Ben Kitaplar'ın arasındayım...

nefsimutmainne

Aktif Üyemiz
PINARDAN DAMLAYANLAR....

Dünyada en mühim şey; kimi seveceksin, kimi sevmeyeceksin; hangisi iyi, hangisi kötü,.. bunu ayırabilmektir. İnsan, bunu kendisi ayıramaz. Onun için, Cenab-ı Peygamber efendimiz ‘aleyhisselatü vesselam’ bile dua ediyorlar: “Allahümme erinel hakkı hakkan ve erinel bâtılı bâtılan”. “Ya rabbi, bana doğruyu doğru, eğriyi eğri bildir” diye dua ediyorlar. Bir insan kötüye iyi diye sarılırsa, kötüyle beraber haşr olur. İyiye düşman olursa Allahın gazabına uğrar. Yanlışa doğru diye sarılırsa, mahvolur. Doğruya yanlış diye saldırırsa dünyasınıda ahretinide yıkar, helak olur. Onun için doğruyu doğru bilmek, eğriyi eğri bilmek, kimin sevilip, kimin sevilmeyeceğini bilmek dünyada en zor ve en mühim meseledir.


Bir büyük zata hep hocanızdan bahs ediyorsunuz, hocanız size ne öğretti, demişler. Buyurmuşki; Bana hocam bir şey öğretti, o bana yeter. Bu sevilir, bu sevilmez. Bana bunu öğretti. İrşad demek, bu iyi bu kötü’yü söyleyebilmektir. İnsan bunu anlayamaz. İnsan bunu aklıyla, ilmiyle, irfanıyla ayıramaz. Yani, bu Rabbimin sevdiğidir, bu nefsimin sevdiğidir diye insan kendisi ayıramaz… ancak bir mürşid-i kamilin öğretmesiyle mümkündür..

Abdülhakim efendi hazretleri buyurmuşlar ki; İmam-ı Gazali hazretlerinin İhya-ul Ulum kitabını, bir yahudi muhabbetle sayfalarını çevirse, Cenab-ı Hak son sayfasında imana gelmek nasip eder. Muhabbetten dolayı!.. Eğer bir mü’min, bir kafirin, kitabını sayfalarını muhabbetle çevirirse, son sayfada küfre girme ihtimali vardır. Çünki insanları Allahü tealaya bağlayan, muhabbettir. Bir insan sevgisini bir kafire bağlarsa ondan etkilenir. Herkes sevdiğiyle beraber haşr olunacaktır. Dolayısıyla, sevgiye çok dikkat etmelidir. Hazreti Ömer ‘radıy
allah.jpg
ü anh’ Basra valisine, mektup yazmış, o yanındaki kafirin işine son ver demiş. Ya Emirel mü’minin, her işimi o yapıyor. Elim, ayağım o! İşi, ticareti bilen o, demiş. Bir daha söylemem, o kafirin işine son ver, ölseydi ne yapacaktın? Bir müslüman koy, buyurmuş. Çünki kafiri taktir edersin, küfre girersin. Ne kabiliyetli adam dersin, mahv olur gidersin. Sevgi çok zordur. Çünki hadis-i şerif var, Cenab-ı Peygamber buyuruyor ki; Kim kimi severse, ahirette onunla beraber olacaktır. Bir muhabbet beslerse, ahretde de beraber olur. Çünki daima kötüler iyileri götürür. Çok tehlikelidir.

İmam-ı Ali Rıza hazretlerine birisi bir mektup yazmış. Efendim bazı suallerim var, hem sormak hem de sizden istifade etmek istiyorum, demiş. Mübarek hemen katırını göndermiş. Çünki hadis-i kutside buyuruluyor ki; Ey Habibim, eğer birisi sana derse ki, ben dinimden bir şey soracağım, sen ona hizmetçi ol. Dolayısıyla, koskoca imam, katırını göndermiş, kapıda karşılamış. Niye? Dinime ait bir şeyler soracak diye. Çünki Cenab-ı Hak, Cenab-ı Peygambere, hizmetçi ol, diyor. Hadis-i kudsi bu. Yemeğini kendi hazırlamış, önüne koymuş. Soru cevap, soru cevap… sonra mübarek kendi yatağını vermiş istirahat etsin diye. Gel gör, adam ben ne imişim! katırını gönderdi, kapıda karşıladı, yemeğini, yatağını verdi. Ben ne imişim derken, İmam-ı Ali Rıza hazretleri, gelmiş. Sen hiçbir şey değilsin. Bizim bu sana yaptığımız, dinimizin icabıdır, misafirperverliğimizdendir. Yoksa senin bir halt olduğundan değildir buyurmuş. Dolayısıyla, Allahü teala Kur’an-ı kerimde buyuruyor ki; Allah indinde derecesi, etiketi, makamı en yüksek olan, Allahtan korkandır. Korkanın alameti, hem namaz kılmaktır hem de Allahın kullarına namazı, yani İslamiyeti yaymaktır. Yoksa, dine hizmet etmeyenin akıbeti, mutlaka hezimettir. Çünki bir farzı yapmamıştır. Bu dinde iki farz, her mü’mine farzdır. Öğrenmek ve öğretmek. Eğer bir yerde Allahü tealanın dinine hizmet varsa, o hizmete iştirak etmek, her mü’minin üzerine farzdır. Bu da üç şekilde olur. Ya bedenen, ya malen, ya da dua ile. Ya rabbi, ben bir şey yapamıyorum, acizim, garibim. Ya rabbi, şu hizmet edenleri muvaffak et, dese, o bile dahil olur.

