154- Komşu, şüf’a ve diger haklar üzerinde çeşidli bilgiler

HASAN CAN

Active member
ÇEŞİDLİ BİLGİLER

Köpeği ve diğer işe yarıyan hayvanları, kuşları satmak câizdir. Zimmînin, ya’nî gayr-ı müslim vatandaşın alış-verişi, müslimânlarınki gibidir. Yalnız onların şerâb ve domuzu da alıp satması câizdir.
Müşterî, parayı vermeden ve malı almadan gayb olsa, o mal, başkasına satılır.
Bir kimse satdığı malın semeni olarak bilmiyerek sahte para aldı ise, yanında ise, geri verip iyisini alır. Sahte parayı kullandı ise, iyisini isteyemez.
Bir bağçede kuş yavrulasa veyâ yumurtlasa veyâ sâhibsiz hayvan girse, bunlar alanın olup, bağçe sâhibinin olmaz. Bağçe sâhibi görüp, kapıyı kaparsa onun olur. Bir yerde şeker veyâ para atılsa, kimin üstüne düşerse onun olur. Bir bağçeye arılar gelip bal yapsa veyâ ağaç çıksa veyâ sular kum getirip yığsa, bağçe sâhibinin olur.
Hoca, talebesinden [imâm veyâ müezzin, cemâ’atinden] hasır [veyâ bunlara vazîfelerinde lâzım olan başka birşey] satın almak için para toplasa, toplanan paranın bir kısmı ile o şeyleri satın alsa, artan parayı kendisi kullanması câiz olur. Çünki, topladığı paralar kendisine temlîk edilmişdir. İbni Âbidîn cild 5, s. 271. [Yardım derneklerine verilen paralar da böyle hibedir. Vekîl yaparak değildir.]
(Lukata) yerde bulunup, sâhibi belli olmıyan maldır. Sâhibine vereceğinden emîn olanın, korumak için alması sünnetdir. Yerde helâk olacak ise, alması farz olur. (Arayan olursa bana gönderin!) diyerek iki kimseyi şâhid yapar ve galabalık bir yerde ta’rîf ederek sâhibini arar. Sâhibi çıkıncaya veyâ durmakla bozuluncaya kadar saklarken helâk olursa ödemez. Sâhibi çıkmıyacağını veyâ bozulacağını anlarsa, artık aramaz. Beyt-ül-mâla verir. Beyt-ül-mâl yoksa, zengin ise, fakîr olan anasına, babasına, evlâdına ve zevcesine sadaka verir. Bunlar, kendisine hediyye ederlerse, kendi de kullanabilir. Şâfi’îde, bunlara vermeden de kullanabilir. Fakîr ise, kendi kullanabilir. Sâhibi sonra çıkarsa, yâ kabûl eder. Yâhud, bulana veyâ fakîre tazmîn etdirir. Kabûl eden veyâ tazmîn eden sevâb kazanır. (Dürr-ül-müntekâ)da ve (Hindiyye)de, Lukata sonunda diyor ki, (Para, şeker serpilince, kapan, yerden ve başkasının üstünden alan, buna mâlik olur. Umûmî bir yerden çıkan, na’lın veyâ kundurasının alınmış olduğunu görse, yerine bırakılanı kullanması câiz olmaz. Bunu götürüp sadaka verir, fakîr de, buna hediyye ederse, câiz olur). Ağaçdan sokağa düşmüş meyveleri, köyde de, şehrde de, sâhibinin yasakladığı ma’lûm olmadıkca, herkesin alıp yimesi câizdir.
Aşağıdaki bilgiler (Mecelle)den alınmışdır:
Madde 912 — Birinin ayağı kayıp da düşerek başkasının malını telef etse öder.
Madde 914 — Kendi malı sanarak, başkasının malını telef eden öder.
Madde 915 — Başkasının elbisesini çekip de yırtan, temâm kıymetini öder. Elbiseyi tutup, sâhibi çekmekle yırtılsa, yarısını öder.
Madde 916 — Çocuk, birinin malını telef etse, çocuğun malından ödenir. Malı yoksa, malı oluncaya kadar beklenir. Velîsi ödemez.
Madde 918 — Birinin binâsını yıksa, sâhibi dilerse, enkâzı ona bırakıp binânın kıymetini alır. Yâhud enkâzı ve değer farkını birlikde alır. Ağaçlarını kesmek de böyledir.
Madde 919 — Yangını durdurmak için bir evi, hükûmetin emri ile yıkan ödemez. Kendiliğinden yıkan öder.
Madde 921 — Mazlûm olanın, başkasına zulm etmeğe hakkı yokdur. Her ikisi de öder. Meselâ sahte para alan, bunu başkasına veremez.
Madde 922 — Birinin malının telef olmasına sebeb olan, öder. Ahırın kapısını açıp hayvan kaçarak zâyı’ olsa, öder. Hayvanı ürkütüp kaçıran da böyledir.
Madde 924 — Yolda kuyu kazıp, birinin hayvanı düşerek ölse, öder. Kendi mülkünde kazmış ise, ödemez.
 

