faruk islam
Özel Üye
Bakara Suresi Ayet:151
Konu: Rasulullah'ın Görevi
]بســـم]الله]الرحمن]الرحيم
]كَمَا]أَرْسَلْنَا]فِيكُمْ]رَسُولاً]مِّنكُمْ]يَتْلُو]عَلَيْكُمْ]آيَاتِنَا]وَيُزَكِّيكُمْ]وَيُعَلِّمُكُمُ]الْكِتَابَ]وَالْحِكْمَةَ]وَيُعَلِّمُكُم]مَّا]لَمْ]تَكُونُواْ]تَعْلَمُونَ
151-İçinizden, sizlere ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, kitabı, hikmeti ve bilmediğiniz şeyleri öğreten bir rasul gönderdik.
Allah (c.c) bu ayeti kerimede arap müşriklerine vermiş olduğu nimetini hatırlatıyor ve diyor ki: Size verdiğim nimetimi çok iyi hatırlayın! Koyu bir cehalet ve şirk içerisinde, Allah'ın emirlerinden habersiz durumda iken, size emirlerimi bildiren, sizi şirkin her çeşidinden temizleyen, sımsıkı tutunup hayatınıza tatbik ettiğiniz takdirde asla sapmayacağınız, dünya ve ahirette sizleri mutlu edecek Kur'an'ı ve hikmeti (sünneti) öğreten, geçmiş ve gelecek hakkında size faydası dokunacak şeyler bildiren, ahlakını ve nesebini çok iyi bildiğiniz bir rasul gönderdim. Bu nimetimi hiç unutmayın ve bunu daima hatırlayarak bana kulluk görevinizi hakkıyla yerine getirin!
Bakara Suresi Ayet:152
Konu: Zikir
]بســـم]الله]الرحمن]الرحيم
]فَاذْكُرُونِي]أَذْكُرْكُمْ]وَاشْكُرُواْ]لِي]وَلاَ]تَكْفُرُونِ
152-Öyleyse siz beni (itaat ve ibadetle) zikredin ki, ben de sizi (sevap ve mağfiretle) zikredeyim. Ve bana şükredin, (sakın) nankörlük etmeyin.
Allah (c.c) mü'minlere türlü türlü nimetler vermiş ve onlardan, kendisini daima hatırlamalarını istemiştir. Allah'ı hatırlamak ve onu zikretmek sadece sözlerle olacak birşey değildir. Allah'ı hatırlamak; rasulü vasıtasıyla göndermiş olduğu bütün emir ve yasakları hayata aktarmakla olur. İşte Allah (c.c.) bu şekilde yaşayan kuldan razı olur, o kulunu asla unutmaz ve o kulunu, işlemiş olduğu hayırlı amellere karşılık mükafatlandırır.
Allah (c.c) bu ayetinde gönülleri açan, kalpleri yatıştıran, sıkıntıları dağıtan, kulu Rabbine yönelten ve kul ile Rabbi arasında bağ olan bir amelden bahsediyor: Allah'ı zikretmek...
Allah'ı zikretmek; sadece sabah akşam veya belirli günlerde yapılan bir takım dua ve amellerden ibaret değildir. Allah'ı zikretmek insanın bütün hayatına yansımalıdır. İnsanın atacağı her adımı Allah'ın istediği şekilde mi yoksa nefsinin ya da başka insanların istediği şekilde mi attığını gözden geçirip, Allah'ın emirleri doğrultusunda hayatını düzenlemesi gerekir. İşte Allah'ı zikir böyle olmalıdır. Yoksa bir takım dua ve amellerle Allah'ı zikrettiğini zannetmek çok büyük bir gaflettir.
Allah'ı zikretmek için bir takım duaların yapılması gerektiği muhakkaktır. Rasulullah (s.a.s) her halukarda yapılacak duaları bizlere öğretmiştir. Fakat bu dualar ne alışılagelmiş bir adet olarak söylenen, ne de papağan gibi manası bilinmeden şuursuzca tekrarlanan sözler haline gelmemelidir. Rasulullah'ın öğretmiş olduğu dualar okunurken, dualardaki kelimelerin manaları iyice düşünülmeli ve yaşantı bu manalara göre düzenlenmelidir.
