NEMÂZIN MEKRÛHLARI Aşağıdaki bilgilerin çoğu, (Dürr-ül-muhtâr)dan ve bunun şerhi olan (Redd-ül-muhtâr)dan terceme edilmişdir:
Nemâzın mekrûhları iki dürlüdür: Yalnız mekrûh denildiği zemân (Tahrîmen mekrûh) demekdir ki, delîlinden zan ile anlaşılan yasaklardır. Yasak olmasına bir delîl, sened bulunmayıp, yapılmaması iyi olan şeye (Tenzîhen mekrûh) denir. Nemâz içindeki vâcibleri, [ve müekked sünnetleri] yapmamak (Tahrîmen), [müekked olmıyan sünnetleri] yapmamak (Tenzîhen) mekrûhdur. Tenzîhî mekrûh halâle, tahrîmî mekrûh harâma yakındır. Mekrûh olarak kılınan nemâz sahîh olursa da kabûl olmaz. Ya’nî, va’d edilen sevâba kavuşulamaz. İkiyüzotuzbeş sonuna bakınız! Nemâzın mekrûhlarından kırkbeşini aşağıda bildireceğiz:
1 — Elbiseyi giymeyip, omuzlarına alarak kılmak mekrûhdur. Ceketin ve paltonun önünü kapalı veyâ açık bulundurmak mekrûh değildir.
2 — Secdeye inerken etekleri, [pantalon] paçalarını kaldırmak mekrûhdur.
3 — Antârinin etekleri, kolları sığalı olarak nemâza durmak mekrûhdur. Abdest alıp, imâma yetişmek için acele edenin, kolları sığalı kalmış ise, nemâzda iken yavaş yavaş indirmesi lâzımdır. Nitekim nemâzda başlığı düşenin başına koyması efdaldir. [Görülüyor ki, dirseğe kadar kısa kol ile, atlet gömleği ile ve dizden aşağı olan kısa pantalon ile nemâza durmak mekrûhdur. Uzun kolu yukarı sığalı gömlekle mekrûh olup, kısa kollu ile kılmak mekrûh olmaz demek doğru değildir. Çünki, bütün kitâblar, kolu veyâ eteği yukarı kaldırılmış diyor. Etek sığanmaz, kaldırılıp bacak açılır. (Ni’met-i islâm) kitâbında, mekrûhların onbirincisinde (Erkeğin kolu açık nemâza durması mekrûhdur) diyor. Kolları açık nemâz kılmanın mekrûh olduğu, (Ma’rifetnâme)nin ikiyüzaltmışsekizinci sahîfesinde de yazılıdır.] Dirsekden yukarı olursa, zararı dahâ çokdur. Nemâzda kolunu, paçasını yukarıya sığarsa, nemâzı bozulur.
4 — Abes, ya’nî fâidesiz hareketler. Meselâ elbisesi ile oynamak, mekrûhdur. Nemâzda fâideli hareketin, meselâ, eli ile, alnındaki teri silmenin zararı olmaz. Pantalon, antâri ete yapışınca, avret mahallinin şekli belli olmasın diye, bunları etden ayırmak mekrûh olmaz. Tozunu silmek mekrûhdur. Nemâzda abes hareket ve kabristânda sesle gülmek, hadîs-i şerîf ile men’ edilmişdir. Kaşınmak abes değil ise de, bir rüknde, eli üç kerre kaldırırsa, nemâzı bozulur.
5 — İş elbisesi ile ve büyüklerin yanına çıkamıyacak elbise ile ve fenâ kokulu elbise ve çorap ile kılmak mekrûhdur. Başka elbisesi yoksa, mekrûh olmaz. [Parası varsa, alması lâzımdır.] Pijama, antâri gibi gecelikle kılmak mekrûh değildir.
6 — Ağızda, kırâete mâni’ olmıyacak birşey bulundurmak mekrûhdur. Mâni’ olursa, nemâz bozulur.
7 — Başı açık kılmak. Nemâzda başı örtmeğe ehemmiyyet vermediği için açık kılarsa, mekrûh olur. Nemâza ehemmiyyet vermediği için açarsa, kâfir olur. Kesel, bir işi, istemediği için yapmamakdır. Acz, isteyip de, gücü yetmediği için yapmamakdır. Başlığı düşerse, az hareketle örtmek efdaldir. Kendini küçük göstermesi için başı açık kılmak zarar vermez ise de, yine örtmesi efdaldir. Harâreti teskîn ve râhatlık için açmak da mekrûhdur. [Nemâzda başı hiç olmazsa, herhangi bir renkde olan takke ile örtmelidir. Siyâh takke, yehûdîlerin havra kıyâfetidir sözü, din kitâblarında yokdur. Siyâh başlık sünnetdir. Altmışdördüncü ve ikinci kısmda otuz sekizinci maddelere bakınız!].
[Resûlullah ve Eshâb-ı kirâm, nemâzlarını na’lın-ı şerîfleri ile kılardı. Na’lın, altı deri olan ayakkabı demekdir. (Tergîb-üs-salât)da diyor ki, (Çıplak ayakla nemâzda oturan adamın, sağ elini geriye uzatarak, ayağının altını örtmesi lâzımdır denildi. Çünki, her zemân, çıplak ayağının altını mü’minlere göstermek edebsizlik olur.
