MURATS44
Özel Üye
TERÂVÎHİN FAZÎLETİ
72 - Terâvîh nemâzı kılmanın fazîletini, emîrülmü’minîn hazret-i Alîden “radıyallahü teâlâ anh” sordular. Cevâbında buyurdu ki, (Her kim Ramezân-ı şerîfin birinci gecesinde terâvîh nemâzı kılsa, Hak teâlâ, o kimsenin bütün [tevbelerini kabûl ederek], günâhlarını bağışlar, ikinci gecesini kılan kimsenin ana babasının günâhları afv olunur. Üçüncü gece kılsa, melekler, o kula derler ki: “Sana müjdeler olsun, Hak teâlâ hazretleri senin ibâdetini kabûl buyurdu, istediğin şerefe kavuşdun, günâhlarını afv etdi.” Dördüncü gece terâvîh nemâzını kılınca, Kur’ân-ı kerîmi hatmetmiş gibi sevâb kendisine ihsân edilir. Beşinci gece kılınca, Mescid-i aksâda, Mekkede ve Medînede kılmış gibi, Hak teâlâ hazretleri sevâb ihsân eder. Altıncı gecesi kılsa, Beyt-ül ma’mûru tavâf etmiş gibi, yedinci gecesi kılsa, Fir’avn ile yapılan gazâda bulunmuş gibi, sekizinci gece kılsa, Bedr muhârebesinde Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile bulunmuş gibi, dokuzuncu gecesi için hazret-i Dâvüd aleyhisselâm ile berâber ibâdet etmiş gibi, onuncu gecesi için, dünyâ selâmet ve se’âdeti ihsân edilir.)
Ramezân-ı şerîfin sonuna kadar olan bütün gecelerin böylece ayrı ayrı birer fazîleti ve yüksek derece ve sevâbları vardır. Böylece âdâb ve erkânına riâyet ederek, orucu tam olarak, bütün a’zâları ile tutup, terâvîh nemâzlarını kılarak ve harâmlardan sakınarak otuzuncu gecesini ikmâl edince, Hak teâlâ hazretlerinin emri ile, Arş-ı a’lânın altından bir sözcü hitâb ederek der ki: Her gece terâvîh kılan kullar Cehennemden kurtulmuş kullardır.
Korkdukları Cehennemden kurtulup arzû etdikleri ni’mete, Cennet ve cemâl-i ilâhîye nâil oldular. Hak teâlâ hazretleri, azamet-i şâniyle buyurur ki, izzim ve celâlim hakkı için, bu kullarıma afv ile muâmele eyledim. Bundan sonra, Hak teâlâ hazretleri emr eder, o kullara birer berât yazılır. Bütün kadın ve erkeklerden, bu şartlar dâhilinde ibâdetini ifâ ederek, cenâb-ı Hakkın bu lutfuna muhâtab olanlara, Cehennem azâbından kurtulup, sırâtı kolaylıkla geçmek için, ellerine birer berât verilir.
Öyle ise, hulûs ve i’tikâd üzre Ramezân-ı şerîf orucunu tutup, kazâ nemâzlarını ve sonra terâvîhleri edâ ederek ve harâmlardan kaçınarak, cenâb-ı Hakkın rahmetine kavuşalım.
73 - Kadr gecesinde gâfil olma! Zîrâ Kadr gecesinin hurmeti, bin ay ibâdet etmekden hayrlıdır. Hâlbuki, bu bin ay ibâdet de, geceleri nâfile ibâdet ile, gündüzleri ise, nâfile orucla geçmişdir.
74 - Ramezân-ı şerîfin orucunu ta’zîm ve vakar ile tut. Her kim Ramezân-ı şerîfi Allahü teâlâ emr etdiği için ve güzelce tutsa, harâmlardan sakınsa, kazâ nemâzlarını kılsa, Hak teâlâ hazretleri her gün için, bin gün nâfile oruc tutmuş gibi sevâb ihsân eyler ve o kimse ile Cehennem arasına birçok perdeler konur. [Nemâz kılmayanlar da, oruc tutmalıdır. Bunlar, oruc tutmamanın günâhından kurtulur. Bu günâh, pek büyükdür.]
