RasuleHasret
Yeni Üyemiz
NOT
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin getirildiği noktanın neresi olduğunu vatandaşların çoğu anlayamamaktadır. Ne kadar anlatsak anlatalım, Türk Milleti, devletinin ABD ve AB tarafından kuşatıldığını, Batının doğrudan doğruya Haçlı Seferi yaptığını bir türlü anlayamamaktadır.
Bunun asıl sebebi nedir? Bakınız, asıl mesele; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenliğidir. Devletimizin, milletimizin ve dinimizin karşı karşıya bulunduğu tehlike aslında dünya çapında büyüktür. Devletimiz parçalanma noktasına gelmiştir. Millet çatışmaya sürüklenmek istenmektedir. Dinimiz iğdiş edilmeye çalışılmaktadır. Bizim milletimizin bu konulardaki bilgisi propagandadan arınmış, tam ve doğru bilgi olsa mevcut durumu kabul etmeyeceği aşikardır. Ancak ne var ki, devletleri ve tabii ki bizim devletimizi yıkmaya, sömürge haline getirmeye yönelik emperyal kuvvetlerin çalışmalarının belirlenmiş temellere oturtulduğu, bütün dünyada 5. Kol faaliyeti yapmakta tecrübe kazandığı ve bu 5. Kol faaliyetlerini bizim ülkemizde de ustalıkla yürüttüğü gerçeğini kimse anlayamamakta veya kabul edememektedir. Ama bu bir gerçektir.
Tabii ki bu tür çalışmalar, arkalarında devlet desteği olduğu için, gayet ustalıkla yürütülür. Düşman, hedef ülkelerin halklarını ürkütmeden, korkutmadan, kendi üzerine düşmanlık çekebilecek yanlışlıklara düşmeden manipüle eder ve zamanı geldiğinde de çatıştırır ve hedef ülkeyi kendi emrine alır. Böyle bir çalışma yürütülürken devreye sokulan sivil toplum kuruluşları halkla ilişkilerini düşmanın istediği gibi kontrol eder. Böylece millet bir türlü gaflet uykusundan uyanamaz.
Gerçekten de bizim ülkemizde şu anda böyle bir faaliyet mevcuttur. 5. Kol faaliyetleri düşmanın bütün gücüyle yürütülmektedir. Ama nasıl yürütüldüğünü milletimiz bir türlü anlayamamaktadır. Ağzımızla kuş tutsak bu durumu milletimize anlatıp uyanışı sağlayamıyoruz. Anlıyorum ki, Türk milletinin bu 5. Kol faaliyetiyle ilgili bilgisi yoktur. Zaten okullardan da bu konuda bilgi verebilecek Milli Güvenlik Dersleri kaldırılmaktadır. Bu konuda milletimizi uyandırması gereken güçler de, üzgünüm ki, 5. Kol moduna geçmiştir. Bu yüzden insanlarımızla bir türlü mutabık kalamamaktayız. Anlaşamamaktayız. TESEV, AÇIK TOPLUM ENSTİTÜSÜ, TOSAV gibi kuruluşlar devamlı surette ve çok ciddi bir biçimde beyin temizleme faaliyeti yapmaktadır.
Bütün bunları yazmaktaki maksadım, bu uyanışı sağlamak için, yürütülen faaliyetlerin 5. Kol faaliyeti olduğunu anlatmaktır.
O zaman 5. Kol faaliyeti nedir?
Şu anda yurdumuzda nasıl yürütülmektedir? Teknik olarak bu konuda bilgi vermeye çalışacağım.
“Beşinci kol; Ajanlık, casusluk, psikolojik savaş gibi faaliyetlerdir. Klasik düzende ordular dört kol halinde yürüdükleri için, bir toplumu içten çökertmeye yönelik faaliyetlere “beşinci kol” denmektedir.
BİLGİ
Düşmanın, elindeki her türlü aracı kullanarak, bir milletin birlik ve bütünlüğünü yok etmeye, devletini parçalayıp bölmeye ve devleti kendi emrine geçirmeye yönelik çalışan yıkıcı hareketlerinin bütününe 5. Kol faaliyeti denmektedir.
Beşinci Kol faaliyetleri milletlerin önce ruhunu, sonra bedenini çürütme faaliyetleridir. Fikir farklılıklarını çatışmaya dönüştürür. Şantaj kullanır, dedikodu çıkarır, filmler, kumar, fuhuş, içki düşkünlüğü gibi konuları kullanarak milletleri içten çürütür.
Beşinci Kol faaliyetleri milletlerin önce ruhunu, sonra bedenini çürütme faaliyetleridir. Fikir farklılıklarını çatışmaya dönüştürür. Şantaj kullanır, dedikodu çıkarır, filmler, kumar, fuhuş, içki düşkünlüğü gibi konuları kullanarak milletleri içten çürütür.
