MURATS44
Özel Üye
Bonsai; ağaçları özel saksılarda, özel tekniklerle budayarak, şekillendirerek ve bodurlaştırarak büyüterek estetik bir görüntü kazandırma sanatıdır.
(Bon : tepsi, tabak; sai : bitki). Bonsai ağaçları genetik olarak farklı değildir. Küçük yapraklı olanlar tercih edilmekle beraber bonsai, doğadaki büyüklüğüne bakmaksızın herhangi bir ağaçtan olabilir. Doğadaki şeklini aynen kopyalamaya gerek yoktur. Bu konuda kendi estetiğinizi ve hayalgücünüzü sergilemek esastır. Ancak ne olursa olsun bonsai doğal görünmeli, insan eli değdiği belli edilmemelidir.
Ağaç ve saksısı şekil, desen ve renkleriyle bir bütünlük oluşturmalıdır. Bonsai ağacın kendisi değil ağaç ve saksı arasındaki görsel uyumdur.
Ağacı bir saksıya dikmek ve gelişmesine bırakmak yeterli değildir. Bu şekilde bitki ağaç gibi durmayacak ve ömrü de uzun olmayacaktır. Gövde kalınından incesine tüm dallar şekillendirilerek ve gerekirse kesilerek uygun görüntü elde edil- meye çalışılır. Ağacın şekli belirginleştikten sonra düzenli kesim ve budamalarla son şekil elde edilir.Bir bonsai bir çalıdan çok ağaca benzemelidir. Ağaçta belirli yaprak kümeleri ve aralarında belirgin boşluklar vardır, çalıda ise yapraklar tek bir küme oluşturur. Budama size uygun dal yapısını belirginleştirme imkanı verir.
Bonsai, yaşayan ağaçlara duyulan saygıyı ve bu ağaçların yaşamasını konu alan bir sanattır. Bonsailer minyatür olmalarına rağmen çevremizde gördüğümüz ağaçlardan hiçbir farkları yoktur. Genel bir yanlış anlama da bonsainin özel bir tür ağaç zannedilmesidir. Evet bazı ağaçlar bonsai için diğerlerinden daha sık kullanılır fakat bonsai odunsu gövdeli hemen her türden yapılabilir. Küçük yapraklı, kısa yaprak düğümleri bulunan (yapraklar arası boşluk) türler ile minyatür meyve ya da çiçekler genellikle daha uygundur. Klasik bonsailerin büyük çoğunluğu Japon Karaçamı (Pinus Thunbergii), 5 ibreli çam veya Japon Akçamı (Pinus Parvifolia), Shimpaku ardıcı(Jüniperus chinensis ”Shimpaku”) ve Japon Akçaağacı (Acer Palmatum)dır.
Her bitki veya fidandan Bonsai yapılamaz. Seçilecek bitkinin Bonsai’nin süs ve görünüm değerini devam ettirebilmesi bakımından bazı koşullara sahip olması gereklidir. Örneğin: Bitkinin yaprakları olabildiğince sık fakat küçücük olup çekici bir güzelliğe sahip olmalıdır. Bitki dört mevsimde de güzellik ve çekiciliğini koruyabilmelidir.
Bitki ya da ağaç seklini kolaylıkla koruyabilmeli ve uzun ömürlü olmalıdır. Bitki ya da ağaç dayanıklı, saksıda yetiştirilmeye uygun olmalı ve özel koruyucu önlemlere gerek göstermemelidir.
Japonya’da Bonsai için en uygun bitki türleri çam ve meşe familyalarından gelen kızıl cam, kara çam, Ezo ladini, ardıç, sedir, dikenli ardıç gibi dört mevsim boyu yapraklarını dökmeyen ağaçlar ve mevsimlere göre yaprak dökmekle birlikte dayanıklı türlerden Kaede çınarı, Japon gri kabuklu karaağaç, kayın, Çin ayvası, kiraz ve Japon kayısısıdır.
