MURATS44
Özel Üye
9 yılda bir aynı bayrak oyunu sahnede!
Çözüme bu kadar yaklaşmışken karanlık eller tekrar devreye girdi. Yine bayrağımız kirli oyunlara âlet edildi.
Türkiye, 30 yıldır kanayan yaranın kapanması için son safhaya geldi. Çözüm süreciyle birlikte oluşan bahar ortamının devamı için güvenlik güçleri her türlü gerilimden uzak duruyor. Bir yol haritası hazırlandığını ve yeni sürecin takvimlendireceğini duyuran hükümet, yasal düzenleme hazırlıklarının sinyallerini verdi.
HDP ilk defa meselenin devletin bürokrasisinde görüşülmekten çıkıp siyasi siyaset zeminine taşındığını duyurdu. Aynı tarihlerde anneler kandırılıp dağa götürülen evlatları için Diyarbakır'da eyleme başladı. Devreden çıkarıldığını anlayan Kandil ve terörden nemalananlar süreci akamete uğratmak için düğmeye bastı. Eylemden üç gün sonra Lice karıştı. Sonra da 2. Hava Kuvveti Komutanlığı'nın arka kapısının olduğu bölgedeki bayrak indirildi. Her kesimin tepkisini çeken çirkin saldırı, ilk değildi ve belli bir amacı vardı. Türkiye'nin sinir uçlarından biri olan bayrak, provokasyon için seçilebilecek ilk simgeydi. Bayrağı indiren maskeli provokatörün kim olduğu, neye hizmet ettiği, kışlaya nasıl girebildiği ve izini nasıl kaybettirdiği muamma...
Türkiye benzer sahneleri 1996 ve 2005 yıllarında da yaşadı. 23 Haziran 1996'da Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonunda yapılan HADEP kurultayına Türk Bayrağına yapılan saldırı damgasını vurdu. Genel Başkan Murat Bozlak konuşurken kimliği belirsiz maskeli kişiler bayrağı indirdi. Tarihte ilk defa yapılan provokasyon, infiale yol açtı. Ülke genelinde bayrak mitingleri organize edildi. HADEP binaları yakıldı. PKK'nın üslenmediği eylemle amaç, Kürt-Türk çatışması çıkarmaktı. Genel Başkan Murat Bozlak “Kesinlikle provokasyondu. Anında kınadık. Bize çok zarar verdi. Bir insanın kendini intihara götürecek bir eyleme girmesini düşünebilir misiniz” dedi. Bayrağı indirdiği öne sürülen üniversiteli Faysal Akcan 2 ay sonra yakalandı ve 22.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Partinin kapatılma davasının delillerinden biri olan çirkin eylemden 9 yıl sonra Türk bayrağına Mersin'de benzer bir saldırı gerçekleşti. HADEP'in yerine kurulan DEHAP'ın öncülük ettiği Nevruz kutlamalarından bir gün önce, 20 Mart'ta, Türk bayrağı yere atılıp ateşe verildi. Olayla ilgili 6 çocuk gözaltına alındı. Türkiye yine ayağa kalktı. Tüm yurtta bayrak eylemleri düzenlendi. Sır perdesi ise iki yıl sonra aralanmaya başladı. Ergenekon davasında dinlenen 17 numaralı gizli tanık, olayı Vatansever Kuvvetler Güç Birliği adına “provokasyon amaçlı yaktırmak” amacıyla A.K.'nin yaptırdığını iddia etti. A.K. ise iddiaları reddetti.
(Türkiye)
NOT
Bu memleketin bütün sınırları içindeki halkın, bağlılıkla sahip çıkması gereken Milli bayrağımız üzerindeki bu oyunlar nedense hiç bitmiyor. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bir bölgede ise , bayrağımıza sapılan bu çirkin saldırı kabul edilemez. Kim ne derse desin. Orası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki bir toprak ve değil liceliler , Dünya gelse o bayrağa dokunamaz. Dokunduğu anda da her kim olursa olsun karşılığını alacaktır.
Bu ülke sınırları içierisinde ülke bayrağını hazmedemeyenler, ne kendilerine saygı bekleyebilirler ne de savundukları görüşün karşılığında birşey alabilirler. Başkalarının kışkırtması ile, damarları kesilmiş uyuşturucu patronlarının kışkırtması ile bu bölgede karışıklık çıkarılıyor ve zaten karışıklık isteyenlere de hazır malzeme çıkıyor. Biz sürekli kardeşlik, dostluk vurguları yaparken, ülkenin her köşesindeki insanları bir tutup hepimiz kardeşiz derken , küçük bir kesimin çıkıp bunları yapması ise kendilerinin farklı olduğunu kanıtlama çabasıdır ki, gerçekte öyle birşey olamaz. Nedense bayrak indirme , bayrak yakmayı güç gösterisi sayıyor bazıları. Bugün o bayrağı ordan indirip yerlere atanlar yarın hangi bayrağın altında yaşayacaklar acaba? Bu kadar hainlik, düşmanlık fazla oluyor. HErşeyin bir sınırı ve herkesin bir sabrı var. Yaptıklarınıda anında polise ,askere yüklemeyi biliyorlar. Suçlarını polise ve askere yıkarak konuşmak için haklı olduklarını savunuyorlar. O bayrağa uzanan eller kırılır. Bugüne kadar bunu dünya gördü , gerekirse bir daha görürler.
Kardeşlik , dostluk ortamını kabullenemeyip bugün bu ülkeye zarar verenler, ne kazanacaklar merak ediyorum. Ellerine ne geçecek acaba? Kukla olmaktan başka ne kazancaklar. O bayrak nerelerine batıyor? HEr şeyleri tamam bayrak mı zarar veriyor onlara. Yaazık. Çok yazık. çok çok yazık.....
Bu ülke sınırları içierisinde ülke bayrağını hazmedemeyenler, ne kendilerine saygı bekleyebilirler ne de savundukları görüşün karşılığında birşey alabilirler. Başkalarının kışkırtması ile, damarları kesilmiş uyuşturucu patronlarının kışkırtması ile bu bölgede karışıklık çıkarılıyor ve zaten karışıklık isteyenlere de hazır malzeme çıkıyor. Biz sürekli kardeşlik, dostluk vurguları yaparken, ülkenin her köşesindeki insanları bir tutup hepimiz kardeşiz derken , küçük bir kesimin çıkıp bunları yapması ise kendilerinin farklı olduğunu kanıtlama çabasıdır ki, gerçekte öyle birşey olamaz. Nedense bayrak indirme , bayrak yakmayı güç gösterisi sayıyor bazıları. Bugün o bayrağı ordan indirip yerlere atanlar yarın hangi bayrağın altında yaşayacaklar acaba? Bu kadar hainlik, düşmanlık fazla oluyor. HErşeyin bir sınırı ve herkesin bir sabrı var. Yaptıklarınıda anında polise ,askere yüklemeyi biliyorlar. Suçlarını polise ve askere yıkarak konuşmak için haklı olduklarını savunuyorlar. O bayrağa uzanan eller kırılır. Bugüne kadar bunu dünya gördü , gerekirse bir daha görürler.
Kardeşlik , dostluk ortamını kabullenemeyip bugün bu ülkeye zarar verenler, ne kazanacaklar merak ediyorum. Ellerine ne geçecek acaba? Kukla olmaktan başka ne kazancaklar. O bayrak nerelerine batıyor? HEr şeyleri tamam bayrak mı zarar veriyor onlara. Yaazık. Çok yazık. çok çok yazık.....