Ah Benim Güzel Türkçem!
TRT’nin tek kanal olduğu dönemlerdeki yarışma programları en az Amerikan patentli Dallas dizisi kadar izlenirdi.
Sorular çok zor‚ yarışmacılar ise bir o kadar dişliydi.
Hiç unutmam görme engelli bir genç kızın “Bir Kelime Bir İşlem” yarışmasında finale kadar yükselip büyük ödülü aldığı günlerde Türkiye ekranlara kilitlenmişti.
Şimdi uydudan yayın yapanlar dahil 100’e yakın Türkçe kanallarda da irili ufaklı‚ kimi ticari amaçlı‚ onlarca yarışma var.
Çok basit bir kelimenin harfleri yer değiştirilerek yapılan ticari amaçlı yarışmalar bir kenara‚ ciddi kanallarda yer alan -bir çoğu yabancı patentli- yarışmalarda ise Türkiye’nin gerçekleri gözler önüne seriliyor.
Önceki gece bunun bir örneğini artık şifresiz yayın yapan Cine 5 kanalında yaşadık.
Yarışmanın adı 1’e karşı 100.
Format ise şöyle: Sunucu ünlü oyuncu Tamer Karadağlı’nın sorularını yanıtlayan yarışmacı aynı zamanda salonu dolduran 100 kişiye karşı yarışıyor.
Podyumdaki yarışmacıyla birlikte tribünde yer alanlarda aynı soruya yanıt veriyor. Podyumdaki doğru yanıt verdiğinde‚ tribünde yarışan ve soruya yanlış yanıt verenleri eliyor ve bu sayıya göre puan elde ediyor.
İlk sorular da genelde kolay ve yarışma başlıyor.
İlk soru “29 harften oluşan alfabemizin onbeşinci harfi hangisidir?”
Süre uzun. Podyumdaki yarışmacı parmaklarını da kullanarak başlıyor saymaya a‚b‚ c‚ç…
Olmadı‚ bir kez daha üç kez sayıyor ve sonunda kararını veriyor. Yanıt L.
İzleyicileri heyecanlandırmak için sunucu tüm hünerini kullanıyor.
Emin misin? Bir daha say falan filan…
Sonunda yarışmacı kararını verip‚ düğmeye basıyor. Işıklar yanıp sönüyor ve “doğru yanıt”
Sonra tribünün durumuna bakılıyor. Çünkü yarışmacı kaç kişiyi elemişse ona göre para ve puan alacak ya.
Rakamlar hızla yükseliyor. Herkesin beklentisi 5 civarında yarışmacı elenecek.
O da ne! 31 yarışmacı birden saf dışı oluyor.
Sunucu ve yarışmacı hayretler içinde…
Kimse inanamıyor.
Sıkı durum‚ ikinci soru geliyor:
“atv’de yayınlanan Sıla dizisiyle moda olan aksesuar aşağıdakilerden hangisidir”
Yanıt hazır “toka”
Podyumdaki yarışmacının yanıtı doğru… Gözünü tribündeki yarışmacılara dikmiş bekliyor.
Acaba kaç kişi yanlış yanıt verecek.
Sadece üç kişi.
Yarışmacı bir önceki soruyla kıyaslayarak‚ şaşırıp‚ acı acı gülümsüyor.
Neden şaşırıyorlar ki‚ olacağı buydu. Sonunda halkı Türkçe’yi de unutacak hale getirdiler…
İnternet‚ Amerikan dizileri… Abuk sabuk sözcüklerin yer aldığı şarkılar…
Zaten 200-300 kelimeyle Türkçe’yi konuşan insanımız‚ alfabesinin onbeşinci harfini bilmeyecek hale gelmiş.
Yarışmayı izlerken‚ Türk Einstein’ı olarak nitelendirilen Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu aklıma geldi. Yıllardır bunun mücadelesini veriyor.
Türkçe’nin yabancı dillerin hegemonyasından kurtarılması için hataları anlatarak‚ eğitim dilinin tamamen Türkçeleştirilmesini istiyor.
Ama dinleyen kim?
Sıla’nın tokasını bilsek yeter.
Ah güzel Türkçem…
Nazım’ın büyülü sözleri‚ Yaşar Kemal’in betimlemeleriyle dünyanın en zengin dili.