HASAN CAN

Active member
Madde 926 — Yoldan geçene zarar veren, öder.
Madde 927 — Hükûmetin izni olmadan yolda oturup satıs yapılamaz.
Madde 928 — Dıvârı yıkılıp, birinin malına zarar verirse, önceden, dıvârın yıkılacak,
ta’mîr et gibi îkâz yapılmıs ise, öder.
Madde 929 — Bası bos bırakılmamıs bir hayvânın kendiliginden yapdıgı zararı
sâhibi ödemez. Sâhibi görüp, men’ etmezse veyâ hayvânın tehlükelidir çâresine
bak denilmis ise, öder.
Madde 934 — Yolda hayvânı baglamaga, aracını park yapmaga kimsenin hakkı
yokdur. Park yerlerinde durdurabilirler.
Madde 1013 — Bir binâya ortak olarak mâlik olan kimselere, (Hisse-i sâyı’a sâhibi)
denir. Bir binânın yarısı Ahmedin, üçde biri Ömerin, altıda biri Alînin olsa,
Ahmed hisse-i sâyı’asını satsa, Ömer ve Alî almak isteseler, yarısını Ömer, yarısını
da Alî alır. Ömer, hissesine göre iki misli alamaz.
Madde 1023 — Karsılıksız hediyye ve vasıyyet gibi karsılıksız temlîklerde süf’a
hakkı olmaz. [Ikinci kısmda, yirmidokuzuncu madde sonuna bakınız!].
Madde 1031 — Süf’â hakkı bulunan kimsenin, satıs yapıldıgını isitince, hemen
hakkını istemesi, iki sâhid yanında tekrâr söylemesi ve bir ay içinde mahkemeye
basvurması lâzımdır.
Madde 1036 — Müsterînin teslîm etmesi ile veyâ hâkimin karâr vermesi ile, süf’a
sâhibi satılan binâya mâlik olur.
Madde 1198 — Komsusuna (Zarar-ı fâhis) yapamaz. Kullanmaga mâni’ olan seyler,
zarar-ı fâhisdir. Demirci dükkânı, degirmen, bitisik binâyı sallarsa veyâ fırın
dumanı, yaghânenin pis kokusu, harman tozları, bitisik evde oturulamıyacak kadar
sıkıntı verirse, degirmenin, bostanın su yolu, evin temelini, dıvârını gevsetirse,
çöplük bitisik evin dıvârını çürütürse, harman yerine bitisik yapılan yüksek binâ,
harmanın rüzgârını keserse, manifaturacı dükkânı yanında yapılan ascı dükkânının
dumanları kumaslara zarar verirse, lagım, kanalizasyon yollarının sızıntılarından
komsu dıvârı zarar görürse, sonra yapılanlar zarar-ı fâhis olup, men’ edilirler.
Madde 1201 — Evin havasını, manzarasını, günes görmesini kapatmak, zarar-ı
fâhis sayılmaz. Bir odanın zıyâsını temâmen kesmek, zarar-ı fâhis olur.
Madde 1202 — Mutbah, kuyu bası, ev aralıgının görünmesi zarar-ı fâhisdir. Araya
dıvâr, perde yapması lâzım olur.
Madde 1210 — Arada müsterek olan dıvârı, biri ötekinin izni olmadıkca yükseltemez
ve üzerine binâ yapamaz.
Madde 1224 — Yol, su yolu, kanalizasyon zarar-ı fâhisi olmadıkca, eskiden kalanlarına
dokunulamaz.
Madde 1226 — Bir kimse, verdigi iznden vazgeçebilir. Meselâ tarlasından geçmege
izn vermis iken, men’ edebilir.
Madde 1228 — Arsasından geçmekde olan su yolunun geçmesine ve arsaya girilip
ta’mîr olunmasına mâni’ olamaz. Yeniden su yolu geçirilmesine mâni’ olabilir.
Madde 1243 — Daglardaki agaçlar ve otlar herkese mubâhdır. Agaçları kesen,
mâlik olur.
Madde 1249 — Mubâh olan seyi ele geçiren ona mâlik olur. Ele geçirmek,
kasd ile, niyyet etmekle olur.
Madde 1255 — Mubâh seyleri ele geçirmekde kimse kimseye mâni’ olamaz.
Madde 1265 — Denizler, büyük göl ve nehrler, sehrlerden uzak sâhibsiz erâzî
ve daglar, herkese mubâhdır. Fekat, baskasına zarar vermemek sartdır.
Madde 1281 — Sehrden uzak, sâhibsiz yerde kuyu kazan, bunun (Harîm)ine mâ-
– 818 –
lik olur. Yirmi metre yarı çapındaki dâire içi, merkezindeki kuyunun harîmi olur.
Madde 1291 — Sehr içindeki kuyunun harîmi olmaz. Herkes mülkünde kuyu kazabilir.
Madde 1311 — Hâzır olan ortakdan ve hâzır olmıyan için hâkimden izn almadan
ta’mîr eden ortak teberru’ etmis olup, ortaklardan birsey istiyemez.
Madde 1313 — Degirmen, hamâm, apartman gibi taksîm olunamıyan mülk
harâb olup, ta’mîrini istemiyen ortak bulunursa, hâkimin izni ile ta’mîr edilip, sonra
hissesine düsen para ondan alınır.
Madde 1314 — Müsterek bir binâ yıkılınca, yeniden ortaklasa yapılmasını istemiyen
olursa, buna cebr olunmaz. Arsa taksîm edilir.
Madde 1315 — Apartman yıkılınca, herkes kendi katını yapdırır. Altdaki yapdırmazsa,
üstdekiler, hâkimin izni ile, hepsini yapdırıp, altdaki hissesini verinciye
kadar, katını kullanamaz.
Madde 1321 — Sâhibsiz nehrleri Beyt-ül-mâl ayıklar. Beyt-ül-mâlda para yoksa,
masrafı oradan sulama yapanlardan alınır.
Madde 1327 — Müsterek kanalizasyonu temizlemek masrafı, asagıdan baslar.
Söyle ki, en asagıdaki evden, arsadan baslayıp bunun masrafını hepsi öder. Yukardaki
arsalardaki kısmların masraflarına asagıdakiler istirâk etmezler.
 
Üst Alt