5. Kol faaliyetleri ülkelerin ve toplumların bünyesinin silahsız yöntemlerle zayıflatılarak kontrol edilmesini, çöküntüye uğratılmasını hedefler. Bu yöntemler Nazi Almanya’sı ve Sovyetler Birliği tarafından yoğun olarak kullanılmıştır. Günümüzde ABD’nin, “Açık Toplum Enstitüsü” gibi kuruluşlar üzerinden “beşinci kol faaliyetleri” uyguladığı, hedef ülkeleri sivil toplum örgütleri, gazeteler televizyon kanalları, siyasi partiler kanalıyla yapısal değişimlere hazırladığı bilinmektedir”.
Teknik olarak bu konu ilgili kitaplarda bu tarifler ve benzetmeler yapılmaktadır.
Peki, düşman bu faaliyetleri nasıl yürütür? Yine aynı şekilde ilgili kitaplardan alıntı yaparak bu faaliyetlerin nasıl yürütüldüğünü anlatmaya çalışalım. Böylece milletlerin neden bir türlü uyanamadığı ve bizim de neden milletimizi uyandırmakta başarılı olamadığımız daha iyi anlaşılmış olacaktır.
“Ulus devlet adım adım yıkılır. Paralel yönetimin oluşturulma süreci, uygulamada ülkeden ülkeye küçük değişiklikler gösterse de ana program değişmiyor. İçine sızılan devletin bürokratlarının da yardımıyla, yaygın bir medya ve entelektüel yedek güç operasyonuyla, Amerikalıların “manufacturing public perception” dedikleri “kamuoyunun algılama dizgesini üretme” sürecinde, aşamalar bir bir geçiliyor, ülke insanları, aslında kendilerine benimsetilmiş olan düşünceleri ya da eylem planlarını, kendi kurumlarının ve beyinlerinin ürünüymüş gibi algılayıp eyleme geçiyorlar.
Beyin temizleme, beyne yeni algılama düzeneği yerleştirme, örgütleme, kimlik oluşturma ve eyleme geçirme süreci 22 adımda gerçekleştiriliyor:
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
9)
10)
11)
12)
13)
14)
15)
16)
17)
18)
19)
20)
21)
22)
Değerli okuyucu, bu 22 maddeyi tek tek gözden geçiriniz. Göreceksiniz ki, bu yöntemler birebir, tam anlamıyla bizim ülkemizde halen uygulanmaktadır. Bunda hayret edilecek bir şey de yoktur. Düşman düşmanlığını yapacaktır.
Hayret edilecek şey sadece şudur: Düşman bize rağmen, bizim dinimizin büyüklüğüne rağmen, bizim imanımızın büyüklüğüne rağmen, bizim üstün vatanperverliğimize rağmen, bizim vatanımız için şehit olmaktan asla çekinmeyeceği-mizi bilmesine rağmen, bütün bunları bize nasıl yapabilmektedir? Soru budur. Bu soru can alıcı sorudur. Düşman beyin temizleme ve beyne yeni algılama düzeneği yerleştirme işini çok profesyonelce yaptığı için bu soruların cevabını bulamamaktayız. İnsanlarımız derin propaganda karşısında gerçekten beyinlerine yeni algılama düzeneği yerleştirildiği için bir türlü gerçekleri anlayamamaktadır. Bizi anlamamakta ısrar edenler, aslında kendilerine benimsetilmiş olan düşünceleri kendi devletimizin kurumlarının veya kendi beyinlerinin ürünüymüş gibi algılıyorlar. Halbuki o düşünceler yerleştirilmiş, ezberletilmiş düşünceler. Peşin kabuller… Bu yüzden bizi anlamakta güçlük çekiyorlar.
Aziz milletim, değerli dostlar, karşı karşıya bulunduğumuz, devletimizin güvenliği, milletimizin geleceği sorunumuz ciddidir. Sakın ha! Biz güçlü devletiz, bizim ordumuz kuvvetli, biz yıkılmayız demeyiniz. İmparatorluklar bile yıkılmıştır. Libya, Mısır, Irak, Yemen, Suriye, Afganistan, Pakistan olayları bizi uyandırmalıdır.
DİKKAT
Direniş gücünüzü toparlayınız. Okuyunuz, öğreniniz, dinleyiniz. Teslim olmayınız. Ümidinizi asla kaybetmeyiniz. Bizi tehlikeli yarınlar beklemektedir. Bu badireleri ancak birlikte olursak aşabiliriz. Bunu unutmayınız.
Bütün vatanseverler, uyanınız ve birleşiniz.
Moderatör tarafında düzenlendi: