MURATS44
Özel Üye
Bilgi Değeri Açısından Cefr ve Ebced Harfler ve Metaller Metafiziği
Özet: Bu yazıda, cefr ve ebced kavramları bilgi değerleri açısından incelenmektedir. Cefr ve ebcedin kavram analizinin ardından bunların tarihsel analizi ‘batınî yorum' çerçevesinde yapılmaktadır. Konu tartışması, daha çok ‘harfler ve rakamlar metafiziği' bağlamında yapılmaktadır.
Yazının ilerleyen bölümlerinde bir yöntem sorunu olarak ‘Ebced Hesabı'/'Hisâb-ı Cümel' incelenmektedir. Çalışmada, Kurân yorumunun cefr ve ebced ile yapılmasının İslâmîliği imkanı tartışılırken ‘İslâm'da gayb problemi' bilinen bağlamda tekrar edilmektedir. Konu bağlamında, Bâtınîyye, İsmâilîyye, İhvân-ı Safâ'ya daha ağırlıklı değinmek üzere belli kavramlar ele alınmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Cefr, Ebced, Remil, Hurûfîlik, Bâtınîlik, İsmâilîyye.
Cefr ve ebced, harflerin rakamsal değerleriyle tarih düşürmede kullanılan yönteme adını veren kelimelerdir. Cefr ve ebced, bir söz sanatı olduğu gibi aynı zamanda ilâhî metinleri yorumlamada kendisi-ne başvurulan bir metot olarak görülür. Bu yöntem, farklı milletler tarafından değişik dönemlerde apayrı amaçlar için kullanılmıştır. Müslüman topluluklar tarafından da bu yönteme başvurulmuş ve İslâm kültür zemininde geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
Epistemolojisini bâtınî te'vil üzerine kurgulayan mukassıdların kullandıkları cefr ve ebced, harf ve rakam metafiziği bağlamında değerlendirilmelidir. Bunu, bir anlamda harf ve sayı gizemciliği olarak da niteleyebiliriz. İlâhî mesajın muhatabı olan insan, metinleri anlamaya yönelik olarak her dönemde farklı yorum yöntemleri geliştirmiştir. Bu çabanın amacı, ilâhî muradı anlamaya yöneliktir. Yaşamını ilâhî kasıtlara uyarlamak için çaba gösteren insanın, aynı zamanda kutsalı, farklı yorum yöntemleriyle, yaşamına /duruşuna uydurmayı hedeflediği de olmuştur. Bunu, rahat yaşamak, tatmin olmak ve daha farklı sebeplerle yaptığı görülür. İlâhî metni kendi duruşuna uyarlama çabası, dinde ifsad edici bir ameliye olarak kabul edilir. Bu yaklaşımlar farklı fırkalar tarafından yaşanılır/savunulur olmuşsa da asıl tahribatı Kurân'ın zâhirini hiçe sayarak bâtınî yorumu merkeze alanlar, aşırı yorumlarını asıl kabul edenler oluşturur.
İlâhî metinlerin cefr ve ebcede başvurularak yorumlanmasını savunanlar, bunu, bâtınî kasıtları anlama çabası olarak meşru hatta gerekli görmektedirler. Bu yönelimin kutsalın sınırlarını zorlar boyutta; hatta, bizatihi ilâhî mesaja aykırı olması dahi onları engelleyememiştir. Zira onlara göre yapılan, paradigmanın doğası gereğidir dolayısıyla meşru hatta lüzûmludur.
Bu yorum yöntemi, modern dönemin teolojik hermenötik tartışmalarına sebep olduğu gibi, gelenekçi izleri taşıyan bir kısım modern teoloji denemelerinin de meşruiyet gerekçesi kabul edilmiştir. Bu çakışmayı, modern ve gelenek üst kimliği altındaki yaklaşımların ortak noktaları olarak görebiliriz. Buna verilebilecek özgün bir örnek Dinsel Çoğulculuk paradigmasıdır. Zira bu teoloji denemesi modern olmakla birlikte epistemolojisini gelenek zeminden derlemeye çalışmış bir üretmedir.
Bu yazımızda cefr ve ebcedi bilgi değeri açısından incelerken üzerinde geliştiği sosyal zeminle birlikte tanımaya çalışacağız. Zira bu kelimeler, ıstılâhî anlamlarına ilgili sosyal zemin atmosferinde kavuşmuşlardır. Aynı zamanda cefr ve ebcedi bir yöntem sorunu olarak ele alacak, Kurân yorumunun bu yöntem ile yapılmasının İslâmîliğini tartışacağız. Çalışmamızın yorum alanını rasyonalist zeminin dışında tutarken, ruhçu, maneviyatçı geleneği (tradition) ise değer kriteri açısından İslâmîlik zemininde anlamlandırmaya çalışacağız..
