HASAN CAN
Active member
HASTANIN SATIŞ YAPMASI
Musûl vâlîsi, hâcı Reşîd pâşa, (Rûh-ul Mecelle) kitâbında buyuruyor ki: (Hastalık, iki nev’dir: Biri, âdî hastalık olup, şü’ûru yerinde oldukca, bütün malı için satışları câizdir. İkincisi, Maraz-ı mevt, ölüm hastalığı olup, borclarından geri kalan malının üçde birini satabilir. Borcları malından çok olsa bile, nafaka ve tedâvîsine masraf yapabilir). Burada, (Rûh-ul Mecelle)nin ilgili maddelerini yazacağız:
Madde 1595 — Bir sene içinde ölüme sebeb olan hastalığa, (Maraz-ı mevt) denir. Bir yıldan uzun süren hastalık, tehlükeli hâl almadıkca, maraz-ı mevt olmaz. Böyle hastanın yapdığı alış-veriş câiz olup, kimse karışamaz.
Madde 1596 — Zevcesinden başka vârisi olmıyan, maraz-ı mevtinde iken bütün malını, zevcesine vasıyyet edebilir.
Madde 1597 — Hasta iken vârislerinden birine mal ikrâr edip, sonra iyi olsa, bu ikrârı bozulmaz.
Madde 1598 — Maraz-ı mevtinde, vârislerinden birine, ayn veyâ deyn ikrâr veyâ hediyye edip ölse, başka vârisler izn vermezse, [ölüm hastasının] bu sözleri yerine getirilemez.
(Redd-ül-muhtâr) dördüncü cildde buyuruyor ki, (İhtiyâclarını te’mîn etmek için sokağa çıkamıyan hastaya, (Ölüm hastası) denir. Bir hastanın ba’zan sancısı, ağrısı olsa, çok zemân sokağa da çıksa, buna (Ölüm hastası) denmez. Sıtma, verem, za’fiyyet böyledir. Böyle hasta, bütün malını hediyye etse, emânet, başkasınındır dese, câiz olur. Vârislerinden birine birşey satabilir ve hediyye edebilir. Başka vârislerin buna izn vermesine lüzûm olmaz). Mîrâsının kendi arzûsuna göre taksîm edilmiyeceğini anlıyan kimse, dilediğine, dilediği mikdârda hediyye ederek, hepsini dağıtır.
Madde 1600 — Maraz-ı mevtinde, sıhhatde iken yapmışdım dediği satış, alış, hediyye gibi sözleri, vârislerin tasdîk etmesine bağlıdır.
Madde 1601 — Maraz-ı mevtinde, vârislerinden başkasına ayn ve deyn aldığını, verdiğini söylemesi kabûl olunur. Bunlara hediyyesi ise, kalan malın üçde birisinden az ise verilir.
Madde 1604 — Maraz-ı mevtinde, alacaklılarından birine olan borcunu ödeyerek, ötekilerin haklarını çiğniyemez. Hasta iken yapdığı borcları ödiyebilir.
Madde 393 — Maraz-ı mevtinde, vârislerinden birine birşey satsa, öldükden sonra, diğer vârisler râzı olmazlarsa, bey’ geri çevrilir. Vârislerinden birine mal vasıyyet etmesi bâtıldır.
Madde 394 — Maraz-ı mevtinde, kendisine vâris olmıyacak birine, semen-i misli ile bir mal satması sahîh ve câiz olur. Semen-i mislinden ucuz satmış ise, semen-i mislinden olan noksânlık, semen-i mislin üçde birinden fazla ise, vârisleri semenin üçde ikiden farkını ve borcu ödenemezse, alacaklıları, semen-i mislden farkını müşterîden alırlar. Vermezse, satış bozulur.
Madde 880 — Maraz-ı mevtinde, vârislere veyâ başkasına hediyye verse, ölünce, alacaklıları geri alıp paylaşırlar.
(Mecmû’a-i cedîde)de diyor ki, (Sıhhatde iken vârislerinden birine mülkünü hediyye etse, ölünce diğer vârisler bunu bozamazlar).
Gece gündüz dilimde, salât-ü selâm,
o mübârek rûhuna, ey Fahr-ul-enâm!
