MURATS44
Özel Üye
Dünyanın birçok yerinde devlere ait olduğu belirtilen mezarlar bulunuyor. Yapılan kazılarda dev iskeletlere ve kemiklere rastlanıyor. Türkiye’de de bu tür mezarların ve kemiklerin bulunduğu belirtiliyor. Araştırmacı-yazar Dr. Gültekin Caymaz’ın araştırmalarını Ata Nirun derledi.
HEMEN HEMEN tüm inanç sistemlerinde, devlerden söz eden masallara, mitlere, efsane ve öykülere rastlanır. Hangi çocuk, devleri bilmez ki? Dev masallarıyla büyüdük ve aynı masallarla çocuklarımızı büyütüyoruz. Bu masalları bize kuşaklar boyu anlatanlar, nere*den öğrendiler? Onlara kim öğretti? Nasıl oldu da, devler tüm sınırları aşıp, tüm uygar*lıklarda aynı biçimlerde yer aldılar?Konunun birçok araştırmacılarına göre, dev öykülerinin ardında, insanoğlunun unut*tuğu, sadece masal ve mitlerde kalan bir ger*çek yatıyor. Kısacası, devler gerçekten yaşadılar ve hatta hala yaşayanları da olabilir. Bu görüşün savunucularından ve bilinmeyen olayların izleyicisi, Dr. Gültekin Caymaz,ın görüşleri :
Dr. Caymaz: “Evet. Bu konudaki araştırmala*rıma göre yaşadılar. Eğer tufan. 10.000 yıl önce olduysa devler yaklaşık 15.000 yıl kadar önce yaşadılar. Mitolojilerde Tanrılarla devler ara*sındaki savaşlardan söz edilir. Bu Tanrılar bizim anladığımız manada Tanrılar değildirler. Onlar üstün insanlardı ama dünyayı yaratanlar değillerdi. Bizim boylarımızda ama üstün teknolojileri olan insanlardı. Devler ise büyük ama zekaları az yaratıklardı. Belki de bu savaş uzaylı bazı yaratıkların aralarında yaptıkları bir savaştır. Bize kalan anısal izler masala dönüşmüştür. Nasıl tufan olayı ve Nuh bir efsane olduysa devler de masal olarak kaldı.
Benim gördüğüm ve incelediğim dev çene kemiği ve dev dişler Antalya yakınla*rındaki Karain mağarasında bulundu. Yapılan çalışmalar kalıntıların 50.000 yıllık olduğunu gösteriyor. Öyleyse bunlar halen yaşayan bir canlı türüne ait olamazlar.
Fotoğrafını çektiğim 5 dev dişinin boyutla*rına bakılırsa 7-8 metre boyundaki dev insanların yaşamış olduklarına inanmak gerekiyor. Bu çene kemiğini bulanların daha başka buluntular da ele geçirdikleri söyleniyor.
Dr. Caymaz: “Polatlı’da yaşayan ve otobüsçü*lük yapan Yılmaz isimli biri bana ilginç bir olay anlattı. 1950-1951 yıllarında iken kendisi at arabasıyla askeri bir kazadan çıkarılan dev insan iskeletlerinin kemiklerini taşımış. Kemiklerin çok büyük olduklarını söylüyor ve bir askeri depoya istiflendiklerini ekliyordu.
Ama sonrası, bilinemiyor.
1980′li yıllarda, Ankara Kalesi’ndeki, Ana*dolu Medeniyetleri Müzesi’nin paleolitik bölü*münde, benzer bir diş gördüm. Elimin orta parmağı boyundaydı. Fakat yüzde elli daha kalındı. Sorduğumda bu dişin de, Antalya’da Karain mağarasında bulunduğunu söylediler. Sonuçta şunu söyleyebilirim ki, böyle dev insan kalıntılarının bulunduğunu, resmi kuruluşlar merak ederlerse, Polatlı’daki depoyu bulup inceleme yapsınlar.”
Dev mezarlar
Dr. Caymaz: “Bu tür dev mezarlar. Anadolu’ da birçok yerde var. En önemlilerinden biri İstanbul’da, Beykoz’da bulunuyor. Yuşa Tepesi’nde bulunan bu mezarda, Yuşa Hazret*leri adlı bir evliyanın yattığına inanılıyor. Mezar, 17 m uzunluğunda, 4 m genişliğinde. Eğer açılıp, incelenirse, içinden dev bir iskeletin çıkması çok doğaldır.”
11.6.1983′te Milliyet gazetesinde böyle bir haber çıktı. Adapazarı *Kaynarca yolu üzerindeki bir yatır mezarının 9,5 m boyunda olduğu yazılıydı. O mezar da incelenebilir.
Yine, Kapadokya bölgesinde, yani Nevşe*hir, Kırsehir ve Göreme civarında bu tür dev evliya mezarlan var. İnançlara göre, bu mezar*ların rahatsız edilmemeleri gerekiyor. Ben, böyle inançlara saygı duyuyorum ve yerlerini saklı tutuyorum. Fotoğrafını çektiğim mezar*ların boyu 7-8 metre idi. Van ve Sinop dolayla*rında da dev mezarlar bulunuyor. Ankara’nın çok yakınında bir dev mezarı inceledim. Köylü*ler, beni sıkı sıkı uyardılar, sakın bir şey alıp gitme, yoksa felaketler olur dediler. Bu uyarıya saygıyla uydum.
