MURATS44
Özel Üye
Ateizm
Ateizm kelimesi Yunanca da "Tanrı" anlamına gelen "Theos"tan türemiştir. Bu kelimeden de "Tanrı inancına sahip olmak" ya da "Tanrı ya inanmak" anlamına gelen theism anlayışı ortaya çıkmıştır. Ateizm kelimesi de İngilizce "theism" kelimesinin başına "a-" ön takısının eklenmiş hali olup Türkçe'de "tanrı tanımazlık" anlamına gelmektedir.
İnançsızlık denilince hemen akla ateizm gelmemelidir. Mesela insanların çoğu inanç sahibi ve bir dine mensup olmasına rağmen diğer dinleri reddetmektedirler. Diğerleri de aynı şekilde davranmakta, sadece kendi anlayışlarını savunarak karşısındaki inanışları yanlışlamaya çalışmaktadırlar.
Felsefe tarihinde dindâr olmadığı halde Tanrı inancına sahip olan düşünürler de bulunmaktadır. Buna karşın günümüzde çok sık rastlandığı gibi -özellikle Batı dünyasında- görünüşte dindâr olduğu halde gerçekte Tanrı'ya inanmayan pek çok kişi vardır. Bu durum, gerek teizmin ve gerekse ateizmin tanımlanmasında birtakım güçlüklerin bulunduğunu göstermektedir.
Tanrı'nın varlığına inanan ve bu inancını da ifâde eden kişiye mümin denmektedir. Böyle bir Tanrı kavramına inanmayan kişiye ise ateist denmektedir. Yâni bir anlamda ateist, ilâhi dinlerin ifade ettiği biçimde, varlığının öncesi veya sonrası bulunmayan, evreni yaratan ve yasalarını belirleyen, irade ve kişilik sahibi olan, her şeyi yapma, bilme ve görme kudretinde bulunan, insanlara hayatı bahşeden bir varlığa inanmayan kişidir.
Diğer bir deyişle ateist, hem düşünce seviyesinde hem de günlük yaşantısında söz konusu Tanrı'nın varlığını reddeden bununla birlikte peygamberi ve ahiret inançlarını da kabul etmeyen kişidir.
Ateizmin Çeşitleri
Tanrı inancını kabul etmeyen Ateistler de dindârlar gibi kendi aralarında farklı gruplara ayrılmışlar ya da en azından aynı sonuca varsalar da ateizmi farklı yorumlamışlardır. Dolayısıyla bir tek Ateizm tanımından söz etmek de doğru olmayacaktır.
1. Mutlak Ateizm
Bazı Ateistlere göre "Ateizm", Tanrı'yı reddetmekten öte, zihinde Tanrı fikrine sahip olmamak demektir. Bu anlayışa göre insan, doğuştan Tanrı kavramına sahip olmadığı için reddedecek bir şeyi de bulunmamaktadır. Bu tür bir Ateizm, Mutlak Ateizm olarak tanımlanmış ve taraftarlarına da "Mutlak Ateist" denmiştir. Bu anlayışı savunanların arasında Baron D'Holbach (1723-1789) ve Charles Bradlaugh gibi düşünürler bulunmaktadır.
2. Teorik Ateizm
Ateizmin birinci yaklaşımından biraz farklı olarak "Tanrı'nın varlığını reddetmek." şeklinde de tanımlanmıştır. Aslında Ateizm denilince akla bu tanım gelmektedir. Felsefede önemli olan ve Tanrı inancına ağır eleştiriler yönelten Ateizm biçimi de budur. Yani düşünerek tartışarak zihni bir çabayla Tanrı'nın varlığını reddetmek ve ilgili iddiaları çürütmeye çalışmaktır.
Teorik ateizm de denen bu anlayış doğrultusunda dindârların iddiaları ve Tanrı'nın varlığı lehinde getirdikleri kanıtlar eleştiri konusu olmuş, bu süreçte Tanrı nın varlığını çürütmeye yönelik karşı tezler ileri sürülmüştür.
Teorik ateizmde Tanrı'nın varlığı inkâr edilmekle kalınmamış, bu kavramla ilgili olarak gündeme gelen mucize, vahiy, peygamberlik, kutsal kitap, ölümsüzlük ve ahiret hayatı gibi inançlar da eleştirilmiş ve reddedilmiştir. Ayrıca bu tür bir ateizmde sadece teistik Tanrı kavramı hedef alınmamış, bunun yanı sıra mistik, mitolojik, transandantal (aşkın) veya antropomorfik anlayışlarla, panteizm ve Deizm gibi, bir şekilde Tanrı inancına yer veren diğer ekoller de reddedilmiştir.
