MAKAMIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Tevbe, bütün mekanların aslı ve özü bütün hallerin anahtarıdır. Makamların ilkidir.
Kulda zecr ve mez'in hal olarak bakınması tevbenin anahtarı ve başlangıcıdır. Mezi ve Zecirden sonra"intibah" hali hissedilir.
İntibah kişiye hayra götüren hallerin başında gelir.
Yakaza; Hakk'tan korkan kimselerin kalbine Allah (cc) tarafından ihsan edilen ve onları tevbe etmeye yönlendiren ilahi bir ikazdır.
Gerçek bir muhasebe ancak sahih ve sağlam bir tevbeden sonra olur.
Murakabe menfi hatıraları keser.
İnabe tevbenin ikinci derecesidir. İnabe, Allah' (cc) tan yine Allah' (cc) a dönüştür.
Tevbe, mücahedeyle, mücahede ise sabırla olur. Sehl b. Abdullah: "Nimetlere sabır, bela ve musibetler sabırdan daha zordur."
Sabrın hakikatı, nefsin itminana ermesinden, onun itminana ermesi, keskiye edilmesinden nefsin tezkiyesi de ancak tevbe ile olur.
Ömer b. Abdulaziz"Kaza ve kaderin şahsıma takdir ettiği şeyler dışında asla sevincim olmadı."
Havf tevbeye yönelişten hasıl olur.
Tevbede istikamet havf ve recanın mutedil olmasına vesiledir.
Tevbe makamı bütün makamları toplar.
Hz. Ali(ra): " Zühd, mümin olsun kafir olsun dünyayı yiyen kimseye aldırmamandır."
Fakirde zaruri bir katlanma, zahidde ve iradi bir katlanma ve terkediş vardır.
Sehl b. Abdullah: "Gerçek ubudiyyet, şahsi tedbir ve ihtiyar terk edildiğinde elde edilir."
Yaptığını Hakk'la yapan, düşündüğünü Hakk'la düşünen ve O'nun emirlerine yasaklarına aykırı, ufacık bir şeye yönelmeyen kimsenin durumu "beka" makamındır.
MAKAMLAR HAKKINDA SUFİLERİN GÖRÜŞLERİ
Tevbe: Tevbede tevbe etmektir.
Şahsi düşünceler ve duyguların varlığı silkinmesi gereken günahtır.
Gönlüne doğan kötülükten zevk almayı hor ve hakir görmekten bir an bile gafil olan kişinin selamette olmayacağından ve bu zevkin kalbe işlemesinden korkulur.
Heva ve hevese duyulan sevk, Cenab-ı Hakk'a karşı hissedilen sevginin yokluğundan veya azlığındandır.
Vera: Dinin aslı veradır(Hadisi Şerif)
Hz. Ömer:" Takva ve vera'i elinde bulunduran, dünyalığı elinde bulunduranlara karşı boyun eğmesi layık değildir."
Vera zühdün başlangıcıdır.
Vera şüpheli şeylerden çekinmedir.
Allah' (cc) tan bir an olsun gafil olmamadır.
el-Havvas:"Vera, korkunun, korku marifetin, marifette Allah' (cc) a yakın olmanın delilidir,"
Zühd: Cüneyd:" Zühd, elde olmayanın gönülde de olmamasıdır."
Zühd, elde olandan el etek çekme, elde olanı da dağıtmaktır."
Zühd, nefsin hazlarını terk etmektir.
Şibli:"Zühd, gaflettir, dünya değersiz bir metadır, değersiz bir şeye karşı zahid olma ise gaflettir.
Zühd içinde zühd, zühd sırasıyla şahsi irade ve ihtiyarından çıkmaktır.
Hakiki zahid, dünyayı alırsa, yine Allah' (cc) la ve O'nun müsadesi ile alır.
Sabır: Sabır, sabırda sabretmektir.
Sabır nefsi olgunlaştırır.
Ancak sabredenlere, mükafatlar hesapsız olarak ödenecektir.
Şibli:"Sabrın en güç olanı Allah' (cc) ta(Sabr- fillah) sabreder. Bir defa sabreder. Sabır Allah' (cc) ta(Billah) ve Allah (cc) için (lillah) sabreden ve asla sabırsızlık göstermeyen kişidir. Fakat az da olsa şikayet onda vuku bulur.
Sabbar(Sabur)'un sabrı, yalnız Allah' (cc) ta Allah (cc) için ve yalnız Allah' (cc) la olan kişidir.
Sabırda izzet ve güzellik vardır.
Fakr: Fakr, sana ait hiçbir şeyin bulunmamasıdır.
Kettani"Allan' (cc) a fakr gerçekleşince Allah (cc) ile gına hali gerçekleşmiş olur."
Fakr, ihtiyaçların kalpte belirmesi ve Allah' (cc) ın dışında ki şeylere karşı muhtaçlığın yok olmasıdır.
Fakr, Allah' (cc) dan başka hiçbir sebebe istinad etmemektir.
Fakr, tevhid menzillerinin ilkidir.
Şükür: Şükür, Mü'mini görerek nimetin farkına varmamaktır.
Şükür de Allah'ın bir nimetidir. Ona da ayrıca şükür gerekir.
Şükür, Allah' (cc) ın verdiği nimetlerle O'na isyan etmemektir.
Şükrün hakikatı: Kulun, dinine zarar verenler dışında kendisi hakkında takdir edilen her şeyi, nimet olarak bilmesidir.
Havf: Hikmetin başı Allah (cc) korkusudur.
Gerçek havf sahibi azaba sebep olan korktuğu şeyleri terketmektir.
Zunnur el-Mısri"Allah' (cc) ı gerçek manada seven kişi, havf kalbini sulamadıkça muhabbet kadehinden içemez."
Reca: Hardal tanesi ağırlığında imana sahip olanın kurtulacağı müjdesi verilmiştir.
Recanın alameti, güzelce itaat ve ibadet etmektir.
Reca, helal tecellileri cemal gözü ile görmektir.
Havf ve reva bir kuşun iki kanadı gibidir.
Reca, Cenab-ı Hakk'ın keremini görerek rahata ermektir.
Tevekkül: Her işini Allah' (cc) a havale etmek.
Tevekkülün yalnızca görünen bir tarafı vardır.
Tevekkül imanın neticesidir.
Zünnun: "Tevekkül nefsin tedbiri terk etmesi ve Cenab-ı Hakk'a karşı her türlü güç ve kuvvetten soyutlanmasıdır.
Tevekkül Allah' (cc) a sımsıkı sarılmaktır.
Tevekkül Allah' (cc) ı bilme nisbetinde olur.
Masivadan bir şeyler umarak bakmak cehalet ve marifet kıtlığından kaynaklanır.
Rıza: Rıza, takdir edilenleri kalbin sükunetle karşılanmasıdır.
Musibet ve belalara, nimet ve lütuflara sevinildiği gibi sevinmektir.
Rıza, kalplere vasıl olan ilmin sağlam ve sahih olmasıdır.
Rıza kalbin inşirahından, kalbin inşirahı da yakin nurundan meydana gelir.
Seven, sevgiliden gelen her şeyi kendisinin muradı ve tercihi olarak görür
Kulda zecr ve mez'in hal olarak bakınması tevbenin anahtarı ve başlangıcıdır. Mezi ve Zecirden sonra"intibah" hali hissedilir.
İntibah kişiye hayra götüren hallerin başında gelir.
Yakaza; Hakk'tan korkan kimselerin kalbine Allah (cc) tarafından ihsan edilen ve onları tevbe etmeye yönlendiren ilahi bir ikazdır.
Gerçek bir muhasebe ancak sahih ve sağlam bir tevbeden sonra olur.
Murakabe menfi hatıraları keser.
İnabe tevbenin ikinci derecesidir. İnabe, Allah' (cc) tan yine Allah' (cc) a dönüştür.
Tevbe, mücahedeyle, mücahede ise sabırla olur. Sehl b. Abdullah: "Nimetlere sabır, bela ve musibetler sabırdan daha zordur."
Sabrın hakikatı, nefsin itminana ermesinden, onun itminana ermesi, keskiye edilmesinden nefsin tezkiyesi de ancak tevbe ile olur.
Ömer b. Abdulaziz"Kaza ve kaderin şahsıma takdir ettiği şeyler dışında asla sevincim olmadı."
Havf tevbeye yönelişten hasıl olur.
Tevbede istikamet havf ve recanın mutedil olmasına vesiledir.
Tevbe makamı bütün makamları toplar.
Hz. Ali(ra): " Zühd, mümin olsun kafir olsun dünyayı yiyen kimseye aldırmamandır."
Fakirde zaruri bir katlanma, zahidde ve iradi bir katlanma ve terkediş vardır.
Sehl b. Abdullah: "Gerçek ubudiyyet, şahsi tedbir ve ihtiyar terk edildiğinde elde edilir."
Yaptığını Hakk'la yapan, düşündüğünü Hakk'la düşünen ve O'nun emirlerine yasaklarına aykırı, ufacık bir şeye yönelmeyen kimsenin durumu "beka" makamındır.
MAKAMLAR HAKKINDA SUFİLERİN GÖRÜŞLERİ
Tevbe: Tevbede tevbe etmektir.
Şahsi düşünceler ve duyguların varlığı silkinmesi gereken günahtır.
Gönlüne doğan kötülükten zevk almayı hor ve hakir görmekten bir an bile gafil olan kişinin selamette olmayacağından ve bu zevkin kalbe işlemesinden korkulur.