Musûl vâlîsi, hâcı Reşîd pâşa, (Rûh-ul Mecelle) kitâbında buyuruyor ki: (Hastalık, iki nev’dir: Biri, âdî hastalık olup, şü’ûru yerinde oldukca, bütün malı için satışları câizdir. İkincisi, Maraz-ı mevt, ölüm hastalığı olup, borclarından geri kalan malının üçde birini satabilir. Borcları malından çok olsa bile, nafaka ve tedâvîsine masraf yapabilir). Burada, (Rûh-ul Mecelle)nin ilgili maddelerini yazacağız:
Madde 1595 — Bir sene içinde ölüme sebeb olan hastalığa, (Maraz-ı mevt) denir. Bir yıldan uzun süren hastalık, tehlükeli hâl almadıkca, maraz-ı mevt olmaz. Böyle hastanın yapdığı alış-veriş câiz olup, kimse karışamaz.
Madde 1596 — Zevcesinden başka vârisi olmıyan, maraz-ı mevtinde iken bütün malını, zevcesine vasıyyet edebilir.
Madde 1597 — Hasta iken vârislerinden birine mal ikrâr edip, sonra iyi olsa, bu ikrârı bozulmaz.
Madde 1598 — Maraz-ı mevtinde, vârislerinden birine, ayn veyâ deyn ikrâr veyâ hediyye edip ölse, başka vârisler izn vermezse, [ölüm hastasının] bu sözleri yerine getirilemez.
(Redd-ül-muhtâr) dördüncü cildde buyuruyor ki, (İhtiyâclarını te’mîn etmek için sokağa çıkamıyan hastaya, (Ölüm hastası) denir. Bir hastanın ba’zan sancısı, ağrısı olsa, çok zemân sokağa da çıksa, buna (Ölüm hastası) denmez. Sıtma, verem, za’fiyyet böyledir. Böyle hasta, bütün malını hediyye etse, emânet, başkasınındır dese, câiz olur. Vârislerinden birine birşey satabilir ve hediyye edebilir. Başka vârislerin buna izn vermesine lüzûm olmaz). Mîrâsının kendi arzûsuna göre taksîm edilmiyeceğini anlıyan kimse, dilediğine, dilediği mikdârda hediyye ederek, hepsini dağıtır.
Madde 1600 — Maraz-ı mevtinde, sıhhatde iken yapmışdım dediği satış, alış, hediyye gibi sözleri, vârislerin tasdîk etmesine bağlıdır.
Madde 1601 — Maraz-ı mevtinde, vârislerinden başkasına ayn ve deyn aldığını, verdiğini söylemesi kabûl olunur. Bunlara hediyyesi ise, kalan malın üçde birisinden az ise verilir.
Madde 1604 — Maraz-ı mevtinde, alacaklılarından birine olan borcunu ödeyerek, ötekilerin haklarını çiğniyemez. Hasta iken yapdığı borcları ödiyebilir.
Madde 393 — Maraz-ı mevtinde, vârislerinden birine birşey satsa, öldükden sonra, diğer vârisler râzı olmazlarsa, bey’ geri çevrilir. Vârislerinden birine mal vasıyyet etmesi bâtıldır.
Madde 394 — Maraz-ı mevtinde, kendisine vâris olmıyacak birine, semen-i misli ile bir mal satması sahîh ve câiz olur. Semen-i mislinden ucuz satmış ise, semen-i mislinden olan noksânlık, semen-i mislin üçde birinden fazla ise, vârisleri semenin üçde ikiden farkını ve borcu ödenemezse, alacaklıları, semen-i mislden farkını müşterîden alırlar. Vermezse, satış bozulur.
Madde 880 — Maraz-ı mevtinde, vârislere veyâ başkasına hediyye verse, ölünce, alacaklıları geri alıp paylaşırlar.
(Mecmû’a-i cedîde)de diyor ki, (Sıhhatde iken vârislerinden birine mülkünü hediyye etse, ölünce diğer vârisler bunu bozamazlar).
Gece gündüz dilimde, salât-ü selâm,
o mübârek rûhuna, ey Fahr-ul-enâm!