Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
ve medyun-u şükran bulunduğumuz gibi, Risaleleri bizlere okutturmağa ve yazdırmağa sebeb olan, Hafız Zühdü Efendi kardeşimizi de, daima hayırla yâd etmekten kendimizi alamıyoruz. Kendilerine fiyat takdir edilemeyecek derecede kıymete malik bulunan, muhterem Risalelerinizi yazıp ikmal etmemize, Cenab-ı Hakkın bizi muvaffak kılması için, Üstad-ı ekremimizin dua ve himmetlerine muhtaç bulunuyoruz. Talebeniz
Doktor Şevket
***
(Aydınlı İsmail’in fıkrasıdır.)
Sizin tatlı Sözlerinizi yazmaya başladım ve yazmaya doyamıyorum. Ve sizin tatlı Sözlerinizi yazmağa başladığım anda, ruhumda bir ferahlık hissediyorum. Aynı zamanda sizi hiçbir türlü unutamıyorum. Ve daima sizin mektubunuzu yazmak istiyorum.
Talebeniz
İsmail
***
(Milaslı Halil İbrahim*’in fıkrasıdır.)
Efendim!
İsterim ki, Yirmi Yedinci Mektubun tatlı sadaları içerisinde benim de boğuk sesim çıksın, lâkin heyhat, o maden-i esrar bahrinden dem vurmak haddim değil. Benim arzum ve iştiyakım, o gülistana girebilmek ve o güzel güllerden koklamak, yoksa onun tavsifinde âciz ve kasırım. Gerçi kalbimde galeyan eden manalar çoktur. Lâkin her nedense, lisan hissiyatımızın tercümanı olamıyor.
Şu kadar diyebilirim ki, elimde mevcut risaleler ve fihristede gördüğüme nazaran, Risale-i Nur eczaları bir şecere-i nuraniyedir ki, dalları aktar-ı arza neşr-i envar ediyor. Ve ilâ nihaye edecektir. Karanlıklı bir gecede, semadaki yıldız ve kamerler, zemin yüzünde nasıl rehberlik ederlerse, Risale-i Nur eczaları da öyledir. Ve zulmette, nura ihtiyaç ne ise, Risale-i Nur eczaları da odur.
Doktor Şevket
***
(Aydınlı İsmail’in fıkrasıdır.)
Sizin tatlı Sözlerinizi yazmaya başladım ve yazmaya doyamıyorum. Ve sizin tatlı Sözlerinizi yazmağa başladığım anda, ruhumda bir ferahlık hissediyorum. Aynı zamanda sizi hiçbir türlü unutamıyorum. Ve daima sizin mektubunuzu yazmak istiyorum.
Talebeniz
İsmail
***
(Milaslı Halil İbrahim*’in fıkrasıdır.)
Efendim!
İsterim ki, Yirmi Yedinci Mektubun tatlı sadaları içerisinde benim de boğuk sesim çıksın, lâkin heyhat, o maden-i esrar bahrinden dem vurmak haddim değil. Benim arzum ve iştiyakım, o gülistana girebilmek ve o güzel güllerden koklamak, yoksa onun tavsifinde âciz ve kasırım. Gerçi kalbimde galeyan eden manalar çoktur. Lâkin her nedense, lisan hissiyatımızın tercümanı olamıyor.
Şu kadar diyebilirim ki, elimde mevcut risaleler ve fihristede gördüğüme nazaran, Risale-i Nur eczaları bir şecere-i nuraniyedir ki, dalları aktar-ı arza neşr-i envar ediyor. Ve ilâ nihaye edecektir. Karanlıklı bir gecede, semadaki yıldız ve kamerler, zemin yüzünde nasıl rehberlik ederlerse, Risale-i Nur eczaları da öyledir. Ve zulmette, nura ihtiyaç ne ise, Risale-i Nur eczaları da odur.