23 nisan2010 cuma azıgımız

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
Ey Sevgili…Kainatin Gúlú Efendim…



[URL="http://photos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs292.ash1/21957_106183056064717_100000190699576_160016_3701843_n.jpg"][URL="http://photos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs292.ash1/21957_106183056064717_100000190699576_160016_3701843_n.jpg"]
[/URL][/URL]
Ey kainatın gülü seni sevince her mevsim bahar, her yağmur rahmet, her gece gündüz oluyor bana. Seni sevince hayat gül bahçesine dönüyor, dikensiz gül bahçesine… yüreğimde köpük köpük kabaran sevgi tomurcukları oluşuyor. Bu tomurcuklara yüreğimi teslim ediyorum. Bu tomurcuklara kendimi teslim ediyorum…
Sevgi dedim de, hz ebubekir düştü aklıma.
Dost ebubekir, sıddık ebubekir…
mağaradaki haliniz canlanıyor gözümde. Hani mübarek başını koymuştun ya dostun dizine, o da sen rahatsız olmayasın diye kıpırdamaktan bile çekiniyordu.
Ebubekir kalbiyle ve duygularıyla ölçemediği bir ruh halindeydi. Bu an bir ömre bedeldi sanki. Ama birden iliklerine kadar işleyen bir sancı duydu o güzel dost.
Bir yılan sokmuştu ayağını. Ama bu sancı engellemedi o anki saadeti. Kıpırdamıyordu, Resulullah rahatsız olmasın diye. Ancak acıya daha fazla dayanamayarak iki damla yaş düşmüştü dostun gözlerinden, mübarek yüzüne. Sadece iki damla… ne güzel sevgi, ne güzel sabır. Sevgili’ye duyulan ne büyük bir muhabbet!
Ey sevgili, hasret kabuğum çatlamak üzere.
Damarlarımdaki kan, vuslat için hücuma geçti. Yüreğimdeki sönmek bilmeyen ateş kıvılcımlar saçmaya başladı. Sensizliğin ufkunda kayboluyorum. Nereden estiği bilinmeyen bir fırtınaya yelken açtım gidiyorum. Öyle bir gidiş ki, geri dönmek imkansız…
Ey sultanım, alınlarda pırıl pırıl yanan, ahlakı kur’an olan sultanım.
Biz senin gibi sahip çıkamadık çaresizlere, düşkünlere. Senin gibi sevgi gösteremedik onlara. Düşkünlerin kanadı, çaresizlerin ilacı olan sultanım, çöl sıcaklığında bile üşür, üşütür olduk insanları!
Oysa biraz sevgi, biraz şefkat, biraz hoşgörü yeterdi.
Gönül dünyama rahmet meltemi estiren elçi, penceremi açan rüzgardan aldım kokunu. O rüzgarda bir kez daha hissettim senin yokluğunu.
Bir kez daha sensizliğin soğuk şerbetinden doyasıya içtim. Durmadan kanayan yaramın aslında sensizlik olduğunu bir kez daha hissettim.
ey sevgililer sevgilisi gönül kapılarını aralayarak hasret perdesini açıyorum. Hasretin kara saplı bir bıçak gibi sivrilip saplanıyor bağrıma.
Çok acı veriyor bana, çok…
Gönüllere sükûnet veren,kalplere sevgisini serpen, “ümmetim, ümmetim!” diyen gönül rehberim, hasretin alevlendi. Yanık yüreğim hasret yumağına döndü.
Sen gittin ya ey resul, cürüm tohumları boy saldı bedenlerde. Şehirler, hicretteki mekke sessizliğine büründü. Sevgin beni bir hâl etti.ey sevgili bu nasıl sevgi; sesini duymadan, yüzünü görmeden,gözlerine bakmadan ey sevgili bu ne dehşetli sevgi? Hasretin vurdu tüm gönülleri.
Hani baharı sessizce bekler ya tohum, işte öyle bekliyoruz seni ey sevgili.
Sevgiyle, hasretle ve umutla…
hayırlı cumalar rasule hasret sakinleri
 
Üst Alt