BOKO HARAM NEDİR KİMDİR
Boko Haram afrikada inanançlı müslüman halkların ayaklanmasıdır. Dünyada ve Afrikada silahla savaşarak ayakta kalındığı için siyasi tüm kanalları kapatılmış olan müslümanlar mecburen silahla direnişine başlamışlardır. Silahlı direnişi hiçbir zaman doğru görmeyiz ama dünyada devlet yönetimleri tarafından orman kanunları yürütülmektedir. Fransızlar ve batı, sürekli yandaş halklarına ve hükümetlere silah yardımı yapmakta ve şiddet ile halkı bastırmasını söylemektedir.
Boko haram mecburen gençlerin silahlı direnişi olarak çıkmaktadır. Halkın sesini oluşturmasada halkın isteklerinin oluşturduğu bir uç çıkıştır. Vazgeçilmez bir sonuçtur. Çükü afrkikasda müslümanlar aç bırakılır, bastırılır ve öldürülürdü. Batı inançlı afrika halkına çok çektirmişti.
Afrika’da müslümanlarla hristiyanların bir çatışması vardır. Yönetimlerdeki hristiyan halklar batı desteğiyle çoğunluk mazlum halkları yönetmektedir. Sömürgeci batı ülkeleri yer afrika ülkesinde bulunmaktadır. Bu nedenle özgürlük isteyen orta Afrika cumhuriyeti, mali ve somali gib ülkelerde Fransız askerleri ve deteği ile müslümanlar bastırılmakta ve öldürülmektedir.
Küresel ortamda Boko haramı kötülemek ve küresel kamuoyunda itibarsızlaştırmak için çalışma yaptılar ve medyayı kullandılar. Önce köyleri basan haramiler, yağmalayan insanlar olarak haberleştirdiler sonrada kadın ve çocukları kaçıran terör örgütü gibi nitelediler. Acaba bu yalanlarla insanları ne kadar aldatabilirlerki. Afrikada insanlar özgürlük istiyor, sömürülmek istemiyor, insanca yaşamak istiyor. Baskı ve zulüm altında kalmak istemiyor.
300 kız çocuğunu kaçırdı diye Boko Haram örgütünü yani inananların özgürlük arayışını kötülediler. Bir çetenin yapmış olduğu bu durumu müslümanlara bağlayarak Afrika baharını itibarsızlaştırmak ve müslümanlara karşı kutsal birliktelik kurmak hedefindeydiler. Dünya medyasında meşru olmayan batıl bir kefeye koydular. İnsanlar medya haberiyle aldatıldı. Sonra da saldırı için birlik oluşturup harekete geçtiler.
Afrika’da hristiyan zulmüne karşı müslüman halkların temsili Boko Haram’ da dünya medyasıyla karalanmışlardı. Afrika’da aynı suriye ve Irak gibi bir savaşın içindedir. Orada’da Fransızlar taraftar milislerine ve yönetimlerine inanan halklara karşı silah ve askeri yardım yapmaktadırlar. Ortada kız çocuğu kaçırması gibi uydurma bir yalan ile Boko Haram’ı meşru olmayan bir terör örgütü olarak gösterdiler. Şimdi Aynı durumu Işid’de yapıyorlar. Avrupa ve küresel güçler yandaş yönetimlerini sömürgelerini kaybetmek istemiyorlar. İnsanlar kendi yaşadıkları topraklarda özgürlük ve insanca yaşamak istiyor ama küresel güçler halkları silah ve zorbalıkla bastırıyorlar.
IŞİD’i ve Boko haram’ı terör olarak niteleyen batı medyası bilinçli bir siyaset gütmektedir. Bu bir irade hırsızlığı algı yönetilmesidir. Bu ajan siyasetini Erdoğan’a karşı yürütülen yolsuzluk düzmecesinde de görmüştük. Şeytani anlayışa sahip küresel bozguncuların menfaatlerine yönelik meşru olmayan sinsi siyasettir bu yaşananlar.
Afrika gelişmeye yönelip büyük bir potansiyel barındırıyor. Afrika gelişmek için Türkiye gibi insani değerleri sahiplenecek ve istikrar getirecek bir merkezi gücü bekliyor. İnşaat, tarım, turizm ve her alanda Türkiye gibi ülkeye ihtiyaçları var. Türkiye küresel güç olmaya devam ettikçe istikrar her kıtaya yayılacaktır.
Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslüman ve Hristiyan gruplar arasındaki etnik gerilim sürüyor. Birleşmiş Milletler, Afrika’da kendi çıkarları açısından inananların temizlenmesi ve sürülmesi için bu ülkede asker sayısını artırılması talebiyle Fransa’nın sunduğu tasarıyı oylayacak. Afrika sömürgesini ve yandaş yönetimlerini ellerinde tutmak için mazlum halklara silah ile baskı yapma ve mevcut yönetimleri destekleme çabaları devam ediyor. Fransız birliğinin görev süresini sürekli uzatıyor. Fransa’nın bölgede çok sayıda askeri bulunuyor. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Seleka milislerinin başkent Bangui ve çevresinden çekilmesinin ardından Müslüman nüfus etnik temizlik tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yeni hükümetin ve Fransız askerlerin katliamlara engel olamaması ve hristiyanları bir fiil desteklemesi üzerine Müslümanlar evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Yaloke kentinin en büyük gelir kaynağı olan nehir yatağında altın arama daha önce Müslümanların elindeyken, etnik saldırılardan sonra tamamen Hristiyanların kontrolüne geçmiş.Kaçan Müslümanların işlerine el koyan birçok Hristiyan eski komşularının geri gelmesini istemiyor. BM bölgede etnik temizlik yapıldığı uyarısında bulunurken, Müslüman nüfusun ağırlıklı olarak komşu ülkeler Kamerun ve Çad’a sığındığı kaydedildi.
AFRİKA VE DÜNYA
- Birinci dünya savaşından sonra Afrika’da yönetimler batı egemenliğine geçmişti. Silah gücünü ele geçiren ve savaşla ilerleyen haçlı anlayışı Afrika’da yönetimlere yerleşmişlerdi. Yandaş bölge halklarıyla geri planda derin devlet gibi ülkeleri yönettiler. Madenlerini altın ve elmas yataklarını işlettiler. Halkı da sefalet içinde bıraktılar. Yiyecek lokma bulamayan halkları bastırarak kazanıyorlardı. Resmen bir gasp yaşanıyordu ama bu gasp gizli ve sinsice yürütülüyordu.
- Yıllarca Afrika halkları bu baskı altında yaşadılar. Ve artık bir direniş ve başkaldırı zamanı geldi. 2008 kriziyle gerileyen batı egemenliği zamanla çöküş yaşayacaktır. Çöküşün ve isyanın ilk işaretleri 2012 yılında gözlendi. Şimdi 2014 yılında güç kazanacaktır.
[*]3 kasım güneş tutulmasıyla Allah Afrika üzerinden siyah bir gölge geçirdi. Bu tam güneş tutulmasıydı. Ve tanrı siyah bir kalemle Afrika üzerine bir çizgi çekti ve oradaki şeytani yönetimlerin egemenliğine son verdiğini simgeledi. 2012 yılı ile Afrika’da bir değişim başladı. Batı destekçisi sömürgeci yönetimler Afrika halklarına baskı yapıyorlar ve onları sömürüyorlardı. Afrika ülkelerinde özellikle Müslüman halklar bu baskıcı yönetimlerden çok çektiler. Batı ülkeleri özellikle Fransa, ispanya, İtalya ve Almanya gibi ülkeler Afrika’yı yönetmekte ve sömürmekteydiler. Yandaş halklarına silah dağıttılar ve Afrika’yı kaosta bıraktılar. Halkın egemenliği geleceği zamanlarda darbe yaptırdılar.
[*]Yiyecek lokma bulamayan Afrika halklarının ellerinde son model silahlar vardı. Çoğu Fransız ve Amerikan marka silahlarla Müslümanlara karşı bir blok oluşturdular. Afrika’da Müslüman halklar daima ezildi.
[*]Boko Haram Afrika’da inançlı müslüman halkların ayaklanmasıdır. Dünyada ve Afrika’da silahla savaşarak ayakta kalındığı için siyasi tüm kanalları kapatılmış olan müslümanlar mecburen silahla direnişine başlamışlardır. Silahlı direnişi hiçbir zaman doğru görmeyiz ama dünyada devlet yönetimleri tarafından orman kanunları yürütülmektedir. Fransızlar ve batı, sürekli yandaş halklarına ve hükümetlere silah yardımı yapmakta ve şiddet ile halkı bastırmasını söylemektedir.
[*]Boko haram mecburen gençlerin silahlı direnişi olarak çıkmaktadır. Halkın sesini oluşturmasa da halkın isteklerinin oluşturduğu bir uç çıkıştır. Vazgeçilmez bir sonuçtur. Çünkü Afrika’da müslümanlar aç bırakılır, bastırılır ve öldürülürdü. Batı inançlı Afrika halkına çok çektirmişti.
