Acı katığımız olsun...
Gece çok gece...
Harf harf,hece hece acıyı bir kez daha ezberliyoruz. Bir kez daha şahidlik ediyoruz ateş düşen sinelere. Amma ki ateş en çok düştüğü yeri yakıyor. Birileri yine aldırmıyor,rack konserinde deli gibi kafalar sallanıyor. Ah diyorum içimden siz bir zikir sofrasında olsaydınız yığınlar ne çok tiksinirdi sizden.
Bazıları böceğe bakar gibi bakardı,kapkara azalar,kapkara görürdü sizleri. Birileri kıs kıs gülerdi katlettikleri insanların,kadınların ve çocukların ardından. Sonra kararmış vicdanlarına bir kez daha hatırlatırlardı haklılık mazeretlerini.
Üzerinden 2 yıl geçti göçük altında kalan 17 gencin ardından bir bakan çıkıp normal bir patlama,suç unsuru yok demişti. Halbuki acılar çok yeniydi doğru düzgün araştırma bile yapılmamıştı. Yüreği yananlara normal dedi.O normal kelimesi öyle canımı yaktı ki. Sizin ölümünüz normal! Güngören'de yavrusunu kaybeden anaya yetkili öldü diyor.
Öyle umarsız,öyle soğuk,öyle kaskatı,öldü!
Her yer feryat figan.Bir masumun ardından arş sallanıyor,melekler ağlıyor. Ama yüreği kararmışlar kaskatı kesilmiş acıyı anlamıyor. Babaannem otuzlu yaşlarında eşini kaybedip dört çocuğuyla dul kaldığında "güneşin alnında yapayalnız kalıverdim" diye tarif etmişti acısını. Yapayalnız kalıvermek,dünya başına yıkılmak,bizim için bir benzetmeden ibaret olsada cümleye anlamını acı katıyor. Halamsa otuzlu yaşlarında eşini kaybedince "ciğerim yanıyor, ciğerim yanıyor" diye ağladı.
Ne çok acı var değil mi? Filistin'de şehid çıkmadık tek bir ev yok. Her eve ateş düşmüş.Irak'ta bizimde ellerimizle bir milyon insan katledilmiş. Ellerimizden kan damlıyor. Hala Afrika'da açlıktan kardeşlerimiz ölüyor. Bizse sadece diyetteyken sofradan tıka basa doymadan kalkıyoruz. Ne çok acı vardeğilmi? Ne çok... Ne çok acılara şahidlik etmiş bu coğrafya. Ne zaman bir çınar ağacı görsem. Onun konuştuğunu hayal ederim. Konuşsa ve anlatsa neler gördüğünü. Bu kadar rahat oturabilirmiydik gölgesinde.Bir huzur evi ziyaretinde doksanlı yaşlarını devirmeye yüz tutmuş o nenemi hatırlatır çınar ağacı. Yüzüme bakıp kulağıma "kızım sana bir tesbih öğreteceğim her sabah gün ağarırken mutlaka çek tamammı?"demişti. Sonrada "Gavur Edincik'e girince anam bizi bir çınar ağacının gövdesine sakladı ve elimize tesbihi verdi -Allah'ım düşman askeri gelmesin, Allah'ım düşmana fırsat verme diye çekin dedi.
Biz çektik,çektik.
Öğrendik ki koca köyü katledilmiş" Sonra da "kızım sende çek Allah'ım düşman askeri gavur girmesin toprağımıza de çünki her zaman onların gözü bizim üzerimizde"dedi. Asırlık nenem. Tüylerim diken diken gözlerim ağlamaklı "işte senin gibilerin duasıyla hala ayaktayız" diyor kalbim. Hey uykuda ki! Hala çarşafmı pardesümü diye tartışıp insanları yargılayan, Hala pantolon giyen kadın lanetli gözüyle onu kurtarmaya çalışan, hala kadın evinde nefsiyle cihad etsin dışarda ne işi var diyen sana seslensem duyarmısın? Ya da haklı nedenlerine mi sığınırsın? Gavur her gün içimizde. İçimize girmiş türk-kürt,laik-dinci,örtülü-açık aramıza kin tohumlarını ekmek için tohum saçıp duruyor. Bak evinde oturana da,küçücük çocuklarada şarapnel parçası saplandı. Ülkeyi uçuruma sürüklemek isteyenlere karşı
Haydi cihada dediğinde Musa "Sen Rabbinle git mücadele et,biz sana dua ederiz" diyen ümmeti gibi tesbihlerimizin, namazlarımızın arkasına mı saklanacağız? Şimdi isteyen bu cümlemi bile nerelere çeker. Namazımız,orucumuz,tesbihatımız ferdi ibadettir. Ümmet için,millet için, insanlık için başımızı gömdüğümüz çukurdan ne zaman çıkaracağız?
Şimdi birileri içimize Numan diye çomak sokma derdinde. Şimdi kimse bana fasulyenin faydalarını sayar gibi Numan'ın faydalarını saymasın. Yahu bıkmadık mı oyuna gelmekten.
Hülasa; gün kardeş olma günüdür, gün birlik olma günüdür, gün oyuna gelmeme günüdür, gün Allah için hizmet etme,insanlığa faydalı olmak için gayret etme günüdür. Ve bu saydıklarımın hiç biri klavye başında atıp tutmakla olmuyor.
İnsanlık milli görüş medeniyetini bekliyor. Sen bu medeniyetin inşaası için bu gün ne yaptın? İnsanlık adalete doysun, zulüm bitsin diye hangi adımı attın? Ya da aman boş ver hadi gel pantolon caiz mi değil mi tartışmaya devam..
