mahzungarip
Yönetici
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:وَهُوَ شَهْرٌ أَوَّلُهُ رَحْمَةٌ، وَأَوْسَطُهُ مَغْفِرَةٌ، وَآخِرُهُ عِتْقٌ مِنَ النَّارِ
Değerli Kardeşlerim!
Mübarek aylar, gün ve geceler şe’âirdendir ve İslam’ın sembolleri olarak kabul edilmişlerdir. Bunların kendilerine ait hususi kıymetleri vardır. Kâinat, semavat, fezâ-yı âlem ve bütün varlıklar bu kutlu zaman dilimlerine hürmet ederler. Ne kadar bahtiyarız ki, Allah’ın ayı olan Receb’i, Peygamberimiz(s.a.v.)’in ayı olan Şaban’ı geride bırakarak, İslam ümmetinin ayı olan Ramazan’a çok yaklaşmış bulunmaktayız.
Değerli Kardeşlerim!
Ramazan ayı kamerî ayların dokuzuncusudur. Ramazan orucu da hicretin ikinci senesi Şaban ayında farz kılınmıştır. Ramazan ayı on bir ayın sultanı olmuştur. Çünkü Kur’an bu ayda dünyamızı şereflendirmiştir. Bu gerçeği vurgularken, Rabbimiz bizlere şöyle hitab ediyor: “Ramazan ayı, insanlar için hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak, Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden her kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve O’na şükretmeniz içindir.”[1]
Değerli Kardeşlerim!
Ramazan ayı, hem gecesi hem de gündüzü ibadetlerle dolu bir aydır. Gündüz boyunca oruç, akşamında iftar, gecesinde teravih ve teheccüd namazları ile rızkımızı bereketlendiren sahur yemeği vardır. Bu ayın geceleri gündüzlerine denk gibidir. Buna işaret sadedinde, Peygamberimiz(s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Ey insanlar! Üzerinize çok bereketli bir aygelmektedir. Onda bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Allah, o ayın orucunu farz, teravih namazını da çok değerli nafile kılmıştır. Kim bu ayda bir farzı eda ederse, bu ayın dışında yetmiş farzı yerine getirmiş gibi olur. Bu ay sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, bu, onun günahlarının affına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. Aynı sevap oruç tutana da verilir.
Bu öyle bir aydır ki, başlangıcı rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennem azabından kurtuluştur. Siz bu ayda dört şeyi çokça yapınız. Onlardan ikisi ile Rabbinizi razı edersiniz. Zaten diğer ikisini yapmaktan başka çareniz de yoktur. Rabbinizi razı eden iki şey, ‘La ilahe illallah’ sözünü çokça söylemek, diğeri de bolca istiğfar etmektir. Başka çareniz olmayan iki şey ise, cenneti istemeniz ve cehennemden Allah’a sığınmanızdır. Kim oruçluyu su ile iftar ettirirse, Allah ona benim havzımdan öyle bir su içirir ki, cennete girene kadar bir daha susamaz.”[2]
Değerli Kardeşlerim!
Önümüzdeki hafta Perşembe akşamı, ilk teravih namazlarımızı kılacak, Cuma günü de oruçlu olacağız. Şimdiden, her türlü zorluğuna rağmen gündüzünde tutacağınız oruçlarınızın, gecelerinde kılacağınız teravih namazlarınızın Cenab-ı Hakk katında kabulünü diler, Rabbimizin sonsuz rızasına nail olmanızı Cenab-ı Mevla’dan niyaz ederim.
[1] Bakara, 2/185.
[2] Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, 3/305