MÜ’MİNİN EVSÂFI
Mü’minin mü’minde yedi hakkı vardır:
Da’vetine gitmek,
İyâdetine [Hasta olunca ziyâretine] gitmek,
Cenâzesine gitmek,
Nasîhat etmek,
Selâm vermek,
Bir zâlimin elinden kurtarmak.
Aksırdıkda (Elhamdülillah) deyince, (Yerhamükellah) demek.
Mü’minin hayrlısı, altı haslet bulunandır:
İbâdet eder. İlm öğrenir. Fenâlık yapmaz. Harâmlardan sakınır. Kimsenin malına göz dikmez. Ölümü hiç unutmaz.
Tenbîh: Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Herkes, kendisine ihsân edeni sever. Bu sevgi, insanın cibilletinde [yaratılışında] mevcûddur.) Nefsine düşkün olan, nefsinin arzûlarına kavuşmak için, yardım edenleri sever. Akl ve ilm sâhibi ise, medenî insan olmasına yardım edenleri sever. Kısacası, tayyibler [iyiler], tayyibleri sever. Habîsler, şerîrler [fenâ kimseler], kötüleri severler. Bir kimsenin sevdiklerine, arkadaşlarına bakarak, onun nasıl adam olduğu anlaşılır. Dosta, düşmana, müslimâna ve kâfire, bid’at sâhiblerinden başka, herkese, tatlı dil ve güler yüz göstermelidir. İnsanlara yapılacak en fâideli ihsân, en kıymetli hediyye, tatlı dil ve güler yüzdür. İneğe tapan kâfirleri görünce, ineğin ağzına saman vererek, düşman olmalarına mâni’ olmalıdır. Kimse ile münâkaşa etmemelidir. Münâkaşa, dostluğu azaltır, düşmanlığı artdırır. Kimseye kızmamalıdır. Kızmak, sinir ve kalb hastalığı yapar. Hadîs-i şerîfde, (Gadab etme!), kızma buyuruldu.
Bir kimse, dört şeyi gizlese, nâsın hayrlısı olur:
1- Fakîrliğini,
2- Sadakasını,
3- Musîbetini,
4- Belâsını.
Ve dahî Cennet dört kimseye müştakdir:
1- Dili zikr edici ola.
2- Hâfız-ı kelâmullah ola.
3- Ta’âm yidirici ola.
4- Ramezân ayında sâim [oruclu] ola.
Her kişi, aşağıda yazılı yedi şeyi dillerinden kesmeyeler:
Her işinde (Besmele-i şerîfeyi) diyeler.
Her işi temâm edince, (Elhamdülillah) diyeler.
Filân yere gideceğim dedikde, (İnşâallah) diyeler.
Bir musîbet işitdikde, (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn) diyeler.
Bir hatâ söylemiş ise, tevbe ve istigfâr eyleyeler.
(Lâ ilâhe illallahü vahdehu lâ şerîke leh, lehül-mülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr) kelime-i tayyibesine devâm edeler.
(Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh) kelime-i şerîfesini çok söyliyeler.
Bu ikisini dahî, gece ve gündüz çok okumalıdır:
1- (Estagfirullah.)
2- (Sübhânellahi vel-hamdülillahi velâ ilâhe illallahü vallahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billahil’aliyyil’azîm.)
Mü’minin mü’minde yedi hakkı vardır:
Da’vetine gitmek,
İyâdetine [Hasta olunca ziyâretine] gitmek,
Cenâzesine gitmek,
Nasîhat etmek,
Selâm vermek,
Bir zâlimin elinden kurtarmak.
Aksırdıkda (Elhamdülillah) deyince, (Yerhamükellah) demek.
Mü’minin hayrlısı, altı haslet bulunandır:
İbâdet eder. İlm öğrenir. Fenâlık yapmaz. Harâmlardan sakınır. Kimsenin malına göz dikmez. Ölümü hiç unutmaz.
Tenbîh: Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Herkes, kendisine ihsân edeni sever. Bu sevgi, insanın cibilletinde [yaratılışında] mevcûddur.) Nefsine düşkün olan, nefsinin arzûlarına kavuşmak için, yardım edenleri sever. Akl ve ilm sâhibi ise, medenî insan olmasına yardım edenleri sever. Kısacası, tayyibler [iyiler], tayyibleri sever. Habîsler, şerîrler [fenâ kimseler], kötüleri severler. Bir kimsenin sevdiklerine, arkadaşlarına bakarak, onun nasıl adam olduğu anlaşılır. Dosta, düşmana, müslimâna ve kâfire, bid’at sâhiblerinden başka, herkese, tatlı dil ve güler yüz göstermelidir. İnsanlara yapılacak en fâideli ihsân, en kıymetli hediyye, tatlı dil ve güler yüzdür. İneğe tapan kâfirleri görünce, ineğin ağzına saman vererek, düşman olmalarına mâni’ olmalıdır. Kimse ile münâkaşa etmemelidir. Münâkaşa, dostluğu azaltır, düşmanlığı artdırır. Kimseye kızmamalıdır. Kızmak, sinir ve kalb hastalığı yapar. Hadîs-i şerîfde, (Gadab etme!), kızma buyuruldu.
Bir kimse, dört şeyi gizlese, nâsın hayrlısı olur:
1- Fakîrliğini,
2- Sadakasını,
3- Musîbetini,
4- Belâsını.
Ve dahî Cennet dört kimseye müştakdir:
1- Dili zikr edici ola.
2- Hâfız-ı kelâmullah ola.
3- Ta’âm yidirici ola.
4- Ramezân ayında sâim [oruclu] ola.
Her kişi, aşağıda yazılı yedi şeyi dillerinden kesmeyeler:
Her işinde (Besmele-i şerîfeyi) diyeler.
Her işi temâm edince, (Elhamdülillah) diyeler.
Filân yere gideceğim dedikde, (İnşâallah) diyeler.
Bir musîbet işitdikde, (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn) diyeler.
Bir hatâ söylemiş ise, tevbe ve istigfâr eyleyeler.
(Lâ ilâhe illallahü vahdehu lâ şerîke leh, lehül-mülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr) kelime-i tayyibesine devâm edeler.
(Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh) kelime-i şerîfesini çok söyliyeler.
Bu ikisini dahî, gece ve gündüz çok okumalıdır:
1- (Estagfirullah.)
2- (Sübhânellahi vel-hamdülillahi velâ ilâhe illallahü vallahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billahil’aliyyil’azîm.)