Gece çok gece...
Harf harf,hece hece acıyı bir kez daha ezberliyoruz. Bir kez daha şahidlik ediyoruz ateş düşen sinelere. Amma ki ateş en çok düştüğü yeri yakıyor. Birileri yine aldırmıyor,rack konserinde deli gibi kafalar sallanıyor. Ah diyorum içimden siz bir zikir sofrasında olsaydınız yığınlar ne çok tiksinirdi sizden.
Bazıları böceğe bakar gibi bakardı,kapkara azalar,kapkara görürdü sizleri. Birileri kıs kıs gülerdi katlettikleri insanların,kadınların ve çocukların ardından. Sonra kararmış vicdanlarına bir kez daha hatırlatırlardı haklılık mazeretlerini.
Üzerinden 2 yıl geçti göçük altında kalan 17 gencin ardından bir bakan çıkıp normal bir patlama,suç unsuru yok demişti. Halbuki acılar çok yeniydi doğru düzgün araştırma bile yapılmamıştı. Yüreği yananlara normal dedi.O normal kelimesi öyle canımı yaktı ki. Sizin ölümünüz normal! Güngören'de yavrusunu kaybeden anaya yetkili öldü diyor.
Öyle umarsız,öyle soğuk,öyle kaskatı,öldü!
Her yer feryat figan.Bir masumun ardından arş sallanıyor,melekler ağlıyor. Ama yüreği kararmışlar kaskatı kesilmiş acıyı anlamıyor. Babaannem otuzlu yaşlarında eşini kaybedip dört çocuğuyla dul kaldığında "güneşin alnında yapayalnız kalıverdim" diye tarif etmişti acısını. Yapayalnız kalıvermek,dünya başına yıkılmak,bizim için bir benzetmeden ibaret olsada cümleye anlamını acı katıyor. Halamsa otuzlu yaşlarında eşini kaybedince "ciğerim yanıyor, ciğerim yanıyor" diye ağladı.
Ne çok acı var değil mi? Filistin'de şehid çıkmadık tek bir ev yok. Her eve ateş düşmüş.Irak'ta bizimde ellerimizle bir milyon insan katledilmiş. Ellerimizden kan damlıyor. Hala Afrika'da açlıktan kardeşlerimiz ölüyor. Bizse sadece diyetteyken sofradan tıka basa doymadan kalkıyoruz. Ne çok acı vardeğilmi? Ne çok... Ne çok acılara şahidlik etmiş bu coğrafya. Ne zaman bir çınar ağacı görsem. Onun konuştuğunu hayal ederim. Konuşsa ve anlatsa neler gördüğünü. Bu kadar rahat oturabilirmiydik gölgesinde.Bir huzur evi ziyaretinde doksanlı yaşlarını devirmeye yüz tutmuş o nenemi hatırlatır çınar ağacı. Yüzüme bakıp kulağıma "kızım sana bir tesbih öğreteceğim her sabah gün ağarırken mutlaka çek tamammı?"demişti. Sonrada "Gavur Edincik'e girince anam bizi bir çınar ağacının gövdesine sakladı ve elimize tesbihi verdi -Allah'ım düşman askeri gelmesin, Allah'ım düşmana fırsat verme diye çekin dedi.
Biz çektik,çektik.
Öğrendik ki koca köyü katledilmiş" Sonra da "kızım sende çek Allah'ım düşman askeri gavur girmesin toprağımıza de çünki her zaman onların gözü bizim üzerimizde"dedi. Asırlık nenem. Tüylerim diken diken gözlerim ağlamaklı "işte senin gibilerin duasıyla hala ayaktayız" diyor kalbim. Hey uykuda ki! Hala çarşafmı pardesümü diye tartışıp insanları yargılayan, Hala pantolon giyen kadın lanetli gözüyle onu kurtarmaya çalışan, hala kadın evinde nefsiyle cihad etsin dışarda ne işi var diyen sana seslensem duyarmısın? Ya da haklı nedenlerine mi sığınırsın? Gavur her gün içimizde. İçimize girmiş türk-kürt,laik-dinci,örtülü-açık aramıza kin tohumlarını ekmek için tohum saçıp duruyor. Bak evinde oturana da,küçücük çocuklarada şarapnel parçası saplandı. Ülkeyi uçuruma sürüklemek isteyenlere karşı
Haydi cihada dediğinde Musa "Sen Rabbinle git mücadele et,biz sana dua ederiz" diyen ümmeti gibi tesbihlerimizin, namazlarımızın arkasına mı saklanacağız? Şimdi isteyen bu cümlemi bile nerelere çeker. Namazımız,orucumuz,tesbihatımız ferdi ibadettir. Ümmet için,millet için, insanlık için başımızı gömdüğümüz çukurdan ne zaman çıkaracağız?
Şimdi birileri içimize Numan diye çomak sokma derdinde. Şimdi kimse bana fasulyenin faydalarını sayar gibi Numan'ın faydalarını saymasın. Yahu bıkmadık mı oyuna gelmekten.
Hülasa; gün kardeş olma günüdür, gün birlik olma günüdür, gün oyuna gelmeme günüdür, gün Allah için hizmet etme,insanlığa faydalı olmak için gayret etme günüdür. Ve bu saydıklarımın hiç biri klavye başında atıp tutmakla olmuyor.
İnsanlık milli görüş medeniyetini bekliyor. Sen bu medeniyetin inşaası için bu gün ne yaptın? İnsanlık adalete doysun, zulüm bitsin diye hangi adımı attın? Ya da aman boş ver hadi gel pantolon caiz mi değil mi tartışmaya devam..
Moderatör tarafında düzenlendi: