MustafaCİLASUN
Özel Üye
Her lahza geçip gidiyor seslenmeden
Simende bir iz bırakıyor lal olmuş halinden, mütrebessim çehresinden
İdrakinm bu ahval üzere hayli fakirken, bilmem ki ne gelir hala şikayet etmekten
Bir ömür nedamet bu sinemdeyken, sürurun o izleri yüreğimden sessizce kaybolmuşken
Kime ne söylerim,kuytu köşemdeyim
Gelenin halinden ,geçip gidenin melalinden ne anlarım, kanadı kırılmış azadeyim
Hazanın rengiyim, hüznün müdavimiyim, toprağın yadettiği yalnız kalan bir nefesim
Nerdeyim, hangi hal üzereyim, kıt aklımla sanki sarhoş olmuş zavallı bir can-ı avareyim
Sığınırım efkarıma ve derd-i gamıma
Aman vermeyen her bir sızıya, yüreğimin dinmeyen sancısıyla, sukut ettiren ahuzarımla
Umut besledim yıllarca, hülyalar derledim yalnızlığımla, yadına eriştiğim yarin nazıyla
Başbaşa kaldım anılarla, okumaya çekindiğim mektuplarıyla,hasret kaldığım o kelamına
Artık bir çare olmadığına kani geldim
Şikayetlenmek ve nedamet içinde nefeslenmekten badirelerin sahraya anbean eriştim
Hangi devanın adresinde nefeslendim ve gönlümün şehredilmesine ırsat verdim, inledim
Yıllarca kime ne söyledim, en yakınlarımdan gizledim o sessizliğin yalnız müdavimiydim
Yıllara ne istiyorsunuz benden dedim
Figan eden halimi aşikar eyledim, bahtıma çaresiz kanaat ederek susmayı öğrendim
Kuytu köşelere meylettim, kanadı kırılım bir kuş misaliydim, gözyaşalarımla yürüdüm
Lafazanlığı hiç sevmezdim, ne derlerin furyasında kefilsizdim,dramatik bir hal üzereydim
Dinlediğim şarkılar içimi açıyordu
Sanki yıllara sari suskunluğumu şehreden birer tanıktı,içinde saklanılan bir zamandı
Kiminin derdi, kiminin emeli, kiminin tükenmeyen hevesi vardı,bir an içinde ki harmandı
Giden ahıyla gitti, kalan umudun prangalarında tutulu kaldı, kalp neden hiç anlaşılmadı
Mustafa CİLASUN