MURATS44
Özel Üye
Ebced Hesabının Kaynağı
Ebced hesabının menşei hakkında farklı rivâyetler vardır. İslâm öncesinde 22 harften meydana gelen ve "Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Se'fas, Kareşet" kelimelerinin sayısı olan altı rakamı göz önünde bulundurularak, Medyen hükümdarlarından altı kişinin adı, İlâhî isimlerin altı anahtarı, hafta günlerinin adı v.s. gibi kesin bilgiyi ifade etmeyen değişik rivayetler söz konusu edilmiştir.[SUP] [3][/SUP] Tâhirü'l-Mevlevî'ye göre, Arap ebcedinin İbranî ve Arâmî alfabesinden alındığına şüphe yoktur.[SUP] [4][/SUP] Arap edebiyatının ünlü isimlerinden Müberred ve Sîrâfî gibi âlimlere göre de Arap ebcedi, yabancı menşe'lidir.[SUP] [5][/SUP]
Keşfu'z-Zünûn'da, cifir ve ebced ilminin, konunun uzmanları olan mânevî ilimlerde derinleşen simalar için bir çok esrarın anahtarı hükmünde bulunduğu ve Hz. Ali tarikiyle özellikle Ehl-i Beyte tevârüs eden bir ilim olduğu belirtilmiştir. Bu ilmin eski peygamberlerin kitaplarında da yer aldığına dair rivâyetlere işaret eden Çelebi, "Bu ilme, ancak âhirzamanda gelecek olan Hz. Mehdî, hakkıyle vâkıf olur" diyen bazı âlimlerin görüşlerine de yer vermiştir.[SUP] [6][/SUP]
Bazı müsteşrikler tarafından tertip edilen ve Mısır'da tercüme edilerek neşredilen "Dairetü'l-Mearifi'l-İslâmiyye"de belirtildiğine göre, harflerin, rakamlara delâlet etmek üzere kullanılma geleneği, İbrânî ve Arâmîlerde de vardı. Hemze'den, kaf'a kadar olan harflerin, birden yüze, son dokuz harf de 200'den 1000'e kadar rakamlara delalet ediyordu.[SUP] [7][/SUP]
Kurân'da Ebced hesabının varlığını kabul eden Ebu'l-Aliye gibi alimlerin görüşlerine yer veren Kadı Beydâvî, onların dayandıkları Ebcedle ilgili meşhur hadisi kabul etmektedir. Ancak Hz. Peygamber (S.A.V.)'in onlara karşı gösterdiği davranışın, onların söylediklerini kabul ettiği anlamına gelmeyeceğini, aksine onlara karşı gösterdiği tebessümü, onların cehaletine karşı bir tepki olabileceğini vurgulamaktadır. Bununla beraber, Kurân'da Ebced hesabının varlığını kabul edenlerin, kabul gerekçelerini şöyle özetlemiştir: “Her ne kadar ebced hesabı, yabancı kaynaklı olsa da, Araplar dahil insanlar arasında, o kadar meşhur bir yere sahip olmuştur ki, âdetâ, yabancı kökenli olan mişkât, siccîl, Kıstas kelimeleri gibi artık Arapçalaşmıştır. Onun için onun göstereceği delâletler, diğer Arapça ifadeler gibi makbuldur.”[SUP] [8][/SUP]
İbn Aşûr gibi bazı âlimlerin bildirdiğine göre, ebced hesabı, kadim zamandan beri kullanılagelen bir sistemdir. Hz. Davud (A.S.)'un kitabındaki bazı neşideler bu hesabın simgelerini taşıyor. Yine Romalıların bu sistemle rakamlar kullandıkları bilinmektedir. Bu sistemin Araplara, Romalılar veyahut Yahûdiler tarafından geçtiği tahmin edilmektedir.[SUP] [9][/SUP] İbn Aşûr, mukattaat harfleri ve ebcedle ilgili rivâyet edilen hadîsi anlatırken "Hz. Peygamber (S.A.V.)'in onlara karşı diğer bazı harfleri zikretmesi O'nun bu harfleri gerçekten ümmetin ömrü için birer işaret kabul ettiği anlamına gelmez." şeklinde bir değerlendirme yapmıştır. Ancak kendisi, hadîsin sıhhati konusunda bir şey söylemediği gibi, ebced hesabını inkâr ettiğini gösteren bir ifadesi de söz konusu değildir. [SUP] [10][/SUP]
