Âsım Bey'e Yazdığı Mektup

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
1
barla_106_1.gif
ayetine dair beyanatı ve “Minhac-ı Sünnet” namındaki Lem’ada 2
barla_106_2.gif
sırrına dair muhakematı nasıl buluyorsunuz?
Kardeşin Husrev ile sen, Şeyh-i Geylânî’nin keramat-ı gaybiyesinin bütün parçalarıyla bir nüsha yazıp Hulûsi Bey’e gönderseniz iyi olur. Âsım Bey’e de onlar bütün gitmelidir. Başta Gavs-ı Âzam’ın tabiriyle Bekir Bey bizim tabirimizle Bekir Ağa, Ahmed Husrev, Lütfi, Rüşdü, Hafız Ahmed, kayınpederin Hacı İbrahim Bey ve Sezai Bey olarak umum kardeşlerimize selâm, dua ediyorum. Ve mübarek ve bahtiyar Bedreddin’in başından öperim. O, Kur’an’ı okudukça bana dua etsin Öyle masumun duası inşaallah hakkımızda makbuldür. Onun validesi olan ahiret hemşîreme ayrıca dua ediyorum. Bedreddin gibi bir evlâd sahibesi olduğundan tebrike şayandır. Bedreddin’in okuduğu her bir harf-i Kur’an’ın, on sevabdan tut tâ bine kadar uhrevî meyveleri vardır. Hem validesinin defter-i a’mâline, hem hoca ve üstadının defter-i a’mâline dahi o sevaplar kaydolunur.
3
barla_106_3.gif


Kardeşiniz
Said Nursî
***
4
barla_106_4.gif

5
barla_106_5.gif

6
barla_106_6.gif


Aziz, sıddık, hakikatlı ahiret kardeşlerim ve ciddi ve kuvvetli arkadaşım!
Kur’an-ı Hakîmin baş haşiyelerinde, âyat-ı Kur’aniyenin adedi altıbin altıyüz altmış altı olmakla, envar-ı Kur’aniye ve hakikat-ı Furkaniye eyyam-ı şer’iye ile


