MURATS44
Özel Üye
BAYRAM FAZÎLETİ 127 - Bayram günü âile, çoluk çocuk ve yakın akrabâna güzel ve güler yüzlülükle muâmele eyle! Ramezân ayında ayırmış olduğun zekâtını, bayram günlerinde fakîrlere ver! Oruc tutamıyan, fıtrasını verir (Feyziyye). [Sadaka-i fıtrını bir kişi için yarım sâ’ buğday olarak hesâb edip, kendinin ve fıtra nisâbına mâlik olmıyan küçük çocuklarının fıtralarını buğday olarak veyâ kıymeti kadar altın, gümüş, müslimân fakîrlere bayramın birinci günü bayram nemâzından evvel ver. Nemâzdan sonra ve Ramezânda vermek de câizdir. [(Tergîbüssalât) da ve (Ni’met-i islâm) da diyor ki, (Zekât nisâbı mikdârı kadar her nev’ malı bulunan kimseye zengin denir. Bayramın birinci günü, fecr tulû’ ederken zengin olan müslimânın fıtra vermesi vâcib olur. Bu vaktden önce vefât eden veyâ fakîr olan kimsenin ve sonra îmân eden veyâ doğan ve zengin olanın vermesi vâcib olmaz. Önce îmân edenin ve sonra fakîr olanın fıtra vermesi lâzımdır. Bayram nemâzından evvel vermek efdaldir. Nisâba mâlik oldukdan sonra, sene dolmadan fakîr olanın, zekât vermesi ise, afv olunmakdadır. Sadaka-i fıtr vermek, şâfi’îde, Ramezânın son günü, güneş gurûb ederken vâcib olur.)] Sâ’ (8) rıtl mercimek alan bir hacm ölçüsüdür. Bir rıtl 130 dirhem veyâ 91 miskaldir. Bir miskal hanefîde 4,8 ve şâfi’îde 3,45 gramdır. Yarım sâ’ buğday hanefîde 1748 gramdır. Şâfi’îde bir sâ’ 694 dirhem veyâ 1680 gramdır. Bir dirhem-i şer’î, hanefîde 14 kırat veyâ 3,36 gramdır. Şâfi’îde, 16,8 kırat veyâ 2,42 gramdır. Bir kırat, hanefîde 0,24 gram, şâfi’îde 0,144 gramdır. Bir Osmânlı altını 1,5 miskal, 7,2 gramdır. Kurbân nisâbı, fıtra nisâbının aynıdır. Bu nisâba, her nev’ mâl dâhil olur.]
128 - İlm meclisine gitmenin fazîlet ve derecesi çok büyükdür. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bir kimse din âlimlerinin ve sâlihlerin [ya’nî İslâmın beş şartını devâm üzere yapanların] yanına gitse, her bir adımına Hak teâlâ, kabûl olmuş nâfile bir hac sevâbı ihsân eder. Zîrâ, âlimleri ve sâlihleri Hak teâlâ sever. Allahü teâlânın evi olsaydı, bu kimse o evi ziyâret eyleseydi, ancak bu sevâbı kazanırdı.)
129 - Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz buyurdu ki: (Yâ âlim, yâ müteallim [ya’nî talebe] veyâhud bunları dinleyici ol! [Kitâblarını oku!] Bu üçünden olmayıp dördüncüsünden olursan, [ya’nî hiçbirinden olmazsan] helâk olursun.) [İlmihâl kitâbı okumayan dînini öğrenemez. Dînini öğrenmiyenin dîni, îmânı gider. Din düşmanlarının yalanlarına aldanıp kâfir olur.]
130 - Birbirine dargın olanları barışdırmağa çalış!
128 - İlm meclisine gitmenin fazîlet ve derecesi çok büyükdür. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bir kimse din âlimlerinin ve sâlihlerin [ya’nî İslâmın beş şartını devâm üzere yapanların] yanına gitse, her bir adımına Hak teâlâ, kabûl olmuş nâfile bir hac sevâbı ihsân eder. Zîrâ, âlimleri ve sâlihleri Hak teâlâ sever. Allahü teâlânın evi olsaydı, bu kimse o evi ziyâret eyleseydi, ancak bu sevâbı kazanırdı.)
129 - Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz buyurdu ki: (Yâ âlim, yâ müteallim [ya’nî talebe] veyâhud bunları dinleyici ol! [Kitâblarını oku!] Bu üçünden olmayıp dördüncüsünden olursan, [ya’nî hiçbirinden olmazsan] helâk olursun.) [İlmihâl kitâbı okumayan dînini öğrenemez. Dînini öğrenmiyenin dîni, îmânı gider. Din düşmanlarının yalanlarına aldanıp kâfir olur.]
130 - Birbirine dargın olanları barışdırmağa çalış!