MURATS44
Özel Üye
KUR’ÂN-I KERÎM VE BUGÜNKÜ TEVRÂT VE İNCÎLLER
MUKADDEME
Bugün dünyâda bulunan üç büyük dînin, ya’nî müslimânlık ve yehûdîlik ve hıristiyanlığın mensûbları elinde, kendileri tarafından (Allah kelâmı) kabûl edilen, birer kitâb vardır. Yehûdîliğin [Mûsevîliğin] kitâbı (Tevrât)dır. Hıristiyanlığın [Îsevîliğin] kudsî kitâbı (Bible = Kitâb-ı mukaddes)dir. Bu kitâb, (Ahd-i Atîk) ya’nî Tevrât ve (Ahd-i Cedîd) ya’nî İncîller ve bunlara mülhak risâleler olmak üzere iki kısmdan müteşekkildir. Müslimânların mukaddes kitâbı ise (Kur’ân-ı kerîm)dir.
Hıristiyanların tanrılaşdırdıkları Îsâ aleyhisselâmı, biz müslimânlar Peygamber olarak tanırız. Peygamber olduğu için, Allahü teâlânın Ona bir kitâb vermesi tabî’îdir. Bunun içindir ki, Îsâ aleyhisselâmın kitâbı olan hakîkî İncîl hiç şübhesiz (Allah kelâmı)dır. Ama bugün, bu hakîkî İncîl mevcûd değildir. Bugün hıristiyanların elinde bulunan İncîllerde, eski hakîkî İncîlden kalmış pek az parça vardır. Hakîkî İncîl, İbrânî dilinde idi. Bu hakîkî İncîl, kısa zemânda, yehûdîlerin düşmanlıkları sebebi ile gayb oldu. Hurâfeler bulunan muhtelif İncîller ortaya çıkdı. Bu kitâblar sonradan Yunancaya ve Latinceye yanlış, hatâlı olarak terceme edilmiş, zemânla bir çok parçalar ilâve edilmiş, mütemâdiyen değişdirilmiş, böylece pekçok İncîller yazılmışdır. Bunların çoğu çeşidli rûhban meclislerinde red edilmiş ve nihâyet bugünkü dört İncîl kalmışdır.
Bunun isbâtı, ilerdeki sahîfelerde görülecekdir. Fekat hâlâ değişdirmeler, tashîhler, açıklamalar devâm etmekdedir. Buna mukâbil Kur’ân-ı kerîm, Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” vahy olunduğu günden bugüne kadar, bir harfi bile değişmeden aynen kalmışdır.
Buraya kadar söylediklerimiz, yalnız müslimânların i’tikâdı değildir.
MUKADDEME
Bugün dünyâda bulunan üç büyük dînin, ya’nî müslimânlık ve yehûdîlik ve hıristiyanlığın mensûbları elinde, kendileri tarafından (Allah kelâmı) kabûl edilen, birer kitâb vardır. Yehûdîliğin [Mûsevîliğin] kitâbı (Tevrât)dır. Hıristiyanlığın [Îsevîliğin] kudsî kitâbı (Bible = Kitâb-ı mukaddes)dir. Bu kitâb, (Ahd-i Atîk) ya’nî Tevrât ve (Ahd-i Cedîd) ya’nî İncîller ve bunlara mülhak risâleler olmak üzere iki kısmdan müteşekkildir. Müslimânların mukaddes kitâbı ise (Kur’ân-ı kerîm)dir.
Hıristiyanların tanrılaşdırdıkları Îsâ aleyhisselâmı, biz müslimânlar Peygamber olarak tanırız. Peygamber olduğu için, Allahü teâlânın Ona bir kitâb vermesi tabî’îdir. Bunun içindir ki, Îsâ aleyhisselâmın kitâbı olan hakîkî İncîl hiç şübhesiz (Allah kelâmı)dır. Ama bugün, bu hakîkî İncîl mevcûd değildir. Bugün hıristiyanların elinde bulunan İncîllerde, eski hakîkî İncîlden kalmış pek az parça vardır. Hakîkî İncîl, İbrânî dilinde idi. Bu hakîkî İncîl, kısa zemânda, yehûdîlerin düşmanlıkları sebebi ile gayb oldu. Hurâfeler bulunan muhtelif İncîller ortaya çıkdı. Bu kitâblar sonradan Yunancaya ve Latinceye yanlış, hatâlı olarak terceme edilmiş, zemânla bir çok parçalar ilâve edilmiş, mütemâdiyen değişdirilmiş, böylece pekçok İncîller yazılmışdır. Bunların çoğu çeşidli rûhban meclislerinde red edilmiş ve nihâyet bugünkü dört İncîl kalmışdır.
Bunun isbâtı, ilerdeki sahîfelerde görülecekdir. Fekat hâlâ değişdirmeler, tashîhler, açıklamalar devâm etmekdedir. Buna mukâbil Kur’ân-ı kerîm, Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” vahy olunduğu günden bugüne kadar, bir harfi bile değişmeden aynen kalmışdır.
Buraya kadar söylediklerimiz, yalnız müslimânların i’tikâdı değildir.