Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Yazıklar olsun, ömr geçdi. Bir hayrlı iş yapmadım. Dünyânın vefâsız, yalancı olduğu, şimdi anlaşıldı. Hayâtı, hayâl oldu. Fitneleri, derdleri bitmedi. Ahbâb, arkadaşlar, öldüler, gitdiler. Bu hâlleri görüp de, gafletden uyanmıyor, ibret almıyoruz. Pişmân olmuyoruz. Tevbe etmiyoruz. Gaflet devâm ediyor, günâhlarımız artıyor. Allahü teâlâ, Tevbe sûresinin 127. ci âyetinde meâlen, (Görmiyorlar mı ki, her sene, bir iki kerre, derdlere, belâlara yakalanıyorlar. Yine tevbe etmiyor, pişmân olmuyorlar) buyurdu. Bu nasıl îmândır? Nasıl müslimânlıkdır? Ne kitâbdan, ne sünnetden nasîhat alınıyor. Ne de, başa gelen derdlerden, hâdiselerden ibret alınıyor. Uzun seneler, berâber yaşadıkları, birlikde gezip dolaşdıkları, yiyip içdikleri, yatıp kalkdıkları ahbâblarını, arkadaşlarını düşünsünler. Sevdiklerinin, birlikde eğlendiklerinin, yardımcılarının ne olduklarını görmiyorlar mı? Hiçbirinden birşey kaldı mı? Onlardan haber verenler var mı? Ömrlerinin harmanını rüzgâr götürdü.
Vefâsızdır, ey denî dünyâ senin her ni’metin!
Ecel fırtınaları, mahv eyliyor her rif’atın.
Vefâsızdır, ey denî dünyâ senin her ni’metin!
Ecel fırtınaları, mahv eyliyor her rif’atın.