Bu arada bazı yetiştiriciler çoban püskülü ya da dikenli defne veya Japonya’da “himeshara” adıyla anılan kamelya türünden bir ağacın Bonsai örneklerini başarılı bir şekilde yetiştirmeye başlamışlardır. Bazı yetiştiriciler de Japonya’da “sansho” adı verilen Japonya’ya özgü bir çeşit biber ağacının Bonsai örneklerini yetiştirmektedirler. Bu tür ağaçların Bonsai örneklerini yetiştirmek çok daha fazla sabır, özen ve bakım isteyen bir iştir, özellikle “himeshara” ağacının Bonsai örneklerinde en azından 24 ile 30 ağacın bir arada yetiştirilmesi ve sonuç olarak ortaya bir himeshara korusunun çıkması gerekiyor. Çünkü doğada da bu ağaçlar koruluklar halinde bulunmaktadır. Yıllar süren bir çalışmadan sonra artık olgunluk çağına erişen Bonsai örnekleri son şekillerini, yetiştiricinin estetik anlayışına göre seçtiği bir tepsinin üstünde bulurlar. Tepsinin üstünde Bonsai örneğinin doğal çevresi büyük bir ustalıkla yansıtılır.
Herhangi bir Bonsai örneğinin değerlendirilmesinde göz önünde tutulacak unsurlar ağacın kökleri, gövdesi ve dallarının görünümüdür. Bu üç unsur değerlendirmenin üç temeli olarak kabul edilse de görünüm ve sekil yine de ana kriter sayılmamalıdır. Zira, iyi bir Bonsai örneğinde bütünüyle bir uyum, güzellik ve karakter bulunmalıdır.
Bugün Japonya’da Bonsai sahibi olanların büyük bir çoğunluğu bunları miras yoluyla devralmıştır. Ama onlar da hayatları boyunca bu son derece tatminkar hobiyi sürdürürler. Kentlerde oturan apartman sakinleri balkonlarında, ya da evlerinin bahçelerinde Bonsai ile uğraşırken kendilerini doğanın kucağında hissederler ve bir dereceye kadar kentleşmenin kaçınılmaz sonucu olan doğadan uzaklaşmanın eksikliğini gidermiş olurlar.
Japonya’da birçok Bonsai derneği kurulmuştur. Bu derneklerin çoğu şirketlerin bünyesinde oluşturulmuştur. Bu kuruluşların en büyüğü olan Japonya Bonsai Derneği, kar gütmeyen bir kuruluş olarak 1965 yılında eski başbakanlardan Shigeru Yoshida’nm başkanlığında kurulmuştur. Shigeru Yoshida’nm vefatından sonra dernek başkanlığını devralan Nobusuke Kishi de Japonya’nın eski başbakanlarındandır. Derneğin ülkede 239 şubesi bulunmaktadır.
1964 yi1ında Tokyo Olimpiyat Oyunları sırasında Japonya’da bir araya gelen 94 ülkenin temsilcileri, Tokyo’nun Hibiya Parkı’nda kurulan Japonya Bonsai Suiseki Sergisini izlemek olanağı bulmuşlardı. 1964 yılından sonra bu konudaki uluslararası ilişkilerde büyük bir artış kaydedildi ve 19 Nisan 1980 tarihinde Osaka’da Dünya Bonsai Kongresi toplandı. Kongrede 11 ülkenin Bonsai öğretmenleri bir araya gelerek dünya çapında bir Bonsai Federasyonu kurulması kararını aldılar.
Bir tek tohumdan minyatür de olsa yüzyıllar boyu yasayacak bir ağacın yetiştirilmesini temel alan Bonsai kavramı artık evrensel bir nitelik kazanmış durumdadır. Bonsai tutkusu bütün dünyada barışı sağlayacak köprülerin kurulmasına ve dünya ulusları arasında iyi niyet ve kardeşlik duygularının geliştirilmesine son derece olumlu katkılarda bulunabilecek bir sanat dalı olarak önemini daima koruyacaktır.
Dış mekan bonsailerinde bir özellik olarakta yapılan hatalardan biri balkon mermerine direk koyulmasıdır. Güneşten ısınan mermer bonsailerin tabaklarının porselen olmasından dolayı daha fazla su kaybına neden olmaktadır ve zaman içerisinde ağacın kurumasına neden olmaktadır. Bonsai tabaklarının altına ısıyı direkt iletmeyecek,altına bir tahta parçasının üstüne koyulmasıdır,aynı zamanda tabak ve mermer arasındaki ısı kaybının azalması toprağın daha uzun nemli kalmasını sağlıyacaktır.