Hâkim'in Müstedrek adlı hadis kitabının tahkikli neşrini gerçekleştiren Yusuf Abdurrahman Maraşlı, söz konusu kitap için hazırladığı fihristin mukaddemesinde "ebced" konusuna da değinmiştir. O'na göre, İslâm öncesi dönemlerde Yahudî ve Hıristiyanlar tarafından kullanılan ebced sistemi, İslâm'ın zuhûrundan itibaren yaklaşık bir asır kadar eserlerin tertibinde kullanılmış daha sonra terkedilmiştir. Fakat, "ebced hesabı", bir matematik sistem olarak, tarih boyunca kullanılmaya devam etmiştir.[SUP] [11][/SUP] Daha önce 22 harften oluşmuş bu sisteme Müslümanların işi ele almaları ile, "peltek se, hı, zel, dad, zı, ğayın" harfleri ilave edilmiş ve sayı 28'e ulaştırılmıştır.[SUP] [12][/SUP]
Muhammed Hamidullah'ın görüşü de şu merkezdedir: Ayın 28 menzili gibi, Arap alfabesi de 28 tanedir. Bunlar her biri belli bir sayıyı göstermek suretiyle 1'den 1000'e kadar rakamları ifade eder. Sûre başlarında bulunan hece harfleri ise 14 tane olup yüksek mânâlar ifade etmektedir.[SUP] [13][/SUP]
Güzel bir tevafuktur ki, Ebced sisteminin asıl adı olan “Ebû câd” kelimesinin matematik değeri, 17'dir. İslam'ın ortaya çıktığı sırada, Mekke'de yazı bilenlerin sayısı da 17'dir.[SUP] [14][/SUP]
Annemarie Schımmel'in bildirdiğine göre, müselles [SUP] [üç haneli kare][/SUP] diye bilinen, bütün yatay ve düşey satırlarda olduğu gibi, çapraz hatlarda da rakamlarının toplamı 15'i veren bir maharetli karenin İslâmî gelenekte çok yaygın bir yeri vardır. Bu karenin, diğer adıyla Vefk'ın bu değeri, semâvî kimliğinden kaynaklanmaktadır. Bu [SUP] [sihirli/maharetli][/SUP] karede yer alan harfler, "B-Tı-D-keskin Z- H-C-V- elif-noktasız Hı” harfleridir. Vefkte bazen kendileri, bazen de ebced değerleri yazılan bu dokuz adet ebced harfinin, ilk defa Hz. Adem (A.S.)'e vahiy olarak geldiğine dair yaygın bir kanaat vardır.[SUP][15][/SUP] Karede yer aldıkları şekilde; söz konusu dokuz harfin yukarıdaki sıraya göre, üçer üçer ebced değerleri şöyledir: 2+9+4=15, 7+5+3=15, 6+1+8=15.
Söz konusu maharetli kare, İmam Gazzalî tarafından da kabul görmüş, “bir tılsım olarak tesiri tecrübe ile sabit olduğu” ifade edilmiştir.[SUP] [16][/SUP] Öyle ki, zamanla, "Gazzalî'nin karesi" (müsellesü'l-Gazalî) şeklinde ün yapmıştır. Aslında bu etkin fonksiyona sahip karenin harfleri, Hz. Ali tarafından da, sırlı olarak kabul gördüğünü gösteren ifadeleri vardır. Esrarlı olduğu bilinen Celcelûtiye kasidesinde, Hz. Ali “Bi sırrı buduhin echezatın /betadin zehecin bi vahi'l-vehâ..” diyerek, bu sırlı harfleri, diğer bir kaç harfle beraber, münacatta kullanmıştır.[SUP] [17][/SUP]
Celcelutiye Kasidesi Ebced Hesabına Göre Yazılmıştır
Hazreti Ali (R.A.)'nin en meşhur Kaside-i Celcelutiyesi, baştan nihâyete kadar bir nevi hesab-ı ebcedi ve cifir ile te'lif edilmiş ve öyle de matbaalarda basılmıştır.[SUP] [18][/SUP]
Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî'nin kaleme aldığı meşhur Mecmuatu'l-Ahzab adlı eserde Celcelutiye kasidesine de yer verilmiştir. "Bede'tu bi bismillah" cümlesiyle başlayan kasidenin son beyti, kaside sahibi Hz. Ali'nin ismini gösteren ve "Bunlar, yaratıklar insanlar için bir araya getiriliş ilimlerin sırları olup, Hz. Muhammed [a.s.m]'in amcasının oğlu Ali'nin makalesidir" anlamına gelen:
"Mekalu Aliyyin ve'bnu ammi Muhammedin ve sirru ulûmin lil-halaiki cümmiat" beytiyle sona ermiştir. Bediüzzaman'ın da işaret ettiği gibi, kaside baştan sona kadar ebced hesabını gösterir şekilde basılmıştır.[SUP] [19][/SUP]
Bu İşin Ehli Olan Alimlere Göre, Ebced Hesabı, Esrarın Anahtarıdır
Cafer-i Sadık [r.a.] ve Muhiddin-i Arabî [r.a.] gibi esrâr-ı gaybiye ile uğraşan zatlar ve esrar-ı huruf ilmine çalışanlar, Bediüzzaman Said Nursi gibi alimler, bu hesab-ı ebcediyi gaybî bir düstur ve bir anahtar kabul etmişlerdir.[SUP] [20][/SUP]
Konuyla ilgili birkaç misâl daha vermekte fayda vardır:
a. Hz. Ali ve Şura Suresi Yorumu:
