HASAN CAN
Active member
ZEKÂT VERMEK Ve dahî, zekâtın farz olmasına delîl, Bekara sûresinin kırküçüncü ve yüzonuncu âyet-i kerîmeleridir.
Ve dahî, oniki kimseye zekât verilmesi câiz değildir:
Mecnûn olana, Meyyitin kefenine, Kâfire, Zenginlere, Usûl ve fürûuna, Zevcesine, Kölesine, Mükâtebesine, [Efendisine belirli bir mikdâr para vermekle âzâd olacak köle.] Müdebberesine, [Efendisi ölünce âzâd olacak köle.] Kadının, kocasına zekât vermesi ihtilâflı olup, esah olan vermemekdir.
Ve dahî bir kimseyi yabancı sanarak, evlâdı çıksa ve müslimân sanarak, kâfir çıksa, bunlara zekât verilmez ise de, bilmiyerek verilmiş olduğu takdîrde, -esah olan- iâde etmez.
Zekâtı sekiz kimseye vermek lâzımdır:
1- Istılâh-ı din üzere miskîn olana,
2- Kurban nisâbına mâlik olmıyan fakîrlere,
3- Borclu olan müslimâna,
4- Zekât malı ve uşr toplamağa me’mur olan kimseye (ücret mikdârında),
5- Memleketinde zengin olsa bile, bulunduğu yerde fakîr olana,
6- Cihâd ve hac yolunda muhtâc kalana,
7- Âzâd olması için efendisine belli para ödemesi lâzım olan köleye,
8- Müellefe-i kulûb denilen kâfirlere, ki bunlar şimdi yokdur.
Nafakadan fazla, fekat kurban nisâbından az malı olana (fakîr) denir. Ma’âşı kaç lira olursa olsun, evini idârede güçlük çeken her memûr, zekât alabilir ve kurban kesmesi, fıtra vermesi vâcib olmaz. Din bilgilerini öğretmekde ve öğrenmekde olan, kırk senelik nafakası olsa da, zekât alabilir. Zekât parası ile câmi’, cihâd, hac yapılmaz. Meyyite kefen alınmaz. Zenginin küçük çocuğuna, kendi analarına, babalarına, çocuklarına, zevceye verilmez. Kardeşlere, geline, dâmâda, kayın valde, kayın pedere, hala, amca, dayı, teyzeye vermek dahâ sevâbdır. Fakîre nisâbdan az verilir. Fekat, çoluk, çocuğu da varsa, herbirine nisâb mikdârı düşmiyecek kadar çok verilebilir. Mâlını isrâf edene, harâmda kullanana verilmez. Seyyidler, şimdi ganîmetden haklarını alamadıkları için bunlara da verilir.
Zekâtın farz olmasının şartı altıdır:
1- Müslimân ola,