Toprak hazırlama esnasında ufak ponsa taşlarının konulmasını önerilir, bu taşlar suyu tutacağı gibi ayrıca tabak içerisinde su kalmadığında bu taş haznesine aldığı suyu geri verecektir.
Ağacımızın Toprak durumu,toprağın nemli olması, ağacımızı koyacağımız yerin özelliğine göre bir yerde Güneşi sevmesi yada gölgeyi sevmesi bunlarda ağacımızın gelişimi için önemli unusurudur.
Geniş Yapraklı (Çınar,Acer vb.) ağaçlarda daha su gereksinimi arttığı için bu tür ağaçların daha çok suya ihtiyaç duydukları için toprakta ki nem ve su oranı devamlı kontrollü olması gerekmektedir.
Bonsailerinizi Sulama da, bulunduğunuz Şehrin, iklim özelliğine göre değişiklikler gösterecektir, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında su gereksinimlerinin artacağını unutmayınız.
1- Bonsainizi Aydınlık ve havadar bir yerde muhafaza etmek gerekir.
2- Sulama işlemini zaman bağlamayınız. Toprağın nemli olması gereklidir. Toprak nemi azaldığında sulama yapınız
3- Sulamaya toprağın üzerinden ve iki aşamada yapınız. İlk aşamada toprağın yüzeyini yavaşça sulayarak suyu emebilir hale getiriniz. İkinici aşamada,tüm toprak hacmi sulanacak şekilde sulama yapınız.
4- Dış mekan bonsaileri kışı dışarıda geçirmelidir.
5- Başta Lodos ve Klima,Vantilatör gibi rüzgarlardan koruyunuz.
6- Bir haftadan uzun süren seyahatlerinizde, ona bakabilecek birisine emanet etmek gerekmektedir.
7- Sera etkisinden (Yazın Arabanın içi v.b.) korumak gerekmektedir.
Ülkemizde bonsai konusunda çok eksikliklerimiz olduğu ve dünya genelinin çok gerisinde olduğumuz gibi bonsai toprağı konusunda da büyük eksikliklerimiz ve yanlışlarımız bulunmakta.
Genelde gördüğüm ve benim de zamanında yaptığım büyük yanlış, bildiğimiz bahçe toprağını veya doğadan temin ettiğimiz, gerek humuslu, gerek killi, gerekse çürümüş yaprak örtüsü gibi değişik yapıdaki toprakların kullanımıydı ki bizim için zaten sorunlar da burada başlıyordu.
Çok su tutan veya hiç su tutmayan, geçirgenliği çok düşük veya çok yüksek olan, tüm bunların yanı sıra steril olmadığı için mantar, zararlı yumurtaları, mikroskobik zararlılar gibi unsurları içeren bahçe/orman toprağı, hatta bonsailerimiz için zararlı olabilecek içeriğe sahip ve bu içeriğini bilmediğimiz toprak bonsailerimiz için büyük tehdit anlamına gelmektedir.
Bonsailerimiz için kullanabileceğimiz toprağı organik ve inorganik olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz:
– Ağaç kabukları
– Spagnum yosunu, ağaç yosunları, vs.
– Torf
– Bahçe toprağı
– Kompost
– Organik gübre
Diyatomit
Arkillit/Turface
Zeolit
İri taneli kum/ince çakıl
Perlit
Vermikülit
Skorya
Ponza taşıAkadama
Haydite/Hydroton/Seramis (Fırınlanmış kil parçacıkları)
Kanuma
Lava taşı
-Akçaağaç (Acer) : Acer Palmatum’lar Japonya, Çin ve Kore’ye özgü, 5 uçlu yaprakları olan küçük ağaçlar ve çalı türleridir.
Doğada bulunan yüzlerce değişik türü vardır. Palmatumlar diğer akçaağaç (acer) türlerinden 5 uçlu yaprakları ile ayrılırlar. Hemen hemen tüm bonsai tekniklerine uyumlu olmaları, güzel yaprakları ve etkileyici dal yapıları ile bonsai dünyasında oldukça popülerdirler.
-Ardıç (Juniper) : Ardıçlar yeni geliştirilen türleriyle büyütmesi, budaması ve eğitmesi kolay olan; sağlam , çiçek açmayan herzaman yeşil bir conifer türüdür. Oldukça hızlı büyüyen ve tepkiler veren bir aile türüdür. Ardıçlar uzun ve iz süren dalları sayesinde hemen hemen bütün bonsai stillerine uygundurlar (Broom dışında). Dalları tekrar şekil vermeye ve ve telle sekillendirmeye uygundur.
-Göknar (Abies) : Soguk ortamlari tercih eden yaprak dökmeyen agaç cinsidir. Dogada 25 metreye kadar büyüyebilen piramidimsi agaçlardir.
-Akasya (Robinia) : Akasyalar, üzerinde dikenleri olan sicak hava agaçlaridir. Kışın oda içinde bekletilmesi gerekir. Ancak bazı türleri kış soğuklarını da severler. Akasyalara bazen Altın Mimozalar dendiği de olur. Akasyalar bazen tohumlarini verdikten sonra tohumlardan çiçek de açabilirler ama, bonsai olarak yetistirilirken çiçek açmasi daha da güçlesir.
-Zelkova : (İç Mekan) Kış aylarında güneş alan ama serin bir yerde tutulmalıdır. Nem miktarı korunmalıdır. Don olayları bittikten sonra Mayıs ayından itibaren dışarıya konulmalı ve sonbahara kdar dışarda kalmalıdır. (Yapraklarının doğal olarak dökülmesi sağlanmalı.) (Dış Mekan) Dış mekan zelkovaları -5°C a kadar dayanabilen türlerdir ama bu sıcaklık düşerse korunmaya ihtiyaçları vardır. Karanlık garaj yada ev dışı mekanlarda tutulabilinirler.
-Şimşir (Buxus) : Şimşir doğal ortamındada küçük olan ve küçük yapraklara sahip bonsai yapmak için çok güzel bir ağaçtır. En uygun türleri bonsai yapmak için : Buxus microphylla/ Japanese Box and Buxus sempervirens/ Common Box ( ŞiMŞiR)
-Cüce Nar (Pomegranate) : Akdeniz ve Asya yöresinin bitkisidir. Zar zor diktörtgeni andıran, parlak yaprakları olan, koni biçimli değişik renklerde çiçekleri olan bir türdür. Çiçekler daha sonra sarı derili ve kırmızıya kaçan meyvalara dönüşür. Çiçek açmaları için 13-16 sonbahar derecelerine ihtiyaç duyarlar.
-Muşmula (Cotoneaster) : 200′ü aşkın türe sahiptir; bunların içinde herdemyeşil yarı yeşil ve her yıl yapraklarını döken çeşitleri vardır.
-Söğüt (Salix/Willow) : Söğüt 300 e yakın türü olan ve genelde yaprak döken bir cinstir. Nerdeysen bütün dünyada bulunan bir ağaç olan söğütün genellikle basit, tam veya dişlenmiş, değişimli yaprakları vardır. Çoğu söğütü türü enerjik ve güçlü bir büyüme karakterine sahiptir ve ihmal edilmeye çok toleranslıdır. Bonsaide en çok kullanılan türü Salix Babylınica’dır
-Çamlar (Pines) : İlkbahar yaz ve sonbahar aylarında sürekli güneşli mekanlarada tutulmaları gerekir. Yetersiz güneş ışığı alırlarsa iğneleri uzayacaktır ve gölgede kalan dallar öleceklerdir. Sert kış koşularına dayanabilsede köklerinin dondan koruması gerekmektedir.
Bir çok ağaç bonsai bitkisi haline getirilebilir. En önemli özellikleri budama işleminde kurumaya olan eğilimleridir. Bonsailer budama işleminde hemen yeni ışgınlarla büyümeye eğilim gösterirler. Seçilen türler halk dilinde “küsmeyen” türlerden olmalıdır.
