MURATS44
Özel Üye
Hz. Mevlana anlatıyor;
Birisi her gece kalkıp Allah'ı anıyor, O'na dua ediyordu. Şeytan ona dedi ki:
- Ey Allah'ı çok anan kişi, bütün gece “Allah” deyip çağırmana karşılık seni buyur eden var mı? Sana bir tek cevap bile gelmiyor, daha ne zamana kadar dua edeceksin?
Adamın gönlü kırıldı, başını yere koydu ve uyudu. Rüyasında ona söyle denildi:
- Kendine gel uyan! Niye duayı, zikri bıraktın ki? Neden usandın ki ?
Adam:
- 'Buyur' diye bir cevap gelmiyor ki! Kapıdan kovulmaktan korkuyorum, dedi. Bunun üzerine dendi ki ona:
- Senin Allah demen, O'nun buyur demesi sayesindedir…
Senin yalvarışın, Allah'ın senin ruhuna haber uçurmasındandır…
Senin çabaların, çareler araman, Allah'ın seni kendine yaklaştırması, ayaklarındaki bağları çözmesindendir…
Senin korkun, sevgin, ümidin Allah’ın lütfunun kemendidir…
Senin her 'Yarabbi' demenin altında, Allah’ın “buyur” demesi vardır…
Gafilin, cahilin caninin, bu duadan uzaktır. Çünkü 'Yarabbi' demeye izin yok ona. Ağzında da kilit vardır, dilinde de…
Zarara uğradığı zaman, ağlayıp, sızlamasın diye Allah ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermez…
Bununla anla ki, Allah'a dua etmeni, O'nu çağırmanı sağlayan dert, dünya saltanatından çok ama çok daha iyidir…
Dertsiz dua soğuktur. Dertliyken yapılan dua gönülden taa derinden kopar…