MustafaCİLASUN
Özel Üye
Yıllardır suskunum, içime akıtırım figanımı
Ürkek bir nazarla seyrederim ibret sunan aşk-ı manayı, hakka uzanan sevdayı
Duygulanırım, içime kapanırım, sakin ve seçkin iklimlerde nefes alırım rahatlarım
Kadrine malik olmadığım lehçelerin merakına dalarım, aşiyan şanı bülbüle bazen sorarım
Adıyaman’a gittim, nemrut dağına çıktım
Seherin ilk ışıklarında kalbimi yoran bir bayırdan çıktım, nefesim daraldı anladım
Biraz dinlenmek istedim, gelen kalabalığı görünce edebimden hiç seslenmeden kalktım
Devasa taşları göründe birden şaşırdım, emel ve hırsın nelere yol açtığını o anda yaşadım
Evvelin emanetçileri güneşe taparlarmış
Tazim için ne kadar heybetli kurbanlar adamış, dağın tepesine heykeller yaptırmış
Farklı farklı isimler takmış, insan ne kadar boşluktaymış ve hakikat adına kayıtsızmış
Nasıl bir tefrika içinde kalpleri aralanmış, itikatlarını bizzat yaptıklarına acıyla bırakmış
Dikkatimi çektiler, güneş doğuyor dediler
Biraz durakladım, nasıl anlamalıydım, her zaman doğam güneşe ibretle bakmalıydım
Hangi lahzanın sancılarıydı içimi ürperten o esrar inşiraha muhtaçtır muhakkak her nazar
Hissiyatımı derledim, tefekkür etmenin terennümüyle müddeti nefesi nedense yâd ettim
Kimdim, nerden geldim ve ömrü tükettim
Aklımı nerde ve nasıl aracı ettim, idrakimi neden nefsanîlikten öteledim, önemsemedim
Merak edemeyecek kadar sefildim, sual etmeyecek kadar densizdim, yüreğimle eğlendim
Ruhuma niçin bu kadar mesafeliyim mukadder olan an’a müddeti zamana ne demeliydim
Şahit olduğum şehrin haline üzüldüm
Fevkalade ihmal edilmiş, çevre düzeni sanki hiç düşünülmemiş, çocuklar serpilmiş
Yakınlık kurduğum çocuklarım dramı çok sancılıydı, yokluk ve ihtiyaç hat safhadaydı
Boya sandığını kapan kaldırımlara kapanmıştı, ısrarcı olmaları kaçınılmaz bir kaygıydı
Mardin’e gitmek üzere yola çıkmıştık
Bir biri ardı sıra açılan kuyularla tanıştım, umut adına azmi ve emeli nasıl tanıdım
Fevkalade tarih abidesiydi, zikredilen zenginliklerin bir mekânıydı, sakinliğine baktım
Şahit olduğum nazarları kendi aklımca sorguladım, merak ve heyecan azdı, meraklandım
Mustafa CİLASUN
Ürkek bir nazarla seyrederim ibret sunan aşk-ı manayı, hakka uzanan sevdayı
Duygulanırım, içime kapanırım, sakin ve seçkin iklimlerde nefes alırım rahatlarım
Kadrine malik olmadığım lehçelerin merakına dalarım, aşiyan şanı bülbüle bazen sorarım
Adıyaman’a gittim, nemrut dağına çıktım
Seherin ilk ışıklarında kalbimi yoran bir bayırdan çıktım, nefesim daraldı anladım
Biraz dinlenmek istedim, gelen kalabalığı görünce edebimden hiç seslenmeden kalktım
Devasa taşları göründe birden şaşırdım, emel ve hırsın nelere yol açtığını o anda yaşadım
Evvelin emanetçileri güneşe taparlarmış
Tazim için ne kadar heybetli kurbanlar adamış, dağın tepesine heykeller yaptırmış
Farklı farklı isimler takmış, insan ne kadar boşluktaymış ve hakikat adına kayıtsızmış
Nasıl bir tefrika içinde kalpleri aralanmış, itikatlarını bizzat yaptıklarına acıyla bırakmış
Dikkatimi çektiler, güneş doğuyor dediler
Biraz durakladım, nasıl anlamalıydım, her zaman doğam güneşe ibretle bakmalıydım
Hangi lahzanın sancılarıydı içimi ürperten o esrar inşiraha muhtaçtır muhakkak her nazar
Hissiyatımı derledim, tefekkür etmenin terennümüyle müddeti nefesi nedense yâd ettim
Kimdim, nerden geldim ve ömrü tükettim
Aklımı nerde ve nasıl aracı ettim, idrakimi neden nefsanîlikten öteledim, önemsemedim
Merak edemeyecek kadar sefildim, sual etmeyecek kadar densizdim, yüreğimle eğlendim
Ruhuma niçin bu kadar mesafeliyim mukadder olan an’a müddeti zamana ne demeliydim
Şahit olduğum şehrin haline üzüldüm
Fevkalade ihmal edilmiş, çevre düzeni sanki hiç düşünülmemiş, çocuklar serpilmiş
Yakınlık kurduğum çocuklarım dramı çok sancılıydı, yokluk ve ihtiyaç hat safhadaydı
Boya sandığını kapan kaldırımlara kapanmıştı, ısrarcı olmaları kaçınılmaz bir kaygıydı
Mardin’e gitmek üzere yola çıkmıştık
Bir biri ardı sıra açılan kuyularla tanıştım, umut adına azmi ve emeli nasıl tanıdım
Fevkalade tarih abidesiydi, zikredilen zenginliklerin bir mekânıydı, sakinliğine baktım
Şahit olduğum nazarları kendi aklımca sorguladım, merak ve heyecan azdı, meraklandım
Mustafa CİLASUN