27-2-necâsetden tahâret

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Bedende, elbisede ve namâz kılacak yerde necâset, pislik bulunmamakdır. Baş örtüsü, başlık, sarık, mest ve na’lın da elbiseden sayılır. Boyuna sarılı atkının sarkan kısmı, namâz kılan ile birlikde hareket etdiği için elbise sayılır ve burası temiz olmazsa, namâz kabûl olmaz. Yaygının, basdığı ve başını koyduğu yeri temiz olunca, başka yerinde necâset bulunursa, namâz kabûl olunur. Çünki yaygı, atkı gibi bedene bitişik değildir. Fekat kapalı şişe içinde, idrâr taşıyanın namâzı câiz olmaz. Çünki, şişe bevlin meydâna geldiği yer değildir. [Bundan anlaşılıyor ki, cebinde kapalı kolonya, ispirto, tentürdiyot şişesi veyâ kapalı kutudaki kanlı mendil, necs bez varken namâz kılmak câiz değildir.] İki ayağın basdığı ve secde etdiği yerin temiz olması lâzımdır. Necâset üstüne örtülü bez, cam, naylon üstünde namâz kabûl olur. Secdede etekleri kuru necâsete değerse, zararı olmaz.
Deride, elbisede, namâz kılınan yerde, (dirhem mikdârı) veyâ dahâ çok kaba necâset yok ise, namâz kabûl olur ise de, dirhem mikdârı bulunursa, tahrîmen mekrûh olur ve yıkamak vâcib olur. Dirhemden çok ise, yıkamak farz olur. Az ise sünnetdir. Şerâbın damlasını da yıkamak farzdır. İmâmeyne [İmâm-ı Ebû Yûsüf ve İmâm-ı Muhammede] göre ve diğer üç mezhebde kaba necâsetlerin hepsinin zerresini bile yıkamak farzdır. Necâset mikdârı, bulaşdığı zemân değil, namâza dururken olan mikdârıdır.
Dirhem mikdârı, katı necâsetlerde, bir miskâl, ya’nî dört gram ve seksen santigram ağırlıkdır. Akıcı necâsetlerde, açık el ayasındaki suyun yüzü genişliği kadar yüzeydir. Bir miskâlden az olan katı necâset elbisenin, avuc içinden dahâ geniş yüzüne yayılınca namâza mâni’ olmuyor.
Necâset iki dürlüdür:
1-Kaba Necâset: İnsandan çıkınca, abdest veyâ gusle sebeb olan herşey, eti yinmiyen hayvanların, (yarasa hâric) ve yavrularının yüzülmüş, dabağlanmamış derisi, eti, pisliği ve bevli, insanın ve bütün hayvanların kanı ve şerâb, leş, domuz eti ve kümes hayvanlarının pisliği ve yük hayvanlarının, koyun ve keçinin necâsetleri, galiz, ya’nî kabadır.
2-Hafîf Necâset: Hafîf olan necâsetlerden, bir uzva ve elbisenin bir kısmına bulaşınca, bu kısm veyâ uzvun dörtde biri kadarı namâza zarar vermez.

Eti yinen dört ayaklı hayvanların bevli ve eti yinmiyen kuşların pisliği hafîfdir. Güvercin, serçe ve benzerleri gibi eti yinen kuşların pisliği temizdir.
Şerâbın, imbiklenmesi ile elde edilen rakı ve ispirto kaba necâset olup, içilmesi şerâb gibi harâmdır. Namâz kılarken, kan, ispirto ve alkollü içkiler, elbiseden ve deriden yıkanıp temizlenmelidir. Uçmakla temiz olmaz. Bunlar bulunan şişe ve benzerleri cebden çıkarılmalıdır.
Necâset, her temiz su ile, abdest ve gusl alınmış su ile, sirke ve gül suyu gibi akıcı mâyı’lerle temizlenir. Abdestde, guslde kullanılan suya (müsta’mel su) denir. Bu su temizdir. Fekat, hadesi temizleyici değildir. Bununla necâset temizlenir. Fekat, abdest alınmaz ve gusl edilmez.
İSTİNCÂ: Önden ve arkadan necâset çıkınca, bu yerleri temizlemeğe istincâ denir. İstincâ, ya’nî tahâretlenmek, sünnet-i müekkededir. Ya’nî halâda abdest bozuldukdan sonra, erkek ve kadının, taş ile veyâ su ile, önünü ve arkasını temizliyerek idrâr ve pislik bırakılmaması sünnetdir. Fekat, başkasının yanında avret yerini açmadan su ile istincâ yapamıyacaksa, pislik fazla olsa bile, su ile istincâden vaz geçer. Avret yerini açmaz. Namâzı öyle kılar. Açarsa fâsık olur. Harâm işlemiş olur. Tenhâ bir yer bulunca su ile istincâ yapar ve namâzı iâde eder. Çünki, bir emri yapmak, bir harâmı işlemesine sebeb olursa, harâmı işlememek için, o emr [te’hîr edilir veyâ] terk edilir, yapılmaz.
Kemik, taâm, gübre, tuğla, saksı ve cam parçaları, kömür, hayvan yemi ve başkasının malı ile ve muhterem, ya’nî para eder şeyler, meselâ ipek ile, câmi’den atılan şeylerle, zemzem suyu ile, yaprak ile, kâğıd ile istincâ tahrîmen mekrûhdur. Boş kâğıda da saygı lâzımdır. Muhterem olmayan ismler, dîne yaramıyan yazılar bulunan kâğıdlar ve gazete ile istincâ câizdir. Fekat İslâm harfleri ile yazılmış hiç bir kâğıd ile istincâ edilmez. Önü ve arkayı kıbleye dönerek ve ayakda ve özrsüz çıplak abdest bozmak mekrûhdur. İdrâr toplanan yerde gusl câiz değildir. Fekat, bevl akar gider, toplanmazsa, bunlar câiz olur. İstincâda kullanılan su necs olur. Elbiseye sıçratmamalıdır. Bunun için istincâ yaparken, avret yerini açmak, tenhâ yerde yapmak lâzımdır. Musluk başında, elini donunun içine sokup, idrâr yerini avucdaki suya sürerek yıkamakla istincâ olmaz. İdrâr damlası bulaşınca, avucdaki su necs olur ve damladığı çamaşır pis olur.

Bu suyun damladığı yerlerin toplamı avuc içinden fazla olursa, namâz kabûl olmaz.
İSTİBRÂ: Erkeklerin yürüyerek, öksürerek veyâ sol tarafa yatarak (İstibrâ) etmesi, ya’nî idrâr yolunda damlalar bırakmaması vâcibdir. İdrâr damlası kalmadığına kanâ’at gelmeden abdest almamalıdır. Bir damla sızarsa, hem abdest bozulur, hem de elbise kirlenir. Çamaşıra avuc içinden az sızarsa, abdest alıp kıldığı namâz mekrûh olur. Çok sızarsa, namâz kabûl olmaz. İstibrâda güçlük çekenler, arpa kadar nebâtî pamuk fitili idrâr deliğine koymalıdır. Sızan idrârı pamuk emer. Yalnız pamuğun ucunun dışarda kalmaması lâzımdır.



 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
3-SETR-İ AVRET
(Avret Mahalli ve Kadınların Örtünmeleri)

Bir kimsenin açması, başkasına göstermesi ve başkasının bakması harâm olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Erkeklerin avret mahalli göbekden, diz altına kadardır. Diz avretdir. Buraları açık iken kılınan namâz kabûl olmaz. Namâz kılarken, vücûdun diğer kısmlarını (kolları, başı) örtmek, (çorap giymek) erkeklere sünnetdir. Buraları açık namâz kılmaları mekrûhdur.
Kadınların avuc içlerinden ve yüzlerinden başka her yerleri, ellerinin üstü, saçları ve ayakları dört mezhebde de avretdir. Bunun için kadınlara (Avret) denilmişdir. Buralarını örtmesi farzdır. Avret uzvlarından herhangi birinin dörtde birisi, bir rükn açık kalırsa, namâz bozulur. Azı açılırsa bozulmaz. Namâzı mekrûh olur. İnce olup, içindeki uzvun şekli veyâ rengi görünen kumaş, yok demekdir.
Kadınların, namâz dışında, yalnız iken, diz ve göbek arasını örtmesi farz olup, sırtını ve karnını örtmesi vâcib, başka yerlerini örtmesi edebdir.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyuruyor ki: (Yabancı kadına şehvetle bakan bir kimsenin gözleri ateşle doldurulup, Cehenneme sokulacakdır. Yabancı kadın ile toka edenin kolları ensesinden bağlanıp, Cehenneme atılacakdır. Yabancı kadın ile lüzûmsuz yere şehvetle konuşanlar, her kelimesi için bin sene Cehennemde kalacakdır.)

Diğer bir hadîs-i şerîfde ise: (Komşu kadına ve arkadaşlarının kadınlarına şehvetle bakmak, yabancı kadınlara bakmakdan on kat dahâ günâhdır. Evli kadınlara bakmak, kızlara bakmakdan bin kat dahâ çok günâhdır. Zinâ günâhları da böyledir) buyuruldu.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Yâ Alî! Uyluğunu açma ve ölü veyâ diri, hiç kimsenin uyluk yerine bakma!)
Diğer bir hadîs-i şerîfde; (Avret yerlerinizi açmayınız. Çünki, yanınızdan hiç ayrılmayan kimseler vardır. Onlardan utanınız ve onlara saygılı olunuz) [Bunlar, Hafaza melekleridir] buyuruldu.
Yine hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Avret yerlerini ört. Zevcenden ve câriyenden başkasına gösterme. Yalnız iken de Allahü teâlâdan hayâ ediniz!)
(Kendilerini kadınlara benzeten erkeklere ve erkeklere benzeten kadınlara Allah la’net eylesin!)
(Bir kızın güzelliğini gören kimse, gözünü ondan hemen ayırırsa, Allahü teâlâ yeni bir ibâdet sevâbı ihsân eder ki, bu ibâdetin lezzetini hemen duyar.)
(Avret yerlerini açana ve başkasının avret mahallerine bakana, Allah la’net eylesin!)
(Kendini bir kavme benzeten, onlardan olur). Demek ki, ahlâkını, işlerini veyâ elbiselerini başkalarına benzeten onlardan olur. Modaya, kâfirlerin âdetlerine uyanlar, harâmlara güzel san’at ismini takanlar ve harâm işliyenlere san’atkâr, ilerici diyenler, bu hadîs-i şerîflerden ibret almalı, korkmalı, uyanmalıdırlar.
Erkek erkeğin ve kadın kadının avret yerlerine de bakmaları harâmdır. Görülüyor ki, erkeklerin kadınlara ve kadınların, erkeklerin avret yerlerine bakmaları harâm olduğu gibi, erkeklerin erkeğin avret yerine ve kadınların kadının avret yerine bakmaları da harâmdır. Erkeğin erkek için ve kadın için avret mahalli, diz ile göbek arasıdır. Kadının kadın için avret mahalli de böyledir. Kadının yabancı erkek için avret mahalli ise, ellerinden ve yüzünden başka bütün bedenidir. Yabancı kadının avret yerine şehvetsiz de bakmak harâmdır.
Yorgan altında çıplak yatan bir hasta, başı yorgan içinde iken, îmâ ile namâz kılınca, çıplak kılmış olur
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Başını yorgandan çıkarıp kılarsa, yorganla örtülü kılmış olup, câiz olur.
Bir erkek, nikâhla alması ebedî harâm olan, onsekiz (mahrem) kadının, başına, yüzüne, gerdânına, kollarına, dizden aşağı bacağına, şehvetden emîn ise bakabilir. Bu kimse, göğüslerine, koltuklarına, uyluklarına, dizlerine ve sırtına bakamaz.
Bir kadın için, amca, hala, teyze ve dayı çocukları da yabancı erkek gibidir. Enişte, kayın birâderi de yabancı erkekdir. Bunlarla konuşması, şakalaşması ve bir yerde bulunması harâmdır. Erkeklerin de amca, hala, teyze ve dayı kızları ile ve baldız ve yenge ile konuşmaları harâmdır.
Bir erkek, mahrem olan onsekiz kadın ile ölünceye kadar evlenemez. Bunlarla konuşabilir. Yalnız olarak bir yerde bulunabilir. Kadın da, onsekiz erkek ile evlenemez. Bu onsekiz erkek ve kadın şunlardır:
Neseb (Soy) ile Akrabâ Olanlar
Erkekler:
1-Baba.
2-Babasının ve annesinin babaları.
3-Oğlu ve oğlunun ve kızının oğulları
4-Erkek kardeşi.
5-Erkek kardeşinin oğulları.
6-Kız kardeşinin oğulları.
7-Amca ve dayı.
Kadınlar:
1-Anne.
2-Annesinin ve babasının anaları.
3-Kızı ve oğlunun ve kızının kızları.
4-Kız kardeşi.
5-Kız kardeşinin kızları.
6-Erkek kardeşinin kızları.
7-Hala ve teyze.
Süt ile Akrabâ Olanlar
Erkekler:
8-Süt baba.
9-Süt babasının ve annesinin babaları.
10-Süt oğlu, süt oğlunun ve süt kızının oğulları.
11-Süt erkek kardeşi.
12-Süt kız kardeşinin oğulları.
13-Süt erkek kardeşinin oğulları.
14-Süt amca ve dayıları.
Kadınlar:
8-Süt anne.
9-Süt annesinin ve babalarının anneleri.
10-Süt kızı, süt kızının ve süt oğlunun kızları.
11-Süt kız kardeşi.

12-Süt kız kardeşinin kızları.
13-Süt erkek kardeşinin kızları.
14-Süt hala ve teyzeleri.
Sıhrıyet (Evlilik) ile Akrabâ Olanlar
Erkekler:
15-Kayın baba.
16-Üvey oğlu.
17-Üvey baba.
18-Dâmât.
Kadınlar:
15-Kaynana.
16-Üvey kızı.
17-Üvey anne.
18-Gelin.
Avret mahalli açık olarak sokağa çıkan ve başkalarının avret yerlerine bakan, erkekler ve kızlar, Cehennemin çok kızgın alevli ateşinde yanacaklardır.
 
Üst Alt