Kendi ulusun bile seni bilmiyor ne yazık…
TRT’nin tek kanal olduğu dönemlerdeki yarışma programları en az Amerikan patentli Dallas dizisi kadar izlenirdi.
Sorular çok zor‚ yarışmacılar ise bir o kadar dişliydi.
Hiç unutmam görme engelli bir genç kızın “Bir Kelime Bir İşlem” yarışmasında finale kadar yükselip büyük ödülü aldığı günlerde Türkiye ekranlara kilitlenmişti.
Şimdi uydudan yayın yapanlar dahil 100’e yakın Türkçe kanallarda da irili ufaklı‚ kimi ticari amaçlı‚ onlarca yarışma var.
Çok basit bir kelimenin harfleri yer değiştirilerek yapılan ticari amaçlı yarışmalar bir kenara‚ ciddi kanallarda yer alan -bir çoğu yabancı patentli- yarışmalarda ise Türkiye’nin gerçekleri gözler önüne seriliyor.
Önceki gece bunun bir örneğini artık şifresiz yayın yapan Cine 5 kanalında yaşadık.
Yarışmanın adı 1’e karşı 100.
Format ise şöyle: Sunucu ünlü oyuncu Tamer Karadağlı’nın sorularını yanıtlayan yarışmacı aynı zamanda salonu dolduran 100 kişiye karşı yarışıyor.
Podyumdaki yarışmacıyla birlikte tribünde yer alanlarda aynı soruya yanıt veriyor. Podyumdaki doğru yanıt verdiğinde‚ tribünde yarışan ve soruya yanlış yanıt verenleri eliyor ve bu sayıya göre puan elde ediyor.
İlk sorular da genelde kolay ve yarışma başlıyor.
İlk soru “29 harften oluşan alfabemizin onbeşinci harfi hangisidir?”
Süre uzun. Podyumdaki yarışmacı parmaklarını da kullanarak başlıyor saymaya a‚b‚ c‚ç…
Olmadı‚ bir kez daha üç kez sayıyor ve sonunda kararını veriyor. Yanıt L.
İzleyicileri heyecanlandırmak için sunucu tüm hünerini kullanıyor.
Emin misin? Bir daha say falan filan…
Sonunda yarışmacı kararını verip‚ düğmeye basıyor. Işıklar yanıp sönüyor ve “doğru yanıt”
Sonra tribünün durumuna bakılıyor. Çünkü yarışmacı kaç kişiyi elemişse ona göre para ve puan alacak ya.
Rakamlar hızla yükseliyor. Herkesin beklentisi 5 civarında yarışmacı elenecek.
O da ne! 31 yarışmacı birden saf dışı oluyor.
Sunucu ve yarışmacı hayretler içinde…
Kimse inanamıyor.
Sıkı durum‚ ikinci soru geliyor:
“atv’de yayınlanan Sıla dizisiyle moda olan aksesuar aşağıdakilerden hangisidir”
Yanıt hazır “toka”
Podyumdaki yarışmacının yanıtı doğru… Gözünü tribündeki yarışmacılara dikmiş bekliyor.
Acaba kaç kişi yanlış yanıt verecek.
Sadece üç kişi.
Yarışmacı bir önceki soruyla kıyaslayarak‚ şaşırıp‚ acı acı gülümsüyor.
Neden şaşırıyorlar ki‚ olacağı buydu. Sonunda halkı Türkçe’yi de unutacak hale getirdiler…
İnternet‚ Amerikan dizileri… Abuk sabuk sözcüklerin yer aldığı şarkılar…
Zaten 200-300 kelimeyle Türkçe’yi konuşan insanımız‚ alfabesinin onbeşinci harfini bilmeyecek hale gelmiş.
Yarışmayı izlerken‚ Türk Einstein’ı olarak nitelendirilen Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu aklıma geldi. Yıllardır bunun mücadelesini veriyor.
Türkçe’nin yabancı dillerin hegemonyasından kurtarılması için hataları anlatarak‚ eğitim dilinin tamamen Türkçeleştirilmesini istiyor.
Ama dinleyen kim?
Sıla’nın tokasını bilsek yeter.
Ah güzel Türkçem…
Nazım’ın büyülü sözleri‚ Yaşar Kemal’in betimlemeleriyle dünyanın en zengin dili.
Kendi ulusun bile seni bilmiyor ne yazık…