75 - Zilhicce ayının da fazîleti çok büyükdür. Rivâyet edildiğine göre, hazret-i Âdemin tevbesi Muharrem veyâ Zilhicce ayında kabûl buyurulmuşdur. İbni Abbâsın “radıyallahü anhümâ” rivâyet etdiği bir hadîse göre Zilhiccenin onuna kadar olan günler de, Ramezân-ı şerîfin günleri gibi ayrı ayrı fazîlet ve kıymetleriyle tavsif edilmiş ve onuncu gün için de şöyle beyân buyurulmuşdur: (Zilhiccenin onuncu günü Kurban bayramı günüdür. Her kim, o gün bayram nemâzından gelip kurbanını boğazlayıncaya kadar birşey yimeyip, kurbanının böbreklerini yirse ve iki rek’at nemâz kılsa, o kimsenin kurbanının kanı yere düşmeden, kendi günâhı ve ana-babasının günâhları, ehl-ü ıyâl, evlâd ve akrabâlarının günâhları sevâba çevrilir.)
Kurban, Zilhicce ayının onuncu günü bayram nemâzından sonra başlayıp, onikinci günü güneş batıncaya kadar devâm eden üç gün ve aralarındaki iki gecede kesilen deve, sığır, koyun veyâ keçidir. Yukarıda bildirilen üç günden önce veyâ sonra kesilen hayvân kurban olmaz. Bir deveyi veyâ sığırı yedi kişiye kadar birkaç kimse ortaklaşa kesebilir. Kadın da, kendi kurbanını ve vekîl olarak başkasının kurbanını kesebilir. Kurbanı bayramdan önce satın almak câizdir. Satın alırken, (Bayram için veyâ yapdığım adak için kurban satın almağa) niyyet etmesi lâzımdır. Bu iki niyyetden hangisini niyyet ederse, o kurban kesilmiş olur.
72 - Terâvîh nemâzı kılmanın fazîletini, emîrülmü’minîn hazret-i Alîden “radıyallahü teâlâ anh” sordular. Cevâbında buyurdu ki, (Her kim Ramezân-ı şerîfin birinci gecesinde terâvîh nemâzı kılsa, Hak teâlâ, o kimsenin bütün [tevbelerini kabûl ederek], günâhlarını bağışlar, ikinci gecesini kılan kimsenin ana babasının günâhları afv olunur. Üçüncü gece kılsa, melekler, o kula derler ki: “Sana müjdeler olsun, Hak teâlâ hazretleri senin ibâdetini kabûl buyurdu, istediğin şerefe kavuşdun, günâhlarını afv etdi.” Dördüncü gece terâvîh nemâzını kılınca, Kur’ân-ı kerîmi hatmetmiş gibi sevâb kendisine ihsân edilir. Beşinci gece kılınca, Mescid-i aksâda, Mekkede ve Medînede kılmış gibi, Hak teâlâ hazretleri sevâb ihsân eder. Altıncı gecesi kılsa, Beyt-ül ma’mûru tavâf etmiş gibi, yedinci gecesi kılsa, Fir’avn ile yapılan gazâda bulunmuş gibi, sekizinci gece kılsa, Bedr muhârebesinde Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile bulunmuş gibi, dokuzuncu gecesi için hazret-i Dâvüd aleyhisselâm ile berâber ibâdet etmiş gibi, onuncu gecesi için, dünyâ selâmet ve se’âdeti ihsân edilir.)
Ramezân-ı şerîfin sonuna kadar olan bütün gecelerin böylece ayrı ayrı birer fazîleti ve yüksek derece ve sevâbları vardır. Böylece âdâb ve erkânına riâyet ederek, orucu tam olarak, bütün a’zâları ile tutup, terâvîh nemâzlarını kılarak ve harâmlardan sakınarak otuzuncu gecesini ikmâl edince, Hak teâlâ hazretlerinin emri ile, Arş-ı a’lânın altından bir sözcü hitâb ederek der ki: Her gece terâvîh kılan kullar Cehennemden kurtulmuş kullardır.