1- Onlar Allah’ın kendilerine nimetler bağışladığı peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salih kimselerle beraberdir. (Nisa Suresi: 69)
2- (Sizden istediğim) sadece akrabaya karşı sevgidir. (Şura Suresi: 23)
3- Baki olan yalnızca Allah’tır.
4- Onun (Allah’ın) adıyla.
5- Hiçbir şey yoktur ki, Onu övgü ile tesbih ediyor olmasın. (İsra Suresi: 44)
6- Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
altıbin altıyüz altmışaltı sene kadar, küre-i arzda hükmü cereyan edeceğine işaret ettiğine dair sualinize, o vakit zihnim başka yere müteveccih olduğu için, izahlı bir cevap veremedim. Sonra bana ihtar edildi ki, Âsım’ın suali ehemmiyetlidir, cevap ver. Ben de ihtara binaen, iki esaslı bir parça izah edeceğim: Birinci Esas: Nasıl ki nur-u Muhammedî (aleyhissalâtü vesselâm) ve hakikat-ı Ahmediye, divan-ı nübüvvetin hem fatihası, hem hatimesidir. Bütün enbiya onun asl-ı nur’undan istifaza ve hakikat-ı dininin neşrinde onun muinleri ve vekilleri hükmünde oldukları ve nur-u Ahmedî (a.s.m.) cebhe-i Âdem’den, tâ zat-ı mübarekine müteselsilen tezahür edip neşr-i nur ederek, intikal ede ede tâ etemle kendinden cilveger olmuş.
Hem mahiyet-i kudsiyet-i Ahmediye, Risale-i Miracda isbat edildiği gibi, şu şecere-i kâinatın hem çekirdek-i aslîsi, hem en ahir ve en mükemmel meyvesi olduğu gibi, öyle de hakikat-ı Kur’aniye zaman-ı Âdem’den şimdiye kadar, hakikat-ı Muhammediye ile (a.s.m.) beraber, müteselsilen enbiyaların suhuf ve kütüblerinde nurlarını neşrederek, gele gele tâ nüsha-i kübrası ve mazhar-ı etemmi olan Furkan-ı Azîmüşşan suretinde cilveger olmuştur.
Bütün enbiyanın usul-ü edyanları ve esas-ı şeriatları, hulâsa-i kitabları Kur’an’da olduğunu, ehl-i tedkik ve ehl-i hakikat ittifak etmişlerdir. Bu sırra binaen zaman-ı fetret mutlaka ihraç edildikten sonra, rivayet-i meşhure ile zaman-ı Âdem’den kıyamete kadar, eyyam-ı şer’iye ile tabir edilen yedibin seneden, altıbin altıyüz altmışaltı senesine kadar, din-i İslâmın sırrını neşr eden hakikat-ı Kur’aniye, küre-i arzda ayrı ayrı perdeler altında neşr-i envar ettiğini, âyatın adedi işaret ediyor demektir.
İkinci Esas: Malumdur ki, küre-i arz’ın mihveri üstündeki hareketi ile gece gündüz; ve senevîsindeki hareketi ile seneler hasıl oluyor. Güneşle beraber her bir seyyarenin, belki sevabitinin ve Şemsü’ş-şümusun dahi, her birinin mihveri üstünde eyyamı gösteren bir hareketi ve medarı üzerinde deveranı dahi, seneleri gösteriyor. Hâlik-ı arz ve semavatın hitabat-ı ezeliyesinde, o eyyam ve seneler dahi, bazı makamlarda irade olunduğuna delil, Furkan-ı Hakîmde:
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
gibi ayetler isbat ediyor. Evet kış günlerinde ve şimal taraflarında, gurub ve tulû mabeyninde dört saat günden ve bu yerlerde kışta sekiz dokuz saatten ibaret eyyamlardan tut ta, güneşin mihveri üstünde bir aya yakın yevminden, hattâ kozmoğrafyanın rivayetine göre, tâ rabbü’ş-şi’ra tabiriyle namı ilân edilen ve şemsimizden büyük diğer bir şemsin, belki bin seneden ibaret olan gününden, tâ Şemsü’ş-şümusun mihveri üstündeki ellibin seneden ibaret bir tek yevmine kadar eyyam-ı rabbaniye vardır. O semavat ve arzın Rabbi, O semavat ve arzın ecramına ve âlemlerine bakan kelâmında o eyyamları zikreder. Ve zikr etmesi hilâf-ı âdet olamaz.
Madem eyyamın lisan-ı şer’ide böyle ıtlakatı vardır. İlmü’t-tabakatü’l-arz ve coğrafya ve tarih-i beşeriyet ulemasınca, nev’-i beşerin yedibin sene değil yüzbin sene geçirdiğini teslim de etsek, “Âdem’den kıyamete kadar olan müddet yedi bin senedir.” diye vaki olan rivayat-ı meşhure ve beyan ettiğimiz altıbin altıyüz altmış altı sene, nur-u Kur’an hükümferma olduğuna münafi olamaz, cerh edemez. Çünkü eyyam-ı şer’iyenin dört saatten, elli bin seneye kadar hükmü ve şümulü var. Fakat nefsü’l-emirdeki eyyamın hakikatı, o rivayet-i meşhurede hangisi olduğunu şimdilik bu dakikada kalbime inkişaf ettirilmedi. Kur’an’ın başındaki haşiyeyi yazdığım zaman dahi vazıhan bana gösterilmedi. Demek o sırrın inkişafı münasip değil. 3
barla_108_3.gif


Şu meselede şimdilik delilini gösteremiyeceğim bir müddeayı beyan ediyorum. Şöyle ki: Şu dünyanın bir ömrü ve şu dünyadaki küre-i arzın ondan kısa diğer bir ömrü ve küre-i arzda yaşayan insanın daha kısa bir ömrü vardır. Bu birbiri içinde üç mahlukun, saatin içinde dakika, saniye, saati sayan çarkların nisbeti gibidir. Nev’-i insanın ömrü küre-i arzın iki hareketiyle hasıl


1- Şüphesiz, Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduğumuz bin yıl gibidir. (Secde Suresi: 5)
2- Melekler ve Ruh (Cebrail), miktarı elli bin yıl olan bir günde Ona çıkar. (Mearic Suresi: 4)
3- Gaybı ancak Allah bilir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt