleşen cinlerdir. Onlara böyle bir ceza verilmesi başka cinlerin de böyle bir şeye kalkışmasını engelleyecekti.