Buna (İstigfâr düâsı) denir. Abdestsiz okumak da câizdir.
2- Bundan sonra, (Âyetel-kürsî) okumak.
3- Otuzüç kerre (Sübhânallah) demek.
4- Otuzüç kerre (Elhamdülillah) demek.
5- Otuzüç kerre (Allahü ekber) demek.
6-Bir kerre (Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîkeleh lehül mülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr) demek.
7- Kolları ileri uzatıp, ellerini düânın kıblesi olan Arşa açıp, hulûs üzere düâ etmek.
8- Cemâ’at ile ise, düâyı beklemek.
9- Düâ sonunda (âmîn) demek.
10- Düânın hitâmında elini yüzüne sığamak.
11- Sonra, her birinde Besmele çekerek, onbir (İhlâs-ı şerîf) okumağı emr eden hadîs-i şerîf, (Berîka) birinci cild, son sahîfesinde yazılıdır. Sonra birer (Kul’e’ûzü) okumak ve 67 (Estagfirullah) diyerek yetmişe temamlamak, on kerre (Sübhânallah ve bi-hamdihi sübhânallahil’azîm) demek. Sonra (Sübhâne Rabbike) âyetini okumakdır. Bunlar, (Merâk-ıl-felâh) kitâbında yazılıdır. Hadîs-i şerîfde, (Beş vakt farz nemâzdan sonra yapılan düâ kabûl olur) buyuruldu. Fekat düâ, uyanık kalb ile ve sessiz yapılmalıdır. Düâyı yalnız nemâzlardan sonra veyâ belli zemânlarda yapmak ve belli şeyleri ezberleyip, şi’r okur gibi düâ etmek mekrûhdur. Düâ bitince, elleri yüze sürmek sünnetdir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, tavâfda, yemekden sonra ve yatarken de düâ ederdi. Bu düâlarında kolları ileri uzatmaz ve ellerini yüzüne sürmezdi. Düânın ve her zikrin sessiz olması efdaldir. Düâları ve istigfârı, abdestli okumak müstehabdır. Tarîkatcıların yapdıkları gibi, raks etmek, dönmek, el çırpmak, def, dümbelek, ney, saz çalmak sözbirliği ile harâmdır. Görülüyor ki, cemâ’atin imâm ile birlikde, sessizce düâ etmeleri efdaldir. Ayrı ayrı düâ yapmaları ve düâ etmeden kalkıp gitmeleri de câizdir. (Hindiyye) fetvâsında diyor ki, (Son sünneti olan nemâzlarda, selâm verince imâmın oturması mekrûhdur. Sağa, sola veyâ biraz geriye çekilip hemen son sünneti kılması lâzımdır. Yâhud, hemen gidip evinde kılar. Cemâ’at ve yalnız kılan, oturduğu yerde kalıp düâlarını okuyabilir. Yâhud oturduğu yerde, sağda, solda veyâ geriye çekilerek son sünneti kılması da câizdir. Son sünneti olmıyan nemâzlarda, imâmın, oturduğu yerde kıbleye karşı kalması mekrûhdur, bid’atdir. Kalkıp gitmesi veyâ cemâ’ate dönmesi yâhud sağa, sola dönüp oturması lâzımdır.)