Yaşantısını, yaptığı zikirlerin manasına göre düzenlemeyenler; Kur'an okuyan fakat hayatlarını ona göre düzenlemeyen kimseler gibidirler ki, Kur'an böyle kimselere lanet etmektedir. Onlar hayır amel işlediklerini ve karşılığında sevap alacaklarını zannederler, fakat yapmış oldukları ameller, gerçekte kendilerine sevap değil lanet getirecektir.
Rasulullah (s.a.s) bizlere Allah (c.c.)'a yapılacak en güzel zikri şu şekilde öğretiyor:
Ebu Said elHudri (r.a) şöyle rivayet etmiştir; Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
«Musa (a.s) dedi ki:
«Ya Rabbi! Bana, seni hatırlayıp dua edebileceğim birşey öğret.» Allah (c.c) şöyle buyurdu:
«Ey Musa! La ilahe illallah, de.» Musa (a.s) dedi ki:
«Ey Rabbim! Bütün kulların bunu diyor.» Bunun üzerine Allah (c.c) :
«Ey Musa! Yedi gökler ve içinde bulunanlar ile yedi yerler bir kefeye konsa, «La ilahe illallah» da diğer kefeye konsa «La ilahe illallah» ağır gelir» buyurdu.»
(Hakim, İbni Hibban sahih hadis)
Rasulullah (s.a.s)'in bu hadisinden, en büyük zikrin La ilahe illallah sözünü söylemek olduğu anlaşılmaktadır.
Fakat La ilahe illallah sözünü, manasını bilmeden söyleyen, hayatını onun manasına göre düzenlemeyen ve onu bozacak ameller yapan kimse, günde binlerce defa La ilahe illallah dese de bu söz ona fayda vermez.
«La ilahe illallah» diyen kişi bu sözün şu manaya geldiğini bilmeli ve hayatını bu mananın gerektirdiği şekilde düzenlemelidir:
Ey Rabbim! Bütün ibadetlerimi yalnız senin için yaparım. Kur'an ve sünnette ibadet olarak bildirdiğin amelleri rasul de olsa, melek de olsa, salih bir kimse de olsa başka varlıklara değil, yalnız sana yaparım. Çünkü ibadetler yalnız yaratana yapılır.
O varlıkların benim üzerimde hiçbir tasarruf hakkı yoktur. Fakat sen benim Rabbimsin ve ben senin tasarrufun altındayım. Sen herşeyin Rabbi ve yaratıcısısın. Bütün ibadetler yalnız sana yapılır. Ben de ibadetlerimi yalnız sana yapıyorum. Senden başka ibadet edilenleri ve senden başkasına ibadet edenleri reddediyor ve onları müslüman olarak kabul etmiyorum. Bunu hem sözle söylüyor hem de amelimle gösteriyorum.
Bütün hayatımı gönderdiğin Kur'an'a ve Rasululah (s.a.s) 'in sünnetine göre düzenliyorum. Fikirlerimi, adetlerimi, insanlarla olan ilişkilerimi düzenleyen hükümleri yalnız senin kitabın Kur'-an'dan ve Rasulü'nün sünnetinden alıyorum.
Senin kanunların dışında, heva ve heveslerden kaynaklanan insan ürünü kanunları reddediyorum. Bu kanunları koyanların kafir olduklarına bütün kalbimle inanıyor, hareketlerimle de bunu gösteriyorum.
Bu kimseleri kendilerine hakim edinen, dolayısıyla onların kanunlarını kabul eden, onları tekfir etmeyen ve onları yoketmek için çalışmayanları da müslüman olarak kabul etmiyorum. Onları dost edinmiyorum. Bütün bunları kendi kafamdan değil, sen emrettiğin için yapıyorum.
«Muhammedun Rasulullah» zikrini söyleyen kimse de bu sözün şu manaya geldiğini bilmeli ve hayatını bu manaya göre düzenlemelidir:
Ben Allah'a olan ibadetlerimi kendi heva ve hevesime, bid'atlere ve insanların sözlerine göre değil; Allah (c.c)'ın Rasulüne öğrettiği, Rasulullah (s.a.s)'in de bizlere gösterip emrettiği şekilde yaparım. Allah'ın dininin yeryüzünde hakim olması için yalnız ve yalnız Rasulullah (s.a.s)'ın gösterdiği metoda göre hareket ederim. Çünkü bizi hedefe ulaştırabilecek ve bu dini hakim kılabilecek bundan başka hiçbir metod yoktur.
İşte bunlar «La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah» zikrinin ifade ettiği manalardır. Rasulullah (s.a.s)'in bizlere öğrettiği her zikrin bunun gibi birer manası vardır. Allah (c.c) yaptığımız zikirlerin manasını bilerek ve hayatımızı o zikirlerin manasına göre düzenleyerek zikir yapmamızı ister. Zikri ancak bu şekilde yaparsak Allah bizleri unutmaz ve hem dünyada hem de ahirette yardım eder.
Şükür :
Ve bana şükredin, (sakın) nankörlük etmeyin.
Allah'ı nasıl zikretmemiz gerektiğini belirttikten sonra şu konuya da değinmek gerekir: Allah (c.c) bize kendisine nasıl ibadet edeceğimizi ve kendisini nasıl zikredeceğimizi öğreten bir rasul göndermiştir. Bunun için O'na daima şükretmemiz gerekir. Fakat Allah (c.c.)'a ne kadar şükredersek şükredelim bizlere vermiş olduğu nimetlerin karşılığını yine de ödeyemeyiz.
Allah'a şükretmek sadece lafla olacak bir şey değildir. Allah'a şükretmek; O'nun emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak ve bunu hayatımızda pratik olarak göstermekle olur. Allah'a şükrettiğini söyleyip de bu şükrün gereği olan amel ve sözleri hayatında pratik olarak göstermeyenler ise ancak nankör kimselerdir.
Allah (c.c), vermiş olduğu nimetlere karşılık kullarından; yalnız kendisine ibadet etmelerini ve Rasulullah (s.a.s)'in gösterdiği şekilde hayatlarını düzenlemelerini ister. Böyle yapmayanlar ne kadar müslümanlık iddiasında bulunurlarsa bulunsunlar yine de kafirdirler.
Konu: Rasulullah'ın Görevi
]بســـم]الله]الرحمن]الرحيم
]كَمَا]أَرْسَلْنَا]فِيكُمْ]رَسُولاً]مِّنكُمْ]يَتْلُو]عَلَيْكُمْ]آيَاتِنَا]وَيُزَكِّيكُمْ]وَيُعَلِّمُكُمُ]الْكِتَابَ]وَالْحِكْمَةَ]وَيُعَلِّمُكُم]مَّا]لَمْ]تَكُونُواْ]تَعْلَمُونَ
151-İçinizden, sizlere ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, kitabı, hikmeti ve bilmediğiniz şeyleri öğreten bir rasul gönderdik.
Allah (c.c) bu ayeti kerimede arap müşriklerine vermiş olduğu nimetini hatırlatıyor ve diyor ki: Size verdiğim nimetimi çok iyi hatırlayın! Koyu bir cehalet ve şirk içerisinde, Allah'ın emirlerinden habersiz durumda iken, size emirlerimi bildiren, sizi şirkin her çeşidinden temizleyen, sımsıkı tutunup hayatınıza tatbik ettiğiniz takdirde asla sapmayacağınız, dünya ve ahirette sizleri mutlu edecek Kur'an'ı ve hikmeti (sünneti) öğreten, geçmiş ve gelecek hakkında size faydası dokunacak şeyler bildiren, ahlakını ve nesebini çok iyi bildiğiniz bir rasul gönderdim. Bu nimetimi hiç unutmayın ve bunu daima hatırlayarak bana kulluk görevinizi hakkıyla yerine getirin!
Bakara Suresi Ayet:152
Konu: Zikir
]بســـم]الله]الرحمن]الرحيم
]فَاذْكُرُونِي]أَذْكُرْكُمْ]وَاشْكُرُواْ]لِي]وَلاَ]تَكْفُرُونِ
152-Öyleyse siz beni (itaat ve ibadetle) zikredin ki, ben de sizi (sevap ve mağfiretle) zikredeyim. Ve bana şükredin, (sakın) nankörlük etmeyin.
Allah (c.c) mü'minlere türlü türlü nimetler vermiş ve onlardan, kendisini daima hatırlamalarını istemiştir. Allah'ı hatırlamak ve onu zikretmek sadece sözlerle olacak birşey değildir. Allah'ı hatırlamak; rasulü vasıtasıyla göndermiş olduğu bütün emir ve yasakları hayata aktarmakla olur. İşte Allah (c.c.) bu şekilde yaşayan kuldan razı olur, o kulunu asla unutmaz ve o kulunu, işlemiş olduğu hayırlı amellere karşılık mükafatlandırır.
Allah (c.c) bu ayetinde gönülleri açan, kalpleri yatıştıran, sıkıntıları dağıtan, kulu Rabbine yönelten ve kul ile Rabbi arasında bağ olan bir amelden bahsediyor: Allah'ı zikretmek...
Allah'ı zikretmek; sadece sabah akşam veya belirli günlerde yapılan bir takım dua ve amellerden ibaret değildir. Allah'ı zikretmek insanın bütün hayatına yansımalıdır. İnsanın atacağı her adımı Allah'ın istediği şekilde mi yoksa nefsinin ya da başka insanların istediği şekilde mi attığını gözden geçirip, Allah'ın emirleri doğrultusunda hayatını düzenlemesi gerekir. İşte Allah'ı zikir böyle olmalıdır. Yoksa bir takım dua ve amellerle Allah'ı zikrettiğini zannetmek çok büyük bir gaflettir.
Allah'ı zikretmek için bir takım duaların yapılması gerektiği muhakkaktır. Rasulullah (s.a.s) her halukarda yapılacak duaları bizlere öğretmiştir. Fakat bu dualar ne alışılagelmiş bir adet olarak söylenen, ne de papağan gibi manası bilinmeden şuursuzca tekrarlanan sözler haline gelmemelidir. Rasulullah'ın öğretmiş olduğu dualar okunurken, dualardaki kelimelerin manaları iyice düşünülmeli ve yaşantı bu manalara göre düzenlenmelidir.
Yaşantısını, yaptığı zikirlerin manasına göre düzenlemeyenler; Kur'an okuyan fakat hayatlarını ona göre düzenlemeyen kimseler gibidirler ki, Kur'an böyle kimselere lanet etmektedir. Onlar hayır amel işlediklerini ve karşılığında sevap alacaklarını zannederler, fakat yapmış oldukları ameller, gerçekte kendilerine sevap değil lanet getirecektir.
Rasulullah (s.a.s) bizlere Allah (c.c.)'a yapılacak en güzel zikri şu şekilde öğretiyor:
Ebu Said elHudri (r.a) şöyle rivayet etmiştir; Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
«Musa (a.s) dedi ki:
«Ya Rabbi! Bana, seni hatırlayıp dua edebileceğim birşey öğret.» Allah (c.c) şöyle buyurdu:
«Ey Musa! La ilahe illallah, de.» Musa (a.s) dedi ki:
«Ey Rabbim! Bütün kulların bunu diyor.» Bunun üzerine Allah (c.c) :
«Ey Musa! Yedi gökler ve içinde bulunanlar ile yedi yerler bir kefeye konsa, «La ilahe illallah» da diğer kefeye konsa «La ilahe illallah» ağır gelir» buyurdu.»
(Hakim, İbni Hibban sahih hadis)
Rasulullah (s.a.s)'in bu hadisinden, en büyük zikrin La ilahe illallah sözünü söylemek olduğu anlaşılmaktadır.
Fakat La ilahe illallah sözünü, manasını bilmeden söyleyen, hayatını onun manasına göre düzenlemeyen ve onu bozacak ameller yapan kimse, günde binlerce defa La ilahe illallah dese de bu söz ona fayda vermez.
«La ilahe illallah» diyen kişi bu sözün şu manaya geldiğini bilmeli ve hayatını bu mananın gerektirdiği şekilde düzenlemelidir:
Ey Rabbim! Bütün ibadetlerimi yalnız senin için yaparım. Kur'an ve sünnette ibadet olarak bildirdiğin amelleri rasul de olsa, melek de olsa, salih bir kimse de olsa başka varlıklara değil, yalnız sana yaparım. Çünkü ibadetler yalnız yaratana yapılır.
O varlıkların benim üzerimde hiçbir tasarruf hakkı yoktur. Fakat sen benim Rabbimsin ve ben senin tasarrufun altındayım. Sen herşeyin Rabbi ve yaratıcısısın. Bütün ibadetler yalnız sana yapılır. Ben de ibadetlerimi yalnız sana yapıyorum. Senden başka ibadet edilenleri ve senden başkasına ibadet edenleri reddediyor ve onları müslüman olarak kabul etmiyorum. Bunu hem sözle söylüyor hem de amelimle gösteriyorum.
Bütün hayatımı gönderdiğin Kur'an'a ve Rasululah (s.a.s) 'in sünnetine göre düzenliyorum. Fikirlerimi, adetlerimi, insanlarla olan ilişkilerimi düzenleyen hükümleri yalnız senin kitabın Kur'-an'dan ve Rasulü'nün sünnetinden alıyorum.
Senin kanunların dışında, heva ve heveslerden kaynaklanan insan ürünü kanunları reddediyorum. Bu kanunları koyanların kafir olduklarına bütün kalbimle inanıyor, hareketlerimle de bunu gösteriyorum.
Bu kimseleri kendilerine hakim edinen, dolayısıyla onların kanunlarını kabul eden, onları tekfir etmeyen ve onları yoketmek için çalışmayanları da müslüman olarak kabul etmiyorum. Onları dost edinmiyorum. Bütün bunları kendi kafamdan değil, sen emrettiğin için yapıyorum.
«Muhammedun Rasulullah» zikrini söyleyen kimse de bu sözün şu manaya geldiğini bilmeli ve hayatını bu manaya göre düzenlemelidir:
Ben Allah'a olan ibadetlerimi kendi heva ve hevesime, bid'atlere ve insanların sözlerine göre değil; Allah (c.c)'ın Rasulüne öğrettiği, Rasulullah (s.a.s)'in de bizlere gösterip emrettiği şekilde yaparım. Allah'ın dininin yeryüzünde hakim olması için yalnız ve yalnız Rasulullah (s.a.s)'ın gösterdiği metoda göre hareket ederim. Çünkü bizi hedefe ulaştırabilecek ve bu dini hakim kılabilecek bundan başka hiçbir metod yoktur.
İşte bunlar «La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah» zikrinin ifade ettiği manalardır. Rasulullah (s.a.s)'in bizlere öğrettiği her zikrin bunun gibi birer manası vardır. Allah (c.c) yaptığımız zikirlerin manasını bilerek ve hayatımızı o zikirlerin manasına göre düzenleyerek zikir yapmamızı ister. Zikri ancak bu şekilde yaparsak Allah bizleri unutmaz ve hem dünyada hem de ahirette yardım eder.
Şükür :
Ve bana şükredin, (sakın) nankörlük etmeyin.
Allah'ı nasıl zikretmemiz gerektiğini belirttikten sonra şu konuya da değinmek gerekir: Allah (c.c) bize kendisine nasıl ibadet edeceğimizi ve kendisini nasıl zikredeceğimizi öğreten bir rasul göndermiştir. Bunun için O'na daima şükretmemiz gerekir. Fakat Allah (c.c.)'a ne kadar şükredersek şükredelim bizlere vermiş olduğu nimetlerin karşılığını yine de ödeyemeyiz.
Allah'a şükretmek sadece lafla olacak bir şey değildir. Allah'a şükretmek; O'nun emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak ve bunu hayatımızda pratik olarak göstermekle olur. Allah'a şükrettiğini söyleyip de bu şükrün gereği olan amel ve sözleri hayatında pratik olarak göstermeyenler ise ancak nankör kimselerdir.
Allah (c.c), vermiş olduğu nimetlere karşılık kullarından; yalnız kendisine ibadet etmelerini ve Rasulullah (s.a.s)'in gösterdiği şekilde hayatlarını düzenlemelerini ister. Böyle yapmayanlar ne kadar müslümanlık iddiasında bulunurlarsa bulunsunlar yine de kafirdirler.
Son düzenleme: