ŞERÂB ve ALKOLLÜ İÇKİLER
Alkollü içkilerin hepsi zehrdir. Bugün bu hakîkati, tıb kitâbları yazmakdadır. Liselerde okutulmakda olan kıymetli bir kimyâ kitâbında diyor ki: (Alkollü içkiler, eskiden beri keyf verici olarak içilir, az mikdârda alındığı zemân, vücûdde tenbîh edici te’sîr yapdığı, hazmı kolaylaşdırdığı gibi fâidelerden bahs edilirdi. Hâlbuki, bugün, alkolün pek az mikdârının bile, vücûd makinesini harâb etdiği ve zararlı te’sîrlerinin neslden nesle intikâl etdiği ilmî bir hakîkatdir).
İbni Âbidîn, beşinci cild, ikiyüzseksendokuzuncu sahîfede buyuruyor ki: Şerâb [hamr, vin, wein] dört mezhebde de harâmdır. İçmesi ve her dürlü kullanılması günâhdır. Yalnız sirke yapılması ve susuzlukdan ölmek üzere olanın, ölmiyecek kadar, su yerine, içmesi câizdir. İçmesi harâm olan içkiler, dörtdür:
1 — Birincisi, şerâbdır. Pişmemiş üzüm suyu, [şıra], havasız fıçılarda durmakla, gaz habbeleri ve köpük meydâna gelerek mayalanır. (Şerâb) hâline döner. [Ya’nî, üzüm kabuklarında yaşıyan ve şıraya geçen (bira mayası) adındaki mayanın (fermentin) çıkardığı (zimas) adındaki bir madde, şırada bulunan glikoz ve levüloz adındaki (Hekzoz) şekerlerini parçalar. Şekerler, ikiye parçalanarak ispirto (etil alkol) ve karbon dioksid maddeleri meydâna gelir:
C6 H12 O6 ⟶ 2C2 H5 OH + 2 CO2
Şırada zemânla, şeker azalıp, ispirto çoğaldığı için, tadı şekerli iken, keskin ve yakıcı olmağa başlar. Meydâna gelen karbon dioksid gazı, kabarcıklar hâlinde dışarı çıkar. Bu gaz, ispirtolu sıvıda erimiyen tortuları, sıvının yüzüne sürükliyerek, bir köpük ile örtülür. Böylece şıra, şerâba dönmüş olur. Çeşidli şerâblarda, yüzde beş ile yirmi arasında ispirto bulunur. İki hektolitre, ya’nî ikiyüz litre yâhud yüzonbeş kilogram üzümden, yetmişbeş litre şıra çıkar. Şıranın beşde biri şekerdir. Onda biri tartarik asiddir. Şıradan kükürt dioksid gazı geçirilerek, sirke asidi mayası ve başka zararlı mayalar öldürülür. İlk mayalanma bir haftada temâm olur.]
İspirtosu az olan şerâb da harâmdır. [İmâmeyne göre ve diğer üç mezhebde, köpürmese de, şerâb olur.] Serhoş etmese de, damlasını içmek harâmdır. Halâl diyen, kâfir [Allaha düşman] olur. Şerâb, idrâr gibi kaba necâsetdir. Her dürlü kullanmak, ilâc yapmak, çamur yapmak, hayvana içirmek, ihtikân yapmak, buruna çekmek sözbirliği ile harâmdır. Satması câiz değildir. Parası harâmdır. Bir müslimânın, borcunu, şerâb satarak aldığı para ile ödemesi halâl olmaz. Bu para, alacaklıya da halâl olmaz. Bunun için içki satana ödünc vermemelidir. Az içene de had vurulur ki, seksen sopadır. Serhoş edici diğer üç içkiyi içene ise, ancak serhoş olursa had vurulur. Şerâb köpüklendikden sonra, kaynatılıp üçde ikisi gitse de geride kalanı ve inbiklenerek elde edilen ispirtonun, rakının şerâb gibi, necâset-i galîza olduğu sözbirliği ile bildirilmişdir. Bunların da damlasını içmek harâm olduğu, (Behcet-ül-fetâvâ)da yazılıdır. Rakıda yüzde kırkdan çok alkol bulunur. Şerâbdan elde edilen rakı, meşe ağacından fıçılarda birkaç sene bırakılınca, (Konyak) olur.
2 — İkincisi, Tılâdır. Tâze şıra, ateşde veyâ güneşde ısıtılıp üçde ikisinden azı uçarsa, [üçde birinden çok kalırsa], bu kalana, (Tılâ) denir. Tılâ, gaz çıkararak kabarıp, tadı keskin olunca, serhoş eder. Şerâb gibi damlası harâm ve kaba necs olur.
3 — Üçüncüsü Sekerdir. Hurmanın nakî’i, ya’nî maserasyonu, ya’nî su içinde ısıtmadan bırakılınca, köpüklenir ve tadı keskin olursa (Seker) denir, damlası harâmdır.
4 — Dördüncüsü, kuru üzüm nakî’idir. Kuru üzüm, soğuk suda bırakılınca, şekeri suya geçer. Bu suya, (Kuru üzüm nakî’i) denir. Bu, gaz peydâ ederek köpüklenir ve tadı keskin olursa, damlası harâm olur. Tılâ, Seker ve kuru üzüm nakî’i (maserasyonu) gazlanmaz ve tadı keskin olmazsa, içmeleri, sözbirliği ile halâl olur. Seker ve Nakî’, hafîf necsdirler.
