harekat
Özel Üye
11 Eylül de 12 Eylül de Bizim İyi Çocuklar‘ın işi.
11 Eylül dünya derin devletinin işiydi, 12 Eylül, ona bağlı çalışan Türk derin devletinin işi.
28 Şubat da, Ergenekon-Balyoz darbe planları da, 12 Eylül’deki Bayrak darbe planının kötü bir kopyası.
Bizimkilerin arkasında ABD-İsrail koalisyonu vardı. Akıl hocaları onlardı.
11 Eylül’ün yıldönümünde hâlâ o saldırıların arkasındaki sırrı konuşuyor olacağız. Yine belli çevrelerce İslamifobia denilen, tamamen belli istihbarat merkezlerinde örgütlenen, yapılandırılan, üretilen bir şeyi konuşacağız.
Aslında batının yapmaya çalıştığı şey, kendi çöküşünü gizlemek için dikkatleri başka yere çekmeye çalışmaktan başka bir şey değil. Bu şekilde korkuya dayalı daha otoriter bir yönetim kurmak istiyorlar. Güvenlik sorunlarını öne çıkartarak, içerideki siyasi rakiplerini ve toplumsal talepleri baskılamak istiyorlar.
11 Eylül Amerika için bir milad oldu. Olayın 10. yılında gerçekler hâlâ sır. Ve olay hâlâ sıcaklığını koruyor. 11 Eylül’den beri ABD’nin iki yakası bir araya gelmedi. Bundan sonra gelmesi de zor. Görünen o ki, ABD için gelen günler, geçen günleri aratacak. ABD gelecek yıllarda deniz aşırı üslerini tek tek kapatmak zorunda kalacak. NATO etkinliğini yitirecek. Dolar da öyle.
BM de ABD ile birlikte giderek batacak gibi gözüküyor.
BM aslında son kullanma tarihini geçirmiş bir örgüt. Yeniden yapılandırılması da oldukça zor gözüküyor. BM giderek saygınlığını ve etkinliği kaybedecek. Büyük bir kriz yaşanıp, dünyadaki dengeler, rejimler ve sınırlar yeniden çizilmeden de yeni bir yapılanma çok zor.
Yeni bir uluslararası düzen kurulması için bu gün yeterli bir uzlaşı zemini yok. Proje de yok. Bu rolü üstlenecek bir güç merkezi de.
ABD, AB, Çin ve Japonya, Rusya, yeni bir düzende eskisi kadar güçlü olmayacaklar. Bu yapı da aslında artık kendilerini taşımıyor ama ölümü görüp hastalığa razı oluyorlar. Artık uzatmaları oynuyorlar. Yolun sonuna geldiklerini kendileri de görüyorlar. Uygun bir zaman ve zemin bekliyorlar harekete geçmek için ama o uygun zaman ve zemin de ortaya bir türlü çıkmadığı gibi, şartlar daha da kötüleşiyor. Ama bu güçlerin hepsi, bu gün bulundukları konum ve sahip oldukları güç itibarı ile yeni çözüm önerilerini engellemek için yeterli güce sahipler.
Aslında bugünkü sömürü düzenini ayakta tutmak için düşman kardeşler arasında örtülü ve gizli bir ittifak da var. Çin ve ABD bugün her zamankinden daha çok birbirine muhtaç. Dolar, bu dünyanın göbek bağı gibi bir şey. Ve dolar denilen bu büyülü yeşil kağıt aslında hiçbir şey ifade etmiyor. Durum Ayı Yogi’nin uçurumdan ileri doğru boşlukta yürümesine benziyor. Ayı Yogi aşağı baktığı, ayaklarının boşlukta olduğunu gördüğü zaman düşecek.
Kral çıplak! Bu gerçeği herkes görüyor ve biliyor. Görmeyen, bilmeyen tek kişi var, o da kral!
Eğer ABD Türkiye’nin yaptığını yapıp kendi derin devleti ile yüzleşmeyi göze alabilirse belki düzlüğe çıkabilir. Ama bunu yapamayacak olursa kesinlikle tasfiye olacaktır.
Türkiye şimdi 12 Eylül, 28 Şubat, e-muhtıra, Susurluk’taki gerçeklerle yüzleşmeye hazırlanıyor.
11 Eylül ABD’nin Susurluk’udur.
Arap baharı dediğimiz şey aslında kapitalizmin kışıdır. Sovyetler’den sonra sıra ABD’ye gelmiştir. Sırtını ABD’ye dayayan İsrail de bu kötü akıbetten payına düşeni alacaktır. Batı bugün kendisi himmete muhtaç bir dede durumundadır ve gayrıya yardım edecek hali de yoktur. Kendi can derdine düşmüştür. Bugün Yunanistan’da kendini gösteren iflas, yarın Belçika, Portekiz, İspanya, İtalya’yı peşinden sürükleyebilir.
Zaten ABD için sonun başlangıcına gelinmiştir. Bugün ABD ve batı, Türkiye’de Ergenekon ve Balyoz sanıkları gibi davranıyor. İsrail’in tepkileri de farklı değil. Bunlar arasında derin bir kan bağı olduğu da artık biliniyor. Aynı kaderi paylaşıyorlar. “Cihanın yurdu yıkılsa, yıkılmaz sandıkları bir yurtları” olduğunu düşünüyorlardı. Ama meğer güvendikleri şatolar, kumsalda çocukların kumdan yaptıkları evcikler gibiymiş. Çanakkale Savaşı 2 Ağustos 1914’te başladı ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandı. 3 yıl 2 ayda bir imparatorluğu tasfiye ettiler. Kendi akıbetleri de bundan daha iyi olmayacak gibi sanki.
Batı yolun sonunda. Biz şafağı bekliyoruz.
Selam ve dua ile.
(Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit, 2011-09-11)
©Murat's44