NuSReT
Aktif Üyemiz
24 Şubat 2017 Cuma Hutbesi.- ALLAH’A SIĞINMANIN EN GÜZEL İFADESİ: MUAVVİZETEYN SURESİ
İLİ : GENEL
TARİH : 24 Şubat 2017
ALLAH’A SIĞINMANIN EN GÜZEL İFADESİ: MUAVVİZETEYN SURESİ
Hutbemin başında okuduğum Felak ve Nâs Surelerinde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve haset ettiği vakit hasetçinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!”1
“De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan, pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine, yani mutlak sahip ve hâkimine, insanların İlâhına sığınırım.”2
Bir insan için dünyadaki en büyük tehlike varoluş gayesini unutmaktır. İstikametten ayrılmaktır. Bir insan için en büyük kayıp, kendini kaybetmektir. Heva ve heveslerin esiri olmaktır. Bir insan için en büyük mahrumiyet, Allah’ın engin rahmetine sığınmaktan kendini mahrum bırakmaktır.
Yüce Rabbimiz, bizleri bu tehlikelerden koruyacak, zarar ve hüsrana uğramaktan kurtaracak hayat yüklü Kerim bir Kitap indirmiştir. Kendisine en güzel şekilde kul olmamızın yollarını göstermiştir. Özellikle Yüce Kitabımızda bizlere hediye ettiği Felak ve Nâs isimli iki muhteşem surede kendisine sığınarak yaşamayı öğretmiştir. Bu yüzdendir ki Peygamberimiz (s.a.s), istiazenin yani Allah’a sığınmanın en güzel ifadesi olarak nitelediği bu iki sureyi çokça okumamızı tavsiye etmiştir.3
Felak ve Nâs Sureleri, tevhid inancımızın, Allah’a teslimiyetimizin özlü bir ifadesidir. O’nun rızası ve himayesini talep ederek yaşama kararlılığımızın göstergesidir. Felâk ve Nâs’ı okuyarak, her türlü şer ve kötülükten, karanlıklar içerisinde yolumuzu kaybetmekten Rabbimize sığınırız. Haset ve öfkenin, kin ve nefretin, batıl ve hurafenin, vesvesenin esiri olmaktan O’na iltica ederiz. Art niyetlilerin, kem gözlülerin, kalbi kararmış, vicdanı taşlaşmışların şerri karşısında O’ndan yardım isteriz. Fitne ve fesat tohumları ekenlere; duygu ve düşünceleri ifsat ve istismar edenlere karşı O’nun nusret ve inayetini talep ederiz. Biliriz ki kendimizi güvende hissedeceğimiz yegâne sığınağımız Rabbimizdir.
Felak ve Nâs sureleri bizlere her daim mümince bir duruşu, şuurlu bir hayatı öğütlemektedir. Zira bizlere düşen sadece darlıkta, zorlukta, çaresizlikte, hüzünlü ve kederli anlarımızda değil; varlıkta ve bollukta, neşe ve sevinçte, en güçlü anımızda da Allah’a sığınmaktır. O’nun kudretini tefekkür etmek, zihnin istiazesidir. O’nun merhametini, af ve mağfiretini gönülden talep etmek, kalbin istiazesidir. O’nun yüceliğini içimizden geldiği şekliyle kelimelere dökmek ise dilin istiazesidir. Şu kadar var ki; zihnin, kalbin ve dilin bu istiazesine, yani Allah’a sığınmasına bütün bir beden iştirak etmelidir. Zira bizi Rabbimiz nezdinde asıl değerli kılan, salih amellerimizdir.