Heva ve hevese duyulan sevk, Cenab-ı Hakk'a karşı hissedilen sevginin yokluğundan veya azlığındandır.
Vera: Dinin aslı veradır(Hadisi Şerif)
Hz. Ömer:" Takva ve vera'i elinde bulunduran, dünyalığı elinde bulunduranlara karşı boyun eğmesi layık değildir."
Vera zühdün başlangıcıdır.
Vera şüpheli şeylerden çekinmedir.
Allah' (cc) tan bir an olsun gafil olmamadır.
el-Havvas:"Vera, korkunun, korku marifetin, marifette Allah' (cc) a yakın olmanın delilidir,"
Zühd: Cüneyd:" Zühd, elde olmayanın gönülde de olmamasıdır."
Zühd, elde olandan el etek çekme, elde olanı da dağıtmaktır."
Zühd, nefsin hazlarını terk etmektir.
Şibli:"Zühd, gaflettir, dünya değersiz bir metadır, değersiz bir şeye karşı zahid olma ise gaflettir.
Zühd içinde zühd, zühd sırasıyla şahsi irade ve ihtiyarından çıkmaktır.
Hakiki zahid, dünyayı alırsa, yine Allah' (cc) la ve O'nun müsadesi ile alır.
Sabır: Sabır, sabırda sabretmektir.
Sabır nefsi olgunlaştırır.
Ancak sabredenlere, mükafatlar hesapsız olarak ödenecektir.
Şibli:"Sabrın en güç olanı Allah' (cc) ta(Sabr- fillah) sabreder. Bir defa sabreder. Sabır Allah' (cc) ta(Billah) ve Allah (cc) için (lillah) sabreden ve asla sabırsızlık göstermeyen kişidir. Fakat az da olsa şikayet onda vuku bulur.
Sabbar(Sabur)'un sabrı, yalnız Allah' (cc) ta Allah (cc) için ve yalnız Allah' (cc) la olan kişidir.
Sabırda izzet ve güzellik vardır.
Fakr: Fakr, sana ait hiçbir şeyin bulunmamasıdır.
Kettani"Allan' (cc) a fakr gerçekleşince Allah (cc) ile gına hali gerçekleşmiş olur."
Fakr, ihtiyaçların kalpte belirmesi ve Allah' (cc) ın dışında ki şeylere karşı muhtaçlığın yok olmasıdır.
Fakr, Allah' (cc) dan başka hiçbir sebebe istinad etmemektir.
Fakr, tevhid menzillerinin ilkidir.
Şükür: Şükür, Mü'mini görerek nimetin farkına varmamaktır.
Şükür de Allah'ın bir nimetidir. Ona da ayrıca şükür gerekir.
Şükür, Allah' (cc) ın verdiği nimetlerle O'na isyan etmemektir.
Şükrün hakikatı: Kulun, dinine zarar verenler dışında kendisi hakkında takdir edilen her şeyi, nimet olarak bilmesidir.
Havf: Hikmetin başı Allah (cc) korkusudur.
Gerçek havf sahibi azaba sebep olan korktuğu şeyleri terketmektir.
Zunnur el-Mısri"Allah' (cc) ı gerçek manada seven kişi, havf kalbini sulamadıkça muhabbet kadehinden içemez."
Reca: Hardal tanesi ağırlığında imana sahip olanın kurtulacağı müjdesi verilmiştir.
Recanın alameti, güzelce itaat ve ibadet etmektir.
Reca, helal tecellileri cemal gözü ile görmektir.
Havf ve reva bir kuşun iki kanadı gibidir.
Reca, Cenab-ı Hakk'ın keremini görerek rahata ermektir.
Tevekkül: Her işini Allah' (cc) a havale etmek.
Tevekkülün yalnızca görünen bir tarafı vardır.
Tevekkül imanın neticesidir.
Zünnun: "Tevekkül nefsin tedbiri terk etmesi ve Cenab-ı Hakk'a karşı her türlü güç ve kuvvetten soyutlanmasıdır.
Tevekkül Allah' (cc) a sımsıkı sarılmaktır.
Tevekkül Allah' (cc) ı bilme nisbetinde olur.
Masivadan bir şeyler umarak bakmak cehalet ve marifet kıtlığından kaynaklanır.
Rıza: Rıza, takdir edilenleri kalbin sükunetle karşılanmasıdır.
Musibet ve belalara, nimet ve lütuflara sevinildiği gibi sevinmektir.
Rıza, kalplere vasıl olan ilmin sağlam ve sahih olmasıdır.
Rıza kalbin inşirahından, kalbin inşirahı da yakin nurundan meydana gelir.
Seven, sevgiliden gelen her şeyi kendisinin muradı ve tercihi olarak görür