İzz b. Abdusselam'ın bildirdiğine göre: Hz. Ali, Şura Suresinin başında yer alan "Hâ-Mim-Ayın-Sin-Kaf" şifreli harflerden, Muaviye ile kendisi arasında vuku bulan hadiseleri çıkarmıştır.[SUP] [21][/SUP]
b. İbn Kemal ve Enbiya Sûresi Yorumu
"Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır, diye yazmıştık."[SUP] [22][/SUP] mealindeki âyetten İbn Kemal, Sultan Selim'in Mısır'ın Osmanlı ülkesine ilhak tarihini çıkarmıştır. Âyette Tevrat yerinde kullanılan "ez-Zikr" kelimesi, ebced hesabı ile konunun düğümünü çözen anahtar kelimedir. Âyette "ez-Zikr'den sonra" tabiri kullanılmıştır. Bu kelimenin ebced değeri [SUP] [okunmayan lâm hariç][/SUP] 921'dir. Mısır'ın fetih tarihi ise, hicrî 922'dir. Demek ki âyet işârî mânâsıyla hicrî 921'den sonra fethin gerçekleşeceğini ifade etmiştir.[SUP] [23][/SUP]
Eskiden Beri, Yüksek Edipler, Ebced Hesabını Kullanmışlardır
“Yüksek edibler bu hesabı, edebî bir kanun-u letâfet kabul edip, eski zamandan beri onu istimal etmişler. Hatta letâfetin hatırı için iradî ve sun'î ve taklidî olmamak lazım gelirken, sun'î ve kasdî bir sûrette o gaybî anahtarların taklidini yapıyorlar."[SUP] [24][/SUP]
Bu konuda yüzlerce misâl verilebilir. Ancak biz burada nümune olarak bir-iki misâl vermekle yetineceğiz: Kırım Balıkova Kalesi civarındaki bir camiin kitabesinde:"Hakk muradın hemîşe ide atâ; "Kabbelallahu hayrekum" tarih ola." şeklinde bir ifadeyle "Allah hayrınızı kabul buyursun" anlamındaki son cümle ile mâbedin 1068'de yapıldığı gösterilmiştir.[SUP] [25][/SUP]
Mihriman Sultan'ın vefatına, "Hâdise-i mevt" terimi ile tarih düşürülmüştür. Bu tabirin ebced değeri 965 olup, onun vefat tarihidir.[SUP] [26][/SUP]
Ebced harflerinin aritmetik değerlerine göre kullanımları edebiyat sahasında olduğu gibi, fizik, kimya gibi fen bilimleri sahasında da kullanılmıştır. Büyük memurların tayin ve terfî tarihlerinde, doğum ve ölüm tarihlerini belirlemede yaygın bir şekilde kullanılmıştır.[SUP] [27][/SUP]
Kaynaklar
[1] bk.. İslâm Ansiklopedisi, X/68.
[2] Bk.. a.g.e., a.g.y.
[3] bk. İbnu'n-Nedim, el-Fihrist, 6; Tâhiru'l-Mevlevî, Edebiyat Lügatı, 38; Cerrahoğlu, İsmail, Tefsir Usulü, 18; Yakıt, İsmail, Türk- İslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Târih Düşürme, 23-29.
[4] bk. Tâhirü'l-Mevlevî, a.g.y.
[5] bk. a.g.y.
[6] bk. Kâtib Çelebi, Keşfuz-Zünûn, I/592.
[7] Bk. a.g.e., a.g.y.
[8] bk.el- Beydâvî, I/37.
[9] bk. bn Âşûr, Muhammed Tahir el-Cezairî, et-Tahrir ve't-Tenvîr, I/208.
[10] bk. İbn Âşûr, I/208.
[11] bk. Maraşli, Yusuf Abdurrahman, Fihrisu Ahâdîsi'l-Müstedrek, 19.
[12] bk. a.g.e., a.g.y.
[13] bk. Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, 147
[14] Bk. Cerrahoğlu, İsmail, Tefsir Usulü, 20.
[15] krş. A. Schımmel, Sayıların Esrarı [SUP] [trc.Temelli, Mehmed ][/SUP], 39.
[16] Gazzalî, Muhammed b. Muhammed, el-Munkızu mine'd-delâl, 46, şekiliçin bk. s. 50.
[17] Bk. Gümüşhanevî, Ahmed Ziyaeddin, Mecmuatu'l-Ahzâb [SUP] [Şâzelî][/SUP], 515.
[18] Bk. Nursi, Sikke-i Tasdik, a.g.y.
[19] bk. Gümüşhânevî, Ahmed Ziyaeddin, Mecmûatu'l-Ahzâb [SUP] [Şâzelî kısmı][/SUP], 499-531.
[20] Bk. Nursi, Sikke-i Tasdik, a.g.y.
[21] bk.es-Suyutî, el-İtkan, II/14.; el-Âlûsî, I/102.
[22] Enbiya, 21/105.
[23] krş. Âlusî, I/8; Badıllı, Abdulkadir, Risale-i Nur'un Kudsi Kaynakları, 956.
[24] Nursi, Sikke-i Tasdik, 96.
[25] bkz. Yakıt , 172.
[26] bkz. Yakıt, 149.
[27] Geniş bilgi için Yakıt İsmail'in eserine bakılabilir. Ayrıca değişik misaller için Badıllı'nın R. Nur''un Kudsî Kaynakları adlı eserinin cifir ve ebced bölümüne de bakılabilir.