(Bon : tepsi, tabak; sai : bitki). Bonsai ağaçları genetik olarak farklı değildir. Küçük yapraklı olanlar tercih edilmekle beraber bonsai, doğadaki büyüklüğüne bakmaksızın herhangi bir ağaçtan olabilir. Doğadaki şeklini aynen kopyalamaya gerek yoktur. Bu konuda kendi estetiğinizi ve hayalgücünüzü sergilemek esastır. Ancak ne olursa olsun bonsai doğal görünmeli, insan eli değdiği belli edilmemelidir.
Ağaç ve saksısı şekil, desen ve renkleriyle bir bütünlük oluşturmalıdır. Bonsai ağacın kendisi değil ağaç ve saksı arasındaki görsel uyumdur.
Ağacı bir saksıya dikmek ve gelişmesine bırakmak yeterli değildir. Bu şekilde bitki ağaç gibi durmayacak ve ömrü de uzun olmayacaktır. Gövde kalınından incesine tüm dallar şekillendirilerek ve gerekirse kesilerek uygun görüntü elde edil- meye çalışılır. Ağacın şekli belirginleştikten sonra düzenli kesim ve budamalarla son şekil elde edilir.Bir bonsai bir çalıdan çok ağaca benzemelidir. Ağaçta belirli yaprak kümeleri ve aralarında belirgin boşluklar vardır, çalıda ise yapraklar tek bir küme oluşturur. Budama size uygun dal yapısını belirginleştirme imkanı verir.
Bonsai, yaşayan ağaçlara duyulan saygıyı ve bu ağaçların yaşamasını konu alan bir sanattır. Bonsailer minyatür olmalarına rağmen çevremizde gördüğümüz ağaçlardan hiçbir farkları yoktur. Genel bir yanlış anlama da bonsainin özel bir tür ağaç zannedilmesidir. Evet bazı ağaçlar bonsai için diğerlerinden daha sık kullanılır fakat bonsai odunsu gövdeli hemen her türden yapılabilir. Küçük yapraklı, kısa yaprak düğümleri bulunan (yapraklar arası boşluk) türler ile minyatür meyve ya da çiçekler genellikle daha uygundur. Klasik bonsailerin büyük çoğunluğu Japon Karaçamı (Pinus Thunbergii), 5 ibreli çam veya Japon Akçamı (Pinus Parvifolia), Shimpaku ardıcı(Jüniperus chinensis ”Shimpaku”) ve Japon Akçaağacı (Acer Palmatum)dır.
Bonsai Malzemesinin Seçimi
Her bitki veya fidandan Bonsai yapılamaz. Seçilecek bitkinin Bonsai’nin süs ve görünüm değerini devam ettirebilmesi bakımından bazı koşullara sahip olması gereklidir. Örneğin: Bitkinin yaprakları olabildiğince sık fakat küçücük olup çekici bir güzelliğe sahip olmalıdır. Bitki dört mevsimde de güzellik ve çekiciliğini koruyabilmelidir.
Bitki ya da ağaç seklini kolaylıkla koruyabilmeli ve uzun ömürlü olmalıdır. Bitki ya da ağaç dayanıklı, saksıda yetiştirilmeye uygun olmalı ve özel koruyucu önlemlere gerek göstermemelidir.
Japonya’da Bonsai için en uygun bitki türleri çam ve meşe familyalarından gelen kızıl cam, kara çam, Ezo ladini, ardıç, sedir, dikenli ardıç gibi dört mevsim boyu yapraklarını dökmeyen ağaçlar ve mevsimlere göre yaprak dökmekle birlikte dayanıklı türlerden Kaede çınarı, Japon gri kabuklu karaağaç, kayın, Çin ayvası, kiraz ve Japon kayısısıdır.
Bu arada bazı yetiştiriciler çoban püskülü ya da dikenli defne veya Japonya’da “himeshara” adıyla anılan kamelya türünden bir ağacın Bonsai örneklerini başarılı bir şekilde yetiştirmeye başlamışlardır. Bazı yetiştiriciler de Japonya’da “sansho” adı verilen Japonya’ya özgü bir çeşit biber ağacının Bonsai örneklerini yetiştirmektedirler. Bu tür ağaçların Bonsai örneklerini yetiştirmek çok daha fazla sabır, özen ve bakım isteyen bir iştir, özellikle “himeshara” ağacının Bonsai örneklerinde en azından 24 ile 30 ağacın bir arada yetiştirilmesi ve sonuç olarak ortaya bir himeshara korusunun çıkması gerekiyor. Çünkü doğada da bu ağaçlar koruluklar halinde bulunmaktadır. Yıllar süren bir çalışmadan sonra artık olgunluk çağına erişen Bonsai örnekleri son şekillerini, yetiştiricinin estetik anlayışına göre seçtiği bir tepsinin üstünde bulurlar. Tepsinin üstünde Bonsai örneğinin doğal çevresi büyük bir ustalıkla yansıtılır.
Herhangi bir Bonsai örneğinin değerlendirilmesinde göz önünde tutulacak unsurlar ağacın kökleri, gövdesi ve dallarının görünümüdür. Bu üç unsur değerlendirmenin üç temeli olarak kabul edilse de görünüm ve sekil yine de ana kriter sayılmamalıdır. Zira, iyi bir Bonsai örneğinde bütünüyle bir uyum, güzellik ve karakter bulunmalıdır.
Bugün Japonya’da Bonsai sahibi olanların büyük bir çoğunluğu bunları miras yoluyla devralmıştır. Ama onlar da hayatları boyunca bu son derece tatminkar hobiyi sürdürürler. Kentlerde oturan apartman sakinleri balkonlarında, ya da evlerinin bahçelerinde Bonsai ile uğraşırken kendilerini doğanın kucağında hissederler ve bir dereceye kadar kentleşmenin kaçınılmaz sonucu olan doğadan uzaklaşmanın eksikliğini gidermiş olurlar.
Japonya’da birçok Bonsai derneği kurulmuştur. Bu derneklerin çoğu şirketlerin bünyesinde oluşturulmuştur. Bu kuruluşların en büyüğü olan Japonya Bonsai Derneği, kar gütmeyen bir kuruluş olarak 1965 yılında eski başbakanlardan Shigeru Yoshida’nm başkanlığında kurulmuştur. Shigeru Yoshida’nm vefatından sonra dernek başkanlığını devralan Nobusuke Kishi de Japonya’nın eski başbakanlarındandır. Derneğin ülkede 239 şubesi bulunmaktadır.
1964 yi1ında Tokyo Olimpiyat Oyunları sırasında Japonya’da bir araya gelen 94 ülkenin temsilcileri, Tokyo’nun Hibiya Parkı’nda kurulan Japonya Bonsai Suiseki Sergisini izlemek olanağı bulmuşlardı. 1964 yılından sonra bu konudaki uluslararası ilişkilerde büyük bir artış kaydedildi ve 19 Nisan 1980 tarihinde Osaka’da Dünya Bonsai Kongresi toplandı. Kongrede 11 ülkenin Bonsai öğretmenleri bir araya gelerek dünya çapında bir Bonsai Federasyonu kurulması kararını aldılar.
Bir tek tohumdan minyatür de olsa yüzyıllar boyu yasayacak bir ağacın yetiştirilmesini temel alan Bonsai kavramı artık evrensel bir nitelik kazanmış durumdadır. Bonsai tutkusu bütün dünyada barışı sağlayacak köprülerin kurulmasına ve dünya ulusları arasında iyi niyet ve kardeşlik duygularının geliştirilmesine son derece olumlu katkılarda bulunabilecek bir sanat dalı olarak önemini daima koruyacaktır.
BONSAİ BAKIMI
Dış mekan bonsailerinde bir özellik olarakta yapılan hatalardan biri balkon mermerine direk koyulmasıdır. Güneşten ısınan mermer bonsailerin tabaklarının porselen olmasından dolayı daha fazla su kaybına neden olmaktadır ve zaman içerisinde ağacın kurumasına neden olmaktadır. Bonsai tabaklarının altına ısıyı direkt iletmeyecek,altına bir tahta parçasının üstüne koyulmasıdır,aynı zamanda tabak ve mermer arasındaki ısı kaybının azalması toprağın daha uzun nemli kalmasını sağlıyacaktır.
Toprak hazırlama esnasında ufak ponsa taşlarının konulmasını önerilir, bu taşlar suyu tutacağı gibi ayrıca tabak içerisinde su kalmadığında bu taş haznesine aldığı suyu geri verecektir.
Ağacımızın Toprak durumu,toprağın nemli olması, ağacımızı koyacağımız yerin özelliğine göre bir yerde Güneşi sevmesi yada gölgeyi sevmesi bunlarda ağacımızın gelişimi için önemli unusurudur.
Geniş Yapraklı (Çınar,Acer vb.) ağaçlarda daha su gereksinimi arttığı için bu tür ağaçların daha çok suya ihtiyaç duydukları için toprakta ki nem ve su oranı devamlı kontrollü olması gerekmektedir.
Bonsailerinizi Sulama da, bulunduğunuz Şehrin, iklim özelliğine göre değişiklikler gösterecektir, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında su gereksinimlerinin artacağını unutmayınız.
1- Bonsainizi Aydınlık ve havadar bir yerde muhafaza etmek gerekir.
2- Sulama işlemini zaman bağlamayınız. Toprağın nemli olması gereklidir. Toprak nemi azaldığında sulama yapınız
3- Sulamaya toprağın üzerinden ve iki aşamada yapınız. İlk aşamada toprağın yüzeyini yavaşça sulayarak suyu emebilir hale getiriniz. İkinici aşamada,tüm toprak hacmi sulanacak şekilde sulama yapınız.
4- Dış mekan bonsaileri kışı dışarıda geçirmelidir.
5- Başta Lodos ve Klima,Vantilatör gibi rüzgarlardan koruyunuz.
6- Bir haftadan uzun süren seyahatlerinizde, ona bakabilecek birisine emanet etmek gerekmektedir.
7- Sera etkisinden (Yazın Arabanın içi v.b.) korumak gerekmektedir.
Toprak
Ülkemizde bonsai konusunda çok eksikliklerimiz olduğu ve dünya genelinin çok gerisinde olduğumuz gibi bonsai toprağı konusunda da büyük eksikliklerimiz ve yanlışlarımız bulunmakta.
Genelde gördüğüm ve benim de zamanında yaptığım büyük yanlış, bildiğimiz bahçe toprağını veya doğadan temin ettiğimiz, gerek humuslu, gerek killi, gerekse çürümüş yaprak örtüsü gibi değişik yapıdaki toprakların kullanımıydı ki bizim için zaten sorunlar da burada başlıyordu.
Çok su tutan veya hiç su tutmayan, geçirgenliği çok düşük veya çok yüksek olan, tüm bunların yanı sıra steril olmadığı için mantar, zararlı yumurtaları, mikroskobik zararlılar gibi unsurları içeren bahçe/orman toprağı, hatta bonsailerimiz için zararlı olabilecek içeriğe sahip ve bu içeriğini bilmediğimiz toprak bonsailerimiz için büyük tehdit anlamına gelmektedir.
Bonsailerimiz için kullanabileceğimiz toprağı organik ve inorganik olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz:
Organik bileşenler:
– Ağaç kabukları
– Spagnum yosunu, ağaç yosunları, vs.
– Torf
– Bahçe toprağı
– Kompost
– Organik gübre
İnorganik bileşenler:
Diyatomit
Arkillit/Turface
Zeolit
İri taneli kum/ince çakıl
Perlit
Vermikülit
Skorya
Ponza taşıAkadama
Haydite/Hydroton/Seramis (Fırınlanmış kil parçacıkları)
Kanuma
Lava taşı
Bonsai Çeşitleri
-Akçaağaç (Acer) : Acer Palmatum’lar Japonya, Çin ve Kore’ye özgü, 5 uçlu yaprakları olan küçük ağaçlar ve çalı türleridir.
Doğada bulunan yüzlerce değişik türü vardır. Palmatumlar diğer akçaağaç (acer) türlerinden 5 uçlu yaprakları ile ayrılırlar. Hemen hemen tüm bonsai tekniklerine uyumlu olmaları, güzel yaprakları ve etkileyici dal yapıları ile bonsai dünyasında oldukça popülerdirler.