Felak ve Nâs Sureleri inancımızı, duygularımızı, çaresizliğimizi istismar etmek isteyenler karşısında bizlere ferasetli ve basiretli olmayı öğretmektedir. Hiçbir fâniye değil, sadece Allah’a kul olmayı öğretmektedir. Zira herkes bizi terk etse de bizi terk etmeyen Rabbimizden başka kimimiz vardır? Hiç kimse bizi görmese de bizi gören, hiç kimse bizi duymasa da bizi duyan, daima güvenip dayanabileceğimiz O değil midir? Rabbimiz, kendisine samimiyetle açılan elleri, gönülden yakarışları hiç karşılıksız bırakır mı? Affına, merhametine sığınanları, rahmet kapısını çalanları hiç mahrum ve mağdur eder mi? Yeter ki, gönüller samimiyetle sadece O’na yönelsin. Diller, içtenlikle O’nu yüceltip O’na yalvarsın. Eller, yürekten O’na açılıp sadece O’ndan istesin.
Hutbemizi Peygamberimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği istiaze dualarıyla bitirmek istiyorum:
“Her türlü kem nazardan, şerden ve şer sahiplerinden Allah’ın tam kelimelerine, O’nun sonsuz iradesi ve hükmüne sığınırız.”4
“Allah’ım! Kulağımızın şerrinden, gözümüzün şerrinden, dilimizin şerrinden, kalbimizin şerrinden, heva ve heveslerimizin şerrinden sana sığınırız.”5
“Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, kabir azabından sana sığınırız.”6
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
İLİ : GENEL
TARİH : 24 Şubat 2017
ALLAH’A SIĞINMANIN EN GÜZEL İFADESİ: MUAVVİZETEYN SURESİ
BİLGİ
Felak ve Nâs sûrelerinin ikisine birden verilen isim. Muavvizeteyn, Allah'a sığınmayı gösteren iki sûre demektir. Bu iki sûrede Allah, görünen ve görünmeyen, bilinen ve bilinmeyen bütün korkunç ve zararlı şeylerden kendisine sığınmamızı emretmiştir.
Bu iki sûrenin fazileti hakkında Câbir ti. Abdullah (r.a)'dan şöyle rivayet edilmiştir: Resûlullah (s.a.s) bana:
"- Oku! Ey Cabir!"buyurdu. Ben de:
"- Ya Rasulallah! Babam anam sana feda olsun, ne okuyayım?" dedim. Peygamber Efendimiz (s.a.s):
"- Felak ve Nâs sûrelerini" buyurdu. Her ikisini de okudum. Sonra bana dönüp: "Bu sûreleri oku. Bunların bir benzerini daha okuyacak değilsin" buyurdular.
Bu iki sûre devamlı okunursa cin ve şeytan kişiye zarar veremez, sihir, büyü tesir etmez. Mü'min her türlü zararlı ve şerli şeylerden korunmak için bu iki sûreyi okumalıdır. Allah'ın rasûlu öyle yaparlardı. Nitekim Ukbe (r.a) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (s.a.s) ile beraber Cuhfe ile Ebvâ arasında yolculuk yapıyorduk. Birden bizi bir rüzgâr ve kesif bir karanlık kapladı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s) "Kul euzü birabbil-felâk" ve "Kul euzü birab'bin-nâs"ı okuyarak korunmaya başladı ve: "Ey Ukbe! Bu iki sûreyi okuyarak korun. Hiç bir korunan bu iki sûrenin benzeri ile korunmamıştır" buyurdu.
Hz. Hatice validemiz şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (s.a.s) rahatsızlandığı zaman Muavvizeteyni okur ve vücuduna üflerdi. Hastalığı ağırlaştığı zaman ona Muavvizeteyni ben okudum ve bereketini umarak kendi ellerimle vücudunu sıvazladım."
Hz. Peygamber (s.a.s) yatağına girdiği zaman İhlâs sûresiyle Muavvizeteyni okurdu. Buhârî, Hz. Aişe validemizden şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Muhammed (s.a.s) her gece yatmağa hazırlandığı zaman iki elini açarak birleştirir, İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini okuyarak ellerinin içine üfler, sonra başından ve yüzünden başlayarak üç defa elinin eriştiği kadarıyla bütün vücudunu sıvazlar ondan sonra yatardı."
İhlas dahil Kur'an'ın bu son üç sûresi ile Allah'a sığınan kimse birincisiyle şirk ve benzeri şeylerden, ikinci ve üçüncü sûrelerle de bütün varlıklardan ve insanlardan gelebilecek maddi ve manevi kötülüklerden korunmuş olur. İşte bunun için Kur'an bu dua sûreleriyle son bulmuş. Cenabı Allah tarafından insanlığa en emin sığınma yolu gösterilmiştir.
Bu iki sûrenin fazileti hakkında Câbir ti. Abdullah (r.a)'dan şöyle rivayet edilmiştir: Resûlullah (s.a.s) bana:
"- Oku! Ey Cabir!"buyurdu. Ben de:
"- Ya Rasulallah! Babam anam sana feda olsun, ne okuyayım?" dedim. Peygamber Efendimiz (s.a.s):
"- Felak ve Nâs sûrelerini" buyurdu. Her ikisini de okudum. Sonra bana dönüp: "Bu sûreleri oku. Bunların bir benzerini daha okuyacak değilsin" buyurdular.
Bu iki sûre devamlı okunursa cin ve şeytan kişiye zarar veremez, sihir, büyü tesir etmez. Mü'min her türlü zararlı ve şerli şeylerden korunmak için bu iki sûreyi okumalıdır. Allah'ın rasûlu öyle yaparlardı. Nitekim Ukbe (r.a) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (s.a.s) ile beraber Cuhfe ile Ebvâ arasında yolculuk yapıyorduk. Birden bizi bir rüzgâr ve kesif bir karanlık kapladı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s) "Kul euzü birabbil-felâk" ve "Kul euzü birab'bin-nâs"ı okuyarak korunmaya başladı ve: "Ey Ukbe! Bu iki sûreyi okuyarak korun. Hiç bir korunan bu iki sûrenin benzeri ile korunmamıştır" buyurdu.
Hz. Hatice validemiz şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (s.a.s) rahatsızlandığı zaman Muavvizeteyni okur ve vücuduna üflerdi. Hastalığı ağırlaştığı zaman ona Muavvizeteyni ben okudum ve bereketini umarak kendi ellerimle vücudunu sıvazladım."
Hz. Peygamber (s.a.s) yatağına girdiği zaman İhlâs sûresiyle Muavvizeteyni okurdu. Buhârî, Hz. Aişe validemizden şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Muhammed (s.a.s) her gece yatmağa hazırlandığı zaman iki elini açarak birleştirir, İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini okuyarak ellerinin içine üfler, sonra başından ve yüzünden başlayarak üç defa elinin eriştiği kadarıyla bütün vücudunu sıvazlar ondan sonra yatardı."
İhlas dahil Kur'an'ın bu son üç sûresi ile Allah'a sığınan kimse birincisiyle şirk ve benzeri şeylerden, ikinci ve üçüncü sûrelerle de bütün varlıklardan ve insanlardan gelebilecek maddi ve manevi kötülüklerden korunmuş olur. İşte bunun için Kur'an bu dua sûreleriyle son bulmuş. Cenabı Allah tarafından insanlığa en emin sığınma yolu gösterilmiştir.
AYET-İ KERiME
FELAK SURESİ
Bismillâhirrahmânirrahîm
113/FELAK-1: Kul eûzu bi rabbil felak(felakı).
De ki: “Ben, Felâk'ın Rabbine sığınırım.”
113/FELAK-2: Min şerri mâ halak(halaka).
Yarattıklarının şerrinden.
113/FELAK-3: Ve min şerri gâsikın izâ vekab(vekabe).
Ve karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden.
113/FELAK-4: Ve min şerrin neffâsâti fîl ukad(ukadi).
Ve düğümlere üfleyenlerin şerrinden.
113/FELAK-5: Ve min şerri hâsidin izâ hased(hasede).
Ve haset ettiği zaman, haset edenin şerrinden.
