Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
40 - Tevbe, harâm işledikden sonra, pişmân olup, Allahü teâlâdan korkmak, bir dahâ yapmamağa azm etmek, karâr vermekdir. Dünyâda zarar hâsıl olmasından korkarak pişmân olmak, tevbe olmaz. Çeşidli günâh işliyenin bunlardan ba’zısında ısrâr ederken, ba’zısına tevbe etmesi, sahîh olur. Tevbeden sonra, günâhı tekrâr işliyenin, tekrâr tevbe etmesi sahîh olur. Böylece, çok kerre tevbe etmesi, sahîh olur. Büyük günâhın afv olması için, tevbe etmek şartdır. Beş vakt nemâz ve Cum’a nemâzı, Ramezân-ı şerîf orucu, hac etmek, istigfâr etmek, büyük günâh işlemekden sakınmak gibi ibâdetler, küçük günâhların afv edilmesine sebeb olur. Şartlarına uygun olarak tevbe edince, küfr ve günâhlar muhakkak afv olunur. Şartlarına uygun olarak ve ihlâs ile yapılan hacca, (Hacc-ı mebrûr) denir. Hacc-ı mebrûr, kazâya kalmış olan farzlardan ve kul haklarından başka günâhların afvına sebeb olur. Bu ikisinin afv olması için, kazâların ve kul haklarının ödenmesi de lâzımdır. Hac ile, farzı yapmamanın günâhı afv edilmez ise de, vaktinde yapmamanın, vaktinden sonraya bırakmanın günâhı afv edilir. Hacdan sonra, farzları kazâ etmeğe hemen başlamazsa, gecikdirme günâhı tekrâr başlar ve zemânla katkat artar. Gecikdirmek, büyük günâhdır. Bunu iyi anlamak lâzımdır. (Hacc-ı mebrûr yapanın günâhları afv olur. Dünyâya yeni gelmiş gibi olur) hadîs-i şerîfi, kazâ ve kul hakkından başka günâhların afv olacağını göstermekdedir. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” arefe gecesinde ve Müzdelifede, hâcıların günâhlarının afv edilmesi için yapdığı düâların da, böyle olduğu bildirilmişdir. Kazâ ve kul haklarının da, afva dâhil olduğunu bildiren âlimler var ise de, bunlar, tevbe edip de kazâdan ve ödemekden âciz olanlar içindir. Hûd sûresinin yüzonbeşinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Hasenât, günâhları yok eder) buyuruldu. Bu âyet-i kerîmeye, kazâsı yapılınca, afv olurlar ma’nâsı verilmişdir. Gîbet olunan kimsenin işitmesinden sonra üzülmesi de, bu gîbeti yapan için, ayrıca büyük günâh olur. Bu günâhın afvına sebeb olacak hasene, onunla halâllaşmakdır. Günâhdan sonra hemen tevbe etmek farzdır. Tevbeyi gecikdirmek de, bu günâhı işlemekden dahâ büyük günâhdır. Bu günâh, her gün bir misli artar. Bunun için de ayrıca tevbe etmek lâzımdır. Bir günâhın tevbesi yapılınca, bunun tevbesini gecikdirme günâhlarının hepsi afv olur. Farzı yapmamanın tevbesi, ancak kazâ etmekle sahîh olur. Her günâhın afvı için, kalb ile tevbe etmek ve dil ile istigfâr etmek ve beden ile kazâ etmek lâzımdır. Yüz kerre tesbîh etmek, ya’nî (Sübhânallahi ve bi-hamdihi sübhânallahil’azîm) demek ve sadaka vermek ve bir gün oruc tutmak, çok iyi olur.