Ramazan ın gölgesi üzerimize düştü artık.Mübarek Üç ayları idrak ediyoruz. Receb ayında Regaib ve Mirac gecelerini coşkuyla ihya ettik ve şimdi de Berat Gecesine giriyoruz.Bu kutsal gün ve geceleri doğru anlamak ve doğru değerlendirmek lazım.Neden? Çünkü yanlış anlayarak yanlış değerlendirilirse fayda hasıl olmaz. O zaman Nasıl anlamalıyız? a gelelim.
Yüce yaratıcımızın kullarına şefkat ve merhameti sonsuzdur ve rahmeti gazabını geçmiştir.O(c.c) kullarına azab etmekten haz duymaz.Bağışlamak için adeta bahaneler arar.İşte Berat Gecesi gibi özel geceler bunun için vardır.Bu kutsal gün ve geceler aslında promosyonlu zaman dilimidir bizler için.Olayı şöyle düşünelim.Bir GSM operatörü filan gün filan saatler arası konuşmak şu kadar indirimlidir, türünden bir kampanya başlatıyor.Bu, aboneler lehine bir fırsat olmuyor mu? Elbette oluyor. işte Yüce Rabbimizin de rahmeti bağışlaması her zaman olmasına rağmen bu gibi özel zaman dilimlerinde çok daha fazla tezahür ediyor.Önemli olan bu gibi zaman dilimlerini akıllıca değerlendirmek.Ancak uyanık olup ibadet ,dua ve tevbe ile geçirilirse fayda hasıl olacaktır. Bu zamanlarda kılını bile kıpırdatmayan, vur patlasın çal oynasın havasında olanlar için sıradan bir zaman olacaktır elbette.
Bakınız idrak edeceğimiz Berat gecesi Hadis-i Şeriflerde nasıl anlatılıyor:
Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince, gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!
Allah Teala Şaban ın 15. gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının kıllarının sayısından daha fazla kişiyi bağışlar
Allah Teala, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla Allah a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar.
Hadislerde de görüldüğü gibi gecenin odağında biz kulların af dilemesi ve Rabbimizin biz kullarını bağışlaması var. Demek ki bu gibi zamanlar ibadetle, dua ile, göz yaşıyla, tevbe ile geçirilmelidir. Bunlar yapılırken şu yanlışa da düşülmemelidir. Nasıl olsa bu gecenin kıymeti büyük, Allah nasıl olsa bol-bol veriyor ve affediyor , öyleyse bu gece günahlara ara vereyim dua ve niyazda bulunayım,namaz kılayım sonra da günahlara kaldığım yeren devam düşüncesiyle ihya edilen gece yanlış değerlendirilen gecedir.Bu gece hatalarımızdan dönmek için bir milad olmalıdır halbuki. Bu gece koordinatlarımızı düzeltme gecesi olmalı değil mi? Mesela beş vakit namazı kılmıyorsak artık tam bir tevbe ile bu gecede namaza başlamalıyız ve bir daha bırakmamalıyız. Söz vermeliyiz Rabbimize. Yoksa sadece bu gecede camiye gelerek Mevlid-Kur an dinleyip yatsı namazını da cemaatle kılarak geceyi değerlendirmiş olmayız. Elbette bunların karşılığı vardır sevap olarak. Ama ertesi güne bakmak lazım.Sabah namazına kalkıldı mı mesela? Beş vakit namaz hayatımıza girdi mi girmedi mi? Girmemişse demek ki bu gibi geceler bize doğru bir koordinat vermemiş demektir. Şuç kimin? Gecenin mİ? Elbette gecenin değil.
Bundan sekiz sene evvel Konya da bir şeye şahit oldum. Bir Kadir Gecesiydi. Yatsı ve teravihten sonra camiden çıkarken bir genç geldi yanıma ve hocam bu gece ne yapmalıyız dedi. Ben de beş vakit nazmını kılıyor musun dedim. Hayır cevabını alınca dedim ki, bak yatsıyı kıldın, beş vakit namazı kılmaya söz ver Allah a,tevbe et ve git yat! Genç şok oldu adeta. Belki bekliyordu ki şu kadar rekat namaz kıl, şu kadar zikir yap vs. O genç için gecenin ihyası hayatına 5 vakit namazın girmesi olacaktır. Dinin direği namazla barışması onun için devrim olacaktır çünkü.
Bu gece affedileceklerden olmak için çaba içinde olmalıyız. Tabi ki affedilmek diye bir derdimiz varsa. Bu arada bu gecenin genel af gecesi olduğunu da hatırlatalım.Her genel affın bir istisnası olduğu gibi bu geceki affın istisnaları vardır.İşte genel af dışında kalanlar: Allah a şirk koşanlar, ana-babalarına isyan eden, onlara asi olanlar. İçki içmede ısrar edenler, büyücüler, Müslümana karşı kin ve düşmanlık besleyenler, adam öldürüp pişmanlık duymayanlar, gururlu- kibirli olanlar ve akrabayla ilişkisini kesenler. Sözün özü Beratımızı almak için bir fırsat olan bu kutsal zaman diliminde iyi bir muhasebe yapılmalı. Hz.Ömer(ra) Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz buyuruyor. Günahlar önümüze listelenip bir bir kalem çekilmeli. Farz olan ibadetler hayatımızda yoksa acilen girmeli.Allah a diriyken dönülmeli.Yoksa ölünce mecburen O na döneceğiz.İşte böyle olursa Berat gecesinde Beratımızı almış oluruz inşallah.:güll:güll
Yüce yaratıcımızın kullarına şefkat ve merhameti sonsuzdur ve rahmeti gazabını geçmiştir.O(c.c) kullarına azab etmekten haz duymaz.Bağışlamak için adeta bahaneler arar.İşte Berat Gecesi gibi özel geceler bunun için vardır.Bu kutsal gün ve geceler aslında promosyonlu zaman dilimidir bizler için.Olayı şöyle düşünelim.Bir GSM operatörü filan gün filan saatler arası konuşmak şu kadar indirimlidir, türünden bir kampanya başlatıyor.Bu, aboneler lehine bir fırsat olmuyor mu? Elbette oluyor. işte Yüce Rabbimizin de rahmeti bağışlaması her zaman olmasına rağmen bu gibi özel zaman dilimlerinde çok daha fazla tezahür ediyor.Önemli olan bu gibi zaman dilimlerini akıllıca değerlendirmek.Ancak uyanık olup ibadet ,dua ve tevbe ile geçirilirse fayda hasıl olacaktır. Bu zamanlarda kılını bile kıpırdatmayan, vur patlasın çal oynasın havasında olanlar için sıradan bir zaman olacaktır elbette.
Bakınız idrak edeceğimiz Berat gecesi Hadis-i Şeriflerde nasıl anlatılıyor:
Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince, gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!
Allah Teala Şaban ın 15. gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının kıllarının sayısından daha fazla kişiyi bağışlar
Allah Teala, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla Allah a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar.
Hadislerde de görüldüğü gibi gecenin odağında biz kulların af dilemesi ve Rabbimizin biz kullarını bağışlaması var. Demek ki bu gibi zamanlar ibadetle, dua ile, göz yaşıyla, tevbe ile geçirilmelidir. Bunlar yapılırken şu yanlışa da düşülmemelidir. Nasıl olsa bu gecenin kıymeti büyük, Allah nasıl olsa bol-bol veriyor ve affediyor , öyleyse bu gece günahlara ara vereyim dua ve niyazda bulunayım,namaz kılayım sonra da günahlara kaldığım yeren devam düşüncesiyle ihya edilen gece yanlış değerlendirilen gecedir.Bu gece hatalarımızdan dönmek için bir milad olmalıdır halbuki. Bu gece koordinatlarımızı düzeltme gecesi olmalı değil mi? Mesela beş vakit namazı kılmıyorsak artık tam bir tevbe ile bu gecede namaza başlamalıyız ve bir daha bırakmamalıyız. Söz vermeliyiz Rabbimize. Yoksa sadece bu gecede camiye gelerek Mevlid-Kur an dinleyip yatsı namazını da cemaatle kılarak geceyi değerlendirmiş olmayız. Elbette bunların karşılığı vardır sevap olarak. Ama ertesi güne bakmak lazım.Sabah namazına kalkıldı mı mesela? Beş vakit namaz hayatımıza girdi mi girmedi mi? Girmemişse demek ki bu gibi geceler bize doğru bir koordinat vermemiş demektir. Şuç kimin? Gecenin mİ? Elbette gecenin değil.
Bundan sekiz sene evvel Konya da bir şeye şahit oldum. Bir Kadir Gecesiydi. Yatsı ve teravihten sonra camiden çıkarken bir genç geldi yanıma ve hocam bu gece ne yapmalıyız dedi. Ben de beş vakit nazmını kılıyor musun dedim. Hayır cevabını alınca dedim ki, bak yatsıyı kıldın, beş vakit namazı kılmaya söz ver Allah a,tevbe et ve git yat! Genç şok oldu adeta. Belki bekliyordu ki şu kadar rekat namaz kıl, şu kadar zikir yap vs. O genç için gecenin ihyası hayatına 5 vakit namazın girmesi olacaktır. Dinin direği namazla barışması onun için devrim olacaktır çünkü.
Bu gece affedileceklerden olmak için çaba içinde olmalıyız. Tabi ki affedilmek diye bir derdimiz varsa. Bu arada bu gecenin genel af gecesi olduğunu da hatırlatalım.Her genel affın bir istisnası olduğu gibi bu geceki affın istisnaları vardır.İşte genel af dışında kalanlar: Allah a şirk koşanlar, ana-babalarına isyan eden, onlara asi olanlar. İçki içmede ısrar edenler, büyücüler, Müslümana karşı kin ve düşmanlık besleyenler, adam öldürüp pişmanlık duymayanlar, gururlu- kibirli olanlar ve akrabayla ilişkisini kesenler. Sözün özü Beratımızı almak için bir fırsat olan bu kutsal zaman diliminde iyi bir muhasebe yapılmalı. Hz.Ömer(ra) Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz buyuruyor. Günahlar önümüze listelenip bir bir kalem çekilmeli. Farz olan ibadetler hayatımızda yoksa acilen girmeli.Allah a diriyken dönülmeli.Yoksa ölünce mecburen O na döneceğiz.İşte böyle olursa Berat gecesinde Beratımızı almış oluruz inşallah.:güll:güll