NAS SURESİ
Bismillâhirrahmânirrahîm
114/NÂS-1: Kul eûzu bi rabbin nâs(nâsi).
De ki: “Ben insanların Rabbine sığınırım.”
114/NÂS-2: Melikin nâs(nâsi).
İnsanların melikine (mâlikine).
114/NÂS-3: İlâhin nâs(nâsi).
İnsanların İlâhı'na (sığınırım).
114/NÂS-4: Min şerril vesvâsil hannâs(hannâsi).
Hannasın vesveselerinin şerrinden.
114/NÂS-5: Ellezî yuvesvisu fî sudûrin nâs(nâsi).
Ki o (hannas), insanların göğüslerine vesvese verir.
114/NÂS-6: Minel cinneti ven nâs(nâsi).
İnsanlardan ve cinlerden (insanların Rabbine, Meliki'ne ve İlâhı'na sığınırım)
Bismillâhirrahmânirrahîm
113/FELAK-1: Kul eûzu bi rabbil felak(felakı).
De ki: “Ben, Felâk'ın Rabbine sığınırım.”
113/FELAK-2: Min şerri mâ halak(halaka).
Yarattıklarının şerrinden.
113/FELAK-3: Ve min şerri gâsikın izâ vekab(vekabe).
Ve karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden.
113/FELAK-4: Ve min şerrin neffâsâti fîl ukad(ukadi).
Ve düğümlere üfleyenlerin şerrinden.
113/FELAK-5: Ve min şerri hâsidin izâ hased(hasede).
Ve haset ettiği zaman, haset edenin şerrinden.
NAS SURESİ
Bismillâhirrahmânirrahîm
114/NÂS-1: Kul eûzu bi rabbin nâs(nâsi).
De ki: “Ben insanların Rabbine sığınırım.”
114/NÂS-2: Melikin nâs(nâsi).
İnsanların melikine (mâlikine).
114/NÂS-3: İlâhin nâs(nâsi).
İnsanların İlâhı'na (sığınırım).
114/NÂS-4: Min şerril vesvâsil hannâs(hannâsi).
Hannasın vesveselerinin şerrinden.
114/NÂS-5: Ellezî yuvesvisu fî sudûrin nâs(nâsi).
Ki o (hannas), insanların göğüslerine vesvese verir.
114/NÂS-6: Minel cinneti ven nâs(nâsi).
İnsanlardan ve cinlerden (insanların Rabbine, Meliki'ne ve İlâhı'na sığınırım)
Aziz Müminler!
Hutbemin başında okuduğum Felak ve Nâs Surelerinde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve haset ettiği vakit hasetçinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!”1
“De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan, pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine, yani mutlak sahip ve hâkimine, insanların İlâhına sığınırım.”2
Kardeşlerim!
Bir insan için dünyadaki en büyük tehlike varoluş gayesini unutmaktır. İstikametten ayrılmaktır. Bir insan için en büyük kayıp, kendini kaybetmektir. Heva ve heveslerin esiri olmaktır. Bir insan için en büyük mahrumiyet, Allah’ın engin rahmetine sığınmaktan kendini mahrum bırakmaktır.
Yüce Rabbimiz, bizleri bu tehlikelerden koruyacak, zarar ve hüsrana uğramaktan kurtaracak hayat yüklü Kerim bir Kitap indirmiştir. Kendisine en güzel şekilde kul olmamızın yollarını göstermiştir. Özellikle Yüce Kitabımızda bizlere hediye ettiği Felak ve Nâs isimli iki muhteşem surede kendisine sığınarak yaşamayı öğretmiştir. Bu yüzdendir ki Peygamberimiz (s.a.s), istiazenin yani Allah’a sığınmanın en güzel ifadesi olarak nitelediği bu iki sureyi çokça okumamızı tavsiye etmiştir.3
Kıymetli Kardeşlerim!
