Asrin şahitleri olmak

faruk islam

Özel Üye
ASRIN ŞAHİTLERİ OLMAK
Hamd olsun Bizi İslam ile şereflendirene. Salat ve selam Yegane Önderimiz hakka en iyi şekilde Şahitlik yapan Hz. Muhammed (sav) ve O’nun yolunda tavizsiz yürüyerek Hakka şahitlik edenlere olsun…
Asr. Zamanın bir cüzü. Bir devrelik zaman demektir.
Şahitlik ise kelime olarak ;Gözlemek görmek,tanık olmak manasındadır.Kişi nefis,akıl ve duygularıyla bir şeyin kesin olarak hak olduğuna inanıp tanıklık etmesi,ikrar etmesidir…
Allah’ın İlahlığına şahitlik etmek anlamına gelen kelimei şahadetin başında ki “ Eşhedu” kelimesi. Bu tanıklığın yeminli ikrarından başka bir şey değildir…
“Ben yeminle tanıklık ediyorum ki kainatta Allah’tan başka İlah yoktur”…Bu tanıklık insana bir takım sorumluluklar yükler. ..Yaşadığı asra/zaman dilimine/ çağa bu tanıklığı taşımak…
Şahitlik gözle görmüşcesine ve kesinlik arz etmezse Allah tarafından kabul edilmez ve zaten hakka şahitlik edenlerin elleri,ayakları ve hayatları yalancı şahitlik etmezler/edemezler.

Bakara 143 ayette şöyle buyrulmuştur.

” Böylece biz sizi, insanlara şahid (ve örnek) olmanız için vasat bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde bir şahid olsun.”…
Şahit olmak özgün bir kimliğin sahibi olmakla mümkündür. Önce kimlik tercihini bilnçli yapmak gerekmektedir.
Tercih ettiğimiz Kimliğimizi TEMSİLİYET konusundaki tanıklığımız/şahitliğimiz İmanımızın kanıtıdır/şahitliğidir.
Hayatımız/yaşantımız imanımızın şahitliğini yapmalıdır.
Zira Hayatımızı imanımıza şahit kılmak gibi bir yükümlülüğümüz var.
Kalbimiz, ellerimiz,ayaklarımız,gözlerimiz,ağzımız hep bu tanıklığı taşımak zorundadır.
Kalp Allah’tan ittika ile
Ellerimiz harama uzanmayarak
Ayaklarımız harama gitmeyerek
Gözlerimiz harama bakmayarak
Ağzımız yanlış konuşmayarak haram lokma yutmayarak ve belimiz Allah’tan başkasına eğilmeyerek bu şahitliğini ifa etmiş olur…
Bunun için Özgün bir kimlik dedik. Ve hayatımız bu kimliğin şahidi olmalı!. Lakin çağ İslam’i kimliği tercih ettiklerini iddia edenlerin tezatlarına şahit oluyor.
Bu silik şahitliğin sebebini sorgulamak bu çağın Müminlerinin boyun borcudur.
Kimlik Önce tanınarak Tespit edilecek. Tespit yetmez
Sonra Bilinçli tercihlerin sahibi olmalıyız…Sonra Bilinçle tanıklık ederek tercih ettiğimiz kimliği temsil etmek yani ona şahitlik etmek sorumluluğumuz var…
Temsil görevini yaparken ihtiyaç duyduğumuz dinamizmi Kur’an’nın azıkların hayırlısı olarak tarif ettiği Takva azığını edinerek korumak ve ihlas(yani samimiyet sahibi olarak istikamet üzere son noktaya kadar sürdürmeliyiz.
Bu,savrulmamayı,silikleşmemeyi,asimile olmamayı,beşer ideolojilerine entegre olmamayı sağlayacaktır Allah'ın izni ile…
Bu bağlamda her insanın hak ya da batıl iman taşıdığı gerçeğinden hareketle
Biz İmanımızda Tevhid ile Hakka şahitlik ederek Tüm çağdaş/çağdışı ideolojileri red ederek şirk unsurun içeren her türlü durumdan uzak durarak arı duru bir imanın sahibi olarak Tevhide şahitlik etmek
Amellerimiz bidat,hurafe,batıl eylemlerin amellerin reddi ile tevhidi eylemlerin sahibi olarak amellerimiz hakkın şahidi olmalı…
Ahlakımız her türlü kişisel ölçülerden uzak uhuvveti/kardeşlik,diğer gamlık,fedakarlık ahlaki ilkeler ve duygularımızı doğru eksende tutarak duygu ve ahlakımızda Tevhide şahitlik etmeliyiz..Kişilğimiz bu şekilde KUR’AN’I terbiyeye tabi tuttuktan sonra
Kişiliğimiz
Ailemiz
Siyasetimiz
Ticaretimiz
Sosyal ilişkilerimiz tümünde tanıklığımızı sürdürmek boynumuzun borcudur..
Bu bir bedeli gerektirir.Ve bizler dos doğru olmak durumunda olarak hiçbir bedelin şahitliğimize helal düşürmekten daha ağır olmadığı bilinci ile asrın şahitliği görevini sürdürmeliyiz. Bu durumda yatağınızda ölseniz bile şehid olacağınızdan şüpheniz olmasın… SABİHA ATEŞ ALPAT

 
Üst Alt