3. Pratik Ateizm
"Sanki Tanrı yokmuş gibi yaşamak" veyâ "Tanrı'yı günlük yaşama sokmamak" biçiminde tanımlanmıştır. Bu tür bir Ateizmde kişi daha ziyâde günlük yaşamındaki tavır ve davranışlarıyla, hayat tarzı, ilke ve alışkanlıklarıyla, Tanrı'sız bir dünya ve Tanrı'sız bir yaşam kurmayı istemektedir. Bunun yanında Tanrı'yla alakalı olarak en ufak bir şey düşünmemekte, kendini dinden, ibâdetlerden ve bunlarla ilgili törenlerden de uzak tutmaya çalışmaktadır. Pratik Ateizm anlayışında, Tanrı'nın teorik tartışmalarla reddedilmesi ikinci planda kalmaktadır.
Felsefede ki temsilcileri arasında L. A. Feuerbach (1804-1872), F. Nietzsche (1844-1900), S. Freud (1856-1940) ve K. Marx (1818-1883) gibi ünlü düşünürler de bulunmaktadır.
4. İlgisizlerin Ateizmi
Bir kısım düşünürler, Tanrı'nın varlığını veya yokluğunu tartışma konusu yapmadan, bu konulara uzak durmayı tercih etmişlerdir. Bu tür Ateistlere göre insan, sadece var olanla yetinmeli, görünen alemin ötesine ilgi duymamalıdır. Dolayısıyla dünyanın ötesindeki herhangi bir varlık hakkında olumlu ya da olumsuz bir yargıda bulunmaya ya da konuşmaya çalışmak anlamsız bir iş yapmak olacaktır.
5. İdeolojik (Materyalist) Ateizm
Özünde felsefi bir problem olan Ateizm, bazen de ideolojik bir ilke olarak savunulmuş ve politik bir kabul haline gelmiştir. Özellikle Karl Marx, F. Engels (1820-1895) ve V. I. Lenin'in (1870-1924) görüşlerinden hareketle kurulan sosyalist yönetimlerde ateizm, komünist partilerin propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Eski Sovyetler Birliği'nde ve halâ bâzı ülkelerde Ateizm, Marksist ve Leninist dünya görüşünün ayrılmaz bir parçası olarak görülmüş ve "İlmi Ateizm" adıyla takdim edilmiştir.
Ateizm kelimesi Yunanca da "Tanrı" anlamına gelen "Theos"tan türemiştir. Bu kelimeden de "Tanrı inancına sahip olmak" ya da "Tanrı ya inanmak" anlamına gelen theism anlayışı ortaya çıkmıştır. Ateizm kelimesi de İngilizce "theism" kelimesinin başına "a-" ön takısının eklenmiş hali olup Türkçe'de "tanrı tanımazlık" anlamına gelmektedir.
İnançsızlık denilince hemen akla ateizm gelmemelidir. Mesela insanların çoğu inanç sahibi ve bir dine mensup olmasına rağmen diğer dinleri reddetmektedirler. Diğerleri de aynı şekilde davranmakta, sadece kendi anlayışlarını savunarak karşısındaki inanışları yanlışlamaya çalışmaktadırlar.
Felsefe tarihinde dindâr olmadığı halde Tanrı inancına sahip olan düşünürler de bulunmaktadır. Buna karşın günümüzde çok sık rastlandığı gibi -özellikle Batı dünyasında- görünüşte dindâr olduğu halde gerçekte Tanrı'ya inanmayan pek çok kişi vardır. Bu durum, gerek teizmin ve gerekse ateizmin tanımlanmasında birtakım güçlüklerin bulunduğunu göstermektedir.
Tanrı'nın varlığına inanan ve bu inancını da ifâde eden kişiye mümin denmektedir. Böyle bir Tanrı kavramına inanmayan kişiye ise ateist denmektedir. Yâni bir anlamda ateist, ilâhi dinlerin ifade ettiği biçimde, varlığının öncesi veya sonrası bulunmayan, evreni yaratan ve yasalarını belirleyen, irade ve kişilik sahibi olan, her şeyi yapma, bilme ve görme kudretinde bulunan, insanlara hayatı bahşeden bir varlığa inanmayan kişidir.
Diğer bir deyişle ateist, hem düşünce seviyesinde hem de günlük yaşantısında söz konusu Tanrı'nın varlığını reddeden bununla birlikte peygamberi ve ahiret inançlarını da kabul etmeyen kişidir.
