TaHKaR
Aktif Üyemiz
Azeriler Atatürk'e Nasıl Bakıyor?
Yazar Doç. Dr. Tamilya ALİYEVA ( Azerbaycan )
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı sitesine 2005 yılında eklenen ve Azeri bir öğretim üyesinin Azeri Türkçesi ile kaleme aldığı bir araştırmayı sitemize taşıyoruz. Bu yazıdan gerek Azerbaycan, gerekse diğer Türki Cumhuriyetlerde Atatürk''ün nasıl sevgi ve muhabbetle anıldığı anlaşılmaktadır.
İzmir'in işgalinden sonra, 1918-1922'nci yıllar "imperialist dövletleri Türkiye'ni parçalamak siyasetine karşı ölkede Türk halkının millî-azadlık müharibesi başlandı. Bu harekatın başında Osmanlı ordusunun istadadlı generalı, Türk halkının millî kahramanı Mustafa Kemal Paşa dururdu. Millî azadlık ideyanları başlanmış bu müharebe 1923-cü yılın son baharında Türk halkının tam gelebesi ile sonuçlandı"
Bu satırlar Azerbaycan'da başlamış "Atatürk ve Türkiye'de medeni inkılap" kitabından götürülmüşdür. Eser XX. asrın böyük islahatçısı Mustafa Kemal Atatürk'e ve Türkiye Cumhuriyetinin 70 yıllığına hasr olunmuşdur. Maraklısı ise budur kitabı Türkiye ve Atatürk hayranı olan Bakı'nın yakınlığında yerleşen Maştağa köyünün Hehriye cemiyeti basdırıb. Kitap giriş, V bölüm ve sonuçdan oluşur.
I.bölüm "Türkiye'de medeni değişikliklerin ilkin ve sosial-siyasi şartları" adlanır. M.K. Atatürk'ün bir müdrik ifadesi sanki bu bölüme istigamet verir. "Tarihi yazmak-tarihi yaratmak kadar müşküldür. Eger yazan yaradana sadık kalmazsa yazılan tarih insanları çaşdıracak mahiyyet alır."
II.bölüm "Türkiye'de dünyevi tahsil ve ictimai ilmlerin vahid sistemli inkişafı" III. Bölüm "Kemalçı islahatlar dövründe Türkiye'de musigi ve tesviri sanat" adlanır. Bu bölümde de M. K. Atatürk'ün müdrik kelamı dikkati celp edir: "Bir millet ki, resim bilmesin, heykelteraşlık bilmesin... ele milletin tarihi tarakkide yeri yoktur."
IV.bölüm "Türkiye'de spor ve beden terbiyesinin inkişafı" adlanır. Yine de bu sahe üzere Mustafa Kemal Atatürk'ün dediyi fikir dikkat merkezindedir.
"Sonuç" da Ulu Önder'in in bir fikri hüsusile dikkat çekir, burada Atatürk Türk halkına büyük ümit beslediyini söyleyir: "Türk milletinin böyük millet olduğunu alem az zamanda bir daha görecekdir."
"Sonuç" da Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk halkı karşısında evezsiz hizmeti birkaç kelme ile ifade olunmuştur: "1963-cü senede "Forum" Gazetesi'nde "Atatürk ve Batı" makalesinde deyilirdi ki, şimdi de maarif, ilm, incesenet sahesinde bir çok mürekkeb problemleri hell ederken Türkiye'nin görkemli hadimleri Mustafa Kemal'in bakışları ve ideyanlarına müraciet edir."
"Sonuç" da Ziya Gökalp'ın 1923-cü senede Mustafa Kemal Atatürk'e hasr etdiyi şiirden iki misra verilmişdir:
O millî dühanın tam kemalıdır.
Türkün hem celalı, hem cemalıdır.
Kitab yazılarken 289 kaynakdan, aynı zamanda Mustafa Kemal'ın 1929-cu yılda Moskova'da basılan "yeni Türkiye'ye giden yol" (I-IV cildler) kitabları, İ.V. Alibeyovun Rusca basılan "Türkiye'de dövlet kapitalizmi"nden istifade olunmuşdur. Burada 62 kitabın ismi keçir, bu kitaplar Rus dilindedir ve müellifleri Avrupa alimleridir. Aynı zamanda "Soru Kitapları"ndan, "dövrü metbuat"dan istifade olunmuşdur. Bu kitaplar Rus ve Türk dillerindedir.
Mustafa Kemal Atatürk hakkında Utkan Kocatürk'ün "Atatürk" kitabı, Melek Melih Bayrı'nın "Güneş Gözlü Mustafa Kemal" kitabları Kemal sevenleri ihtiyarına verilmişdir.
Bütün Azerbaycan Türkleri Atatürk hayranıdır, bu hayranlığın şair ve ediblerimiz öz yaradıcılıklarında zaman-zaman kaleme almışlar. Bele şairlerinden biri de katı Türkçü, milletçi yaradıcılığının en kaynar çağından hayata "elvida" söyleyen şair-alim Refik Zeka Handar'dır. 1998-ci senede onun "Atatürkiye" kitabı Türkiye ve Atatürk'ü seven Azerbaycan türkleri üçün en gözel ermağan olmuşdur.
R.Z. Handan'ın Türkiye-Atatürk mehebbetinden konuşmak ayrıca bir konudur. Burada ise yalnız onun Mustafa Kemal Atatürk hakkında birkaç fikirleriyle tanış etmek istiyorum. "Nasıl kitabın ismi Atatürkiye?" sorusuna şair böyle cevap verir: "Atatürk'ün yolu ile gidenlere damığa vuranlar memleketi parçalamak isteyen alçaklar çoktur. Buna göre de bu günkü Türkiye'ni Atatürkiye görmek isteyenlerin alovlu üreklerinin derinliklerinden kopan yanıklı seslere ses vermek istiyorum."
Refik beyin kitabından öyrenirik ki, 1987-ci seneden "yazıçı" neşriyatı tarafından basılmış halk yazarı Mirze İbrahimovun ön söz yazdığı "Yurdum, Ulusum" kitabından Türkiye'ye hasr olunmuş şiirler çoktur. Orada Refik beyin bu şiiri basalıb: "Ayrıldık, Atam". Aşağıdaki misra şiirin şah misrasi sayıla biler: Atatürkdür Atamız söylenmeyen Türk yokdur...
Bu kitabda Refik bey Atatürk hakkında yalnız ön fikirlerini söylemir, o, bulduğu zamandan istifade ederek bir zamanlar Atatürk ismini ürekde söyleyib bu adı bütün dünyaya bağırarak söylemek isteyen Azerbaycan türklerine böyük önder Atatürk'e hasr olunmuş Orhan Seyfi Orhan'ın "Atatürk'ün Ölümü" şiirini söyleyir. Onun ardınca "Ayrıldık, Atam" şiirinden iki bendi okuyuculara takdim edir:
Dünya darılır, erşe çıkan nisgilimizden
Ayrıldık, Atam, sen kibi can sevgilimizden.
Şair Anıt mezarı ziyaret edir, bura gelen çocukları seyr edir, söyleyir:
Könül size türesünü açıklar
Sevginizle etirlenir butamız
Atanıza "Ata" deyin, çocuklar
Gece-gündüz yada düşsün Atamız!
Aynı zamanda R.Z Handanın 1989-cu seneden "Edebiyat ve incesenet" gavetinde "Üzelim, İstanbul'um" şiiri basılıb. İstanbul'dan da nişan şair Atatürk'ü anayana hatırlayır:
Musikidir, şiirdir selin, ruzgarın, mehin
Kaynağını görmüşem sende gövsü-küzehin
Fatehler Fatehidir Sultan Mehmet Fatehin
Atatürküne benzer çetin bir insan bulum
Gözellerin gözeli gözelim, İstanbulum!
Hemin gazetde- 1990-cu senede şairin "bu meleket" şiiri basılıb
Ulu türkün bayrağıdır,
Ulu türkün toprağıdır,
Ulu türkün varlığıdır,
Bu memleket Türkiye'dir
Türkiye'ye türk yiyedir
Önder Atatürk'ün ismi Azerbaycan Cumhurbaşkanı hörmetli H. Aliyevin konuşmalarında tez-tez çekilir. "H. Aliyev Azerbaycanı dünyaya tanıdır" kitabında okuyuruk: "Azerbaycan prezidentinin Türkiye'ye seferi Türk halkının en böyük ziyaretgahı-Mustafa Kemal Atatürk'ün makberisini ziyaretden başladı. H. Aliyev Atatürk'ün makberesine eklil koydu, Türkiye'nin böyük oğlunun ruhuna ehtiramını bildirdi. Fahrı müsafirler kitabında ürek sözlerini yazdı: "Unudulmaz Atatürk'ün mükadddes adı, solmayan siması bin yıllardan gelen Türkiye ve Azerbaycan dostluğunun, kardeşliyinin gelecek yoluna parlak ışık saçır."
Kitabda Atatürk hakkında deyilen müdrikana sözleri yalnız iki neferin adına çıkmak düzgün deyil. Bu müellifler bütün Azerbaycan Türkleri'nin böyük Atatürk'e olan mehebbetini bu kitabda ifade etmişler.
Mustafa Kemal'a münesibetin ne ilahileşdirme, ne dini ekstaz, ne kor-korane pereştişle karışğı yoktur. Türkler onu milletin atası kibi sevir ve bu bahımdın da o yeni Türkiye'nin Atasıdır"
Kitabda Türkiye'de Böyük millî meclisinin hitabet kürsüsü üzerinden böyük Atatürk'ün sözleri yazdığı da kayd olunur: "hakimiyet danışlıksız ve şeksiz halka mahsusdur"
"Biz aynı kökden boy atmışık" adlı bu yazıda Mustafa Kemal'ın Türk halkı üçün özünü şam gibi yardırmasından söhbet açılır. "70 yıl bundan önce dahi ve böyük önder Mustafa Kemal Atatürk Böyük Millet Meclisi'nin esasını koymuş, Türkiye Cumhuriyeti'ni yaratmışdı."
Azerbaycan prezindenti H. Aliyev Türkiye'nin millî meclisinden çıhış ederken Mustafa Kemal'ı ehtiramla hatırlayır: "Böyük insan, bütün Türk dünyasının dahi şahsiyeti Mustafa Kemal Atatürk'ü ehtiramla yad edirem, onun gördüyü işlere, onun başladığı yola öz hörmet ve ehtiramını ve bildirirem, hatiresi karşısında baş eyirem"
Azerbaycan'ın resmi gazeti olan "Azerbaycan" da Cümhurbaşkanı H. Aliyev'in çeşitli toplantılardan çıhışları verilib. Bu çıhışlarda prezident çok zaman M. Kemal'in divletçilik sahesindeki tecrübesine esaslandığını söyleyir.
1994-cü yılın kısımında Ankara'da - Bilkent Üniversitesi'nde dahi Füzulinin 500 yıllık yubileyi keçirilir. Burada çıhış eden H. Aliyev Atatürk'ü hatırlamağı unutmur: "Dahi insan, böyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yaratdığı Türkiye Cumhuriyeti 71 yıl erzinde Türkün, Türk dünyasının, Türk halkının neye kadır olduğunu eyani şekilde dünyaya nümayiş etdirdi. Azerbaycan halkı öz millî azadlığı uğrundan mübarize apararken, millî istiklaliyetine nail olmağa, millî divletçiliyini yaratmağa çalışarken daima Türk halkının desteyine, dayağına arkalanmış, Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu yollla geden Türk Cumhuriyeti'nin tecrübesinden behrelenmişdir"
"Kardeşliyimiz ve dostluğumuz ebedidir" adlı mekalede H. Aliyev S. Demirel"e hitaben deyir: "Azerbaycan'da biz hepimiz sizi böyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün e'tibarlı devamçısı ve böyük şagirti kibi tanıyırık. Memnuniyetle kabil edirem ki, 1923-cü senede esası Mustafa Kemal tarafından koyulmuş Türkiye Cumhuriyeti e'tibarlı ellerdedir"
1997-ci senenin mayısında Azerbaycan perzidenti H. Aliyev Türkiye'de olarken böyük Atatürk'ün mezarını ziyaret edir.
Hemin gazetin 11 Mayıs sayısında H. Aliyev'in Türkiye'de kuru koşunları mektebi ile tanışlığı öyrenciler ve Azerbaycan diasporu ile görüşünden söhbet açılır. Bu insanlar karşısında çıhış H. Aliyev Atatürk'ü hatırlamadan keçinmir: "Türkiye Cumhuriyeti ve onu şöhretli ordusu böyük önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından yaradılmışdır. Ne kadar sevindirici haldır ki, Türk halkı, Türkiye ve onun ordusu 77 yıldır ki, öz kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün yolu ile gedir, gelebelerden gelebelere gelir"
"Azerbaycan" gazetinde Türkiye'nin sabig cumhurbaşkanı S. Demirel'in nitgi verilib. O, Mustafa Kemal'ın Azerbaycan hakkında dediyi çok gözel bir ifadeni hatırladır: Kardeş Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin problemi digerinin problemidir. Böyük Atatürk bu hissiyatı çok aşkarane şekilde ifade ederek: "Azerbaycan'ın kederi bizim kederimiz, sevinci bizim sevincimizdir" 1999-cu yılın Kasım'nda Azerbaycan prezidenti Türkiye'ye sefer edir. Gülhane Herbi Tıp Akademisi'nde görüşler keçirir, bu görüşde terroçularla mübarize zamanı ayaklarını kayb etmiş Mete Kurt admı bir genç H. Aliyev'e Atatürk'ün resmini verir. Prezident bundan duygulanır, söyleyir ki, bu resm benim üçün en deyerli hediyedir. Dünen Mustafa Kemal Atatürk'ün ismini taşıyan Beynelhalk Sülh Mükafatı aldım. Bu benim üçün iftihar hissidir"
Daha sonra prezident gazilere müraciet ederek söyleyir ki, gazilere hörmetim çoktur, çünki Mustafa Kemal da gazi idi, silahdaşları da gaziler idi. Eger o gaziler olmasaydı, bugün kü Türkiye olmazdı. Sizin kibi gencler Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşadıb ve yaşadacaklar. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye'ni genclere emanet edibdir.
Hemin yıl Atatürk'ün mezarını ziyaret eden H. Aliyev mezarın yanına Azerbaycan'dan getirdiyi toprağı koyur ve söyleyir ki, biz bilirik, Türkiye'nin her güşesinden toprak getirir ve Mustafa Kemal Atatürk'e hörmet ve ehtiram remzi kibi o toprağı mezarın yanına koyurlar. Bu, hakikatan böyük hadisedir. Halkın Mustafa Kemal Atatürk'e, onun koyduğu yola onun irsine, onun mirasına daim sadagetli olduğunu bir daha gösterir. İlk defa olarak Türkiye'nin haricinden Azerbaycan'dan toprak, geldi, bu toprağı Mustafa Kemal'in mezarı yanında böyük Türkiye'nin bütün diyarlarından getirilen topraklarla bir sırada koydum. Bu bizim üçün tarihi hadisedir. Aynı zamanda onu gösterir ki, Türkiye'nin bütün vilayetleri, diyarları kibi Azerbaycan'da Türkiye ile bağlıdır, Mustafa Kemal Atatürk'ü özünün kahramanı, özünün müdrik şahsiyeti hesap edir.
Atatürkçü ideyalarına sadikliyini nezere alarak Atatürk Yüksek Kurumu Azerbaycan prezidenti H. Aliyev'i Beynelhalk Atatürk Sülh Mükafatına takdim edir. Bu önemli hadise hakkında "Azerbaycan" gazeti yazır: Önder Atatürk'ün "Yurtta Sülh, Cehanda Sülh" prinsipi esasında dünyada sülhe, dövletler arasında dostluk, anlaşma ve hoş meramlı emekdaşlık yaranmasına hizmet etmesi ve bu islerin beynelhak aleme iyi melum olması, çıhışlarında tez-tez bu konunu dile getirmesi, Türk medeniyetini ve tarihi dünyaya tanıtdırmasını nezere alınarak Sayın H. Aliyev Beynelhalk Atatürk Sülh mükafatı komitesinin 1999-cu yıl 12 nisan tarihli kararı ile 1999-cu yıl üçün Beynelhalk Sülh Mükafatına layık görülmüşdür."
Ölmez Azerbaycan şairi Halil Rıza Ulutürk'ün İstanbul-Batı hava yolunun açılması münasibetile 1989-cu yılda kaleme aldığı bir şiir de dikkati çekir. Şiir böyle adlanır: "Yaşasın od yurdu, kardeş Türkiye". Şiirde Mustafa Kemal Atatürk'e hasr olunmuş misralar bu şiirin, canı-ganı, şah damarıdır:
Beşerin yoludur Atatürk yolu
Yağsa da yıldırım, boran, kar, dolu
Yar bu covğunları , ey genç Koroğlu,
Smaşsın Od yurdu, kardeş Türkiye
Türkseverler tacı Mustafa Kur'an,
Ölmez millet üçün yaradan, kuran
Sensen arkamızda dağ kibi duran
Dayağım, Od Yurdum, arkam Türkiye
Mustafa Kemal Atatürk'ün en böyük arzusu Türksoylu, Türkdilli halkları kovuşmuş görmek idi. Türk dünyasının ölmez şair Halil Rıza da, önderin bu fikrini misralara çevirir:
Birleşse türkuyğur, türközbek, tatar,
Elim Aya, Marsa Zöhre'ye çatar
Haray, ey gagauz, türkgazah, balkar
Ey başkırt, ey türkmen, susursam niye?
Kovuşsun Türkistan, Atatürkiye
Azerbayca'da çalışan Türkiye'nin iş adamları buradaki çeşitli metbuat organlarında yazılar çap ettidirerken tez-tez ölmez Atatürk'e müraciet edirler. Mes; İ. Dağıştanlı'nın "Anadolu Millî Mübarize Yıllarından Bugünedek" adlı mekalesinde Atatürk'ün fotosu verilmişdir. Makale okuyuruk: "Böyük Önder Mustafa Kemal Paşa millî herekatın sesini Anadoluya ve dünyaya çatdırmak üçün haber agentliyinin yaradılmasının zeruri olduğu kanaitinde idi" Bu agentlikle ilgili "Ağaoğlular" kitabında okuyuruk: "Atatürk'ün tapşırığı ile Anadolu Agentliyi yaradılır ve onun ilk Baş Direktoru Ahmet Ağaoğlu olur"
Türkiye'nin millî tehsil sistemi hakkında mekale yazan Abdulkadir Türkmen Mustafa Kemal Atatürk'ün eyitime böyük önem verdiyini keyd ederek yazır: "Kabagcıl fikirliyi ile bütün dünyayı hayran eden Atatürk 70 yıl bündan önce eyitimin önemini keyd ederek yazırdı: En mühim ve mehsuldar vazifelerimiz millî eyitimdir. Milli eyitim işlerinde mütlak uğur kazanmak lazımdır"
Başka bir mekaleni Hacıyav yazıb. Mekale ahiska Türklerinin tarihi beradedir. Müellif Mustafa Kemal'ın böyük azadlık harekatına başlanmasından, Türk topraklarını azad etmesinden danışır.
Bir başka Azerbaycan aydını, professor H. Allahverdiyev öz çıhışında Mustafa Kemal'ı örnek getirir: "Ölmez Mustafa Kemal Atatürk'ün gözel bir kelamı var: Millete efendilik etmek yoktur, hizmet etmek var. Kim millete hizmet edirse, onun efendisi ola biler. Azerbaycan'ın ölmez şairi N. Refibeyli'nin "Şanlı nesirlerin yadigarıyam" kitabında birkaç defa Mustafa Kemal Atatürk'ün ismi keçir.
Azerbaycan'ın Dış İşleri Bakanı, Yazar-Professor V. Kuliyevin "Ağaoğlular" kitabında da ölmez Atatürk unudulmadı. O kitapda Atatürk'le Ahmet Ağaoğlu'nun yakın dostluğundan bahs eden V. Kuliyev Atatürk'ün ölümü münesibetile sarsılan Ahmet Bey Ağaoğlu'nun kızı Tezere yazdığı mektubu hususile keyd edir:
"Atatürk'ün ölümü beni tesevvür edilmeyecek kadar sarsıdır. Hayatımda ikinci defadır sarsılıram. Birinci defa ananın ölümü zaman özümü derin ve karanlık bir uçurumun kenarında gördüm, başım fırlandı. Onsuz hayat bana manasız ve acı geldi. Bu gün de Atatürk'ün ölümüne heç cür inanmıram. Daha doğrusu, alışabimirem. O sözü şahsen bir hayat deyildimi? O tükenmez, yorulmak bilmeyen daşkınlıkdı! Bazan çoşğun deniz dalğaları kibi hiddetli, bazan Vagnerin müsikisini andıran yaradıcı hemleler, bazan da müdhiş fırtınalara kadem koyan katı ve boğucu sükunetler. Onun bir dakikası digerine benzeyirdimi? O, her şeyin galh altında, gah üstünde deyildimi?!"
Budur, iyirmi yıldan beri Türkiye'ni öz varlığı ile dolduran şahsiyat! Gözlerimiz, kulaklarımız, hüsusile kalp ve ruhumuz onunla o kadar dolmuşdur ki, onu duymakda hayla devam edirler, yokluğuna inanmırlar. Ne deyim, böyle insanın yokluğu karşısında derin heyret ve teessürle şekil almakdan başka çare yoktur"
Yazar Teyyub Kurban'ın "Dönmezlik" kitabı azad Azerbaycan'ın ilk cümhurbaşkanı Mehmet Emin Rasulzade hakkında olsa da ölmez Atatürk'ün ismi de saygı ile anılır. Aynı zamanda kitabda dünyanın böyük siyasi hadımleri ile yanaşı Atatürk'ün de fotosu verilib.
Dediklerimizden bele bir sonuç çıkarmak olar ki, ne kadar ki, Azerbaycan adı Odlar yurdunda Türk milleti yaşayır, orada Atatürk sevgisi, Atatürk mehebeti daime olacak. Bir sözle, dünyanın neresinde Türk var orada Mustafa Kemal Atatürk var. Dünya durdukça Mustafa Kemal Atatürk yaşayacak!
Yazar Doç. Dr. Tamilya ALİYEVA ( Azerbaycan )
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı sitesine 2005 yılında eklenen ve Azeri bir öğretim üyesinin Azeri Türkçesi ile kaleme aldığı bir araştırmayı sitemize taşıyoruz. Bu yazıdan gerek Azerbaycan, gerekse diğer Türki Cumhuriyetlerde Atatürk''ün nasıl sevgi ve muhabbetle anıldığı anlaşılmaktadır.
İzmir'in işgalinden sonra, 1918-1922'nci yıllar "imperialist dövletleri Türkiye'ni parçalamak siyasetine karşı ölkede Türk halkının millî-azadlık müharibesi başlandı. Bu harekatın başında Osmanlı ordusunun istadadlı generalı, Türk halkının millî kahramanı Mustafa Kemal Paşa dururdu. Millî azadlık ideyanları başlanmış bu müharebe 1923-cü yılın son baharında Türk halkının tam gelebesi ile sonuçlandı"
Bu satırlar Azerbaycan'da başlamış "Atatürk ve Türkiye'de medeni inkılap" kitabından götürülmüşdür. Eser XX. asrın böyük islahatçısı Mustafa Kemal Atatürk'e ve Türkiye Cumhuriyetinin 70 yıllığına hasr olunmuşdur. Maraklısı ise budur kitabı Türkiye ve Atatürk hayranı olan Bakı'nın yakınlığında yerleşen Maştağa köyünün Hehriye cemiyeti basdırıb. Kitap giriş, V bölüm ve sonuçdan oluşur.
I.bölüm "Türkiye'de medeni değişikliklerin ilkin ve sosial-siyasi şartları" adlanır. M.K. Atatürk'ün bir müdrik ifadesi sanki bu bölüme istigamet verir. "Tarihi yazmak-tarihi yaratmak kadar müşküldür. Eger yazan yaradana sadık kalmazsa yazılan tarih insanları çaşdıracak mahiyyet alır."
II.bölüm "Türkiye'de dünyevi tahsil ve ictimai ilmlerin vahid sistemli inkişafı" III. Bölüm "Kemalçı islahatlar dövründe Türkiye'de musigi ve tesviri sanat" adlanır. Bu bölümde de M. K. Atatürk'ün müdrik kelamı dikkati celp edir: "Bir millet ki, resim bilmesin, heykelteraşlık bilmesin... ele milletin tarihi tarakkide yeri yoktur."
IV.bölüm "Türkiye'de spor ve beden terbiyesinin inkişafı" adlanır. Yine de bu sahe üzere Mustafa Kemal Atatürk'ün dediyi fikir dikkat merkezindedir.
"Sonuç" da Ulu Önder'in in bir fikri hüsusile dikkat çekir, burada Atatürk Türk halkına büyük ümit beslediyini söyleyir: "Türk milletinin böyük millet olduğunu alem az zamanda bir daha görecekdir."
"Sonuç" da Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk halkı karşısında evezsiz hizmeti birkaç kelme ile ifade olunmuştur: "1963-cü senede "Forum" Gazetesi'nde "Atatürk ve Batı" makalesinde deyilirdi ki, şimdi de maarif, ilm, incesenet sahesinde bir çok mürekkeb problemleri hell ederken Türkiye'nin görkemli hadimleri Mustafa Kemal'in bakışları ve ideyanlarına müraciet edir."
"Sonuç" da Ziya Gökalp'ın 1923-cü senede Mustafa Kemal Atatürk'e hasr etdiyi şiirden iki misra verilmişdir:
O millî dühanın tam kemalıdır.
Türkün hem celalı, hem cemalıdır.
Kitab yazılarken 289 kaynakdan, aynı zamanda Mustafa Kemal'ın 1929-cu yılda Moskova'da basılan "yeni Türkiye'ye giden yol" (I-IV cildler) kitabları, İ.V. Alibeyovun Rusca basılan "Türkiye'de dövlet kapitalizmi"nden istifade olunmuşdur. Burada 62 kitabın ismi keçir, bu kitaplar Rus dilindedir ve müellifleri Avrupa alimleridir. Aynı zamanda "Soru Kitapları"ndan, "dövrü metbuat"dan istifade olunmuşdur. Bu kitaplar Rus ve Türk dillerindedir.
Mustafa Kemal Atatürk hakkında Utkan Kocatürk'ün "Atatürk" kitabı, Melek Melih Bayrı'nın "Güneş Gözlü Mustafa Kemal" kitabları Kemal sevenleri ihtiyarına verilmişdir.
Bütün Azerbaycan Türkleri Atatürk hayranıdır, bu hayranlığın şair ve ediblerimiz öz yaradıcılıklarında zaman-zaman kaleme almışlar. Bele şairlerinden biri de katı Türkçü, milletçi yaradıcılığının en kaynar çağından hayata "elvida" söyleyen şair-alim Refik Zeka Handar'dır. 1998-ci senede onun "Atatürkiye" kitabı Türkiye ve Atatürk'ü seven Azerbaycan türkleri üçün en gözel ermağan olmuşdur.
R.Z. Handan'ın Türkiye-Atatürk mehebbetinden konuşmak ayrıca bir konudur. Burada ise yalnız onun Mustafa Kemal Atatürk hakkında birkaç fikirleriyle tanış etmek istiyorum. "Nasıl kitabın ismi Atatürkiye?" sorusuna şair böyle cevap verir: "Atatürk'ün yolu ile gidenlere damığa vuranlar memleketi parçalamak isteyen alçaklar çoktur. Buna göre de bu günkü Türkiye'ni Atatürkiye görmek isteyenlerin alovlu üreklerinin derinliklerinden kopan yanıklı seslere ses vermek istiyorum."
Refik beyin kitabından öyrenirik ki, 1987-ci seneden "yazıçı" neşriyatı tarafından basılmış halk yazarı Mirze İbrahimovun ön söz yazdığı "Yurdum, Ulusum" kitabından Türkiye'ye hasr olunmuş şiirler çoktur. Orada Refik beyin bu şiiri basalıb: "Ayrıldık, Atam". Aşağıdaki misra şiirin şah misrasi sayıla biler: Atatürkdür Atamız söylenmeyen Türk yokdur...
Bu kitabda Refik bey Atatürk hakkında yalnız ön fikirlerini söylemir, o, bulduğu zamandan istifade ederek bir zamanlar Atatürk ismini ürekde söyleyib bu adı bütün dünyaya bağırarak söylemek isteyen Azerbaycan türklerine böyük önder Atatürk'e hasr olunmuş Orhan Seyfi Orhan'ın "Atatürk'ün Ölümü" şiirini söyleyir. Onun ardınca "Ayrıldık, Atam" şiirinden iki bendi okuyuculara takdim edir:
Dünya darılır, erşe çıkan nisgilimizden
Ayrıldık, Atam, sen kibi can sevgilimizden.
Şair Anıt mezarı ziyaret edir, bura gelen çocukları seyr edir, söyleyir:
Könül size türesünü açıklar
Sevginizle etirlenir butamız
Atanıza "Ata" deyin, çocuklar
Gece-gündüz yada düşsün Atamız!
Aynı zamanda R.Z Handanın 1989-cu seneden "Edebiyat ve incesenet" gavetinde "Üzelim, İstanbul'um" şiiri basılıb. İstanbul'dan da nişan şair Atatürk'ü anayana hatırlayır:
Musikidir, şiirdir selin, ruzgarın, mehin
Kaynağını görmüşem sende gövsü-küzehin
Fatehler Fatehidir Sultan Mehmet Fatehin
Atatürküne benzer çetin bir insan bulum
Gözellerin gözeli gözelim, İstanbulum!
Hemin gazetde- 1990-cu senede şairin "bu meleket" şiiri basılıb
Ulu türkün bayrağıdır,
Ulu türkün toprağıdır,
Ulu türkün varlığıdır,
Bu memleket Türkiye'dir
Türkiye'ye türk yiyedir
Önder Atatürk'ün ismi Azerbaycan Cumhurbaşkanı hörmetli H. Aliyevin konuşmalarında tez-tez çekilir. "H. Aliyev Azerbaycanı dünyaya tanıdır" kitabında okuyuruk: "Azerbaycan prezidentinin Türkiye'ye seferi Türk halkının en böyük ziyaretgahı-Mustafa Kemal Atatürk'ün makberisini ziyaretden başladı. H. Aliyev Atatürk'ün makberesine eklil koydu, Türkiye'nin böyük oğlunun ruhuna ehtiramını bildirdi. Fahrı müsafirler kitabında ürek sözlerini yazdı: "Unudulmaz Atatürk'ün mükadddes adı, solmayan siması bin yıllardan gelen Türkiye ve Azerbaycan dostluğunun, kardeşliyinin gelecek yoluna parlak ışık saçır."
Kitabda Atatürk hakkında deyilen müdrikana sözleri yalnız iki neferin adına çıkmak düzgün deyil. Bu müellifler bütün Azerbaycan Türkleri'nin böyük Atatürk'e olan mehebbetini bu kitabda ifade etmişler.
Mustafa Kemal'a münesibetin ne ilahileşdirme, ne dini ekstaz, ne kor-korane pereştişle karışğı yoktur. Türkler onu milletin atası kibi sevir ve bu bahımdın da o yeni Türkiye'nin Atasıdır"
Kitabda Türkiye'de Böyük millî meclisinin hitabet kürsüsü üzerinden böyük Atatürk'ün sözleri yazdığı da kayd olunur: "hakimiyet danışlıksız ve şeksiz halka mahsusdur"
"Biz aynı kökden boy atmışık" adlı bu yazıda Mustafa Kemal'ın Türk halkı üçün özünü şam gibi yardırmasından söhbet açılır. "70 yıl bundan önce dahi ve böyük önder Mustafa Kemal Atatürk Böyük Millet Meclisi'nin esasını koymuş, Türkiye Cumhuriyeti'ni yaratmışdı."
Azerbaycan prezindenti H. Aliyev Türkiye'nin millî meclisinden çıhış ederken Mustafa Kemal'ı ehtiramla hatırlayır: "Böyük insan, bütün Türk dünyasının dahi şahsiyeti Mustafa Kemal Atatürk'ü ehtiramla yad edirem, onun gördüyü işlere, onun başladığı yola öz hörmet ve ehtiramını ve bildirirem, hatiresi karşısında baş eyirem"
Azerbaycan'ın resmi gazeti olan "Azerbaycan" da Cümhurbaşkanı H. Aliyev'in çeşitli toplantılardan çıhışları verilib. Bu çıhışlarda prezident çok zaman M. Kemal'in divletçilik sahesindeki tecrübesine esaslandığını söyleyir.
1994-cü yılın kısımında Ankara'da - Bilkent Üniversitesi'nde dahi Füzulinin 500 yıllık yubileyi keçirilir. Burada çıhış eden H. Aliyev Atatürk'ü hatırlamağı unutmur: "Dahi insan, böyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yaratdığı Türkiye Cumhuriyeti 71 yıl erzinde Türkün, Türk dünyasının, Türk halkının neye kadır olduğunu eyani şekilde dünyaya nümayiş etdirdi. Azerbaycan halkı öz millî azadlığı uğrundan mübarize apararken, millî istiklaliyetine nail olmağa, millî divletçiliyini yaratmağa çalışarken daima Türk halkının desteyine, dayağına arkalanmış, Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu yollla geden Türk Cumhuriyeti'nin tecrübesinden behrelenmişdir"
"Kardeşliyimiz ve dostluğumuz ebedidir" adlı mekalede H. Aliyev S. Demirel"e hitaben deyir: "Azerbaycan'da biz hepimiz sizi böyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün e'tibarlı devamçısı ve böyük şagirti kibi tanıyırık. Memnuniyetle kabil edirem ki, 1923-cü senede esası Mustafa Kemal tarafından koyulmuş Türkiye Cumhuriyeti e'tibarlı ellerdedir"
1997-ci senenin mayısında Azerbaycan perzidenti H. Aliyev Türkiye'de olarken böyük Atatürk'ün mezarını ziyaret edir.
Hemin gazetin 11 Mayıs sayısında H. Aliyev'in Türkiye'de kuru koşunları mektebi ile tanışlığı öyrenciler ve Azerbaycan diasporu ile görüşünden söhbet açılır. Bu insanlar karşısında çıhış H. Aliyev Atatürk'ü hatırlamadan keçinmir: "Türkiye Cumhuriyeti ve onu şöhretli ordusu böyük önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından yaradılmışdır. Ne kadar sevindirici haldır ki, Türk halkı, Türkiye ve onun ordusu 77 yıldır ki, öz kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün yolu ile gedir, gelebelerden gelebelere gelir"
"Azerbaycan" gazetinde Türkiye'nin sabig cumhurbaşkanı S. Demirel'in nitgi verilib. O, Mustafa Kemal'ın Azerbaycan hakkında dediyi çok gözel bir ifadeni hatırladır: Kardeş Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin problemi digerinin problemidir. Böyük Atatürk bu hissiyatı çok aşkarane şekilde ifade ederek: "Azerbaycan'ın kederi bizim kederimiz, sevinci bizim sevincimizdir" 1999-cu yılın Kasım'nda Azerbaycan prezidenti Türkiye'ye sefer edir. Gülhane Herbi Tıp Akademisi'nde görüşler keçirir, bu görüşde terroçularla mübarize zamanı ayaklarını kayb etmiş Mete Kurt admı bir genç H. Aliyev'e Atatürk'ün resmini verir. Prezident bundan duygulanır, söyleyir ki, bu resm benim üçün en deyerli hediyedir. Dünen Mustafa Kemal Atatürk'ün ismini taşıyan Beynelhalk Sülh Mükafatı aldım. Bu benim üçün iftihar hissidir"
Daha sonra prezident gazilere müraciet ederek söyleyir ki, gazilere hörmetim çoktur, çünki Mustafa Kemal da gazi idi, silahdaşları da gaziler idi. Eger o gaziler olmasaydı, bugün kü Türkiye olmazdı. Sizin kibi gencler Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşadıb ve yaşadacaklar. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye'ni genclere emanet edibdir.
Hemin yıl Atatürk'ün mezarını ziyaret eden H. Aliyev mezarın yanına Azerbaycan'dan getirdiyi toprağı koyur ve söyleyir ki, biz bilirik, Türkiye'nin her güşesinden toprak getirir ve Mustafa Kemal Atatürk'e hörmet ve ehtiram remzi kibi o toprağı mezarın yanına koyurlar. Bu, hakikatan böyük hadisedir. Halkın Mustafa Kemal Atatürk'e, onun koyduğu yola onun irsine, onun mirasına daim sadagetli olduğunu bir daha gösterir. İlk defa olarak Türkiye'nin haricinden Azerbaycan'dan toprak, geldi, bu toprağı Mustafa Kemal'in mezarı yanında böyük Türkiye'nin bütün diyarlarından getirilen topraklarla bir sırada koydum. Bu bizim üçün tarihi hadisedir. Aynı zamanda onu gösterir ki, Türkiye'nin bütün vilayetleri, diyarları kibi Azerbaycan'da Türkiye ile bağlıdır, Mustafa Kemal Atatürk'ü özünün kahramanı, özünün müdrik şahsiyeti hesap edir.
Atatürkçü ideyalarına sadikliyini nezere alarak Atatürk Yüksek Kurumu Azerbaycan prezidenti H. Aliyev'i Beynelhalk Atatürk Sülh Mükafatına takdim edir. Bu önemli hadise hakkında "Azerbaycan" gazeti yazır: Önder Atatürk'ün "Yurtta Sülh, Cehanda Sülh" prinsipi esasında dünyada sülhe, dövletler arasında dostluk, anlaşma ve hoş meramlı emekdaşlık yaranmasına hizmet etmesi ve bu islerin beynelhak aleme iyi melum olması, çıhışlarında tez-tez bu konunu dile getirmesi, Türk medeniyetini ve tarihi dünyaya tanıtdırmasını nezere alınarak Sayın H. Aliyev Beynelhalk Atatürk Sülh mükafatı komitesinin 1999-cu yıl 12 nisan tarihli kararı ile 1999-cu yıl üçün Beynelhalk Sülh Mükafatına layık görülmüşdür."
Ölmez Azerbaycan şairi Halil Rıza Ulutürk'ün İstanbul-Batı hava yolunun açılması münasibetile 1989-cu yılda kaleme aldığı bir şiir de dikkati çekir. Şiir böyle adlanır: "Yaşasın od yurdu, kardeş Türkiye". Şiirde Mustafa Kemal Atatürk'e hasr olunmuş misralar bu şiirin, canı-ganı, şah damarıdır:
Beşerin yoludur Atatürk yolu
Yağsa da yıldırım, boran, kar, dolu
Yar bu covğunları , ey genç Koroğlu,
Smaşsın Od yurdu, kardeş Türkiye
Türkseverler tacı Mustafa Kur'an,
Ölmez millet üçün yaradan, kuran
Sensen arkamızda dağ kibi duran
Dayağım, Od Yurdum, arkam Türkiye
Mustafa Kemal Atatürk'ün en böyük arzusu Türksoylu, Türkdilli halkları kovuşmuş görmek idi. Türk dünyasının ölmez şair Halil Rıza da, önderin bu fikrini misralara çevirir:
Birleşse türkuyğur, türközbek, tatar,
Elim Aya, Marsa Zöhre'ye çatar
Haray, ey gagauz, türkgazah, balkar
Ey başkırt, ey türkmen, susursam niye?
Kovuşsun Türkistan, Atatürkiye
Azerbayca'da çalışan Türkiye'nin iş adamları buradaki çeşitli metbuat organlarında yazılar çap ettidirerken tez-tez ölmez Atatürk'e müraciet edirler. Mes; İ. Dağıştanlı'nın "Anadolu Millî Mübarize Yıllarından Bugünedek" adlı mekalesinde Atatürk'ün fotosu verilmişdir. Makale okuyuruk: "Böyük Önder Mustafa Kemal Paşa millî herekatın sesini Anadoluya ve dünyaya çatdırmak üçün haber agentliyinin yaradılmasının zeruri olduğu kanaitinde idi" Bu agentlikle ilgili "Ağaoğlular" kitabında okuyuruk: "Atatürk'ün tapşırığı ile Anadolu Agentliyi yaradılır ve onun ilk Baş Direktoru Ahmet Ağaoğlu olur"
Türkiye'nin millî tehsil sistemi hakkında mekale yazan Abdulkadir Türkmen Mustafa Kemal Atatürk'ün eyitime böyük önem verdiyini keyd ederek yazır: "Kabagcıl fikirliyi ile bütün dünyayı hayran eden Atatürk 70 yıl bündan önce eyitimin önemini keyd ederek yazırdı: En mühim ve mehsuldar vazifelerimiz millî eyitimdir. Milli eyitim işlerinde mütlak uğur kazanmak lazımdır"
Başka bir mekaleni Hacıyav yazıb. Mekale ahiska Türklerinin tarihi beradedir. Müellif Mustafa Kemal'ın böyük azadlık harekatına başlanmasından, Türk topraklarını azad etmesinden danışır.
Bir başka Azerbaycan aydını, professor H. Allahverdiyev öz çıhışında Mustafa Kemal'ı örnek getirir: "Ölmez Mustafa Kemal Atatürk'ün gözel bir kelamı var: Millete efendilik etmek yoktur, hizmet etmek var. Kim millete hizmet edirse, onun efendisi ola biler. Azerbaycan'ın ölmez şairi N. Refibeyli'nin "Şanlı nesirlerin yadigarıyam" kitabında birkaç defa Mustafa Kemal Atatürk'ün ismi keçir.
Azerbaycan'ın Dış İşleri Bakanı, Yazar-Professor V. Kuliyevin "Ağaoğlular" kitabında da ölmez Atatürk unudulmadı. O kitapda Atatürk'le Ahmet Ağaoğlu'nun yakın dostluğundan bahs eden V. Kuliyev Atatürk'ün ölümü münesibetile sarsılan Ahmet Bey Ağaoğlu'nun kızı Tezere yazdığı mektubu hususile keyd edir:
"Atatürk'ün ölümü beni tesevvür edilmeyecek kadar sarsıdır. Hayatımda ikinci defadır sarsılıram. Birinci defa ananın ölümü zaman özümü derin ve karanlık bir uçurumun kenarında gördüm, başım fırlandı. Onsuz hayat bana manasız ve acı geldi. Bu gün de Atatürk'ün ölümüne heç cür inanmıram. Daha doğrusu, alışabimirem. O sözü şahsen bir hayat deyildimi? O tükenmez, yorulmak bilmeyen daşkınlıkdı! Bazan çoşğun deniz dalğaları kibi hiddetli, bazan Vagnerin müsikisini andıran yaradıcı hemleler, bazan da müdhiş fırtınalara kadem koyan katı ve boğucu sükunetler. Onun bir dakikası digerine benzeyirdimi? O, her şeyin galh altında, gah üstünde deyildimi?!"
Budur, iyirmi yıldan beri Türkiye'ni öz varlığı ile dolduran şahsiyat! Gözlerimiz, kulaklarımız, hüsusile kalp ve ruhumuz onunla o kadar dolmuşdur ki, onu duymakda hayla devam edirler, yokluğuna inanmırlar. Ne deyim, böyle insanın yokluğu karşısında derin heyret ve teessürle şekil almakdan başka çare yoktur"
Yazar Teyyub Kurban'ın "Dönmezlik" kitabı azad Azerbaycan'ın ilk cümhurbaşkanı Mehmet Emin Rasulzade hakkında olsa da ölmez Atatürk'ün ismi de saygı ile anılır. Aynı zamanda kitabda dünyanın böyük siyasi hadımleri ile yanaşı Atatürk'ün de fotosu verilib.
Dediklerimizden bele bir sonuç çıkarmak olar ki, ne kadar ki, Azerbaycan adı Odlar yurdunda Türk milleti yaşayır, orada Atatürk sevgisi, Atatürk mehebeti daime olacak. Bir sözle, dünyanın neresinde Türk var orada Mustafa Kemal Atatürk var. Dünya durdukça Mustafa Kemal Atatürk yaşayacak!