[*]Afrika’da müslümanlarla hristiyanların bir çatışması vardır. Yönetimlerdeki hristiyan halklar batı desteğiyle çoğunluk mazlum halkları yönetmektedir. Sömürgeci batı ülkeleri yer Afrika ülkesinde bulunmaktadır. Bu nedenle özgürlük isteyen orta Afrika cumhuriyeti, mali ve Somali gibi ülkelerde Fransız askerleri ve desteği ile müslümanlar bastırılmakta ve öldürülmektedir.
[*]Küresel ortamda Boko haramı kötülemek ve küresel kamuoyunda itibarsızlaştırmak için çalışma yaptılar ve medyayı kullandılar. Önce köyleri basan haramiler, yağmalayan insanlar olarak haberleştirdiler sonrada kadın ve çocukları kaçıran terör örgütü gibi nitelediler. Acaba bu yalanlarla insanları ne kadar aldatabilirler. Afrika’da insanlar özgürlük istiyor, sömürülmek istemiyor, insanca yaşamak istiyor. Baskı ve zulüm altında kalmak istemiyor.
[*]300 kız çocuğunu kaçırdı diye Boko Haram örgütünü yani inananların özgürlük arayışını kötülediler. Bir çetenin yapmış olduğu bu durumu müslümanlara bağlayarak Afrika baharını itibarsızlaştırmak ve müslümanlara karşı kutsal birliktelik kurmak hedefindeydiler. Dünya medyasında meşru olmayan batıl bir kefeye koydular. İnsanlar medya haberiyle aldatıldı. Sonra da saldırı için birlik oluşturup harekete geçtiler.
[*]Afrika’da Hristiyan zulmüne karşı müslüman halkların temsili Boko Haram’ da dünya medyasıyla karalanmışlardı. Afrika’da aynı Suriye ve Irak gibi bir savaşın içindedir. Orada da Fransızlar taraftar milislerine ve yönetimlerine inanan halklara karşı silah ve askeri yardım yapmaktadırlar. Ortada kız çocuğu kaçırması gibi uydurma bir yalan ile Boko Haram’ı meşru olmayan bir terör örgütü olarak gösterdiler. Şimdi Aynı durumu Işid’de yapıyorlar. Avrupa ve küresel güçler yandaş yönetimlerini sömürgelerini kaybetmek istemiyorlar. İnsanlar kendi yaşadıkları topraklarda özgürlük ve insanca yaşamak istiyor ama küresel güçler halkları silah ve zorbalıkla bastırıyorlar.
[*]IŞİD’i ve Boko haram’ı terör olarak niteleyen batı medyası bilinçli bir siyaset gütmektedir. Bu bir irade hırsızlığı algı yönetilmesidir. Bu ajan siyasetini Erdoğan’a karşı yürütülen yolsuzluk düzmecesinde de görmüştük. Şeytani anlayışa sahip küresel bozguncuların menfaatlerine yönelik meşru olmayan sinsi siyasettir bu yaşananlar.
[*]Afrika gelişmeye yönelip büyük bir potansiyel barındırıyor. Afrika gelişmek için Türkiye gibi insani değerleri sahiplenecek ve istikrar getirecek bir merkezi gücü bekliyor. İnşaat, tarım, turizm ve her alanda Türkiye gibi ülkeye ihtiyaçları var. Türkiye küresel güç olmaya devam ettikçe istikrar her kıtaya yayılacaktır.
[*]Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslüman ve Hristiyan gruplar arasındaki etnik gerilim sürüyor. Birleşmiş Milletler, Afrika’da kendi çıkarları açısından inananların temizlenmesi ve sürülmesi için bu ülkede asker sayısını artırılması talebiyle Fransa’nın sunduğu tasarıyı oylayacak. Afrika sömürgesini ve yandaş yönetimlerini ellerinde tutmak için mazlum halklara silah ile baskı yapma ve mevcut yönetimleri destekleme çabaları devam ediyor. Fransız birliğinin görev süresini sürekli uzatıyor. Fransa’nın bölgede çok sayıda askeri bulunuyor. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Seleka milislerinin başkent Bangui ve çevresinden çekilmesinin ardından Müslüman nüfus etnik temizlik tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yeni hükümetin ve Fransız askerlerin katliamlara engel olamaması ve hristiyanları bir fiil desteklemesi üzerine Müslümanlar evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Yaloke kentinin en büyük gelir kaynağı olan nehir yatağında altın arama daha önce Müslümanların elindeyken, etnik saldırılardan sonra tamamen Hristiyanların kontrolüne geçmiş.Kaçan Müslümanların işlerine el koyan birçok Hristiyan eski komşularının geri gelmesini istemiyor. BM bölgede etnik temizlik yapıldığı uyarısında bulunurken, Müslüman nüfusun ağırlıklı olarak komşu ülkeler Kamerun ve Çad’a sığındığı kaydedildi.
[*]Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslüman ve Hristiyan gruplar arasındaki etnik gerilim sürüyor. Birleşmiş Milletler, Afrika’da kendi çıkarları açısından inananların temizlenmesi ve sürülmesi için bu ülkede asker sayısını artırılması talebiyle Fransa’nın sunduğu tasarıyı oylayacak. Afrika sömürgesini ve yandaş yönetimlerini ellerinde tutmak için mazlum halklara silah ile baskı yapma ve mevcut yönetimleri destekleme çabaları devam ediyor. Fransız birliğinin görev süresini sürekli uzatıyor. Fransa’nın bölgede çok sayıda askeri bulunuyor. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Seleka milislerinin başkent Bangui ve çevresinden çekilmesinin ardından Müslüman nüfus etnik temizlik tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yeni hükümetin ve Fransız askerlerin katliamlara engel olamaması ve hristiyanları bir fiil desteklemesi üzerine Müslümanlar evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Yaloke kentinin en büyük gelir kaynağı olan nehir yatağında altın arama daha önce Müslümanların elindeyken, etnik saldırılardan sonra tamamen Hristiyanların kontrolüne geçmiş.Kaçan Müslümanların işlerine el koyan birçok Hristiyan eski komşularının geri gelmesini istemiyor. BM bölgede etnik temizlik yapıldığı uyarısında bulunurken, Müslüman nüfusun ağırlıklı olarak komşu ülkeler Kamerun ve Çad’a sığındığı kaydedildi.
[*]Orta Afrika Cumhuriyeti çöküşün eşiğinde. Ülkenin 300 bin vatandaşı mülteci durumunda bulunuyor.
[*]Batı Afrika’da kontrol altına alınamayan Ebola salgını nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı hızla artıyor.En tehlikeli virüsler arasında gösterilen Ebola, Gine, Sierra Leone ve Liberya’da hızla yayılıyor.Dünya Sağlık Örgütü virüsün yayılmasını engellemek için 4 aylık süreye ihtiyaç duyulduğunu açıkladı:“Bu şimdiye kadar karşılaştığımız en zorlu Ebola salgınlarından biri. Çünkü salgın bugüne dek görmediğimiz kadar geniş bir coğrafi alana yayılmış durumda. ” Ebola’nın ilk kez 1976’da ortaya çıkan en ölümcül türünün yeniden görüldüğünü belirtti: “Şu anda karşılaştığımız en agresif Ebola türü, “Zaire türü” dediğimiz virüs. Bu virüs bulaştığı her 10 insandan 9’unu öldürüyor.” Bulaşıcı virüsün kesin bir tedavisi bulunmuyor.
[*]300 bin müslüman yer değiştirdi. Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki olaylar sebebiyle bir çok müslüman göç etti.
[*]Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki Müslüman toplumun büyük korku yaşadığını ve kendi evlerinden kaçmak için BM'den yardım istedikleri açıklandı.
[*]Afrika gelişmeye yönelip büyük bir potansiyel barındırıyor. Afrika gelişmek için Türkiye gibi insani değerleri sahiplenecek ve istikrar getirecek bir merkezi gücü bekliyor. İnşaat, tarım, turizm ve her alanda Türkiye gibi ülkeye ihtiyaçları var. Türkiye küresel güç olmaya devam ettikçe istikrar her kıtaya yayılacaktır.
[*]ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Güney Sudan'daki çatışmaların durmasını ve tarafların çatışma bölgelerine insani yardımların ulaştırılmasına izin vermelerini istedi. Hem müslümanlara fırsat vermeyin diyorlar. Hem de çatışmaların durdurulmasını resmi kanaldan istiyorlar.
[*]Mali Başbakanı Musa Mara’nın ülkenin kuzeyini ziyareti sırasında yaşanan olaylar gerilimi tırmandırdı. Hükümet, cumartesi günü ayrılıkçı Tuareg militanları ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışma sonucu 36 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından bölgede kontrolleri sıkılaştırdı. Başbakan Mara, 28 kamu görevlisinin de kaçırıldığı olaylara ilişkin sert konuştu: “Bu savaş ilanını hesaba katarak ki bu daha başka bir anlama gelmiyor; Mali Cumhuriyeti bundan böyle savaş halindedir. Biz bu duruma uygun bir karşılık vereceğiz elbette.”