Ateizmin Çeşitleri
Tanrı inancını kabul etmeyen Ateistler de dindârlar gibi kendi aralarında farklı gruplara ayrılmışlar ya da en azından aynı sonuca varsalar da ateizmi farklı yorumlamışlardır. Dolayısıyla bir tek Ateizm tanımından söz etmek de doğru olmayacaktır.
1. Mutlak Ateizm
Bazı Ateistlere göre "Ateizm", Tanrı'yı reddetmekten öte, zihinde Tanrı fikrine sahip olmamak demektir. Bu anlayışa göre insan, doğuştan Tanrı kavramına sahip olmadığı için reddedecek bir şeyi de bulunmamaktadır. Bu tür bir Ateizm, Mutlak Ateizm olarak tanımlanmış ve taraftarlarına da "Mutlak Ateist" denmiştir. Bu anlayışı savunanların arasında Baron D'Holbach (1723-1789) ve Charles Bradlaugh gibi düşünürler bulunmaktadır.
2. Teorik Ateizm
Ateizmin birinci yaklaşımından biraz farklı olarak "Tanrı'nın varlığını reddetmek." şeklinde de tanımlanmıştır. Aslında Ateizm denilince akla bu tanım gelmektedir. Felsefede önemli olan ve Tanrı inancına ağır eleştiriler yönelten Ateizm biçimi de budur. Yani düşünerek tartışarak zihni bir çabayla Tanrı'nın varlığını reddetmek ve ilgili iddiaları çürütmeye çalışmaktır.
Teorik ateizm de denen bu anlayış doğrultusunda dindârların iddiaları ve Tanrı'nın varlığı lehinde getirdikleri kanıtlar eleştiri konusu olmuş, bu süreçte Tanrı nın varlığını çürütmeye yönelik karşı tezler ileri sürülmüştür.
Teorik ateizmde Tanrı'nın varlığı inkâr edilmekle kalınmamış, bu kavramla ilgili olarak gündeme gelen mucize, vahiy, peygamberlik, kutsal kitap, ölümsüzlük ve ahiret hayatı gibi inançlar da eleştirilmiş ve reddedilmiştir. Ayrıca bu tür bir ateizmde sadece teistik Tanrı kavramı hedef alınmamış, bunun yanı sıra mistik, mitolojik, transandantal (aşkın) veya antropomorfik anlayışlarla, panteizm ve Deizm gibi, bir şekilde Tanrı inancına yer veren diğer ekoller de reddedilmiştir.
3. Pratik Ateizm
"Sanki Tanrı yokmuş gibi yaşamak" veyâ "Tanrı'yı günlük yaşama sokmamak" biçiminde tanımlanmıştır. Bu tür bir Ateizmde kişi daha ziyâde günlük yaşamındaki tavır ve davranışlarıyla, hayat tarzı, ilke ve alışkanlıklarıyla, Tanrı'sız bir dünya ve Tanrı'sız bir yaşam kurmayı istemektedir. Bunun yanında Tanrı'yla alakalı olarak en ufak bir şey düşünmemekte, kendini dinden, ibâdetlerden ve bunlarla ilgili törenlerden de uzak tutmaya çalışmaktadır. Pratik Ateizm anlayışında, Tanrı'nın teorik tartışmalarla reddedilmesi ikinci planda kalmaktadır.
Felsefede ki temsilcileri arasında L. A. Feuerbach (1804-1872), F. Nietzsche (1844-1900), S. Freud (1856-1940) ve K. Marx (1818-1883) gibi ünlü düşünürler de bulunmaktadır.
4. İlgisizlerin Ateizmi
Bir kısım düşünürler, Tanrı'nın varlığını veya yokluğunu tartışma konusu yapmadan, bu konulara uzak durmayı tercih etmişlerdir. Bu tür Ateistlere göre insan, sadece var olanla yetinmeli, görünen alemin ötesine ilgi duymamalıdır. Dolayısıyla dünyanın ötesindeki herhangi bir varlık hakkında olumlu ya da olumsuz bir yargıda bulunmaya ya da konuşmaya çalışmak anlamsız bir iş yapmak olacaktır.
5. İdeolojik (Materyalist) Ateizm
Özünde felsefi bir problem olan Ateizm, bazen de ideolojik bir ilke olarak savunulmuş ve politik bir kabul haline gelmiştir. Özellikle Karl Marx, F. Engels (1820-1895) ve V. I. Lenin'in (1870-1924) görüşlerinden hareketle kurulan sosyalist yönetimlerde ateizm, komünist partilerin propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Eski Sovyetler Birliği'nde ve halâ bâzı ülkelerde Ateizm, Marksist ve Leninist dünya görüşünün ayrılmaz bir parçası olarak görülmüş ve "İlmi Ateizm" adıyla takdim edilmiştir.