Korkdukları Cehennemden kurtulup arzû etdikleri ni’mete, Cennet ve cemâl-i ilâhîye nâil oldular. Hak teâlâ hazretleri, azamet-i şâniyle buyurur ki, izzim ve celâlim hakkı için, bu kullarıma afv ile muâmele eyledim. Bundan sonra, Hak teâlâ hazretleri emr eder, o kullara birer berât yazılır. Bütün kadın ve erkeklerden, bu şartlar dâhilinde ibâdetini ifâ ederek, cenâb-ı Hakkın bu lutfuna muhâtab olanlara, Cehennem azâbından kurtulup, sırâtı kolaylıkla geçmek için, ellerine birer berât verilir.
Öyle ise, hulûs ve i’tikâd üzre Ramezân-ı şerîf orucunu tutup, kazâ nemâzlarını ve sonra terâvîhleri edâ ederek ve harâmlardan kaçınarak, cenâb-ı Hakkın rahmetine kavuşalım.
73 - Kadr gecesinde gâfil olma! Zîrâ Kadr gecesinin hurmeti, bin ay ibâdet etmekden hayrlıdır. Hâlbuki, bu bin ay ibâdet de, geceleri nâfile ibâdet ile, gündüzleri ise, nâfile orucla geçmişdir.
74 - Ramezân-ı şerîfin orucunu ta’zîm ve vakar ile tut. Her kim Ramezân-ı şerîfi Allahü teâlâ emr etdiği için ve güzelce tutsa, harâmlardan sakınsa, kazâ nemâzlarını kılsa, Hak teâlâ hazretleri her gün için, bin gün nâfile oruc tutmuş gibi sevâb ihsân eyler ve o kimse ile Cehennem arasına birçok perdeler konur. [Nemâz kılmayanlar da, oruc tutmalıdır. Bunlar, oruc tutmamanın günâhından kurtulur. Bu günâh, pek büyükdür.]
75 - Zilhicce ayının da fazîleti çok büyükdür. Rivâyet edildiğine göre, hazret-i Âdemin tevbesi Muharrem veyâ Zilhicce ayında kabûl buyurulmuşdur. İbni Abbâsın “radıyallahü anhümâ” rivâyet etdiği bir hadîse göre Zilhiccenin onuna kadar olan günler de, Ramezân-ı şerîfin günleri gibi ayrı ayrı fazîlet ve kıymetleriyle tavsif edilmiş ve onuncu gün için de şöyle beyân buyurulmuşdur: (Zilhiccenin onuncu günü Kurban bayramı günüdür. Her kim, o gün bayram nemâzından gelip kurbanını boğazlayıncaya kadar birşey yimeyip, kurbanının böbreklerini yirse ve iki rek’at nemâz kılsa, o kimsenin kurbanının kanı yere düşmeden, kendi günâhı ve ana-babasının günâhları, ehl-ü ıyâl, evlâd ve akrabâlarının günâhları sevâba çevrilir.)
Kurban, Zilhicce ayının onuncu günü bayram nemâzından sonra başlayıp, onikinci günü güneş batıncaya kadar devâm eden üç gün ve aralarındaki iki gecede kesilen deve, sığır, koyun veyâ keçidir. Yukarıda bildirilen üç günden önce veyâ sonra kesilen hayvân kurban olmaz. Bir deveyi veyâ sığırı yedi kişiye kadar birkaç kimse ortaklaşa kesebilir. Kadın da, kendi kurbanını ve vekîl olarak başkasının kurbanını kesebilir. Kurbanı bayramdan önce satın almak câizdir. Satın alırken, (Bayram için veyâ yapdığım adak için kurban satın almağa) niyyet etmesi lâzımdır. Bu iki niyyetden hangisini niyyet ederse, o kurban kesilmiş olur.