Ak Hoca

Adilbey

Aktif Üyemiz
6e9ece9188e4bac9ffff800afffffff2.gif


AK HOCA VE FIKRALARI
Ak Hoca ismiyle tanınan hocamızın asıl ismi Hasan Hüseyin’dir. Kirpiklerine varıncaya kadar bütün kıllarının beyaz olması sebebiyle Ak Hoca adıyla meşhur olmuştur. 1913 de doğan hoca, 1968 yılında yakalandığı kanser hastalığından kurtulamıyarak vefat etmiştir. Bembeyaz yüzü, tatlı espirisi ve Karaman’a mahsus arabaşı çorbasına karşı doyma bilmez iştahı ile hocamız, küçük büyük bütün Karamanlıların kalbinde silinmez bir taht kurmuştur. Ölümü üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen fıkra ve espirileri halkımız arasında canlı bir vaziyette yaşatılmaktadır. İmamlık yapması sebebiyle hemen hemen bütün fıkraları imamlık hayatı, bir kısmı da genel konular üzerine kuruludur.
PİLAV AŞI
Ak Hoca Karaman’ın muhacir köylerinden birine imam olur. Köyün ağası, Hüseyin isminde birisidir. Hüseyin ağa bir gün köylüleri toplar ve onlara şöyle der:
-Bu hoca ovalıdır. Bizim hamur işlerini pek bilmez, onlar bulgur pilavına alışkındır, hocanın midesine bir zarar vermiyelim, yavaş yavaş bizim yemeklere alıştıralım diye talimat verir. Bu talimatı alan köylü sırayla hocayı yemeklere davet etmiye başlarlar ve her davet eden de bulgur pilavı pişirir. Bir gün böyle, beş gün böyle, on gün böyle. Hoca bulgur pilavından bıkar, açıkça da bir şey söyliyemez. Nihayet bir ay sonunda Cuma günü Cuma salası vermeye minareye çıkar ve sala ezgisinde başlar okumaya:
Sarı çamın taşı
Hüseyin Ağa’dır bu köyün başı
Her gün pilav aşı
Yenir mi Ya Resulleallah
Köylü normal sala veriliyor diye söylenenlere hiç dikkat etmez. Fakat, 70 yaşlarında bir kadının bu sala garibine gider. Yaşlılığın verdiği az duyma etkisiyle bir şey anlamaz. Hüseyin Ağayı görür ve seslenir:
-Üle Hüseyin, hoca ne diyo bi yol diğneyive hele.
Hüseyin ağa hocanın söylediklerini dinler, sonra köylüleri başına toplar:
-Uşaklar hoca pilavdan bıkmış gayri, çevirin macır işine. Hoca kıvrak zekası sayesinde bu sıkıntıdan karlı olarak kurtulur.

 
Üst Alt