Nemâzın mekrûhları iki dürlüdür: Yalnız mekrûh denildiği zemân (Tahrîmen mekrûh) demekdir ki, delîlinden zan ile anlaşılan yasaklardır. Yasak olmasına bir delîl, sened bulunmayıp, yapılmaması iyi olan şeye (Tenzîhen mekrûh) denir. Nemâz içindeki vâcibleri, [ve müekked sünnetleri] yapmamak (Tahrîmen), [müekked olmıyan sünnetleri] yapmamak (Tenzîhen) mekrûhdur. Tenzîhî mekrûh halâle, tahrîmî mekrûh harâma yakındır. Mekrûh olarak kılınan nemâz sahîh olursa da kabûl olmaz. Ya’nî, va’d edilen sevâba kavuşulamaz. İkiyüzotuzbeş sonuna bakınız! Nemâzın mekrûhlarından kırkbeşini aşağıda bildireceğiz:
1 — Elbiseyi giymeyip, omuzlarına alarak kılmak mekrûhdur. Ceketin ve paltonun önünü kapalı veyâ açık bulundurmak mekrûh değildir.
2 — Secdeye inerken etekleri, [pantalon] paçalarını kaldırmak mekrûhdur.
3 — Antârinin etekleri, kolları sığalı olarak nemâza durmak mekrûhdur. Abdest alıp, imâma yetişmek için acele edenin, kolları sığalı kalmış ise, nemâzda iken yavaş yavaş indirmesi lâzımdır. Nitekim nemâzda başlığı düşenin başına koyması efdaldir. [Görülüyor ki, dirseğe kadar kısa kol ile, atlet gömleği ile ve dizden aşağı olan kısa pantalon ile nemâza durmak mekrûhdur. Uzun kolu yukarı sığalı gömlekle mekrûh olup, kısa kollu ile kılmak mekrûh olmaz demek doğru değildir. Çünki, bütün kitâblar, kolu veyâ eteği yukarı kaldırılmış diyor. Etek sığanmaz, kaldırılıp bacak açılır. (Ni’met-i islâm) kitâbında, mekrûhların onbirincisinde (Erkeğin kolu açık nemâza durması mekrûhdur) diyor. Kolları açık nemâz kılmanın mekrûh olduğu, (Ma’rifetnâme)nin ikiyüzaltmışsekizinci sahîfesinde de yazılıdır.] Dirsekden yukarı olursa, zararı dahâ çokdur. Nemâzda kolunu, paçasını yukarıya sığarsa, nemâzı bozulur.
4 — Abes, ya’nî fâidesiz hareketler. Meselâ elbisesi ile oynamak, mekrûhdur. Nemâzda fâideli hareketin, meselâ, eli ile, alnındaki teri silmenin zararı olmaz. Pantalon, antâri ete yapışınca, avret mahallinin şekli belli olmasın diye, bunları etden ayırmak mekrûh olmaz. Tozunu silmek mekrûhdur. Nemâzda abes hareket ve kabristânda sesle gülmek, hadîs-i şerîf ile men’ edilmişdir. Kaşınmak abes değil ise de, bir rüknde, eli üç kerre kaldırırsa, nemâzı bozulur.
5 — İş elbisesi ile ve büyüklerin yanına çıkamıyacak elbise ile ve fenâ kokulu elbise ve çorap ile kılmak mekrûhdur. Başka elbisesi yoksa, mekrûh olmaz. [Parası varsa, alması lâzımdır.] Pijama, antâri gibi gecelikle kılmak mekrûh değildir.
6 — Ağızda, kırâete mâni’ olmıyacak birşey bulundurmak mekrûhdur. Mâni’ olursa, nemâz bozulur.
7 — Başı açık kılmak. Nemâzda başı örtmeğe ehemmiyyet vermediği için açık kılarsa, mekrûh olur. Nemâza ehemmiyyet vermediği için açarsa, kâfir olur. Kesel, bir işi, istemediği için yapmamakdır. Acz, isteyip de, gücü yetmediği için yapmamakdır. Başlığı düşerse, az hareketle örtmek efdaldir. Kendini küçük göstermesi için başı açık kılmak zarar vermez ise de, yine örtmesi efdaldir. Harâreti teskîn ve râhatlık için açmak da mekrûhdur. [Nemâzda başı hiç olmazsa, herhangi bir renkde olan takke ile örtmelidir. Siyâh takke, yehûdîlerin havra kıyâfetidir sözü, din kitâblarında yokdur. Siyâh başlık sünnetdir. Altmışdördüncü ve ikinci kısmda otuz sekizinci maddelere bakınız!].
[Resûlullah ve Eshâb-ı kirâm, nemâzlarını na’lın-ı şerîfleri ile kılardı. Na’lın, altı deri olan ayakkabı demekdir. (Tergîb-üs-salât)da diyor ki, (Çıplak ayakla nemâzda oturan adamın, sağ elini geriye uzatarak, ayağının altını örtmesi lâzımdır denildi. Çünki, her zemân, çıplak ayağının altını mü’minlere göstermek edebsizlik olur.