Alkollü içkilerin hepsi zehrdir. Bugün bu hakîkati, tıb kitâbları yazmakdadır. Liselerde okutulmakda olan kıymetli bir kimyâ kitâbında diyor ki: (Alkollü içkiler, eskiden beri keyf verici olarak içilir, az mikdârda alındığı zemân, vücûdde tenbîh edici te’sîr yapdığı, hazmı kolaylaşdırdığı gibi fâidelerden bahs edilirdi. Hâlbuki, bugün, alkolün pek az mikdârının bile, vücûd makinesini harâb etdiği ve zararlı te’sîrlerinin neslden nesle intikâl etdiği ilmî bir hakîkatdir).
İbni Âbidîn, beşinci cild, ikiyüzseksendokuzuncu sahîfede buyuruyor ki: Şerâb [hamr, vin, wein] dört mezhebde de harâmdır. İçmesi ve her dürlü kullanılması günâhdır. Yalnız sirke yapılması ve susuzlukdan ölmek üzere olanın, ölmiyecek kadar, su yerine, içmesi câizdir. İçmesi harâm olan içkiler, dörtdür:
1 — Birincisi, şerâbdır. Pişmemiş üzüm suyu, [şıra], havasız fıçılarda durmakla, gaz habbeleri ve köpük meydâna gelerek mayalanır. (Şerâb) hâline döner. [Ya’nî, üzüm kabuklarında yaşıyan ve şıraya geçen (bira mayası) adındaki mayanın (fermentin) çıkardığı (zimas) adındaki bir madde, şırada bulunan glikoz ve levüloz adındaki (Hekzoz) şekerlerini parçalar. Şekerler, ikiye parçalanarak ispirto (etil alkol) ve karbon dioksid maddeleri meydâna gelir:
C6 H12 O6 ⟶ 2C2 H5 OH + 2 CO2
Şırada zemânla, şeker azalıp, ispirto çoğaldığı için, tadı şekerli iken, keskin ve yakıcı olmağa başlar. Meydâna gelen karbon dioksid gazı, kabarcıklar hâlinde dışarı çıkar. Bu gaz, ispirtolu sıvıda erimiyen tortuları, sıvının yüzüne sürükliyerek, bir köpük ile örtülür. Böylece şıra, şerâba dönmüş olur. Çeşidli şerâblarda, yüzde beş ile yirmi arasında ispirto bulunur. İki hektolitre, ya’nî ikiyüz litre yâhud yüzonbeş kilogram üzümden, yetmişbeş litre şıra çıkar. Şıranın beşde biri şekerdir. Onda biri tartarik asiddir. Şıradan kükürt dioksid gazı geçirilerek, sirke asidi mayası ve başka zararlı mayalar öldürülür. İlk mayalanma bir haftada temâm olur.]
İspirtosu az olan şerâb da harâmdır. [İmâmeyne göre ve diğer üç mezhebde, köpürmese de, şerâb olur.] Serhoş etmese de, damlasını içmek harâmdır. Halâl diyen, kâfir [Allaha düşman] olur. Şerâb, idrâr gibi kaba necâsetdir. Her dürlü kullanmak, ilâc yapmak, çamur yapmak, hayvana içirmek, ihtikân yapmak, buruna çekmek sözbirliği ile harâmdır. Satması câiz değildir. Parası harâmdır. Bir müslimânın, borcunu, şerâb satarak aldığı para ile ödemesi halâl olmaz. Bu para, alacaklıya da halâl olmaz. Bunun için içki satana ödünc vermemelidir. Az içene de had vurulur ki, seksen sopadır. Serhoş edici diğer üç içkiyi içene ise, ancak serhoş olursa had vurulur. Şerâb köpüklendikden sonra, kaynatılıp üçde ikisi gitse de geride kalanı ve inbiklenerek elde edilen ispirtonun, rakının şerâb gibi, necâset-i galîza olduğu sözbirliği ile bildirilmişdir. Bunların da damlasını içmek harâm olduğu, (Behcet-ül-fetâvâ)da yazılıdır. Rakıda yüzde kırkdan çok alkol bulunur. Şerâbdan elde edilen rakı, meşe ağacından fıçılarda birkaç sene bırakılınca, (Konyak) olur.
2 — İkincisi, Tılâdır. Tâze şıra, ateşde veyâ güneşde ısıtılıp üçde ikisinden azı uçarsa, [üçde birinden çok kalırsa], bu kalana, (Tılâ) denir. Tılâ, gaz çıkararak kabarıp, tadı keskin olunca, serhoş eder. Şerâb gibi damlası harâm ve kaba necs olur.
3 — Üçüncüsü Sekerdir. Hurmanın nakî’i, ya’nî maserasyonu, ya’nî su içinde ısıtmadan bırakılınca, köpüklenir ve tadı keskin olursa (Seker) denir, damlası harâmdır.
4 — Dördüncüsü, kuru üzüm nakî’idir. Kuru üzüm, soğuk suda bırakılınca, şekeri suya geçer. Bu suya, (Kuru üzüm nakî’i) denir. Bu, gaz peydâ ederek köpüklenir ve tadı keskin olursa, damlası harâm olur. Tılâ, Seker ve kuru üzüm nakî’i (maserasyonu) gazlanmaz ve tadı keskin olmazsa, içmeleri, sözbirliği ile halâl olur. Seker ve Nakî’, hafîf necsdirler.