Özet: Bu yazıda, cefr ve ebced kavramları bilgi değerleri açısından incelenmektedir. Cefr ve ebcedin kavram analizinin ardından bunların tarihsel analizi ‘batınî yorum' çerçevesinde yapılmaktadır. Konu tartışması, daha çok ‘harfler ve rakamlar metafiziği' bağlamında yapılmaktadır.
Yazının ilerleyen bölümlerinde bir yöntem sorunu olarak ‘Ebced Hesabı'/'Hisâb-ı Cümel' incelenmektedir. Çalışmada, Kurân yorumunun cefr ve ebced ile yapılmasının İslâmîliği imkanı tartışılırken ‘İslâm'da gayb problemi' bilinen bağlamda tekrar edilmektedir. Konu bağlamında, Bâtınîyye, İsmâilîyye, İhvân-ı Safâ'ya daha ağırlıklı değinmek üzere belli kavramlar ele alınmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Cefr, Ebced, Remil, Hurûfîlik, Bâtınîlik, İsmâilîyye.
Cefr ve ebced, harflerin rakamsal değerleriyle tarih düşürmede kullanılan yönteme adını veren kelimelerdir. Cefr ve ebced, bir söz sanatı olduğu gibi aynı zamanda ilâhî metinleri yorumlamada kendisi-ne başvurulan bir metot olarak görülür. Bu yöntem, farklı milletler tarafından değişik dönemlerde apayrı amaçlar için kullanılmıştır. Müslüman topluluklar tarafından da bu yönteme başvurulmuş ve İslâm kültür zemininde geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
Epistemolojisini bâtınî te'vil üzerine kurgulayan mukassıdların kullandıkları cefr ve ebced, harf ve rakam metafiziği bağlamında değerlendirilmelidir. Bunu, bir anlamda harf ve sayı gizemciliği olarak da niteleyebiliriz. İlâhî mesajın muhatabı olan insan, metinleri anlamaya yönelik olarak her dönemde farklı yorum yöntemleri geliştirmiştir. Bu çabanın amacı, ilâhî muradı anlamaya yöneliktir. Yaşamını ilâhî kasıtlara uyarlamak için çaba gösteren insanın, aynı zamanda kutsalı, farklı yorum yöntemleriyle, yaşamına /duruşuna uydurmayı hedeflediği de olmuştur. Bunu, rahat yaşamak, tatmin olmak ve daha farklı sebeplerle yaptığı görülür. İlâhî metni kendi duruşuna uyarlama çabası, dinde ifsad edici bir ameliye olarak kabul edilir. Bu yaklaşımlar farklı fırkalar tarafından yaşanılır/savunulur olmuşsa da asıl tahribatı Kurân'ın zâhirini hiçe sayarak bâtınî yorumu merkeze alanlar, aşırı yorumlarını asıl kabul edenler oluşturur.
İlâhî metinlerin cefr ve ebcede başvurularak yorumlanmasını savunanlar, bunu, bâtınî kasıtları anlama çabası olarak meşru hatta gerekli görmektedirler. Bu yönelimin kutsalın sınırlarını zorlar boyutta; hatta, bizatihi ilâhî mesaja aykırı olması dahi onları engelleyememiştir. Zira onlara göre yapılan, paradigmanın doğası gereğidir dolayısıyla meşru hatta lüzûmludur.
Bu yorum yöntemi, modern dönemin teolojik hermenötik tartışmalarına sebep olduğu gibi, gelenekçi izleri taşıyan bir kısım modern teoloji denemelerinin de meşruiyet gerekçesi kabul edilmiştir. Bu çakışmayı, modern ve gelenek üst kimliği altındaki yaklaşımların ortak noktaları olarak görebiliriz. Buna verilebilecek özgün bir örnek Dinsel Çoğulculuk paradigmasıdır. Zira bu teoloji denemesi modern olmakla birlikte epistemolojisini gelenek zeminden derlemeye çalışmış bir üretmedir.
Bu yazımızda cefr ve ebcedi bilgi değeri açısından incelerken üzerinde geliştiği sosyal zeminle birlikte tanımaya çalışacağız. Zira bu kelimeler, ıstılâhî anlamlarına ilgili sosyal zemin atmosferinde kavuşmuşlardır. Aynı zamanda cefr ve ebcedi bir yöntem sorunu olarak ele alacak, Kurân yorumunun bu yöntem ile yapılmasının İslâmîliğini tartışacağız. Çalışmamızın yorum alanını rasyonalist zeminin dışında tutarken, ruhçu, maneviyatçı geleneği (tradition) ise değer kriteri açısından İslâmîlik zemininde anlamlandırmaya çalışacağız..