Felak ve Nâs Sureleri, tevhid inancımızın, Allah’a teslimiyetimizin özlü bir ifadesidir. O’nun rızası ve himayesini talep ederek yaşama kararlılığımızın göstergesidir. Felâk ve Nâs’ı okuyarak, her türlü şer ve kötülükten, karanlıklar içerisinde yolumuzu kaybetmekten Rabbimize sığınırız. Haset ve öfkenin, kin ve nefretin, batıl ve hurafenin, vesvesenin esiri olmaktan O’na iltica ederiz. Art niyetlilerin, kem gözlülerin, kalbi kararmış, vicdanı taşlaşmışların şerri karşısında O’ndan yardım isteriz. Fitne ve fesat tohumları ekenlere; duygu ve düşünceleri ifsat ve istismar edenlere karşı O’nun nusret ve inayetini talep ederiz. Biliriz ki kendimizi güvende hissedeceğimiz yegâne sığınağımız Rabbimizdir.
Kardeşlerim!
Felak ve Nâs sureleri bizlere her daim mümince bir duruşu, şuurlu bir hayatı öğütlemektedir. Zira bizlere düşen sadece darlıkta, zorlukta, çaresizlikte, hüzünlü ve kederli anlarımızda değil; varlıkta ve bollukta, neşe ve sevinçte, en güçlü anımızda da Allah’a sığınmaktır. O’nun kudretini tefekkür etmek, zihnin istiazesidir. O’nun merhametini, af ve mağfiretini gönülden talep etmek, kalbin istiazesidir. O’nun yüceliğini içimizden geldiği şekliyle kelimelere dökmek ise dilin istiazesidir. Şu kadar var ki; zihnin, kalbin ve dilin bu istiazesine, yani Allah’a sığınmasına bütün bir beden iştirak etmelidir. Zira bizi Rabbimiz nezdinde asıl değerli kılan, salih amellerimizdir.
Kardeşlerim!
Felak ve Nâs Sureleri inancımızı, duygularımızı, çaresizliğimizi istismar etmek isteyenler karşısında bizlere ferasetli ve basiretli olmayı öğretmektedir. Hiçbir fâniye değil, sadece Allah’a kul olmayı öğretmektedir. Zira herkes bizi terk etse de bizi terk etmeyen Rabbimizden başka kimimiz vardır? Hiç kimse bizi görmese de bizi gören, hiç kimse bizi duymasa da bizi duyan, daima güvenip dayanabileceğimiz O değil midir? Rabbimiz, kendisine samimiyetle açılan elleri, gönülden yakarışları hiç karşılıksız bırakır mı? Affına, merhametine sığınanları, rahmet kapısını çalanları hiç mahrum ve mağdur eder mi? Yeter ki, gönüller samimiyetle sadece O’na yönelsin. Diller, içtenlikle O’nu yüceltip O’na yalvarsın. Eller, yürekten O’na açılıp sadece O’ndan istesin.
Kıymetli Kardeşlerim!
Hutbemizi Peygamberimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği istiaze dualarıyla bitirmek istiyorum:
“Her türlü kem nazardan, şerden ve şer sahiplerinden Allah’ın tam kelimelerine, O’nun sonsuz iradesi ve hükmüne sığınırız.”4
“Allah’ım! Kulağımızın şerrinden, gözümüzün şerrinden, dilimizin şerrinden, kalbimizin şerrinden, heva ve heveslerimizin şerrinden sana sığınırız.”5
“Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, kabir azabından sana sığınırız.”6
KAYNAK
1 Felâk, 113/1-5
2 Nass, 114/1-6.
3 Nesâî, İstiâze, 1; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 25.
4 Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 10.
5 TirmizÎ, Deavât, 74.
6 Müslim, Zikir, 73.
2 Nass, 114/1-6.
3 Nesâî, İstiâze, 1; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 25.
4 Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 10.
5 TirmizÎ, Deavât, 74.
6 Müslim, Zikir, 73.
Son düzenleme: