Kuran-ı Kerim’de bulunan beş ayetler yada ayet-i hamse olarak da bilinen dualar din alimleri tarafından okunması tavsiye edilen, sırları büyük olan dulardır.
Ayeti hamse olarak bilinen beş ayet nedir? Ayeti hamse nasıl okunur, faziletleri ve sırları nelerdir?
Şeyh Abdülvahid k.s.a. der ki: Bu beş ayetin her birinin içinde on(10) ar adet Kaf harfi vardır. Kaf harfinin cümle ebced adedi yüz(100) dür. Toplam 5000 adet olur. Hak Teala Hz. ümmeti Muhammed’e ve Kutuplara bu beş ayeti vermiştir.
Her kim bu beş ayeti ihlas ile okursa, kutuplara verilen hisselerden mahrum kalmaz inşallah.
İmam-ı Buni Hazretleri diyor ki: “Kurân-ı Kerîm'de tesiri büyük öyle beş ayet vardır ki, okuyanı Allah'ın izniyle korkulan şeylerden emin kılar, bütün elem verici şeylere ve hastalıklara karşı koruyucu bir manevi kalkan görevi görür.”
Selman-ı Farisi'den rivayetle: “Ya Resullah! Hayatım boyunca çok günah işledim. Neredeyse ömrüm dahi sona erecek. Bana bir şey öğret ki, ömrüm uzun olsun, günahlarım mağfiret olsun ve muradım hasıl olsun” dediğinde Resulüllah (sav) bu beş ayeti kerimeyi öğretti ve buyurdular ki: “Bir kimse bu beş ayeti kerimeleri okursa ve üzerinde taşırsa, ömrü uzun olur, günahı mağfiret olunur ve muradı hasıl olur.”
Bu ayeti yazıp da üzerinde taşıyan kimseler, insanlar arasında hürmet görür ve nazardan korunurlar.
Hz. İbn-i Mesud'dan rivayetle: “Allah Rasulü ayat-ı hamse'yi hazerde, seferde, gazalarda okurdu. Allahü Teala ona her seferinde yardım etti ve fethi müyesser kıldı.”
Ayet-i hamse- beş ayetler olarak bilinen dua Bakara sûresi, âyet: 246, Âl-i İmran, âyet: 181, Nisâ sûresi, âyet: 77. 4 Mâide sûresi, âyet: 27, Ra’d sûresi, âyet: 16 surelerinden oluşan duadır.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
أَلَمْ تَرَ إِلَى الْمَلإِ مِن بَنِي إِسْرَائِيلَ مِن بَعْدِ مُوسَى إِذْ قَالُواْ لِنَبِيٍّ لَّهُمُ ابْعَثْ لَنَا مَلِكًا نُّقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللّهِ قَالَ هَلْ عَسَيْتُمْ إِن كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ أَلاَّ تُقَاتِلُواْ قَالُواْ وَمَا لَنَا أَلاَّ نُقَاتِلَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَقَدْ أُخْرِجْنَا مِن دِيَارِنَا وَأَبْنَآئِنَا فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ تَوَلَّوْاْ إِلاَّ قَلِيلاً مِّنْهُمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ
Bismillâhirrahmânirrahiym. Elem tera ilel melei min benî isrâîle min ba’di mûsâ iz kâlû li nebiyyin lehümüb’as lenâ meliken nükâtil fî sebîlillâhi kâle hel aseytüm in kütibe aleykümül kıtâlü ellâ tükâtilû kâlû ve mâ lenâ ellâ nükâtile fî sebîlillâhi ve kad uhricnâ min diyârinâ ve ebnâinâ felemmâ kütibe aleyhimül kıtâlü tevellev illâ kalîlen minhüm vallâhü aliymün biz-zâlimîn. Bakara Suresi 246. Ayet
Meali:
Mûsâ’dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)? Hani, peygamberlerinden birine, “Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi. O, “Ya üzerinize savaş farz kılındığı halde, savaşmayacak olursanız?” demişti. Onlar, “Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda niye savaşmayalım” diye cevap vermişlerdi. Ama onlara savaş farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, yüz çevirdiler. Allah zalimleri hakkıyla bilendir.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
لَقَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ فَقِيرٌ وَنَحْنُ أَغْنِيَاءُ سَنَكْتُبُ مَا قَالُوا وَقَتْلَهُمُ الْأَنْبِيَاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَنَقُولُ ذُوقُوا عَذَابَ الْحَرِيقِ
Bismillâhirrahmânirrahiym. Le kad semiallâhü kavlellezîne kâlû innellâhe fakıyrun ve nahnü ağniyâ’ Se nektübü mâ kâlû ve katlehümül enbiyâe bi ğayri hakkın ve nekûlü zûkû azâbel harıyk. Alî îmran Suresi 181. Ayet
Meali:
Allah; “Şüphesiz, Allah fakirdir, biz zenginiz” diyenlerin sözünü elbette duydu. Onların dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürmelerini yazacağız ve, “Tadın yangın azabını!” diyeceğiz.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّواْ أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُواْ رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا الْقِتَالَ لَوْلا أَخَّرْتَنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَاعُ الدَّنْيَا قَلِيلٌ وَالآخِرَةُ خَيْرٌ لِّمَنِ اتَّقَى وَلاَ تُظْلَمُونَ فَتِيلاً
Bismillâhirrahmânirrahıym. Elem tera ilellezîne kıyle lehüm küffû eydiyeküm ve ekıymüs salâte ve âtüz zekâte felemmâ kütibe aleyhimül kıtâlü izâ ferîkun minhüm yahşevnen nâse ke haşyetillâhi ev eşedde haşyeten ve kâlû Rabbenâ lime ketebte aleynel kıtâle lev lâ ahhartenâ ilâ ecelin karîbin kul metâud dünyâ kaliylün vel âhiratü hayrun li menittekâ ve lâ tuzlemûne fetîlâ. Nisa Suresi 77. Ayet
Meali:
Daha önce kendilerine, “(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin” denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah’tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve “Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!” derler. De ki: “Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez.”
سْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ ءَادَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْآخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللَّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ
Bismillâhirrahmânirrahiym. Vetlü aleyhim nebeebney âdeme bil hakkı iz karrabâ kurbânen fe tükubbile min ehadihimâ ve lem yütekabbel minel âhari kâle le aktülenneke kâle innemâ yetekabbelüllâhü minel müttekıyn. Maide Suresi 27. Ayet
Meali:
(Ey Muhammed!) Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti.
سْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
قُلْ مَن رَّبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُلِ اللّهُ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُم مِّن دُونِهِ أَوْلِيَاء لاَ يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ نَفْعاً وَلاَ ضَرّاً قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ أَمْ جَعَلُواْ لِلّهِ شُرَكَاء خَلَقُواْ كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ اللّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
Bismillâhirrahmânirrahiym. Kul men rabbüs semâvâti vel erdı kulillâh. Kul efettehaztüm min dûnihî evliyâe lâ yemlikûne li enfüsihim nef’an ve lâ daran kul hel yestevil a’mâ vel besıyru em hel testeviz zulümâtü ven nûru em cealû lillâhi şürakâe halekû ke halkıhî fe teşâbehel halku aleyhim. Kulillâhü hâliku külli şey’in ve hüvel vâhıdül kahhâr. Rad Suresi 16. Ayet
Meali:
De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” “Allah’tır” de. De ki, “O’nu bırakıp da kendilerine (bile) bir faydası ve zararı olmayan dostlar (mabutlar) mı edindiniz?” De ki, “Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?” De ki: “Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O, birdir, mutlak hakimiyet sahibidir.”
“Kur’an-ı Kerim’de tesiri büyük öyle beş ayet vardır ki, okuyanı Allah’ın izni ile korkulan şeylerden emin kılar, bütün elem verici şeylere ve hastalıklara karşı koruyucu bir manevi kalkan vazifesi görür.”
Hazreti İbn-i Mes’ud (r.a.)’dan rivayetine göre;
“Allah Rasulü (s.a.v.) ayat-ı hamse’yi hazerde, seferde, gazalarda okurdu.Allahü Teala ona her seferinde yardım etti ve fethi müyesser kıldı”.
Ayeti hamse olarak bilinen beş ayet nedir? Ayeti hamse nasıl okunur, faziletleri ve sırları nelerdir?
Şeyh Abdülvahid k.s.a. der ki: Bu beş ayetin her birinin içinde on(10) ar adet Kaf harfi vardır. Kaf harfinin cümle ebced adedi yüz(100) dür. Toplam 5000 adet olur. Hak Teala Hz. ümmeti Muhammed’e ve Kutuplara bu beş ayeti vermiştir.
Her kim bu beş ayeti ihlas ile okursa, kutuplara verilen hisselerden mahrum kalmaz inşallah.
İmam-ı Buni Hazretleri diyor ki: “Kurân-ı Kerîm'de tesiri büyük öyle beş ayet vardır ki, okuyanı Allah'ın izniyle korkulan şeylerden emin kılar, bütün elem verici şeylere ve hastalıklara karşı koruyucu bir manevi kalkan görevi görür.”
Selman-ı Farisi'den rivayetle: “Ya Resullah! Hayatım boyunca çok günah işledim. Neredeyse ömrüm dahi sona erecek. Bana bir şey öğret ki, ömrüm uzun olsun, günahlarım mağfiret olsun ve muradım hasıl olsun” dediğinde Resulüllah (sav) bu beş ayeti kerimeyi öğretti ve buyurdular ki: “Bir kimse bu beş ayeti kerimeleri okursa ve üzerinde taşırsa, ömrü uzun olur, günahı mağfiret olunur ve muradı hasıl olur.”
Bu ayeti yazıp da üzerinde taşıyan kimseler, insanlar arasında hürmet görür ve nazardan korunurlar.
Hz. İbn-i Mesud'dan rivayetle: “Allah Rasulü ayat-ı hamse'yi hazerde, seferde, gazalarda okurdu. Allahü Teala ona her seferinde yardım etti ve fethi müyesser kıldı.”
Ayet-i Hamse ( 5 Ayetler) Nedir?
Ayet-i hamse- beş ayetler olarak bilinen dua Bakara sûresi, âyet: 246, Âl-i İmran, âyet: 181, Nisâ sûresi, âyet: 77. 4 Mâide sûresi, âyet: 27, Ra’d sûresi, âyet: 16 surelerinden oluşan duadır.
Ayet-i Hamse (Beş Ayetler) Türkçe Okunuşu
AYET-İ KERiME
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
أَلَمْ تَرَ إِلَى الْمَلإِ مِن بَنِي إِسْرَائِيلَ مِن بَعْدِ مُوسَى إِذْ قَالُواْ لِنَبِيٍّ لَّهُمُ ابْعَثْ لَنَا مَلِكًا نُّقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللّهِ قَالَ هَلْ عَسَيْتُمْ إِن كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ أَلاَّ تُقَاتِلُواْ قَالُواْ وَمَا لَنَا أَلاَّ نُقَاتِلَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَقَدْ أُخْرِجْنَا مِن دِيَارِنَا وَأَبْنَآئِنَا فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ تَوَلَّوْاْ إِلاَّ قَلِيلاً مِّنْهُمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ
Bismillâhirrahmânirrahiym. Elem tera ilel melei min benî isrâîle min ba’di mûsâ iz kâlû li nebiyyin lehümüb’as lenâ meliken nükâtil fî sebîlillâhi kâle hel aseytüm in kütibe aleykümül kıtâlü ellâ tükâtilû kâlû ve mâ lenâ ellâ nükâtile fî sebîlillâhi ve kad uhricnâ min diyârinâ ve ebnâinâ felemmâ kütibe aleyhimül kıtâlü tevellev illâ kalîlen minhüm vallâhü aliymün biz-zâlimîn. Bakara Suresi 246. Ayet
Meali:
Mûsâ’dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)? Hani, peygamberlerinden birine, “Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi. O, “Ya üzerinize savaş farz kılındığı halde, savaşmayacak olursanız?” demişti. Onlar, “Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda niye savaşmayalım” diye cevap vermişlerdi. Ama onlara savaş farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, yüz çevirdiler. Allah zalimleri hakkıyla bilendir.
AYET-İ KERiME
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
لَقَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ فَقِيرٌ وَنَحْنُ أَغْنِيَاءُ سَنَكْتُبُ مَا قَالُوا وَقَتْلَهُمُ الْأَنْبِيَاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَنَقُولُ ذُوقُوا عَذَابَ الْحَرِيقِ
Bismillâhirrahmânirrahiym. Le kad semiallâhü kavlellezîne kâlû innellâhe fakıyrun ve nahnü ağniyâ’ Se nektübü mâ kâlû ve katlehümül enbiyâe bi ğayri hakkın ve nekûlü zûkû azâbel harıyk. Alî îmran Suresi 181. Ayet
Meali:
Allah; “Şüphesiz, Allah fakirdir, biz zenginiz” diyenlerin sözünü elbette duydu. Onların dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürmelerini yazacağız ve, “Tadın yangın azabını!” diyeceğiz.
AYET-İ KERiME
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّواْ أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَآتُواْ الزَّكَاةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُواْ رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا الْقِتَالَ لَوْلا أَخَّرْتَنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَاعُ الدَّنْيَا قَلِيلٌ وَالآخِرَةُ خَيْرٌ لِّمَنِ اتَّقَى وَلاَ تُظْلَمُونَ فَتِيلاً
Bismillâhirrahmânirrahıym. Elem tera ilellezîne kıyle lehüm küffû eydiyeküm ve ekıymüs salâte ve âtüz zekâte felemmâ kütibe aleyhimül kıtâlü izâ ferîkun minhüm yahşevnen nâse ke haşyetillâhi ev eşedde haşyeten ve kâlû Rabbenâ lime ketebte aleynel kıtâle lev lâ ahhartenâ ilâ ecelin karîbin kul metâud dünyâ kaliylün vel âhiratü hayrun li menittekâ ve lâ tuzlemûne fetîlâ. Nisa Suresi 77. Ayet
Meali:
Daha önce kendilerine, “(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin” denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah’tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve “Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!” derler. De ki: “Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez.”
AYET-İ KERiME
سْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ ءَادَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْآخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللَّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ
Bismillâhirrahmânirrahiym. Vetlü aleyhim nebeebney âdeme bil hakkı iz karrabâ kurbânen fe tükubbile min ehadihimâ ve lem yütekabbel minel âhari kâle le aktülenneke kâle innemâ yetekabbelüllâhü minel müttekıyn. Maide Suresi 27. Ayet
Meali:
(Ey Muhammed!) Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti.
AYET-İ KERiME
سْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
قُلْ مَن رَّبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُلِ اللّهُ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُم مِّن دُونِهِ أَوْلِيَاء لاَ يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ نَفْعاً وَلاَ ضَرّاً قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ أَمْ جَعَلُواْ لِلّهِ شُرَكَاء خَلَقُواْ كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ اللّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
Bismillâhirrahmânirrahiym. Kul men rabbüs semâvâti vel erdı kulillâh. Kul efettehaztüm min dûnihî evliyâe lâ yemlikûne li enfüsihim nef’an ve lâ daran kul hel yestevil a’mâ vel besıyru em hel testeviz zulümâtü ven nûru em cealû lillâhi şürakâe halekû ke halkıhî fe teşâbehel halku aleyhim. Kulillâhü hâliku külli şey’in ve hüvel vâhıdül kahhâr. Rad Suresi 16. Ayet
Meali:
De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” “Allah’tır” de. De ki, “O’nu bırakıp da kendilerine (bile) bir faydası ve zararı olmayan dostlar (mabutlar) mı edindiniz?” De ki, “Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?” De ki: “Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O, birdir, mutlak hakimiyet sahibidir.”
Ayet-i Hamse- Beş Ayetler Faziletleri ve Sırları
Bazı alimler şöyle buyururlar:“Kur’an-ı Kerim’de tesiri büyük öyle beş ayet vardır ki, okuyanı Allah’ın izni ile korkulan şeylerden emin kılar, bütün elem verici şeylere ve hastalıklara karşı koruyucu bir manevi kalkan vazifesi görür.”
Hazreti İbn-i Mes’ud (r.a.)’dan rivayetine göre;
“Allah Rasulü (s.a.v.) ayat-ı hamse’yi hazerde, seferde, gazalarda okurdu.Allahü Teala ona her seferinde yardım etti ve fethi müyesser kıldı”.
Ayet-i hamse (beş ayetler) faziletleri şunlardır;
- Bu beş ayeti okuyan kişi korkularından emin olur.
- Bu ayetlerin sırları arasında tüm elemlere karşı kalkan olması vardır.
- Bu beş ayetleri okumaya devam eden kişinin ömrü uzun olur.
- Ayet-i hamse duasını okumaya devam eden kişinin günahları Allah’ın izni ile af olur.
- Bu duayı okumaya devam eden kişinin duaları kabul olur.
- Bu duayı okumaya devam eden kişiler insanlar arasında hürmet görür.
- Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem) bu beş ayeti sefere çıkmadan önce okuduğu rivayet edilir.
- Fakirlikten korkan bu ayetleri okumaya devam etmelidir.
- Bu dünyanın ve ahiretinin sıkıntılarından korur.
- Bu ayeti okumaya devam eden kişiler hastalıktan korunur.
- Kaza, bela, insan şerrinden korur.
- Cin ve insan şerrinden korur.