HASAN CAN
Active member
TEYEMMÜM Teyemmüm, hanefîde, vakt girmeden önce de sahîhdir. Diğer üç mezhebde, vakt girmeden önce sahîh değildir.
Abdest ve gusl için su bulamamak, kullanamamak, yedi dürlü olur:
1 — Sudan bir mil uzak olan, niyyet etmek şartı ile, teyemmüm eder. Bir mil, dörtbin zrâ’dır ki, 1920 metre eder. Şehrde her zemân su aramak farzdır.
2 — Hastanın, abdest veyâ gusl ile veyâ hareket etmek ile, hastalığının artacağı veyâ iyi olması uzayacağı, kendi tecribesi ile veyâ mütehassıs ve açıkça günâh işlemiyen müslimân bir doktorun söylemesi ile anlaşılırsa, teyemmüm eder. Hastalıkdan sonra, ellerde ve ayaklardaki hâlsizlik de özrdür. [İhtiyârlardaki hâlsizlik de böyledir. Bunlar, nemâzlarını oturarak kılar.]
3 — Abdest ve gusl yapamıyacak kadar bir hasta, para ile dahî, bir yardımcı bulamazsa, teyemmüm eder. Yardımcı ile de teyemmüm edemiyen kılmaz. İyi olunca kazâ eder. Zevc ve zevcenin birbirlerine abdest aldırmaları vâcib değildir.
4 — Gusl abdesti alınca, soğukdan ölmek veyâ hasta olmak tehlükesi varsa, şehrde dahî olsa, hamâm parası yoksa ve başka çâre bulamazsa, gusl abdesti için teyemmüm eder ve su ile abdest alır.
5 — Su yakın ise de, su yanında düşman, yırtıcı, zehrli hayvan, ateş veyâ nöbetci varsa veyâ kendisi mahbûs ise veyâ abdest alırsan seni öldürürüz, malını alırız diye korkuturlarsa, teyemmüm ederek kılar ise de, bu sebebler kul tarafından oldukları için, gusl ve abdest alınca, bu nemâzları tekrâr kılması lâzımdır.
6 — Yolcunun fazla suyu varsa da, kendinin ve yol arkadaşlarının içmesine ve necâseti temizlemesine ve hayvanlarına lâzım olursa, teyemmüm eder. Bu su ile gusl edip, necâset ile kılarsa, kabûl olur ise de, günâha girer. Önce teyemmüm edip, sonra necâseti yıkarsa, tekrâr teyemmüm etmesi lâzım olur. Çünki su varken, teyemmüm edilmez. Cünüb kimse, bedeninin bir kısmını yıkayacak kadar veyâ abdest alacak kadar su bulursa, abdest ve gusl için, bir teyemmüm eder. Teyemmümden sonra, abdesti bozulursa, o su ile, sonra abdest alır. Abdest ve guslde, bedene dökülen su, bir yere düşünce [elbisesine değil], pis olur ve insan içemez. Hayvana içirilebilir. Susuzlukdan ölecek kimse, fazla suyu olandan satın alır. Satmaz ise, zor ile, kavga ve tehdîd ile alır. Abdest için su, zor ile alınamaz.
7 — Kuyudan su çıkarmak için, kova, ip veyâ para ile inecek kimse bulamıyan, teyemmüm eder ve su bulunca, nemâzı iâde etmez.
(Halebî)de, mesh bahsi sonunda diyor ki, (Bir veyâ iki elinde çatlak, ekzama veyâ başka yara olup, bunları ıslatmak zarar verirse, bu kimse abdest alamaz. Bu sebebden abdest alamıyan kimseye, hâtır ile veyâ para ile başkasının abdest aldırması, İmâm-ı a’zama göre müstehabdır. Başkasından yardım istemeden teyemmüm edip kılarsa, nemâzı kabûl olur. Yardımcı veyâ para bulamazsa, teyemmüm etmesi, imâmeyne göre de, câiz olur). Bundan anlaşılıyor ki, yaralı eline eldiven takıp, eldiven ile abdest alabilirse, böyle abdest alması lâzım olur.
Yukarıda yazılı sebeblerden birisi ile teyemmüm edildikde, bu sebeb bitince, teyemmüm bozulur. Sebeb bitmeden, başka bir sebeb hâsıl olur ve sonra birinci sebeb biterse, birinci teyemmüm yine bozulur. Yeniden teyemmüm etmek lâzım olur.
Abdestsiz veyâ guslsüz kimse, cenâze ve bayram nemâzlarını kaçırmamak için, su var iken bile, teyemmüm edebilir. Cum’a nemâzını ve beş vakt nemâzdan herhangi birinin vaktini kaçırmak korkusu olsa, su varken, teyemmüm edemez. Gusl veyâ abdest lâzımdır. Nemâz vakti kaçarsa, kazâ eder. Meselâ, sabâh güneş doğması yakın iken uyanan kimse, cünüb ise ve hayz ve nifâsdan kesilmiş ise, acele gusl eder. Güneş doğarsa, sabâh nemâzını, kerâhet vakti çıkınca, sünneti ile birlikde kazâ eder. (Teyemmüm), lugatde kasd etmek, demekdir.
Teyemmümün farzı üçdür:
1— Cenâbetden temizlenmek için veyâ abdestsizlikden temizlenmek için niyyet etmekdir.
Abdest ve gusl için su bulamamak, kullanamamak, yedi dürlü olur:
1 — Sudan bir mil uzak olan, niyyet etmek şartı ile, teyemmüm eder. Bir mil, dörtbin zrâ’dır ki, 1920 metre eder. Şehrde her zemân su aramak farzdır.
2 — Hastanın, abdest veyâ gusl ile veyâ hareket etmek ile, hastalığının artacağı veyâ iyi olması uzayacağı, kendi tecribesi ile veyâ mütehassıs ve açıkça günâh işlemiyen müslimân bir doktorun söylemesi ile anlaşılırsa, teyemmüm eder. Hastalıkdan sonra, ellerde ve ayaklardaki hâlsizlik de özrdür. [İhtiyârlardaki hâlsizlik de böyledir. Bunlar, nemâzlarını oturarak kılar.]
3 — Abdest ve gusl yapamıyacak kadar bir hasta, para ile dahî, bir yardımcı bulamazsa, teyemmüm eder. Yardımcı ile de teyemmüm edemiyen kılmaz. İyi olunca kazâ eder. Zevc ve zevcenin birbirlerine abdest aldırmaları vâcib değildir.
4 — Gusl abdesti alınca, soğukdan ölmek veyâ hasta olmak tehlükesi varsa, şehrde dahî olsa, hamâm parası yoksa ve başka çâre bulamazsa, gusl abdesti için teyemmüm eder ve su ile abdest alır.
5 — Su yakın ise de, su yanında düşman, yırtıcı, zehrli hayvan, ateş veyâ nöbetci varsa veyâ kendisi mahbûs ise veyâ abdest alırsan seni öldürürüz, malını alırız diye korkuturlarsa, teyemmüm ederek kılar ise de, bu sebebler kul tarafından oldukları için, gusl ve abdest alınca, bu nemâzları tekrâr kılması lâzımdır.
6 — Yolcunun fazla suyu varsa da, kendinin ve yol arkadaşlarının içmesine ve necâseti temizlemesine ve hayvanlarına lâzım olursa, teyemmüm eder. Bu su ile gusl edip, necâset ile kılarsa, kabûl olur ise de, günâha girer. Önce teyemmüm edip, sonra necâseti yıkarsa, tekrâr teyemmüm etmesi lâzım olur. Çünki su varken, teyemmüm edilmez. Cünüb kimse, bedeninin bir kısmını yıkayacak kadar veyâ abdest alacak kadar su bulursa, abdest ve gusl için, bir teyemmüm eder. Teyemmümden sonra, abdesti bozulursa, o su ile, sonra abdest alır. Abdest ve guslde, bedene dökülen su, bir yere düşünce [elbisesine değil], pis olur ve insan içemez. Hayvana içirilebilir. Susuzlukdan ölecek kimse, fazla suyu olandan satın alır. Satmaz ise, zor ile, kavga ve tehdîd ile alır. Abdest için su, zor ile alınamaz.
7 — Kuyudan su çıkarmak için, kova, ip veyâ para ile inecek kimse bulamıyan, teyemmüm eder ve su bulunca, nemâzı iâde etmez.
(Halebî)de, mesh bahsi sonunda diyor ki, (Bir veyâ iki elinde çatlak, ekzama veyâ başka yara olup, bunları ıslatmak zarar verirse, bu kimse abdest alamaz. Bu sebebden abdest alamıyan kimseye, hâtır ile veyâ para ile başkasının abdest aldırması, İmâm-ı a’zama göre müstehabdır. Başkasından yardım istemeden teyemmüm edip kılarsa, nemâzı kabûl olur. Yardımcı veyâ para bulamazsa, teyemmüm etmesi, imâmeyne göre de, câiz olur). Bundan anlaşılıyor ki, yaralı eline eldiven takıp, eldiven ile abdest alabilirse, böyle abdest alması lâzım olur.
Yukarıda yazılı sebeblerden birisi ile teyemmüm edildikde, bu sebeb bitince, teyemmüm bozulur. Sebeb bitmeden, başka bir sebeb hâsıl olur ve sonra birinci sebeb biterse, birinci teyemmüm yine bozulur. Yeniden teyemmüm etmek lâzım olur.
Abdestsiz veyâ guslsüz kimse, cenâze ve bayram nemâzlarını kaçırmamak için, su var iken bile, teyemmüm edebilir. Cum’a nemâzını ve beş vakt nemâzdan herhangi birinin vaktini kaçırmak korkusu olsa, su varken, teyemmüm edemez. Gusl veyâ abdest lâzımdır. Nemâz vakti kaçarsa, kazâ eder. Meselâ, sabâh güneş doğması yakın iken uyanan kimse, cünüb ise ve hayz ve nifâsdan kesilmiş ise, acele gusl eder. Güneş doğarsa, sabâh nemâzını, kerâhet vakti çıkınca, sünneti ile birlikde kazâ eder. (Teyemmüm), lugatde kasd etmek, demekdir.
Teyemmümün farzı üçdür:
1— Cenâbetden temizlenmek için veyâ abdestsizlikden temizlenmek için niyyet etmekdir.