Birkaç yıl önce Günaydın gazetesi de, Filipinler’de 8 m boyunda bir dev iskeletinin bulunduğunu yazmıştı. Demek ki, devler, yalnız Anadolu’da değil, birçok yerde yaşadılar. Filipinler’ de bulunan iskeleti bilim adamları incelediler. Bizde de, aynı tür bir araştırma yapılabilir.”
“Öncelikle bu araştırma, arkeolojik ve turistik yönden çok önemli olabilir. Ama daha da önemlisi, kutsal kitaplarda sözü edilen devlerin bir masal olmadıklarının anlaşılması olacaktır. Sonuçta, kutsal kitapların insanlara daima doğruyu gösterdiği anlaşılır. Belki o zaman, insanlar haksızlık ve kötülük*lerden biraz olsun kaçarlar.”
” Ankara’da MTA merke*zindeki, Prehistorik Eserler Müzesi’ne gidin, orada birçok dev hayvanların dişleri var. ilkçağ öncesi ve ilkçağ döneminde yaşayan dev hayvanların kalıntıları bulunuyor. Göreceksiniz ki, bu dişlerin onlarla hiçbir benzerliği yok. Bunlar sadece insan dişlerine benziyorlar ama dev boyutlardalar. “
Daniken devlerin izinde
Nisan 1982′de Dr. Gü!tekin Caymaz, Türkiye’ye gelen araştırmacı Erich von Daniken’le Ankara’da devlerle ilgili bir
konuşma yapıyor. 29 Nisan 1982 tarihli Barış gazetesinde yayınlanan konuşmanın bir bölümü şöyle:
Dr. Caymaz: Kutsal kitaplarda devlerden söz ediliyor. Günümüzde bazı kalıntılar bulunu*yor. Sizce dev insanlar yaşadılar mı? Daniken: “Evet, yaşadılar bence. Bu konuyu, ‘Yıldızlara Dönüş’ adlı kitabımda inceledim. Ama zamanın uçurumları arasında, bu dev insanlar unutulup gittiler ve bir masal yaratığı oldular. ”
Dr. Caymaz: Bu dev dişi fotoğraflarına ne dersiniz?
Daniken: “Çok ilginç, olaylara bir anlam geti*riyor. Ben de devlerle ilgili bir kitabın çalışması içindeyim. Zaten olay, dünyanın her yeriyle ilgili, ben başka ülkelerde bu tür yüzlerce dev kalıntı ve dev mezarlar gördüm.”
Kutsal kitaplarda
Devler her ırkta ve her inançta yer alır. En güçlü. kaynaklardan birisi Tevrat. Birkaç bölümü inceleyelim:
“Orada gördüğümüz halk çok uzun boylu adamlardı. Ve orada, Nefilim’den olan, Anak oğullarını, Nefilim’i gördük. Biz kendi gözü*müzde çekirgeler gibiydik, onların gözünde de öyleydik.” (Sayılar Bölümü Bap: 13, 32, 33).
“İnsan arşınına göre, onun demir yatağı*nın uzunluğu dokuz arşın, eni dört arşındı.” (Tesniye Bölümü 3/11).
Yine Tevrat ve ardından Kur’an-ı Kerim, dev Golyat’ı öldüren Davut Peygamber’den söz ederler. Golyat’ın mızrağı metrelerce uzunluğundadır. Aynca, mitolojinin ünlü Herkül’ü, Samson’u da birer devdirler. Yunan mitolojisinin devleri olan Titanları da unut*mamak gerekir.
Yakın tarihteki devler
Bilimsel tarih, devlerden söz ediyor mu? Hiç yaşayan devler bulduk mu? Evet, diyebiliriz. İlk kaynak, M.Ö. 440′da yaşayan Empadok*les’tir. Sicilya adasında devlerin yaşadığından söz eder. 14. yüzyılda yazar Boccacio, yine Sicilya’da bir mağarada bulunan 1O metrelik bir dev iskeletinden söz ediyordu. 1577′de İsviçre’de 6 metrelik bir iskelet bulundu. Uzun araştırmalardan sonra bunun bir fil iskeleti olduğu iddia edildi.
Yine 1500′lerde, Meksika fatihi Cortez, İspanya Kralı’na Meksika’dan getirdiği kemikleri gösterdi. Bir diğer kaşif, ünlü Macellan, 1520′de iki devle karşılaştı, başının onun beline geldiğini söylüyordu. Keşifler çağında daha birçok ünlü gezgin, devlerden söz ettiler.
Ama olaylar bitmedi. Hala yaşayan devler var mıydı? 1963′te üç Amerikalı 4 m’lik bir yaratık gördüler. Yine o yıllarda bir Ameri*kalı gazeteci, 40 cm uzunluğunda, 15 cm eninde ayak izlerinin fotoğraflarını yayımladı.
1970′lerde bir Alman bilim adamı, 350.000 yıl önce dev bir insan ırkının yaşadı*ğını ve bilimsel açıdan bunun yakında kanıt*lanacağını söylüyordu.
Gerçekten yaşadılar mı?
Bugün insanlığın geçmişi ile ilgili klasik bilgi*ler artık sarsılmış durumda. En yetkin bilim adamları bile “Hayır, dev insanlar yaşamamışlardır” diyemiyorlar. Dev insanla*rın kesinlikle yaşadıklarını söylemek de müm*kün değil. Belki de şu soruyu sormak gerekiyor. Acaba insanlığın gerçek tarihi yazıldı mı?