-Ardıç (Juniper) : Ardıçlar yeni geliştirilen türleriyle büyütmesi, budaması ve eğitmesi kolay olan; sağlam , çiçek açmayan herzaman yeşil bir conifer türüdür. Oldukça hızlı büyüyen ve tepkiler veren bir aile türüdür. Ardıçlar uzun ve iz süren dalları sayesinde hemen hemen bütün bonsai stillerine uygundurlar (Broom dışında). Dalları tekrar şekil vermeye ve ve telle sekillendirmeye uygundur.
-Göknar (Abies) : Soguk ortamlari tercih eden yaprak dökmeyen agaç cinsidir. Dogada 25 metreye kadar büyüyebilen piramidimsi agaçlardir.
-Akasya (Robinia) : Akasyalar, üzerinde dikenleri olan sicak hava agaçlaridir. Kışın oda içinde bekletilmesi gerekir. Ancak bazı türleri kış soğuklarını da severler. Akasyalara bazen Altın Mimozalar dendiği de olur. Akasyalar bazen tohumlarini verdikten sonra tohumlardan çiçek de açabilirler ama, bonsai olarak yetistirilirken çiçek açmasi daha da güçlesir.
-Zelkova : (İç Mekan) Kış aylarında güneş alan ama serin bir yerde tutulmalıdır. Nem miktarı korunmalıdır. Don olayları bittikten sonra Mayıs ayından itibaren dışarıya konulmalı ve sonbahara kdar dışarda kalmalıdır. (Yapraklarının doğal olarak dökülmesi sağlanmalı.) (Dış Mekan) Dış mekan zelkovaları -5°C a kadar dayanabilen türlerdir ama bu sıcaklık düşerse korunmaya ihtiyaçları vardır. Karanlık garaj yada ev dışı mekanlarda tutulabilinirler.
-Şimşir (Buxus) : Şimşir doğal ortamındada küçük olan ve küçük yapraklara sahip bonsai yapmak için çok güzel bir ağaçtır. En uygun türleri bonsai yapmak için : Buxus microphylla/ Japanese Box and Buxus sempervirens/ Common Box ( ŞiMŞiR)
-Cüce Nar (Pomegranate) : Akdeniz ve Asya yöresinin bitkisidir. Zar zor diktörtgeni andıran, parlak yaprakları olan, koni biçimli değişik renklerde çiçekleri olan bir türdür. Çiçekler daha sonra sarı derili ve kırmızıya kaçan meyvalara dönüşür. Çiçek açmaları için 13-16 sonbahar derecelerine ihtiyaç duyarlar.
-Muşmula (Cotoneaster) : 200′ü aşkın türe sahiptir; bunların içinde herdemyeşil yarı yeşil ve her yıl yapraklarını döken çeşitleri vardır.
-Söğüt (Salix/Willow) : Söğüt 300 e yakın türü olan ve genelde yaprak döken bir cinstir. Nerdeysen bütün dünyada bulunan bir ağaç olan söğütün genellikle basit, tam veya dişlenmiş, değişimli yaprakları vardır. Çoğu söğütü türü enerjik ve güçlü bir büyüme karakterine sahiptir ve ihmal edilmeye çok toleranslıdır. Bonsaide en çok kullanılan türü Salix Babylınica’dır
-Çamlar (Pines) : İlkbahar yaz ve sonbahar aylarında sürekli güneşli mekanlarada tutulmaları gerekir. Yetersiz güneş ışığı alırlarsa iğneleri uzayacaktır ve gölgede kalan dallar öleceklerdir. Sert kış koşularına dayanabilsede köklerinin dondan koruması gerekmektedir.
Bir çok ağaç bonsai bitkisi haline getirilebilir. En önemli özellikleri budama işleminde kurumaya olan eğilimleridir. Bonsailer budama işleminde hemen yeni ışgınlarla büyümeye eğilim gösterirler. Seçilen türler halk dilinde “küsmeyen” türlerden olmalıdır.