MURATS44
Özel Üye
Kudret Sebebiyle Kalbin Üstünlüğü
Marifet yolundaki insanın, en kıymetli cevheri olan kalbde görünenleri öğrendin. Şimdi de, kudret sebebiyle olan üstünlüğünü izah edelim. Zira, o da meleklerin husûsiyetlerindendir. Diğer hayvanlarda yoktur. Bu da şöyledir: Melekler, madde âlemini emri altında bulundururlarsa, Allahü Teâlâ'nın izni ile insanların ihtiyaçlarını gördükleri zaman, baharda yağmur getirirler, fırtına koparırlar, hayvanları ana rahminde, bitkileri toprakta şekillendirirler ve süslerler. Bu işlerin her bir çeşidi için meleklerden bir kısmı vazifelendirilir. İnsanın kalbi de, melek cevheri cinsindendir. Ona da bir kudret, kuvvet verilmiştir. Böylece madde âleminin bir kısmı ona tâbidir.
Herkesin hususî âlemi, kendi bedenidir. Beden de kalbe tâbidir. Herkes bilir ki, kalb parmakta değildir. İlim ve irade [istek] parmakta değildir. Kalb emredince, parmak hareket eder. Kalbde hışmın görüntüsü meydana gelince, yedi azadaki damarlar açılır, kan hücum eder. Bu, yağmura benzemektedir. Şehvetin görüntüsü kalbde zahir olunca, bir esinti canlanır ve şehvet âletine doğru gider. Yemek yemeyi düşününce dilinin altındaki kuvvet hemen yardım için harekete geçer ve tükürük bezleri çalışır. Böylece yiyeceği, yutacak hâle gelinceye kadar ıslatır.
Kalbin tasarrufunun bedende câri [geçerli] olduğu ve bedenin kalbe tâbi olduğu gizli değildir. Fakat, bilmek lâzımdır ki, kalblerin bazısı bazısından üstün ve kuvvetlidir; melek cevherine daha çok benzer. Böylece, onun bedeninin dışındaki maddeler, ona itaat eder. Meselâ, heybeti bir aslan üzerine düşerse, aslan ona itaat eder, emrine girer, bir hastaya himmet edince, sıhhate kavuşur; bunun gibi vücudu sağlam olan birisine bakarsa, hasta eder, bir kimsenin kendi yanına gelmesini düşündüğü zaman, o kimsenin bâtınında bir hareket meydana gelir. Yağmur yağmasını istediği zaman yağmur yağar. Bütün bunlar aklî delillerle mümkün ve tecrübe ile bilinmektedir. Göz değmesi ve büyü dedikleri şeyler de bu kabildendir. İnsanların, diğer cisimlere te'sir ettiği şeyler kısmındandır. Hattâ, haset edici habis [kötü, pis] bir nefis olur, gayet güzel bir at görür, o ata haset gözü ile bakar, onun helak olmasını aklından geçirir, o at o anda helak olur. Bahusus hadîs-i şerifte bildirildi: «Göz (nazar) insanı mezara, deveyi tencereye koyar» (1).
O hâlde, bu da, kalbin şaşılacak kudretlerindendir. Böyle bir hususiyetin [özellik] kendisinde bulunduğu bir kimse, insanları hak dinine dâvet edici ise, bu hâllerine mucize denir. Davet edici değil ise keramet denir. Hayırlı işte bu hâlleri zuhur ederse, nebi yahut velî denir. Kötü işlerdekine ise büyücü denir. Büyü, keramet ve mucize, insanın kalbindeki kudretin en büyüklerindendir. Evet, aralarında büyük farklar vardır. Bu kitab bunu açıklamak için kâfi değildir.