Aysecik
Aktif Üyemiz
[Günümüzde moda oldu sanki... evlenen boşanıyor...
Daha birkaç ay önce evlendiğini duyduğum bir arkadaşımla, herhangi bir organizasyonda karşılaşıyorum... "Tebrik ederim... evlendin... kusura bakma gelemedim düğüne..." diyorum...
Aldığım cevapla, söylediğim söze pişman oluyorum...
"Yaaa sorma... senin haberin yok tabii... biz ayrıldık... anlaşamadık... kısmet değilmiş..."
...
Kısmet mi değilmiş?..
Bu günlerde şu "Kısmet"e biraz fazlaca haksızlık yapmıyor muyuz sizce?..
...
Son dönemlerde yaşadığım buna benzer sarsıntıların yanında, yeni bir stil geliştirmeyi de ihmal etmedim tabii ki...
Evli olduğunu "zannettiğim" arkadaşlarımla karşılaşıyorum uzun bir aradan sonra...
Soruyorlar:
"Yaaa Mehtap, hala bekar mısın?" diye...
"Evet..." diyorum ve ekliyorum... "Peki sen? Hala evli misin?"
"Evet... ne oldu ki? Niye sordun?"
"Yoo bir şey yok... hala varsa bir eşin... hal hatır soracağım da... pot kırmamak için, bendeki bilgiyi sağlama alayım dedim...
...
Tüm bunlar oluyor... yani eşler boşanıyor... her zaman söylediğim gibi bu durumda olan çocuklara oluyor...
...
Günümüzde evlenecek olan çiftler, ilişkiyi sağduyu ile başlatamadıkları gibi, bitirilmesi gereken yerde yine sağduyu ile bitiremiyorlar maalesef...
Çocuklar arada kalıyor bu durumda...
Bir yandan iki tarafın da boşladığı... diğer yandan iki tarafın da karşıdaki kişilere ders vermek veya öc almak için çekiştirdiği "Nesneler" halini alıyorlar...
...ya kapanın elinde kalıyorlar ya da "kim alırsa alsın" mantığıyla ortalıkta kalıyorlar...
Her iki durumda da çocuk kendisini bir yerlere ait hissetmiyor... Çocuktaki "aidiyet" duygusu açıkta kalıyor... böylece ruhsal gerginlik ve kendisini boşlukta hissetme süreçlerinin önü de açılmış oluyor...
...
Oysa aileler, karı-koca ilişkisini bitirseler de, anne-baba ilişkisinin devam etmesi gerektiğini bilmek zorundalar.
Karı-koca ilişkisi biter... ama anne-baba ilişkisi bitmez... bitmemeli... eşler ayrılsalar bile, evlatları için anne-baba olmaya devam etmeli.
Çocuğu eline geçiren kişi, karşı tarafın arkasında ileri geri konuşmamalı...
"Ahh yavrucuğum sorma... baban bizi aldattı... başka kadınlara gitti..."
"Senin o annen olacak kadın var ya... iş miş yapmasını bilmezdi... babanı da hep ihmal etti... savruk kadının tekiydi...."
"Zaten seni hiç sevmezdi baban... bir kere bile kucağına alıp sevmedi... öpmedi... senin baban olmaya layık değil..." vb. cümleleri duymamalı çocuklarımız... asla asla duymamalı...
...
Ayrılık sürecinin zorlukları varken minik omuzlarında, yenileri eklenmemeli acımasızca...
Hem de kendimize çekmek için... kendi safımıza geçmesini sağlamak için yapılmamalı buna benzer konuşmalar...
"Babanla biz aynı evi paylaşmayı başaramadık yavrucuğum... birbirimizi kırmamak için, ayrı evlerde yaşamamızın daha doğru olduğuna karar verdik... ama... biliyor musun benim tatlı kızım... baban seni çoookkkk seviyor... onu istediğin zaman görebilirsin... biz hep senin annen ve baban olmaya devam edeceğiz... sen bizim bir tanecik kızımızsın..." şeklindeki bir konuşmanın, çocuğunuzun ruh sağlığına katacağı olumlu gelişmeleri tahmin bile edemezsiniz...
Her şeye rağmen sevildiğini bilmek, her şeye rağmen anne ve babasının varlığını hissetmek, içinde bulunduğu zor anlarda onun koruyucu kalkanı olacaktır.
Seviliyorum... demek ki hala değerliyim....
Seviliyorum... demek ki hala güvendeyim...
Seviliyorum... demek ki hala varım... duygusunu yaşayacaktır.
...
Karşı tarafın yaptığı yanlışlıklar ileriki yıllarda, büyüdüğünde zaten ortaya çıkacaktır sevgili anne-babalar...
...şimdiden onun minik gözleriyle gördüğü kocaman dünyasını, kendi elimize aldığımız kara kalemlerle siyaha çevirmeye ne gerek var...?
Sevgiyle kalın...
Dn.Psikolog/Psikoterapist Mehtap KAYAOĞLU
alıntı