Allahü teala insanda iki nesne yaratmıştır; Nefs ve ruh. Ruh, can demektir. Can, kalp demektir. Bunların her ikisinin sevdikleri zıttır. Mesela nesf, Allahın düşmanıdır. Namaz kılacağın zaman, kılma şu namazı diye debelenir. Ruh namaz kıldığın zaman, rahatlar. Büyüklerin sohbeti ruhun hoşuna gider, nefs, çırpınan kuş gibi kaçmak ister. Kitap okuyunca ruh sevincinden uçar, nefs, sıkılır. Cenab-ı Hak nefse cennete ait nesneleri sevmemek, ruha da cehenneme gidecekleri sevmemek hilkatini vermiştir. Ahirette kiminle beraber olmak istiyorsan, dünyada onunla beraber ol. Siz, sevgi dairesi içinden çıkamazsınız. Sevgi olduktan sonra, mesafe mühim değildir. Netice: O aşk, o muhabbet olmasaydı, bu kainat yaratılmazdı. Cenab-ı Peygamber ‘aleyhisselatü vesselam’ miraç gecesi ya rabbi, ümmetim ne olacak dedi. Peygamberin ümetine olan sevgisi, anne-babanın çocuklarına olan muhabbetinden çok çok daha fazladır. Peygamberimizin ümmetine olan sevgisini nereden anlayacağız? Peygamberimiz ‘sall
allah.jpg
ü aleyhi ve sellem’ her defasında ümmetim dedi. Miraçta Cenab-ı Hakkın huzuruna kavuştu, ya rabbi, ümmetim ne oldu, dedi. Allahü teala, Ben sana âşıkım, madem bu kadar çok istiyorsun, onlara da namazı farz kıldım. Onlar namaz kıldığı zaman, senin yaptığın miracı yapmış olacaklar ve bütün gök ehlinin sevabını onlara vereceğim buyurdu. Bütün gök ehlinin, bütün meleklerin yaptığı ibadetin sevabı sana veriliyor! Abdülhakim efendi Hazretleri buyurmuşlar ki; Eğer benim üzerimden bir vakit namaz geçecekse Allah bin kere canımı alsın. Bir talebesi ev taşırken, eşya çalınmasın diye bir vakit namazını geçirince, buyurmuşlar ki; Keşke malların hepsi çalınsaydı da bir vakit namazın geçmeseydi. Onun için büyüklerimiz buyuruyorki: "namaz var hayat var, namaz yok hayat yok". Onun için havada karada denizde hiçbir mazaret ileri sürülmeksizin, dinimizin gösterdiği kolaylıkları da kullanarak namazlarımızı kılmamız lazım. Çünkü İslamiyetin tamamı namaz içerisinde toplanmıştır. Zaten namaz müminin miracıdır. Peygamber efendimizin de miracda çok arzu ettiği, Allahü tealaya kavuşmuş olmanın zevki ve sevinçliliği ümmetinin de yaşamasını istediği için Allahü teala ona olan sevgisinden dolayı müminlere namazı emretti ki madem öyle diyorsun ümmetin de gelsin miracını yapsın, namazını kılsın....

Büyüklerimiz buyuruyorlar ki; Ben kitaplarımın satırları arasındayım. Benimle konuşmak isteyen, benimle irtibata geçmek isteyen kitapları okusun.

Dünya ve ahiretde huzur ve saadet isteyen Peygamber efendimizi (sall
allah.jpg
ü aleyhi vesellem) sevmeli, O'nun sevdiklerini sevip, sevmediklerini sevmemeli, O'na uymalı ve O'nun ve eshabının yolundan gitmelidir. O'nun vârislerinin kıymetini iyi bilmelidir.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Sevgi çok zordur. Çünki hadisi şerif var, Cenabı Peygamber buyuruyor ki; Kim kimi severse, ahirette onunla beraber olacaktır. Bir muhabbet beslerse, ahretde de beraber olur. Çünki daima kötüler iyileri götürür. Çok tehlikelidir....O bakımdan seveceğimiz kişilere çok dikkat etmeliyiz inşallah...

 
Üst Alt