MURATS44
Özel Üye
Böceklerdeki Kimyasal İletişim: FEROMENLER
Karıncalar yuvalarını, balarıları da kovanlarını çok uzaklara da gitseler şaşırmadan bulurlar. Bazı böcek larvaları, tehlike anında hemen biraraya toplanarak korunurlar. Pek çok böcek de toplu olarak yaşadıkları alan üzerinde belirgin bir hakimiyete sahiptir. Bunların yanı sıra tüm böcek türlerinde çiftleşmek isteyen erkek ve dişiler uzak mesafelerde de olsalar birbirlerini kolaylıkla bulurlar. Tüm bu davranışlardaki ortak nokta ise, tümünün bir tür haberleşme sistemine sahip olmasıdır.
Böceklerin haberleşmek için kullandıkları işaretin adı feromendir. Feromenin anlamı "hormon taşıyıcısı"dır. Bu madde, aynı türün üyeleri arasında kullanılan kimyasal bir maddedir. Genellikle özel bezlerde üretilerek çevreye bırakılırlar. Böceklerin birbirleriyle iletişimini sağlar ve davranışlarında değişikliklere neden olurlar.
Feromenler önceleri hormonlarla eş değer tutulmuştur. Feromenlerin vücut dışına salgılanmaları onları hormonlardan ayıran özelliklerindendir. Feromenlerin çok farklı işlevleri yerine getirenleri olduğu gibi, değişik bileşimlerde olanları da vardır. Yayılma yetenekleri oldukça yüksek olan feromenler 7-8 km gibi muazzam bir uzaklıktan bile etkili olabilmektedir. Uzaklık, sıcaklık, rüzgar ve nem gibi etmenler de feromenlerin etkisini azaltıp çoğaltabilir.
Feromenler; iz bırakma, işaretleme, alarma geçirme, toplanma, birlikte yaşayan böceklerde kraliçe yetiştirilmesine kullanılırlar. Koku yoluyla etkili olan cinsiyet feromenleri de vardır.
Feromen kullanarak haberleşen canlılarla ilgili verilecek bilgiler içinde akılda tutulması gereken çok önemli bir nokta vardır: Her türün kullandığı formül kendine özgüdür. Bu formüllerin içerdikleri maddeler ayrıdır. Hem bu maddeyi salgılayan hem de salgılanan madde ile iletilmek istenen mesajı algılayan canlı bu formülden haberdardır. Ayrıca başka türe ait formülleri çözen ve taklit eden canlılar da vardır.
Feromendeki Olağanüstülük
Kullandığınız parfümü elinize alın ve koklayın. Ve içinde ne gibi maddeler bulunduğunu anlamaya çalışın. Sonra bu maddelerin her birini teker teker üreterek parfümü aynı kokuya ve aynı kaliteye sahip olacak şekilde kendiniz oluşturmaya çalışın. Bunların hiçbirini -bu konuda özel bir eğitiminiz ya da iş tecrübeniz yoksa, bir laboratuvarda değilseniz ya da uzman kişilerden yardım almıyorsanız- elbette ki yapamazsınız. Böceklerin haberleşmek için kullandıkları feromenleri üretenler de böceklerin kendileri değildir. Böceklerdeki bu üstün mekanizmayı var eden, onlara bütün bunları ilham eden Allah'tır.
Feromenlerle Haberleşme
Feromenler yoluyla hareket eden canlılar arasında en bilinenleri arı, karınca, termit gibi birlikte yaşayan böceklerdir. Bu canlılardan karada yaşayanlar izlerini toprağa bırakırlar. Bu kimyasal izler, böceklerin gezindiği tüm ortamlarda; ağaçlarda, dallarda, yapraklarda ve meyvelerde olabilir. Havadaki izler ise uçan böcekler tarafından bırakılır ve sürekli yenilenmeleri gerekir. Koku yoluyla etkili olan cinsiyet feromenleri bu gruba girer. Peki bu canlılar yaydıkları bu özel esansları nasıl kullanırlar?
Böcekler boyutlarının küçüklüğü, uçabilme ve hızlı hareket edebilme gibi özellikleri nedeniyle, çok geniş alanlara yayılabilen canlılardır. Bu özellikleri, üremeleri için ilk anda sorun oluşturacakmış gibi görünebilir. Ancak bu durum, feromenler sayesinde ortadan kalkmıştır. Pek çok böcek, kendi türünden bir başka böceğin varlığını, yaydığı feromeni sayesinde keşfedebilir ve onun izini sürebilir.
Koku yoluyla etkili olan cinsiyet feromenleri erkek ve dişi böceklerin birbirlerini bulmalarını sağlar. Örneğin Limantridae ailesinden bir kelebek türünde, dişinin vücudunun son kısmından havaya salgıladığı kokuyu erkek güçlü antenleriyle algılar. Erkeğin 8 km gibi olağanüstü bir uzaklıktan bile algılayabildiği bu çekici kokuyu, başka hiçbir koku bastıramaz. Bu türün dişisi kanatsız olması nedeniyle hareketsizdir. Erkek, dişinin yalnızca kokusuna kapılarak onu bulur ve çiftleşme gerçekleşir.
Feromen kullanarak haberleşen canlılara verilebilecek önemli örneklerden biri de karıncalardır. Karıncalarda, yuvadan çıkan ilk birey belirli aralıklarla feromen bırakır. Arkasından gelen diğerleri de bu sayede onun izini kolaylıkla takip eder. Bir bireyin bıraktığı kimyasal izlerin diğer bireyler tarafından algılanması; koklama ya da tatma duyusu ile gerçekleşir. İste bu nedenle bizler karıncaları yuvalarına dönüş yolunda tek sıra bir kuyruk halinde görürüz.
Feromenlerle iletişim konusundaki başka bir şaşırtıcı örnek de kiraz sineklerine aittir. Kiraz sineği, yumurtalarını kiraz meyvesine yerleştirdikten sonra, vücudundan salgıladığı bir feromeni meyveye bırakarak yumurtalarını korur. Bu meyveye daha sonra gelen ikinci sinek, feromenin varlığını fark eder ve mesajı anlar. Uğradığı meyve yumurtalarını bırakmak için uygun değildir. İşte bu nedenle kendisine bir başka kiraz meyvesi aramak için oradan uzaklaşır.
Bir canlı, sadece salgıladığı koku sayesinde kendi türüne ait canlıların yerini tespit edebilmekte, her nerede olursa olsun çiftleşmek için bir eş bulabilmektedir. Ancak bu canlılar, ne böylesine özel kokuları geliştirecek bir ortama sahiptir, ne de özel bir üretim yapacak bilince. Eğer sadece 1-2 cm boyundaki bir böcek çevresindekilerle iletişim kurabilecek bir koku meydana getirebiliyor ve bu kokuyu kilometrelerce öteden ayırt ederek verilen mesajı algılayabiliyorsa, bu bize akıllı bir müdahalenin var olduğunu gösterir. Karşımızdaki her güzellik, her kusursuzluk ve her tasarım örneği de bizi şüphesiz üstün ve güçlü olan, herşeyi en mükemmel şekli ile yaratan bir Yaratıcı'ya götürmelidir. Bu Yaratıcı, kuşkusuz bu canlılara koku üretme ve bu yolla haberleşme yeteneği veren alemlerin Rabbi olan Allah'tır.
Moderatör tarafında düzenlendi: